19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nız Kutlu Olsun

  • Konuyu başlatan Konuyu başlatan AliA
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

AliA

Ordinaryüs
Emektar
Katılım
29 Haziran 2007
Mesajlar
64,456
Reaksiyon puanı
530
Puanları
0
1.jpg



Millî Mücadelenin Atatürk tarafından dile gelen hikâyesinin ilk cümlesi, "1919 senesi Mayısının 19'uncu günü Samsun'a çıktım" ile başlar. Diğer bir deyişle, 19 Mayıs 1919 Millî Mücadelenin fiilen başladığı tarihtir. 19 Mayıs bir başlangıçtır; fikir ve karar sahibi Atatürk'ün hedefine varan yolda ilk adımdır. Şevket Süreyya Aydemir'e göre, "Mustafa Kemal'in yeni hayatı, yeni âlemi, onun, 1919 Mayısının 19'uncu günü Samsun kıyısında Anadolu karasına ayak basmasıyla başlar, yani onun zuhurunun, hem kendi kaderine, hem milletimizin tarihine, hem çağımızın akışına, çeşitli yönlerden yön ve şekil veren safhası o gün, orada ve Mustafa Kemal'in Samsun kıyısına ayak basmasıyla başlamıştır."

Egemenlik(Hakimiyet); egemen olma, hakimlik, üstünlük, amirlik manalarına gelir ve hükmeden, buyuran, buyruğunu yürütebilen üstün gücü ifade etmek için kullanılır. Egemenlik, devlet kudretinin bir vasfıdır.İç hukukta en üstün kudreti, uluslar arası hukukta da bağımsız bir gücü ifade eder.

Millî Egemenlik ise; bir milletin kendi kaderine hakim olarak, kendi geleceğini tayin etme gücünü elinde bulundurması demektir. Yani bir milletin kendini idare etmesi, kendine hükümet edecek heyeti seçmesi anlamına gelir. İç görünüşü itibarıyla demokratik rejimi, yani egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu ortaya koyarken, dış görünüşü ile de milletin özgür ve bağımsız yaşamasını, yani dışa karşı millet birliğini ve bütünlüğünü ifade eder.

Millî Egemenlik, bir kişi veya sınıfın egemenliğinden uzak olarak, milletin kendi yönetiminde söz sahibi olması anlamına geldiğinden, milletin genel iradesinin ortaya konulmasını sağlar ve iktidarın, kayıtsız şartsız millete ait olmasını ifade eder. Millî Egemenlik anlayışında millet, kendisini oluşturan fertlerden ayrı, onların üstünde bir kişiliğe, bir iradeye sahiptir ve egemenlik bu kolektif kişiliğe aittir.

Millî Egemenlik, millet iradesini hakim kılması münasebetiyle demokrasinin temel şartıdır. Bu sebeple, bütün demokratik rejimlerde en üstün kuvvet ve devlet yönetimi konusunda belirleyici unsur olarak, devlete yön verirken, aynı zamanda devlet fonksiyonlarının oluşmasını da sağlar.

Millî Egemenlik, insanlık tarihine başlı başına kuvvet kaynağı olan ve kuvvet doğuran fikirlerden birisi olarak, devletlerin yapısını değiştirebilecek ve tarihin akışını etkileyebilecek kadar etkilidir. Dolayısıyla, insanlık tarihi açısından büyük önemi sahiptir.

Atatürk'e göre Millî Egemenlik, devlet ve milletin mukadderatında amil ve hakim unsur olması gereken bir değerdir. Çünkü Millî Egemenlik, adaletin, eşitliğin, hürriyetin dayanağı ve milletin namusu, haysiyeti, şerefidir. Bu sebeple Atatürk, Millî Egemenlik ilkesini devletin temel unsurlarından birisi haline getirmeye çalışmıştır. Bundan amaç ise; siyasî, sosyal ve ekonomik yönden, yabancı etkilerden uzak, millî iradeden oluşmuş bir toplumun meydana gelmesini sağlamaktır.

Atatürk,"Millî Hakimiyet öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, yok olur. Milletlerin esareti üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar" ifadesiyle, Millî Egemenlik ilkesinin gücünü ortaya koyarak, devlet hayatındaki önemini
vurgulamıştır.

Türkiye'de Millî Egemenlik ilkesinin gerçekleştirilmesi, tamamen Atatürk'ün bu konudaki düşünce ve çalışmalarının sonucudur. Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da Samsun'a ayak basmasıyla birlikte, Türk tarihinde ilk defa kişisel egemenlikten, Millî Egemenliğe geçiş süreci başlamıştır. Atatürk, Samsun'a ayak bastığı andan itibaren, hem içe, hem de dışa dönük olarak, dinî ve batılı fikirleri yanına almış ve bunların senteziyle Anadolu'da tek idare, tek devlet, tek egemenlik, tek kumandan, tek meclis ve tek millet fikirlerinden hareket ederek, her alanda gerçek Millî Egemenlik ilkesini uygulamaya çalışmıştır. Dolayısıyla, Türkiye'de Millî Egemenlik ilkesinin genel anlamda ilk defa Atatürk'ün önderliğinde girişilen Millî Mücadele yıllarında uygulandığını söylemek mümkündür. Çünkü bu dönemde, memleketin içine düştüğü kötü durum karşısında, bazı aydınlar memleketin kurtarılması için bir büyük devletin mandasını kabul etmekten başka çare görmezlerken,Atatürk bunlardan çok farklı düşünmüş ve millete güveni esas alan bir hareketin peşinde olmuştur.(9)O, memleketin içinde bulunduğu kötü durumu kastederek Nutukta; "... Bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da Millî Hakimiyete dayanan, kayıtsız şartsız, bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak! İşte daha İstanbul'dan çıkmadan önce düşündüğümüz ve Samsun'da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulamasına başladığımız karar, bu karar olmuştur."

Atatürk'ün Samsun'a varır varmaz, müfettişliğin kendisine yüklediği vazifeleri yerine getirmek amacıyla hazırladığı 22 Mayıs 1919 tarihli rapor; Ordu müfettişinin birçok noktalarda, talimatın sınırını da aşarak, bütün memleket kaderi ile ciddi bir şekilde uğraştığını göstermektedir.

Hazırladığı bu ilk raporunda Atatürk, Samsun bölgesindeki asayişsizliğin sebebinin Rumlardan kaynaklandığını, Türklüğün yabancı mandasına ve kontrolüne tahammülü olmadığını, Yunanlıların İzmir'i işgale haklarının bulunmadığını ve en önemlisi, milletin, millî egemenlik esasını ve Türk milliyetçiliğini kabul ettiğini ve bunu gerçekleştirmeye çalışacağını belirtmiştir. Dolayısıyla Atatürk, milletin birlik ve beraberliği ile Millî Egemenlik ilkesini Millî Mücadelenin temel dayanağı yapmaya kararlı olduğunun ilk işaretini vermiştir. Millî Mücadelenin ilk ana programını teşkil eden bu rapor, Tevfik Bıyıklıoğlu'na göre, gerçekte, bir ihtilâl programından farksızdır.

Atatürk, Samsun'un İngiliz işgalinde ve kıyıda bulunması ve civarındaki Rum çetelerinin faaliyetlerinden ötürü karargâhının içerde daha emin bir yere naklini gerekli görmüş ve 25 Mayıs 1919'da Havza'ya hareket etmiştir. Atatürk için artık tarihî görev başlamış bulunuyordu. Bundan sonra Osmanlı Devleti bir süre adeta iki elden idare edilecekti. Çünkü Atatürk her gittiği yerde halkın arasına girerek İstanbul Hükümeti gibi halkı sükunete değil, tersine onları harekete geçirmeye çalışacaktı. Yine O, sadece bir komutan olmayacak valiler ve millî teşekküllerle haberleşen,Türk milletini düştüğü kötü durumdan haberdar eden, memleketin dertlerini dert edinen bunlara çare arayan, cemiyetler toplayıp kararlar alan bir önder olacaktı. (12)Nitekim, 28 Mayıs 1919'da Havza'dan bütün memlekete, askerî ve mülkî amirlere, Müdafaayı Hukuk Cemiyetlerine gönderdiği bir tamimle İzmir'in işgalini protesto için yurdun her tarafında mitingler yapılmasını, halka felaketin büyüklüğünün anlatılmasını ve bunu köylere kadar yaymalarını istedi. Bunun üzerine memleketin her köşesinde İzmir'in işgaline tepki olarak mitingler yapıldı. İstanbul'da altı miting, Anadolu'nun çeşitli şehir ve kasabalarında toplam 96 miting tertip edildi.

İstanbul mitinglerine ve Atatürk'ün Havza'daki faaliyetlerine ilk tepki işgal makamlarının onu İstanbul'a geri çağırmaları olmuştur. Atatürk, o güne kadar"Ordu Müfettişi" sıfatı ile bütün kişisel ağırlığını koyarak hareket etmişti. Şimdi bu sıfatın tehlikeye düştüğünü görüyordu. Bu nedenle başlattığı eylemi kişisel olmaktan çıkarıp halka mal etmekte acele etmek gerekiyordu. Harbiye Nezaretine oyalayıcı bir cevap vererek 12 Haziran 1919'da Amasya'ya gitti. Ali Fuat Paşa (Cebesoy), Refet Bey(Bele) ve Rauf Bey'in (Orbay) katkılarıyla 14 Haziran 1919'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti bünyesinde, Mustafa Kemal tarafından önceden hazırlanmış metnin üzerindeki çalışmalar tamamlanarak Millî Mücadele tarihimize Amasya Tamimi olarak geçen ilk önemli belge kabul edildi.

Tamim, Konya'da bulunan 2.Ordu Müfettişi Cemal Paşa (Küçük, ya da Mersinli Cemal Paşa)ile Erzurum'da 15.Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir Paşa'nın da onaylamasından sonra 21/22 Haziran 1919'da tüm ilgililere duyuruldu.

Amasya Tamimi'nde dikkati çeken noktalar özellikle şunlardır."Yurdun bütünlüğü, milletin istiklâli tehlikededir" denilmekle, tehlike çanı çalmakta, alarm işareti verilmektedir. Tamimin ikinci maddesi birinciyi tamamlamakta İstanbul Hükümetinin aczi ortaya konularak, bu durumun milletimizi yok olarak tanıttırdığı açıklanmaktadır. Tamimde yer alan önemli bir hüküm de, "Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır" parolasıdır. Millî Egemenliğe ve millî bağımsızlığa yer veren bu ilke, daha sonraki tarihî gelişmelerle Türk İnkılâbının bir temel dayanağı olacaktır. Tamim, bölgesel değil, bütün ülkeyi içine alacak bir kuruluşu öngörmekte ve bu amaçla bir kongrenin toplanması gereğini belirtmektedir.

Amasya Tamimi, Millî Egemenliğe dayalı yeni bir Türk devletinin kurulması yolunda atılan ilk adımdır. Türk milletine bu çağrının gerekçesini ve uygulanacak plânı açıklamaktadır. Artık yüzyıllardır Türk milletinin kaderine hükmetmiş olan Padişah iradesine karşı ayaklanma başlamıştır.

Nitekim Tamimle birlikte İstanbul'a gönderilen mektuplarda, artık İstanbul'un Anadolu'ya egemen değil, bağımlı olmak zorunda olduğu belirtilmiştir. Ordunun Amasya'da alınan kararların uygulanması ile görevlendirilmesi artık ordunun da ihtilâlin içinde yer aldığını göstermesi bakımından önemlidir.

Tamim, millet gerçeğine dayanarak alt üst olan düzenin yerine yeni bir düzeni öngörmektedir."İstiklâl", bu yeni düzenin parolası, millî iradeye dayanan"Millî Hakimiyet" ilkesi de gücüdür.

Amasya Tamimi'nin bir diğer önemi de,Türk Milliyetçiliği akımının, inkılâbın bir temel prensibi olarak değerlendirilmiş olmasıdır. Milliyetçilik Amasya Tamimi'nden itibaren millî mücadelenin esası, özü, temel yapısı olmuş, milleti harekete getiren, ona millî şuur ve vicdanının sesini duyuran, politik tutumun hedeflerini gösteren prensip olmuştur.

Kısaca, Amasya Tamimi,Türk İnkılâp Tarihinde, hukukî ve siyasî önemi ile yeni Türk devletinin kuruluşunu hazırlayan bir temel vesika olması bakımından özel bir değer ifade eder.

Devletin kaderinde, milletin söz sahibi olması anlamını taşıyan Millî Egemenlik ilkesinin, Millî Mücadele dönemi boyunca ve daha sonra da üzerinde durulacak en önemli hususlardan birisi olduğu, Anadolu'nun çeşitli şehirlerinde kongreler düzenlenerek, halkın istek ve düşüncelerinin belirlenmeye çalışılmasından da açıkça anlaşılıyordu.

Zaten sadece bu kongrelerin toplanması bile, millet egemenliğinin gerçekleştirilmesi yolunda atılmış önemli bir adımdı. Çünkü kongrelerde alınacak olan kararlar, milletin temsilcilerinin görüşleri doğrultusunda ortaya çıkacaktı. Bu da milletin girişilecek olan mücadelede söz sahibi yapılması demekti.

Bu çerçevede, 23 Temmuz-7 Ağustos 1919 tarihleri arasında yapılan Erzurum Kongresinde alınan kararlar arasında; "Kuva-yı Milliyeyi âmil ve İdare-i Milliyeyi hakim kılmak esastır" ibaresinin bulunması, bütün bu çalışmaların Türkiye'de Millî Egemenliği gerçekleştirmek esasına dayandığı açıktır. Yine 4-11 Eylül 1919 tarihleri arasında yapılan Sivas Kongresinin sonunda yayınlanan beyannamede de; "İstiklâlimizin temini için Kuva-yı Milliyeyi âmil ve Millî İradeyi hakim kılmak esastır" denilerek,Erzurum Kongresinde bu konuda alınan kararın aynen tekrarlanması, şüphesiz Atatürk'ün bu konudaki kararlılığının bir göstergesi olmuştur. Bu çerçevede,Atatürk'ün Sivas'ta çıkarttığı gazetenin adının İrade-i Milliye ve Ankara'da çıkarttığı gazetenin adının da, Hakimiyet-i Milliye olması tesadüf değildir.

Türkiye'de Millî Egemenlik konusunda atılmış önemli adımlardan birisi de Son Osmanlı Mebusan Meclisinde 28 Ocak 1920'de kabul edilen Misak-ı Millî kararlarıdır. Misak-ı Millî ile her şeyden önce millî ve bölünmez bir Türk ülkesinin sınırları çizilmekle birlikte Türkler, tam bağımsızlık şuuruna erişmişler ve millet olarak asgari haklarını istemişlerdir. Bu Misak (Ant), Erzurum ve Sivas Kongreleri kararlarındaki millî kurtuluş programını, millî hudutlarımızı daha geniş ve belirli kılarak tam bir hukuk ve siyaset anlayışı esaslarına oturtmuştur.

Misak-ı Millî'nin kabulünden sonra İngilizler 16 Mart 1920'de İstanbul'u işgal ederek,Son Osmanlı Mebusan Meclisini de dağıtmışlardır. İstanbul'un işgaliyle birlikte Osmanlı Devleti'nin tamamen etkisiz kaldığını ve milletin içinde bulunduğu kötü duruma bir çare bulmasının artık mümkün olmadığını gören Atatürk, milletin kurtuluşunu yine milletin kendisinin sağlayacağı düşüncesiyle ve Millî Egemenlik ilkesinin tam anlamıyla gerçekleştirilmesini sağlamak amacıyla, 19 Mart 1920'de bütün valilere, mutasarrıflıklara ve komutanlıklara bir genelge göndererek, Ankara'da "olağanüstü yetkilere sahip" yeni bir meclisin toplanmasını istedi.Bu genelgede yer alan hükümlere uygun olarak yapılan seçimler sonucunda belirlenen milletvekillerinin yanında, İstanbul'dan Ankara'ya gelmeyi başaran milletvekillerinin de katılmasıyla, yeni meclis 23 Nisan 1920'de Ankara'da açıldı.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılmasıyla,Türkiye'de Millî Egemenlik ilkesi resmen ve de fiilen gerçekleştirilmiştir. Böylece millet kendi geleceğini kendisi belirleme imkânına kavuşmuştur. Bunda da en büyük pay, hiç şüphesiz Atatürk'e aittir.

Atatürk, T.B.M.M.'ni açarak en büyük ideallerinden birisi olan,Türkiye'de Millî Egemenlik ilkesini devletin temel unsurlarından birisi haline getirirken, "Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir" ifadesiyle de, hükümranlık hakkını ve otoritesini sadece T.B.M.M.'ne vermiştir.O, böylece bu konuda milleti tam yetkili kılarken, aynı zamanda diktatörlüğe karşı da bütün kapıları kapatmıştır.

Atatürk,Meclisin,Millî Egemenlik ilkesi gereği, milletin kaderine nasıl hakim olması gerektiğini de, yine mecliste yaptığı bir konuşmada şu sözlerle ifade etmiştir;"Millet mukadderatını doğrudan doğruya eline aldı ve millî saltanat ve hakimiyetini bir şahısta değil, bütün fertleri tarafından seçilmiş vekillerden oluşan bir Meclis-i Ali'de temsil etti. İşte o meclis, Meclis-i Alinizdir;Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Milletin saltanat ve hakimiyet makamı yalnız ve ancak Türkiye Büyük Millet Meclisidir."

19 Mayıs 1919'da Atatürk'ün Samsun'a çıkmasıyla başlayan Türkiye'de Millî Egemenlik ilkesini gerçekleştirme çalışmaları, 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılmasıyla fiilen gerçekleşmiş ve "Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir" ifadesinin 20Ocak 1921'de kabul edilen ilk Anayasada yer almasıyla da hukukî anlamda güvence altına alınmıştır. Böylece Türkiye'de Millî Egemenlik ilkesinin gerçekleşme evreleri de tamamlanmıştır.

MEB

800px-Samsuna%C3%A7%C4%B1k%C4%B1%C5%9F.jpg


Atatürk'ün Bandırma vapuruyla Samsun'a çıkışını temsil eden, Samsun kıyısında inşa edilen vapur ve heykeller parkı.
 

cengaver51

Müdavim
Müdavim
Katılım
5 Nisan 2009
Mesajlar
5,119
Reaksiyon puanı
169
Puanları
1,243
19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nız Kutlu Olsun
 

HARBİKIZ

Müdavim
Müdavim
Katılım
25 Eylül 2008
Mesajlar
1,287
Reaksiyon puanı
135
Puanları
243
19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nız Kutlu Olsun...............
 

ReDo

Rektör
Katılım
8 Kasım 2008
Mesajlar
13,320
Reaksiyon puanı
91
Puanları
228
19 Mayıs Atatürk'ü anma,Gençlik ve Spor bayramınız kutLu oLsun : )
 

M.Şamil CAN

Dekan
Katılım
23 Ekim 2009
Mesajlar
5,839
Reaksiyon puanı
105
Puanları
243
Odamın camına birde arabanın ön tarafına astım Türk Bayrağını :) Bayraksiz kalmasın caddeler sokaklar.
 

pc_manyak

Doçent
Katılım
14 Ekim 2010
Mesajlar
932
Reaksiyon puanı
24
Puanları
0
19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nız Kutlu Olsun
 

221BSHERLOCK

Dekan
Katılım
23 Kasım 2010
Mesajlar
6,781
Reaksiyon puanı
23
Puanları
218
19 Mayıs Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımız Kutlu Olsun...
 

Silence

Müdavim
Müdavim
Katılım
29 Nisan 2009
Mesajlar
7,788
Reaksiyon puanı
49
Puanları
228
Bayramımız kutlu olsun :)
 

erenberk

Rektör
Katılım
10 Mayıs 2010
Mesajlar
10,535
Reaksiyon puanı
100
Puanları
228
[video=youtube;1qL-IyX2hOw]http://www.youtube.com/watch?v=1qL-IyX2hOw[/video]
 

OnLT

Müdavim
Müdavim
Katılım
22 Ocak 2008
Mesajlar
8,427
Reaksiyon puanı
149
Puanları
1,243
Tüm gençlerin bayramını kutlarım. :)
 

tr_alparslan

Asistan
Katılım
11 Ocak 2008
Mesajlar
495
Reaksiyon puanı
8
Puanları
18
Milli Bağımsızlık Mücadelemizin Başladığı Tarih Olan 19Mayıs Tüm Milletimize Kutlu Olsun.
 

temppp

Asistan
Katılım
17 Nisan 2011
Mesajlar
129
Reaksiyon puanı
1
Puanları
18
Bugün 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı. Tüm gençlerin bayramı kutlu olsun.

631945_detay.jpg


Bandırma Vapuru, 16 Mayıs 1919’da İstanbul’dan başlayan tarihi yolculukta 9. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa ve beraberindeki 48 kişiyi Samsun’a ulaştırdı. Milli mücadelenin fitili ateşlendi...

EFSANEVİ VAPURDA 48 KİŞİ DAHA VARDI
ATATÜRK ve silah arkadaşı 48 kişiyi İstanbul’dan Samsun’a götüren ve tarih kitaplarında ‘pusulası bozuk’ diye yazan tarihi Bandırma gemisi sadece Türk değil, dünya tarihine de damgasını vurdu. İstanbul’da “Geldikleri gibi giderler’’ sözünü hayata geçirmek için milli mücadele ateşini yakan Atatürk’ü Anadolu’ya ulaştıran bu bağımsızlık simgesi gemi, 1878 yılında İskoçya’nın Glasgow kentinde inşa edildi. Huston and Cardett Tersanesi’nde 21 sıra numarası ile 279 groston yük ve yolcu gemisi olarak inşa edildi. Sahibi Dussey and Robinson Şirketi’ydi ve Torocarderto adıyla 5 yıl süreyle çalıştırdı.

1910’DA SATIN ALINDI
Yunanlı armatörlere satılan Bandırma, 1894’te Panderma adıyla o zamanki Deniz Yolları İşletmesi olan İdare-i Mahsusa’ya nakledildi ve gönderine Türk bayrağı çekildi. 1910’da İdare-i Mahsusa statü değiştirerek Osmanlı Seyrüsefain yani Osmanlı Denizcilik İşletmesi olunca Pendarma’nın adı da Bandırma oldu, posta vapuru olarak hizmet verdi. Denizaltı çarptı, torpido yedi ve 1924’te hizmet dışı kaldı. Bandırma bir yıl sonra, armatör Bozmacı İlhami’ye satıldı ve 4 ay içinde hurda olarak parçalandı. Bir vefa borcu olarak 2000’de Samsun Doğu Park’ta aslına uygun inşa edildi ve 2003’te müze haline getirildi.

631945_2a0a6b6151c745cd2359ed35cf608cba.jpg


Adı: Bandırma Diğer isimleri: Torocarderto, Kymi, Panderma Yapım Yılı: 1878 Yapıldığı Yer: Glasgow Boyu: 47.70 m Genişliği: 6.83 m Yüksekliği: 4.27 m.


ATATÜRK'ÜN ‘19’ ŞİFRESİ

“Atatürk ve 19” şifresi, bu kez bir bilim insanı tarafından, ABD’de yaşayan ve “Sayılar insanlar gibidir” diyen Prof. Aziz Ş. İnan tarafından ortaya atıldı ve 130’uncu doğum gününe hediye edildi.

ABD’de Portland Üniversitesi’nde 22 yıldır profesör olan Aziz Ş. İnan Atatürk’ün hayatındaki tarih ve sayılardan yola çıkarak şifre ortaya çıkardı. Elektrik mühendisliği bölümünde öğretim üyesi olan İnan, 19 Mayıs 2011’in Atatürk’ün 130’uncu doğum günü olduğunu anımsatarak, “Atatürk’ün hayatıyla bağlantılı bulduğum sayısal ilişkileri 130’uncu doğum günü hediyesi olarak armağan ediyorum” dedi. İnan, Atatürk’ün resmi doğum günü kabul edilen 19 Mayıs 1881, son (57.) doğum günü 19 Mayıs 1938 ve ölüm günü olan 10 Kasım 1938 tarihlerinin perşembeye denk geldiğine dikkat çekti. İnan’ın ortaya çıkardığı rakamsal rastlantılar şöyle: Atatürk’ün yaklaşmakta olan doğum günü sayısı 130 ile doğum yılı olan 1881 arasında çok ilginç, “gizli şifre” gibi bir bağlantı var.

130 BAĞLANTISI
1881’in basamaklarının kareleri toplanınca: 1 x 1 + 8 x 8 + 8 x 8 + 1 x 1 = 130! 130 ve 1881 sayıları arasında başka ilginç bir bağlantı daha var. Eğer 130 sayısından 130 sayısının tersi olan 031 sayısını çıkarırsanız: 130 – 031 = 99 = 18 + 81! Atatürk’ün resmi doğum tarihi 19051881, yani 19 Mayıs 1881. Bakın bu sayıyı ortadan ikiye ayıralım, yani 1905 ve 1881 diye. 1905 sayısını 19 ve 05 olarak ortadan ikiye bölüp bu iki sayıyı 1905 sayısının kendisinden çıkarırsanız: 1905 – 19 – 05 = 1881! Ayrıca, Atatürk’ün resmi doğum günü tarihinin basamaklarının küplerinin toplamı: 1 x 1 x 1 + 9 x 9 x 9 + 5 x 5 x 5 + 1 x 1 x 1 + 8 x 8 x 8 + 8 x 8 x 8 + 1 x 1 x 1 = 1881, yani Atatürk’ün doğum yılı! Ayrıca, doğum tarihini yedi haneli 1951881 yazıp sayıyı 1, 95, 18 ve 81 olarak ayırıp toplayınca: 1 + 95 + 18 + 81 = 195, yani, 19 Mayıs çıkıyor.

ATA'NIN ADI DA 19 HARFTEN OLUŞUYOR
Atatürk 19’uncu yüzyılın bitimine 19 yıl kala doğdu.
19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak bastı, Kurtuluş Savaşı’nı başlattı.
1881, 1919 ve 1938 yıllarının hepsi 19 sayısının tam katları, yani 1881 = 19 x99, 1919 = 19x101 ve 1938 = 19x102.
Mustafa Kemal Atatürk ismi 19 harften oluşuyor!
Atatürk’ün 130’uncu doğum günü 19052011’in basamaklarının toplamı 1 + 9 + 0 + 5 + 2 + 0 + 1 + 1 = 19!
2011 sayısının tersi olan 1102 sayısı da 19 sayısının tam katlarından.

GAZETE HABERTÜRK



19 MAYIS COŞKUYLA KUTLANIYOR
19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı, tüm yurtta, dış temsilciliklerde ve KKTC'de törenlerle kutlanıyor.

Kutlamalar kapsamında Ankara'da ilk tören, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün başkanlığındaki devlet erkanının Anıtkabir'i ziyaretiyle başladı.

Anıtkabir'deki törene, Gül'ün yanı sıra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Bakanlar Kurulunun bazı üyeleri ve diğer devlet erkanı katıldı.

Törene katılanlar, Aslanlı Yol'dan yürüyerek Atatürk'ün mozolesine geldiler. Cumhurbaşkanı Gül, Atatürk'ün mozolesine kırmızı ve beyaz karanfillerle süslü, üzerinde ''Cumhurbaşkanı'' yazan çelengi bıraktı. Devlet erkanı daha sonra saygı duruşunda bulundu ve İstiklal Marşı okundu.

Cumhurbaşkanı Gül, daha sonra Misak-ı Milli Kulesi'ne geçti. Anıtkabir Özel Defteri'ni imzalayan Gül, deftere şunları yazdı:

''Aziz Atatürk, istiklal mücadelesini başlatmak amacıyla Samsun'a çıkışınızın 92. yıl dönümünde milletçe büyük bir gurur yaşıyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti, ideallerinizden güç alarak ilerlemesine devam etmektedir. Özgüven içerisinde yükselen Türkiye, sahip olduğu nitelikleri ve benimsediği değerlerle, çevresine istikrar yayan ve ilham kaynağı olan bir ülke konumundadır. Ülkemizin elde ettiği muazzam başarılar, gösterdiğiniz hedeflere ulaşacağımızın da ispatıdır. Bu güvenimizin en önemli dayanağını oluşturan Türk gençliği, ülkemizi her alanda yüceltmeye ve geleceğe en güçlü şekilde taşımaya azimlidir.

Gençlerimize armağan ettiğiniz milli bayramımızda sizi saygıyla, minnet ve şükranla anıyoruz. Ruhunuz şad olsun.''

Devlet erkanının töreninin ardından, askerler ve öğrenciler de mozolenin önünde saygı geçişinde bulundu.

Bu arada, Başbakan Erdoğan'ın soğuk algınlığı nedeniyle törenlere katılamayacağı bildirildi.

İZMİR'DEKİ TÖRENLER
19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları çerçevesinde İzmir Cumhuriyet Meydanı'nda tören yapıldı.

İzmir Vali Vekili Ardahan Totuk, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Ege Ordusu Komutanı Orgeneral Nusret Taşdeler ile sivil toplum kuruluşları ve siyasi parti temsilcileri Cumhuriyet Meydanı'ndaki Atatürk Anıtı'na çelenk sundu.

Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından İzmir Vali Vekili Totuk, Anıt Şeref Defteri'ni imzaladı.

Totuk, Anıt Şeref Defteri'ne şunları yazdı:

''19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktığında İzmir işgal edileli 4 gün olmuştu. İzmir'in yanı sıra ülkemizin her köşesi işgal altında idi. En karanlık, en zor günlerde gösterdiğin azim ve kararlılık ile Türk ulusuna güç verdin. Türk milletinin mücadele kudretini yeniden ortaya çıkardın. Yaktığın bağımsızlık ateşi, milletin tüm fertlerinin yüreğine dalga dalga yayıldı. Türk ulusu Ata'sının önderliğinde şanlı Kurtuluş Savaşı'nı başlattı. Hedeflediğin tam bağımsızlığa kavuştu. Karamsar olmamayı senden öğrendik.

Kurduğun laik, demokratik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti, emanet ettiğin Türk gençliğinin ilke ve devrimlerine yürekten bağlılığı ile sonsuza kadar yaşayacaktır.

19 Mayıs 1919'un 92. yılında sana içten bağlılığımızı yineliyor, şükran ve minnet duygularımızla huzurunda saygı ile eğiliyoruz.''

İzmir'deki 19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları Atatürk Stadı'nda devam edecek.
 

sdmh

Profesör
Katılım
22 Ağustos 2008
Mesajlar
1,108
Reaksiyon puanı
14
Puanları
218
19 Mayıs kutlu olsun
 

spybot

Guru
Emektar
Müdavim
Katılım
1 Kasım 2008
Mesajlar
47,206
Reaksiyon puanı
630
Puanları
7,293
İyi bayramlar gençler..:)
 

temppp

Asistan
Katılım
17 Nisan 2011
Mesajlar
129
Reaksiyon puanı
1
Puanları
18
` Süpermen, Batman Hepsi Yalan. Benim kahramanım Anıtkabirde Yatan ♥ :)
 

ashabulyemin

Profesör
Katılım
6 Aralık 2008
Mesajlar
3,389
Reaksiyon puanı
20
Puanları
0
Konuyu açan spybot kardeşime teşekkür ederim
Halife-i ruyu zemin hazretleri kendi bütçesinden zamanın en modern gemilerinden birini görevlileriyle beraber Mustafa Kemal paşanın emrine vermiş onu vatan müdafaasına başlaması için selametlemiştir.
Bu bizim esaretten kurtulmamız için ilk adım olmuştur Yani mustafa kemal paşa tam bir osmanlı terbiyesi içinde görevine başlamıştır.
Bu bize günümüzde nasıl yansımıştır.Dinimizdeki farzlar özgür kimseler içindir eğer biz bugün cum'ayı kılabiliyorsak işte vesilenin başlangıdır islamı maalesef bizden daha iyi bilen gayrimüslimler kimimizi Mustafa Kemal Atatürke düşman etmiş onun inancını kimliğini sorgulamış kimisi Vahdeddin Han hazretlerini hain bilmiştir ne hikmetse bu fitne gurubu Masonluğu yasaklayan Atatürkü sahiplenip her vesile ile anmaya başlamış diğer bir grup ise Atatürk'ün....olduğu yolunda sahte belgelerle ümmeti kandırmış ve Atasına düşman etmiştir
Birlik beraberlik yolunda ırk din dil ayrımı gözetmeksizin albayrak altında yaşayan tüm kardeşlerimizi daha aydınlık daha mereffeh bir yaşama ulaşmamızı temenni ediyorum
 

AliA

Ordinaryüs
Emektar
Katılım
29 Haziran 2007
Mesajlar
64,456
Reaksiyon puanı
530
Puanları
0
19 MAYIS GENÇLİK MARŞI

Bir şerefli milletin şanlı çocuklarıyız.
Kalplerimiz, nabzımız, vatan diyerek atar.
Ayrılmadan yürürüz, aynı yolda erkek, kız.
Ruhumuzda ateş var, göğsümüzde iman var...

Vücudumuz yay gibi, bacaklarımız çevik,
Kalplerde cumhuriyet, başımızdadır bayrak,
Bir emanet taşırız, Ata'mıza söz verdik.
Kuvvetimizi, gücümüzü, kanımızdadır kaynak...

Bilgi ile sporu, yürütürüz atbaşı,
Çalışkanlık, çeviklik atalardan mirastır.
Türk olmanın amacı kazanmaktır savaşı...
Bize ülkü yaraşır, bize hamle yaraşır.

19 Mayıs bizim en kutsal bayramımız.
Tarihlerde var mıdır, böyle bir günün eşi?
Bu pınardan içiyor, alıyoruz kuvvet, hız,
Bu ocaktan yakıyor bütün gençlik ateşi...

İ. Hakkı TALAS


Bayramımız kutlu olsun... Atam her zaman izindeyiz...
 

crewd0x

Profesör
Katılım
28 Temmuz 2008
Mesajlar
2,968
Reaksiyon puanı
27
Puanları
218
Konum
Sivas
19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nız Kutlu Olsun
 

foreverfree

Profesör
Katılım
26 Mart 2011
Mesajlar
1,005
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
bayramımız kutlu olsun.. ayrıca doğum günümde :D kendi kendiminkini kutluyorum ya işe bak :D
 

ReDo

Rektör
Katılım
8 Kasım 2008
Mesajlar
13,320
Reaksiyon puanı
91
Puanları
228
O kadar gittin kutlamadan mı geldin :P
 

Lhuki

Asistan
Katılım
7 Ekim 2010
Mesajlar
312
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız Kutlu Olsun
 

ashabulyemin

Profesör
Katılım
6 Aralık 2008
Mesajlar
3,389
Reaksiyon puanı
20
Puanları
0
Üst