Abdulkadir geylani hz nin hikmetli sözleri

Bu konuyu okuyanlar

Murataltug

Müdavim
Katılım
15 Ekim 2017
Mesajlar
5,873
Reaksiyon puanı
3,096
Puanları
113
Yaş
38
Abdulkadir Geylani (kuddise sirruhu)’dan hikmetli sözler


– Allah’ın muhabbetinde samimi olan, ne ayıp işitir ne de kulağına ayıp gider.


– Müminin âdeti önce düşünüp sonra konuşmaktır. Münafık ise önce konuşur, sonra düşünür.


– Kendine bir ağırlık veren kimsenin hiçbir ağırlığı yoktur.


– Hüzünsüz bir neşe ve darlıksız bir bolluk olmaz.


– İnsan Allah’a kalıbıyla değil, kalbiyle ibadet eder.


– Tasavvuf yolu zahirî ve batınî hükümlere riayet etmeyi ve her şeyden fâni olmayı gerektirir.


– Yerini bilmeyene kader yerini öğretir.


– Sahte rabler boyundan çıkarılıp atılmadıkça, sebeplerle ilişik kesilmedikçe, fayda ve zararı insanlardan bilmeyi terk etmedikçe kurtuluş mümkün değildir.


– Kuran’dan, hakkında tartışarak değil, içindekilerle amel ederek faydalanın!


– Kalp salih olunca daimi zikir elde edilir ve kalbin her tarafına Hakk’ın zikri yazılır. Böyle bir kalbin sahibinin gözleri uyuyabilir ama kalbi Rabbini zikreder.


– Sabır, hayrın temelidir.


– Sağlam bir kalp tevhid, tevekkül, yakin, tevfik, ilim, iman ve kurbiyet ile dolar.


– Mürit tövbesinin gölgesinde, murat ise Rabbinin inayetinin gölgesinde kaimdir.


– İnanan kimse Allah’tan başka kimseden korkmaz ve başkasından hiçbir şey beklemez.


– Zahir fıkhını öğren, sonra batın fıkhına yönel!


– Zahir ilimleri, görünen kısmın ışığıdır. Batın ilimleri ise görünmeyen kısmın.


– Kaderin gelmesinden rahatsız olma, onu kimse döndüremez ve kimse engel olamaz. Takdir olunan şey mutlaka gerçekleşir.


– Salihlerin kalpleri faydayı da zararı da Rablerinden bilir.


– Züht ve tevhidi sağlam olan kişi, halkın elini ve varlığını görmez. Allah’tan başka veren ve üstün kılan görmez.


– Sıddîk gözünün, güneş ve ayın değil, Allah’ın nuruyla bakar.


– Hayânın hakikati, yalnızlıkta ve toplulukta Rab’dan utanmaktır.


– Kalp sırra, sır da Hakk’a itimat ederek sükûn bulur.


– Her çeşit hayır Allah katında, her çeşit şer de başkalarının yanındadır.


– İnsanlar arasında zenginle fakir ayırımı yapan kurtuluşa eremez.


– Bütün insanlar seni kendi menfaati için ister. Allah ise seni senin menfaatin için ister.


– Tasavvuf yolu salihleri görüp onların sohbetlerini ezberlemekle kat edilmez.


– Resulullah hariç her mahluk perdedir; Resulullah ise kapıdır.


– Hak’tan korkanın korkusu arttıkça kalbi ona korkuyu unutmayı öğretir. Onu Hakk’a yakınlaştırır. Ona müjdeler verir.


– Sufîlerden biri demiş ki: “Fâsığın yüzüne ancak arif kullar güler.”


– Bir şeyi hatırlamak Allah’ı unutturuyorsa, o şey o kişi için uğursuzdur.


– Kulun kalbi Rabbine erince Rabbi onu kimseye muhtaç etmez.


– Sufîlerin geceleri gece, gündüzleri de gündüz değildir.


– Sufîler ‘niçin’i, ‘nasıl’ı, ‘yap’-‘yapma’yı unutarak, kendilerini Rablerinin önüne atmışlardır.


– Sufîler ahirete göre akıllı, dünyaya göre delidirler.


– Hakk’ı bulursan eşyayı ondan görürsün. Ne düşmanın kalır, ne üzerinde hakkın olan biri.


– Allah’ı bilen kimsenin O’na karşı iradesi kalmaz.


– Allah’a ancak O’ndan başka her şeyi terk eden kimseler yaklaşabilir.


– Teslim ol, rahat bul!


– Allah’ı arayan O’nu bulur.


– Faydayı ve zararı Allah’ın dışındakilerden bilenler Allah’ın kulu değildir.


– Sufîlerden biri demiş ki: “İnsanlar hakkında Allah’a uy, Allah hakkında insanlara uyma!”


– O’nun uğrunda mücahede edene O hidayet yollarını gösterir.


– Veliliğin şartı gizlenmek, nebiliğin şartı açıklamaktır.


– Nasibin olanı kaybetmezsin, onu senden başkası yiyemez. O başkasının nasibi olmaz.


Nasibini ona hırs göstermekle elde edemezsin.


-Günahların kötü bir kokusu vardır. Allah’ın nuru ile bakanlar bunu anlar, fakat halktan gizler, onları rezil etmezler.


– Akıllı kimse ölümü düşünen ve kaderin getirdiğine razı olandır.


– Allah Teâlâ rızıkların taksimini bitirmiştir. Rızıkta zerre miktarı artma ve eksilme olmayacaktır.


– Dünya herkesi boğacak kadar engin bir denizdir.


– Şöyle denilmiştir: “Şeriatın şahitlik etmediği her hakikat zındıklıktır.”


– Allah’ı tanıyan O’nu sever. O’nu seven O’na uyar.


– Zahid olan kalptir, ceset değil


– İlim kılıç, amel el gibidir. El olmadan kılıç kesmez. Kılıç olmadan da el kesmez.


– Belalar kula Cenab-ı Hakk’ın kapısını çalmayı öğretir.


– Derdi de yaratan O’dur, devayı da. O kendisini öğretmek için belaya müptela kılar. Böylece hem bela verebileceğini, hem de bunu kaldırabileceğini gösterir.


– Rabbinizin kereminden dileyin, icabet etse de etmese de O’ndan isteyin. Çünkü O’ndan istemek ibadettir.


– O’nu tanısaydınız, O’nun önünde dilleriniz lal kesilirdi; kalpleriniz ve diğer uzuvlarınız her hâlinde edepli olurdu.


– Salihlerden birisine “Neyi arzu ediyorsun?” diye sorulduğunda, “Arzu etmemeyi arzu ediyorum.” diye cevap verdi.


– Sufîlerin yolculukları Hakk’a kurbiyet ülkesinde son bulur.


– Allah’ın takdirini O’nun aleyhine delil yapmayın; çalışın, çabalayın.


– Kader üzerinde durup onu delil göstermemiz uygun değildir. Bilakis biz çalışır, çabalar ve ne itiraz ne de tembellik etmeyiz.


– Sufîler Allah Teâlâ’nın kendisinden başka bir şey istemezler. Onlar nimeti değil, nimet bahşedeni, halkı değil Hâlık’ı isterler.


– Sevenle sevmeyen rıza hâlinde değil, hoşnutsuzluk hâlinde belli olur.


– Marifet ve ilim, öz ile kabuğu birbirinden ayırır.


– Akıllı kişi, işlerin başlangıcına değil, sonucuna bakar.


– İnsanların çoğunun helaki, küçük günahları sebebiyledir.


– İlim öyle bir şeydir ki sen bütün varlığını ona adadığın zaman o sana ancak bir parçasını verir.


– Bilgi hayat, bilgisizlik ölümdür.


– Bu ilim [tasavvuf ilmi], kitap sayfalarından değil, Allah erlerinin ağzından alınır.


– Dünya hikmettir, ahiret ise kudret. Hikmet alet ve sebeplere ihtiyaç duyar, kudret ise duymaz.


– Mümin dünyada, zahid ahirette gariptir. Arif ise Allah’ın dışındaki her yerde gariptir.


– Dünya nefslerin, ahiret kalplerin, Allah ise sırların sevgilisidir.


– Arif, Allah’a her an bir öncekine göre daha yakındır.


– Arif hem dünyada, hem de ahirette yabancıdır.


– Nefsine hiçbir hâli ve makamı nispet etme!


– Âdemoğlunun başına gelen her türlü bela, Rabbinden şikâyet etmesi yüzündendir.


– Amelinin karşılığında ödüllendirilmeyi bekleyen, muhlis değildir.


– Her şeyde O’nun isimlerinden bir isim mevcuttur, her şeyin ismi O’nun ismindendir.
 

_X_

Müdavim
Katılım
22 Ağustos 2013
Mesajlar
3,017
Reaksiyon puanı
1,544
Puanları
113
Emeğine Sağlık, Çok Güzel Bir Paylaşım Olmuş.
İstifade Ettirdiğin İçin Teşekkürler.
 
Üst