Alın verin ekonomiye can verin

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan bulmeh
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

bulmeh

Profesör
Katılım
26 Temmuz 2007
Mesajlar
1,653
Reaksiyon puanı
14
Puanları
218
Radyo ve televizyonlarda bir reklam “dönüyor”. Her biri sahasında isim sahibi kişilerin rol aldığı bir reklam. Ekonomi profesörü Deniz Gökçe bakkal amca; gazeteci-ekonomi köşe yazarı Meliha Okur çiçekçi; Merkez Bankası'nın eski Başkanı Yaman Törüner oyuncakçı; eski bankacı WWF-Doğal Hayatı Koruma Derneği Başkanı Akın Öngör de simitçi rolünde. Her biri seyirciyi küçücük bir şey alarak, bir sakız, bir simit, bir oyuncak, bir gül, ekonomiyi hareketlendirmeye çağırıyor.

Reklamın ikna gücü hemen hemen hiç yok.

Hele bir gül alın önerisi fakirler için ayranı yok içmeye diye devam eden ve elbette devamını buraya yazamayacağım atasözünü çağrıştırıyor.

Reklamın ikna gücü hiç yok çünkü içinde bulunduğumuz Ramazan ayının uhrevi damarından istifade etmeyi, insanları “önce sen” çağrısına dahil etmeyi hiç düşünmemişler. Dolayısıyla reklamın fazlasıyla seküler dili yardımlaşma ruhuna dahil edemiyor “seyreden”leri.

Ekonomiyi canlandırmaya soyunanlar bir kola reklamı kadar “içten” olmayı göze alamıyor. Biliyorsunuz ülkemizde “Ramazan ruhunu”, yaptığı kampanyalarla kendi hanesine dahil etmeye çalışan ilk ürün kola, onu takiben şeker-çikolata sanayi oldu. Şimdilerde aşk ve şevk ile csm operatörleri sürdürüyor bu “geleneği”.

Ramazan ayı boyunca “alın verin ekonomiye can verin” diyen didaktik cümleler kurmak yerine; İslam'ın infak anlayışını ortaya çıkaracak, Ramazan'da hediyeleşmenin önemini hatırlatacak metinler ortaya konabilseydi, insanlar arasında muhabbet artar, artan muhabbet ekonomiye katkı sağlardı. Bu katkı bir gül, bir sakız almanın katkısıyla mukayese edilmeyecek boyutlarda olurdu üstelik.

Kapitalizmle asla barışmayacağımız yer tam da burasıdır işte. Kapitalizm önce ekonomi önce ekonomi diye inler/ünler, İslam önce insan önce insan diye. İslamiyet'te ticaret helaldir. Özendirilmiştir. Neden? Çünkü alış-veriş esnasında muhabbet artar, alan el de veren el de bir ihtiyacı karşılamış olmanın huzurunu tadar. Oysa kapitalizmde önemli olan bir ihtiyacın karşılanması değildir. Önemli olan piyasaya sürülmüş ürünün ihtiyacı olsun olmasın birileri tarafından tüketilmesidir. Biri hiç alamazken öteki yüz tane almış kapitalist sistem bunu hiç dert etmez. Çünkü ürün insanlar için değildir. İnsan ürünler içindir.

II-

“Alın verin ekonomiye can verin” diyenler insanı atlayarak ekonomiyi merkeze alıyor. Oysa önemli olan insanın merkezde olmasıdır. Sorumluluk sahibi bir suje olarak merkezde olması. Sorumluluk sahibi suje, geleneksel adıyla mükellef.

Her birimizin sorumluluğunu yerine getirmesine ihtiyacı var dünyanın. Kuru kuruya almalara vermelere, nefsini şımartmaya değil.

Her birimizde yaptığını en iyi yapan olma şuuru olmadıkça kilitli kaldığımız bu yerden çıkamayacağız.

En iyi öğrenci, en iyi evlat, en iyi komşu, en iyi ev sahibi, en iyi öğretmen, en iyi doktor, en iyi tezgahtar ve elbette en iyi işveren. Çalıştırdığı işçinin alnının teri kurumadan hakkını veren işveren.

Önce liyakat testi.

Diyeceksiniz iyi nedir?

İyilik önce sen demekle başlar. Arkasından yapabileceğinin en iyisini yapmakla devam eder.

Bireyci olmadan birey olabildiğimizde kapılar açılacak.

Başkalarının alanını daraltmadığımızda; farklılığa evet, “ötekiliğe” hayır dediğimizde kim tutar bizi!!!

Öteki diye bir şey yok. Öteki benim azgın nefsimdir ancak dediğimizde sırtımızda kanatlarımız olacak inanın.

“Dünya yanıyor ben şunu eksik yaptığım için” diyecek kadar kendimizi gidişattan mesul tuttuğumuzda “buradan” çıkacağız.

İnanın çıkacağız.

Bir yılın muhasebesini yapalım. Yaptığımız en iyi ve en kötü şeyleri düşünelim.

En uzaktaki için ağlarken en yakındakini ağlatmamayı başarmak zorundayız.
Defterimizi kontrol edelim. Şurada “Hesap günü” ne kaldı

Fatma K. Barbarosoğlu / YeniŞafak
 

braveheart.fb

Profesör
Katılım
21 Mart 2009
Mesajlar
1,985
Reaksiyon puanı
92
Puanları
228
Tek klimeyle harika bir yazı. Yazarında dediği gibi reklamın inandırıcık payı neredeyse hiç yok. Biz cola reklamında ramazan ve paylaşma duygusun daha iyi yansıtıldığını çok rahat görmüştük. yine yazarında belirtiği gibi şeker reklamlarıda aynı şekilde saygı ve paylaşma üzerine kuruludu. Bu reklamda "alında ne adına nasıl alırsanız hiç önemli değil" tarzı mesajlar veriliyor. Sanki millette para varda almıyor.
 

kryyltkn

Doçent
Katılım
13 Nisan 2009
Mesajlar
520
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
İslami bir yorum kokuyor bu yazı resmen kendi tarafına çekmiş hiç beğenmedim islam ile ekonominin ne alakası var. O zaman çiçek yerine tespih satan bir amca, bakkal yerine başörtü satan bir kadın koysalardı daha etkileyici olurdu.
 

RunoadeS

Asistan
Katılım
27 Ocak 2009
Mesajlar
475
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
Bu alın-verin reklamları çok saçma geldi bana. braveheart.fb'nin yazdığı gibi sanki para içinde yüzüyoruz da pintiliğimizden bir sakız bile almıyoruz havası yaratılmış.
 

ZorhaK

Rektör
Katılım
24 Kasım 2008
Mesajlar
10,757
Reaksiyon puanı
259
Puanları
243
İkici başlığa kadar olan kısımları çok beğendim..

Ama ''gerçekten de öyle o reklemler'' demiyeceğim.Çünkü yazarın bu yazısını okuyana kadar hiç o gözle bakmamıştım.

Şimdi yazarın etksinde kalıp ''hay ağzına sağlık berbat reklamlar'' dersem kendi adıma yalan söylemiş olurum:)

Bize düşündürdüklerinden ötürü teşekkürler yazar.
 

metins-1

Öğrenci
Katılım
7 Eylül 2009
Mesajlar
17
Reaksiyon puanı
0
Puanları
1
İslami bir yorum kokuyor bu yazı resmen kendi tarafına çekmiş hiç beğenmedim islam ile ekonominin ne alakası var. O zaman çiçek yerine tespih satan bir amca, bakkal yerine başörtü satan bir kadın koysalardı daha etkileyici olurdu.

Niye, Müslümanlar tespih ve başörtünün dışında bir şey satın almıyorlarmı? :D
 
Üst