Allah'a adanmış zaman: İtikaf

Bu konuyu okuyanlar

AliA

Müdavim
Emektar
Katılım
29 Haziran 2007
Mesajlar
64,457
Reaksiyon puanı
527
Puanları
0
itkfcmaek.jpg


İtikâf, insanın kendisiyle hesaplaşması ve Allah’a yönelmesi için bir fırsat. Ramazan’ın son on gününde itikâfa girmek sünnet, ancak herhangi bir zamanda camiye namaz kılmak için girerken yapılan bir niyetle bile itikaf sevabına kavuşmak mümkün.

İş hayatı, aile hayatı, günlük koşuşturmalar derken insanın dönüp de kendine bakmaya, Rabb’iyle buluşmaya fırsatı olmuyor. Her seferinde yoğunluk bahane edilerek farz ibadetler bile tam olarak yerine getirilmiyor. Tam da bu noktada insanın kendisini hesaba çekmesi, manevi hayatına çeki düzen vermesi için unutulmaya yüz tutmuş bir sünnet olan itikâf iyi bir fırsat. İbadet amacıyla belli kurallar çerçevesinde insanın camide kalarak gerçekleştirdiği bu sünnet daha çok Ramazan’da akıllara geliyor. Hz. Aişe Validemiz, Efendimiz (sas)’in Ramazan’ın son on gününde itikâfa girdiğini rivayet ediyor: “Resul-i Ekrem (sas) Ramazan ayının son on gününde itikâfa girerdi. O bu sünnetine vefatına kadar devam etmiştir. Sonra onun ardından hanımları itikâfa girmiştir.” Efendimiz (sas) her sene Ramazan’ın son on günü Mescid-i Nebevi’de Hz. Aişe’nin odasına bitişik olan hurma sütununun dibindeki bir minder üzerinde itikâfa çekiliyordu. “Kadir Gecesi’ni Ramazan’ın son on gününde arayınız.” hadisinde belirtilen müjde, itikâfın bu dönemde yapılmasının önemli bir sebebi. İtikâf, Kur’an-ı Kerim’de de bahsi geçen bir ibadet. Nitekim Bakara Sûresi’nin 187. ayetinde “Mescidlerde itikâfta bulunduğunuz zaman kadınlara yaklaşmayın.” buyrulmakta.

Sadece Ramazan’a özel değil

İtikâfın sadece Ramazan ayında yapılabildiği algısı doğru değil. Öyle ki kişi herhangi bir sebeple camiye girerken itikâfa niyetlense orada kaldığı süre boyunca itikâf sevabı alır. Kişinin belli dönemlerde vakit buldukça birkaç saatliğine de olsa itikâfa girmesi tavsiye ediliyor. Çünkü bu ibadet, insanın kendini sorgulayabilme, nefsini terbiye etme ve Allah’a yakın olma fırsatını sunuyor. Bu süreçte az uyuyan kişi gece ibadetlerine alışıyor. Gıybetten, haramdan uzak kaldığı için direkt olarak birçok günahtan kendini sakındırmış oluyor. Dünya hayatının karmaşasından uzak kalan kişi, psikolojik olarak da rahatlama hissediyor. İtikafa giren kişiye gücünün yettiği kadar namaz kılması, Kur’an-ı Kerim ve tefsir okuması, tövbe etmesi, dua ve niyazda bulunması, gereksiz şeyler konuşmaması ve Allah’ın varlığına, birliğine ve kudretine dair düşüncelere dalması tavsiye ediliyor.

‘Farz olmayan amelleri sürekli yapmamızı sağlıyor’

İsmet Köksal 26 yaşında bir mimar. 22 yaşındayken iki arkadaşıyla Ramazan’ın son 10 gününde itikafa girmeye niyet etmiş. Başakşehir 1. Etap Hacı Ahmet Camii’nde imamdan izin alarak itikâfa giren Köksal, 10 gün boyunca hiç dışarı çıkmamış. O günleri şöyle anlatıyor: “10 gün boyunca gece ve gündüz süren bir itikafa girdim. Camiden dışarı hiç çıkmadım. İftarı cami cemaatinin getirdiği ikramlarla sahuru ise peynir, zeytin ve çayla yaptım. Günde ortalama dört saat uyuyordum. Farz namazların haricinde kaza namazları kılıyor, nafile ibadetler yapıyordum. Bol bol Kur’an-ı Kerim meali ve tefsiri okudum. Ayrıca itikâf süresince cami cemaatine gönüllü olarak Arapça dersi veren bir hocadan Arapça dersleri aldım. Efendimiz (sas)’in ‘Kadir Gecesi’ni son on günde ve tek rakamlı gecelerde arayınız.’ hadisinden hareketle diğer iki arkadaşımla birlikte özellikle tek rakamlı geceleri bol zikir ve dua ile geçirdik.” İtikâftan sonra, önceki hayatına göre ibadetlerine daha da dikkat ettiğini söyleyen Köksal, herkesin ömründe en az bir kere bu güzelliği yaşamasını tavsiye ediyor: “İtikâf, farz ibadetlerin haricinde bir müminin yapması gereken meal okuma, tesbihat gibi amellerin hayata entegre edilmesini sağlıyor. Çalışan kişilerin izin imkanları varsa iş hayatından ve stresinden uzaklaşıp Ramazan’ı hakkıyla yaşamaları ve geri kalan tüm hayatlarına yayabilmeleri için itikâfı tavsiye ediyorum.”

‘Manevî hayatımın yeni bir başlangıcıydı’

Hakan İnce 45 yaşında, işadamı. Yoğun iş hayatı ve dünya meşgaleleri arasında koştururken manevi hayatıyla ilgili hiçbir şey yapamadığını fark eder ve yeni bir başlangıç yapmaya niyetlenir. Ramazan ayı içinde olması sebebiyle itikafın onun için en iyi başlangıç olacağını düşünür: “10 günlük itikaf sanki o zamana kadar eksik bıraktığım her şeyi tamamlamak için büyük bir fırsattı. Sadece farz namazlarımı kılıyor, Kur’an-ı Kerim okumayı ise hep erteliyordum. Bu süre zarfında Kur’an’a yöneldim, bol bol tefsir ve meal okudum, nafile namazlar kıldım.” İtikafın özellikle psikolojik olarak birçok olumlu etkisini gördüğünü söylüyor İnce: “Ruhsal olarak tam bir çöküş devresindeydim. Tüm hayatım işim olmuştu. Ancak bu on günde kendimle baş başa kalma, kendimi dinleme fırsatım oldu. Allah’la baş başa kalmış gibi hissetmek beni çok etkiledi. Bol bol dua ve tövbe ettim.” İnce, özellikle kendini iş hayatına fazla kaptıranlara hem hayata geliş gayesini hatırlamak hem de ruhen dinlenmek için itikafı tavsiye ediyor.

Allah ile kurulan özel irtibat...

İtikâfa girmek için sadece Ramazan’ı beklemek gerekmiyor. Özellikle çocuğu olan ev hanımları 10 günlük sürenin kendilerine çok fazla geleceğini düşünerek itikâfın güzelliklerinden mahrum kalıyor. Oysa ki herhangi bir zaman diliminde evde odalarına çekilip ya da bir camide namaz sonrası birkaç saatliğine itikâfa girebilirler. Erkekler yalnızca camilerde itikafa girebilirken hanımların itikaf için evleri içinde bir yer tahsis etmeleri yeterli. 32 yaşındaki Ebru Sağlam, dört defa itikâfa girmiş. Herhangi bir vakit namazı sonrası ortalama iki saat camide kalıyor. Caminin en müsait, en sakin ve konuşma ihtiyacı hissetmeyeceği bir köşesini seçiyor. Kur’an-ı Kerim okuyor, nafile namaz kılıyor ve dua ediyor. Bunun kendisini manevi olarak rahatlattığını söylüyor: “İtikâfı farz ibadetler haricinde Allahü Teala ile ayrıca bir irtibat kurmak gibi görüyorum. Rutin harici bir şey olduğu için bu da beni rahatlatıyor, stres atıyorum.” Sağlam, insanın kendisini bir adım öteye götürmesi için zaman zaman itikâfa girmesi gerektiğini düşünüyor: “İllaki Ramazan’ın son on gününü beklemek şart değil. Herhangi bir zamanda fırsat buldukça dünya hayatından kopup iç dünyamıza yönelmek ve Allah’la özel bir irtibat kurmak için bunu yapmak gerekiyor.”

İtikâf çeşitleri

İtikâfı daha çok Ramazan’ın son 10 günü yapılır diye biliriz. Oysa ki itikâf yapılış amaçlarına göre üçe ayrılır.

Vacip itikaf bunlardan ilkidir ve adamak suretiyle yapılır. Vacip olan itikafın en kısa süresi bir gündür ve bu itikâf süresince gündüzleri oruç tutmak gerekir. Hz. Ömer’in vacip itikâfla ilgili şunu söylediği rivayet edilir: “Resulullah (sas)’e Mescid-i Haram’da bir gece itikâfta bulunmayı adamıştım, “Ne yapayım?’ diye sordum Resulullah (sas) de ‘Adağını yerine getir’ buyurdu.”

Sünnet olan itikâf Efendimiz (sas)’in Ramazan’ın son 10 gününde girmiş olduğu itikâftır. Bu aynı zamanda müekked sünnettir. Yani Efendimiz’in farz olmadığı halde devamlı olarak yaptığı, nadiren terk ettiği amellerden biridir.

Müstehap olan itikâfın belirli bir vakti yoktur. En az bir gün olması tavsiye edilir. Ancak herhangi bir zamanda bir saatliğine ya da daha az bir süreyle bile yapılabilir. Hatta namaz için camiye gelen bir kimse itikâfa niyet ederse camide bulunduğu sürede itikafta sayılır. Bu amaçla bazı camilerin kapılarına “Neveytü’l-itikaf” (İtikâfa niyet ettim) levhası asılıp cemaatin camide bulunduğu sürede bu berekete de kavuşabilecekleri hatırlatılır.

İtikâfta dikkat edilmesi gerekenler

Mutlaka itikâfa niyet edilmeli.

Kişinin aklı başında ve temiz olması gerekir.

İtikafa girilen yer cemaatle namaz kılınan bir cami olmalı.

Kadınlar en az bir gün sürecek itikafa camilerde değil evlerinde mescid gibi belirledikleri bir odada girebilir.

Vacip olan itikâfta oruç tutmak gerekir.

Mümkün olduğunca gereksiz konuşmalardan kaçınmalı, abdest ve tuvalet ihtiyacı haricinde camiden dışarı çıkılmamalı.

Zaruri ihtiyaçlar dışında camiden dışarı çıkılması itikâfı bozar. Çünkü itikafta olan kişinin yemesi, içmesi ve uyuması camide olmalıdır.

Cami görevlisine başvurmak şart

İtikafa giren kişinin yeme içme ihtiyaçlarını kendi imkanlarıyla karşılaması gerekiyor. Ancak birçok camide dernek, vakıf veya belediyeler tarafından da bu ihtiyaçlar karşılanabiliyor.

İtikafa girmek isteyenlerin cami görevlilerine başvurup kayıt yaptırması şart. Bu başvurular ilçe müftülüğüne iletiliyor, mülki amirin uygun görmesi halinde onaylanıyor.

Zaman
 

marancı

Müdavim
Katılım
6 Haziran 2013
Mesajlar
1,740
Reaksiyon puanı
1
Puanları
36
Şu güzel ibadetleri yapabilmek ne güzel şey. Elini eteğini çekipte.
 
Üst