legolas4444
Profesör
- Katılım
- 1 Mayıs 2008
- Mesajlar
- 1,367
- Reaksiyon puanı
- 16
- Puanları
- 218
AKP İktidarının Din Tüccarlığı (1)
Bu gün Türkiye; kendisini İslam Dünysını bölme, parçalama ve yok etme politikası olarak bilinen ve kısaca adına " BOB " veya " GOP" ( Büyük Orta Doğu veya Genişletilmiş Orta Doğu Projesi ) denilen bir projenin eş başkanı olduğunu bizzat kendi ağzıyla ilan ve itiraf etmiş bir başbakan tarafından yönetilmektedir. Öyle bir başbakan düşünün ki Allah ve kitap ağzından düşmesin, her fırsatta dini ve dince kutsal sayılan ne kadar değer varsa hepsini istismar etsin aynı zamanda da Yahudi ve Hıristiyanların baş dostu ve arkadaşı olsun tabiri caizse öksürürken dahi onlara danışsın... Devlet ve devletin kurumları ve muhalefetle kavgalı olan ve bu kavgayı neredeyse düşmanlık derecesine kadar götüren İmam Hatip mezunu ERDOĞAN'ın " KAFİRLERİ DOST ve VELİ EDİNMEYİNİZ " ( Al-i İmran suresi ayet: 28 ) ayeti kerimesinin mesajını almış olması ve bu mesaja uygun hareket etmesi gerekirdi. Bu hususta Sevgili Peygamberimiz de " Kişi dostunun dini üzerinedir " buyuruyor.
Bu Sayın Genelbaşkan ve Başbakan 30 bin kişinin katiline " SAYIN " , şehide " KELLE " demiş ve bu suçu sabit görülerek mahkeme tarafından mahkum edilmiştir. İşin garip tarafı yurtdışında yapmış olduğu açıklamada " SAYIN ÖCALAN, fikirlerinden dolayı değil aldığı kellelerden dolayı yargılanmaktadır..." derken; aynı zamanda " biz O'nu bölücü fikirlerinden dolayı yargılamıyoruz..." diyerek, dolaylı yönden APO'nun fikirlerinin suç olmadığını kabül ve beyan etmiştir. Bize göre bu açıklama " Apo'ya " Sayın " ve şehide " Kelle " demekten daha büyük bir suçtur. O'nun " Türklüğe hakareti suç olmaktan çıkaran ve ya hafifleten Anayasamızın 301. maddesini değiştirme çabalarının ve ' Türk Milleti ' kavramı yerine " TÜRKİYELİLİK " gibi ucube kavramları ortaya atmasının altında da hep bu ruh hali ve Türklük kavramı ile ilgili olan problemi vardır.
Sayın Başbakan iş üretip, aş ve iş sahası açacağına bol bol laf üretmektedir. Ne de olsa kendisi bizim gibi İmam Hatip Okulu mezunudur; ' Hatiplik ' dersi almıştır. Halbuki bize hatiplik dersi halkı aldatmak için değil, irşad etmek, uyarmak için verilmiştir.
Sayın Erdoğan'ın başında bulunduğu bu iktidarın politikalarının temelini baş örtüsü dahil, dini ve dince kutsal sayılan değerleri istismar etmek, dış politikalarının temelini Yahudi ve Hıristiyan dostluğu ve teslimiyetçilik, ekonomik uygulamalarının temelini babalar gibi satmak ve rantiyecilik- faizcilik oluşturmaktadır. Bu gün Türkiye'de Bankacılık ve Finans sektöründe söz hakkı tamamen yabancıların eline geçmiş durumdadır. Tabiri caizse: Türkiyeden, dışarıya bir oluk açılmış ve bu oluktan her gün milyonlarca dolar para dışarı harıl harıl akmaktadır. Türk insanı ödediği faiz yükü ile kendi ülkesinde garip ve yabancı durumuna düşmüş yabancılara çalışmaktadır. Kendisini " Muhafazakar Demokrat " olarak ilan eden ve dindar olarak gösteren bir iktidarın bu ağır faiz politikalırından azar azar da olsa uzaklaşması gerekirken bu vahşi faiz politikasına dört elle sarılması aklın alacağı bir iş değildir. Halbuki " Faizin en küçüğünün günahı Kabe önünde kişinin anası ile zina etmesi gibidir." buyuruyor Peygamberimiz.Nerede dindarlık? nerede muhafazakarlık? Nerede Müslümanlık?
Yüce Allah, bütün bunların hesabını bunlardan soracaktır. Sayın AKPliler haklarında açılan kapatma davasına biraz da bu pencereden bakıp bir " İLAHİ TOKAT " la karşı karşıya olduklarının farkındamıdırlar acaba?
++++++++++++++++++++++++++++++
MUHARREM GÜNAY SIDDIKOĞLU;
M.Günay SIDDIKOĞLU[/URL]
[/FONT]
Bu gün Türkiye; kendisini İslam Dünysını bölme, parçalama ve yok etme politikası olarak bilinen ve kısaca adına " BOB " veya " GOP" ( Büyük Orta Doğu veya Genişletilmiş Orta Doğu Projesi ) denilen bir projenin eş başkanı olduğunu bizzat kendi ağzıyla ilan ve itiraf etmiş bir başbakan tarafından yönetilmektedir. Öyle bir başbakan düşünün ki Allah ve kitap ağzından düşmesin, her fırsatta dini ve dince kutsal sayılan ne kadar değer varsa hepsini istismar etsin aynı zamanda da Yahudi ve Hıristiyanların baş dostu ve arkadaşı olsun tabiri caizse öksürürken dahi onlara danışsın... Devlet ve devletin kurumları ve muhalefetle kavgalı olan ve bu kavgayı neredeyse düşmanlık derecesine kadar götüren İmam Hatip mezunu ERDOĞAN'ın " KAFİRLERİ DOST ve VELİ EDİNMEYİNİZ " ( Al-i İmran suresi ayet: 28 ) ayeti kerimesinin mesajını almış olması ve bu mesaja uygun hareket etmesi gerekirdi. Bu hususta Sevgili Peygamberimiz de " Kişi dostunun dini üzerinedir " buyuruyor.
Bu Sayın Genelbaşkan ve Başbakan 30 bin kişinin katiline " SAYIN " , şehide " KELLE " demiş ve bu suçu sabit görülerek mahkeme tarafından mahkum edilmiştir. İşin garip tarafı yurtdışında yapmış olduğu açıklamada " SAYIN ÖCALAN, fikirlerinden dolayı değil aldığı kellelerden dolayı yargılanmaktadır..." derken; aynı zamanda " biz O'nu bölücü fikirlerinden dolayı yargılamıyoruz..." diyerek, dolaylı yönden APO'nun fikirlerinin suç olmadığını kabül ve beyan etmiştir. Bize göre bu açıklama " Apo'ya " Sayın " ve şehide " Kelle " demekten daha büyük bir suçtur. O'nun " Türklüğe hakareti suç olmaktan çıkaran ve ya hafifleten Anayasamızın 301. maddesini değiştirme çabalarının ve ' Türk Milleti ' kavramı yerine " TÜRKİYELİLİK " gibi ucube kavramları ortaya atmasının altında da hep bu ruh hali ve Türklük kavramı ile ilgili olan problemi vardır.
Sayın Başbakan iş üretip, aş ve iş sahası açacağına bol bol laf üretmektedir. Ne de olsa kendisi bizim gibi İmam Hatip Okulu mezunudur; ' Hatiplik ' dersi almıştır. Halbuki bize hatiplik dersi halkı aldatmak için değil, irşad etmek, uyarmak için verilmiştir.
Sayın Erdoğan'ın başında bulunduğu bu iktidarın politikalarının temelini baş örtüsü dahil, dini ve dince kutsal sayılan değerleri istismar etmek, dış politikalarının temelini Yahudi ve Hıristiyan dostluğu ve teslimiyetçilik, ekonomik uygulamalarının temelini babalar gibi satmak ve rantiyecilik- faizcilik oluşturmaktadır. Bu gün Türkiye'de Bankacılık ve Finans sektöründe söz hakkı tamamen yabancıların eline geçmiş durumdadır. Tabiri caizse: Türkiyeden, dışarıya bir oluk açılmış ve bu oluktan her gün milyonlarca dolar para dışarı harıl harıl akmaktadır. Türk insanı ödediği faiz yükü ile kendi ülkesinde garip ve yabancı durumuna düşmüş yabancılara çalışmaktadır. Kendisini " Muhafazakar Demokrat " olarak ilan eden ve dindar olarak gösteren bir iktidarın bu ağır faiz politikalırından azar azar da olsa uzaklaşması gerekirken bu vahşi faiz politikasına dört elle sarılması aklın alacağı bir iş değildir. Halbuki " Faizin en küçüğünün günahı Kabe önünde kişinin anası ile zina etmesi gibidir." buyuruyor Peygamberimiz.Nerede dindarlık? nerede muhafazakarlık? Nerede Müslümanlık?
Yüce Allah, bütün bunların hesabını bunlardan soracaktır. Sayın AKPliler haklarında açılan kapatma davasına biraz da bu pencereden bakıp bir " İLAHİ TOKAT " la karşı karşıya olduklarının farkındamıdırlar acaba?
++++++++++++++++++++++++++++++
MUHARREM GÜNAY SIDDIKOĞLU;
M.Günay SIDDIKOĞLU[/URL]
[/FONT]