- Katılım
- 2 Haziran 2005
- Mesajlar
- 13,887
- Reaksiyon puanı
- 2,155
- Puanları
- 113
Merhaba arkadaşlar.
Bugün, 4 Nisan. Türk siyasi tarihinin en önemli isimlerinden Alparslan Türkeş'in vefatının yıldönümü.
Bugünle ilgili bir de Tweet paylaştım. Ama orada yazdıklarımdan fazlasını, burada paylaşmak isterim.
Alparslan Türkeş, benim için neden önemli?
1980'de Ankara'da doğdum. Babamın işi ve aldığı kararları sonucu, Anadolu'da birçok ilde kaldık. Dünya görüşümün oturduğu, ortaokul ve lise yıllarımın büyük kısmı, Yozgat'ın Yerköy ilçesinde geçti. İlçenin o zamanki nüfusu 28.000 idi. Toplamda gezebileceğiniz 4 sokağı olan, şirin bir ilçeden bahsediyorum.
O zamanlarda gençlerin gidebileceği sokak dışındaki sosyal ortamlar; kahvehane, cami, Ülkü Ocakları idi. Ailemin de tavsiyesi ile bu yıllarımın bir kısmı, Ülkü Ocakları'nda geçti.
Bahsettiğim yıllar, 1989-1996 arası (1980 doğumluyum).
Şu sıralar Ülkü Ocakları dendiğinde, akla gelen ilk kelimelerle o zamanki Ülkü Ocakları arasında çok fark var.
Bizim gibi yetişmekte olan çocuklar için matemtik, fen, hadis, beden eğitimi gibi yardımcı dersler veriliyordu. Bu derslerde eğitim verenler, kendi alanında uzman olan, ilçede de şahsiyetleriyle büyüklerimiz tarafından saygı gören ve örnek gösterilen değerli şahsiyetlerdi.
Kavga çıkarmanın akılcı bir iş olmadığı, ilim ve fen ile insanın ülkesine değer katacağı, sağlam kafanın sağlam vücutta olması için sporun şart olduğu konuşuluyordu.
İhtiyaç sahibi kimselerin işlerine gönüllü olarak koşturuyorduk.
Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun daha öncesinde Ülkü Ocakları Başkanı iken ortaya koyduğu vizyon, devam ettirilmeye çalışılıyordu.
Yazacak daha çok şey var, belki ilerleyen zamanlarda yazarım.
O zamanlar, derinden inandığım bu davanın başında, ülkesini ve milletini seven, aynı dili konuşan insanların tek bayrak altında toplanması için ömrünü harcayan Alparslan Türkeş vardı.
Kendisini, ilçemizde bir kez gördüm. Söylemlerinden, insanlığından, duruşundan etkilendim.
Türkeş'in vefat ettiği 1997 yılında başladığım üniversitede, izlediğim siyasetten ve siyasi ayağı olan sivil toplum örgütlerinden uzak durmaya karar verdim.
Merhum Alparslan Türkeş'e olan saygım ve sevgim, halen devam etmektedir.
Bugün, 4 Nisan. Türk siyasi tarihinin en önemli isimlerinden Alparslan Türkeş'in vefatının yıldönümü.
Bugünle ilgili bir de Tweet paylaştım. Ama orada yazdıklarımdan fazlasını, burada paylaşmak isterim.
Alparslan Türkeş, benim için neden önemli?
1980'de Ankara'da doğdum. Babamın işi ve aldığı kararları sonucu, Anadolu'da birçok ilde kaldık. Dünya görüşümün oturduğu, ortaokul ve lise yıllarımın büyük kısmı, Yozgat'ın Yerköy ilçesinde geçti. İlçenin o zamanki nüfusu 28.000 idi. Toplamda gezebileceğiniz 4 sokağı olan, şirin bir ilçeden bahsediyorum.
O zamanlarda gençlerin gidebileceği sokak dışındaki sosyal ortamlar; kahvehane, cami, Ülkü Ocakları idi. Ailemin de tavsiyesi ile bu yıllarımın bir kısmı, Ülkü Ocakları'nda geçti.
Bahsettiğim yıllar, 1989-1996 arası (1980 doğumluyum).
Şu sıralar Ülkü Ocakları dendiğinde, akla gelen ilk kelimelerle o zamanki Ülkü Ocakları arasında çok fark var.
Bizim gibi yetişmekte olan çocuklar için matemtik, fen, hadis, beden eğitimi gibi yardımcı dersler veriliyordu. Bu derslerde eğitim verenler, kendi alanında uzman olan, ilçede de şahsiyetleriyle büyüklerimiz tarafından saygı gören ve örnek gösterilen değerli şahsiyetlerdi.
Kavga çıkarmanın akılcı bir iş olmadığı, ilim ve fen ile insanın ülkesine değer katacağı, sağlam kafanın sağlam vücutta olması için sporun şart olduğu konuşuluyordu.
İhtiyaç sahibi kimselerin işlerine gönüllü olarak koşturuyorduk.
Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun daha öncesinde Ülkü Ocakları Başkanı iken ortaya koyduğu vizyon, devam ettirilmeye çalışılıyordu.
Yazacak daha çok şey var, belki ilerleyen zamanlarda yazarım.
O zamanlar, derinden inandığım bu davanın başında, ülkesini ve milletini seven, aynı dili konuşan insanların tek bayrak altında toplanması için ömrünü harcayan Alparslan Türkeş vardı.
Kendisini, ilçemizde bir kez gördüm. Söylemlerinden, insanlığından, duruşundan etkilendim.
Türkeş'in vefat ettiği 1997 yılında başladığım üniversitede, izlediğim siyasetten ve siyasi ayağı olan sivil toplum örgütlerinden uzak durmaya karar verdim.
Merhum Alparslan Türkeş'e olan saygım ve sevgim, halen devam etmektedir.
