Fotoğraftakiler Türk askeri değil!

Bu konuyu okuyanlar

ssslytherin

Asistan
Katılım
3 Nisan 2012
Mesajlar
265
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
İŞTE BİZİM ATAMIZ BÖYLE VATANI SAVUNDU. AMA ŞU HAKİKAT DE SATIR ARASINDA İNSANLARA VERİLDİ:
İŞTE 600 SENELİK OSMANLININ 1915 DEKİ VAHİM VE SEFİL HALİ….
HÂLBUKİ HAKİKAT HİÇTE BÖYLE DEĞİLDİR. ZİRA, BU FOTOĞRAF 1915 ÇANAKKALE DİYE KAMU OYUNA SUNULDU. FAKAT ENTERESANDIR, FOTOĞRAFIN ARKASINDA , DARDANEL (ÇANAKKALE 1918 ) YAZMAKTADIR. BU UYDURMALARA İNANMAYIN. UZUN BOYLU KİŞİNİN ÜZERİNDE BULUNAN KIYAFET FRANSIZ SUBAY KIYAFETİDİR VE ÜSTELİK ÜNİFORMASI SOLDAN DÜĞMELİDİR. OSMANLI ASKER KIYAFETLERİ SOLDAN DEĞİL, SAĞDAN DÜĞMELİ İDİ…VE OSMANLI ASKERİ HİÇ BÖYLE SEFİL OLMADI…DAHA DOĞRUSU BU GARİBANLAR ASKER BİLE DEĞİLDİ.
————————————————————————-
Uzun boylunun elinde muhtemelen altın bir yüzük var. Osmanlı askerinde yüzük göremezsiniz. Yasaktır.
- Uzun boylunun ayağındaki bot Fransız ordusuna aittir.
- Soldaki askerde Fransız subay, sağdaki askerde Osmanlı er kıyafeti var. Subay ceketinin düğmeleri ters. Subay–er yan yana. Ve üstelik, subayının yanında erin yakası-bağrı dağınık, düğmeler açık.
- Ekmek torbaları Fransız. Osmanlı ekmek torbasında toka olmaz. Eğer bunlar askerse, birinin torbası soldan sağa, diğerininki sağdan sola asılı olamaz.
- Savaş neredeyse dört mevsim boyunca sürdü. Özellikle yazın güneş son derece yakıcıydı. Dolayısıyla şapkalar en az elbiseler kadar yıpranmış ve solmuş olmalıdır. Ancak şapkalar hiç de solmuş görünmüyor.
- Sağdaki kişinin karın kısmı şişirilmiş ve ceket patlayacak duruma getirilerek bir poz verdirilmiş. Bir olasılık; kimi başka giysilerini kuşak gibi beline sarmış.
- Kısa boylu askerin kemeri, tüfeği ve kasaturası yok. En önemlisi mataraları yok.
- Kısa boylunun çoraplarının taban kısmı ile üst kısmı aynı renkte, yani temiz. Yere basılan çorap böyle mi olur? Kaldı ki; en yoksul zamanlarda bile, Türk köylüsü ayağına giyecek bir çarık yapmasını bilmiştir.
- Bu fotoğrafın Çanakkale’de çekildiğine dair hiçbir belge, emare, bilgi yok. Fotoğrafçı ve bu fotoğrafları saklayan Almanlar’ın Türkiye’de bulunuş tarihlerine bakarsanız kesinlikle 1915 yılının sonundan sonra, yani Çanakkale savaşı sırasında çekilmiş değil. 1917-1918’de de çekilmiş olabilir.
- Diğer fotoğrafların hiçbirinde ne subay, ne asker, ne de yardımcı personel bu durumda değil. Diğer fotoğraflarda yer ve ayrıntılar belirtilmiş.
- Çanakkale hava birliklerine yardım eden ustalarda ve yardımcılarda bile sağlam Osmanlı üniforması varken, askerimizde bu kıyafet olamaz. Asker bu kadar perişan olursa yardımcıların çıplak olması gerekmez mi?
- Aynı albümde Türk makinistlerin o yıllarda bakım yaptıkları uçağın önünde görüntüleri var. Ortadakinin belinde gümüş Asakir-i Şahane kemeri var. Yardımcıda bile bu kemer varken, bunlarda kemer yok.
Ahmet Uslu’nun bu dikkatli gözlemine birkaç ayrıntı da ben ekleyeyim:
- Bu fotoğraf çok farklı biçimlerde geldi. Kısa boylu kişinin kafasındaki kepte kimi fotoğrafta bir rozet vardı, kiminde yoktu. Demek ki, bu işi bilen birileri photoshop yöntemiyle resimler üzerinde oynamıştı. Diyeceksiniz ki, “Kim oynar?” Buna yanıtım, ‘Kepte bulunan rozeti tanıyan birileri’ olacaktır.
- Bu ikisi, her ne kadar asker gibi duruyorlarsa da, gerek üzerilerindeki giysilerin durumu, gerekse taşıdıkları teçhizatın durumu nizami değildir. Biri ekmek torbasını sağdan sola takmış, diğeri soldan sağa. Subay ceketli olanın yakasının son düğmesi bile kapalıyken, asker kılıklının yaka-bağır açık vaziyette. Fotini olan bacağına dolak sarmış, çorapla gezen ise bunu bile bağlamamış.
- Aynı dönemde aynı kişi tarafından çekilmiş diğer fotoğraflarda bu iki garibana benzer hiç kimse yoktur. Bu resimlerde görülen Türk subay ve askerlerinin hepsinin durumları zamanın şartlarına uygun görünmektedir.
- Bu resimlerin genel havası, Afrika’nın ücra bir kabilesine gitmiş bir beyaz Avrupalı’nın bakış açısı”nı yansıtmaktadır. Türkiye’de görev yapan Alman subayların çoğu, çektikleri resim ya da yazdıkları hatıratta bu küçümser tavrı sürdürmüştür. Bu resim de, olsa olsa, bu özelliği en iyi yansıtan fotoğraf olarak kabul edilmelidir.
(Yetkin İŞCEN, Gazeteci)

KAYNAK
 

WebNick

Müdavim
Katılım
18 Mart 2012
Mesajlar
3,000
Reaksiyon puanı
12
Puanları
0
Kaynaktaki fotoğrafıda koysaydın ya konuna.
 

mazruf

Müdavim
Emektar
Katılım
30 Temmuz 2009
Mesajlar
23,098
Reaksiyon puanı
1,116
Puanları
113
Yaş
40
Bir de şöyle bir haber vardı:


EFSANE FOTOĞRAFIN SIRRI ÇÖZÜLDÜ

Çanakkale Savaşı'nın simgesi haline gelen yırtık kıyafetli, ayakkabısız iki Mehmetçiğin yer aldığı fotoğrafın sırrı çözüldü.

Simge Mehmetçikler' Çanakkale Savaşı'na katılmamış
00283488.jpg



O fotoğraf 1930'da çekilmiş

ÇANAKKALE Savaşı'nın simgesi haline gelen, yırtık elbiseli ve ayakkabısız Mehmetçik fotoğrafın sırrı çözüldü. Fotoğraftaki kişilerin Bolu'nun Elmalık Köyü'nden İbrahim Bayseç ile Niyazi Yıldırım oldukları, İzmir'deki Çiğli Havaalanı'nda 1930'da işçi olarak çalışırken Alman bir pilot tarafından fotoğraflarının çekildiği ortaya çıktı.

CHP Bolu İl Teşkilatı'nın geçen yıl bastırdığı afişlerde babasının fotoğrafını görünce şaşıran 65 yaşındaki Seyran Bayseç, "Babamın o fotoğraf ile savaşın simgesi haline geldiğini öğrendim. Ancak babam 1911 doğumlu. Yani Çanakkale Savaşı başladığında 4 yaşındaydı.

O fotoğraf babam Çiğli Havaalanı'nda işçi olarak çalışırken çekilmiş" dedi.Çanakkale Savaşı'nın simgesi olarak partilerin, dernek ve odaların, birçok resmi ve özel kurumların afişlerinde kullandığı fotoğrafta yırtık kıyafetleri, ayakkabısız halleriyle gazete ve televizyonlara konu olan, Çanakkale Savaşı'nda vatanı için savaşan askerler lanse edilen kişilerin Bolu'nun Elmalık Köyü'nde oturan İbrahim Bayseç ile Niyazi Yıldırım oldukları ortaya çıktı. Bayseç ve Yıldırım'ın, İzmir Çiğli Havaalanı'nda işçi olarak çalışırken bir Alman pilota poz verdikleri, pilotun torununun geçen yıllarda fotoğrafı internette satışa çıkarması üzerine fotoğraf Çanakkale Savaşı ile simgeleşti.

CHP AFİŞİNDE BABASINI GÖRDÜ

CHP Bolu İl Teşkilatı'nın seçim propagandası çalışmaları kapsamında bastırdığı afişlerde babasının fotoğrafını görünce şaşıran 3 çocuk babası müteahhit Seyran Bayseç, partiye giderek fotoğrafı nereden bulduklarını sordu. Fotoğrafın Çanakkale Savaşı'nın simgesi olduğu cevabını alınca şaşkınlığı artan Seyran Bayseç, "Babam Çanakkale Savaşı'nda 4 yaşındaydı. Nasıl böyle bişey olabilir?" diyerek şaşkınlığını söyledi.

FOTOĞRAF ÇİĞİLİ HAVAALANINDA ÇEKİLDİ
Bolu Dağı eteğinde bulunan Elmalık Köyü'nde yaşayan Seyran Bayseç, babasının 1982'de, Niyazi Yıldırım'ın ise 1994'te köyde hayatlarını kaybettiğini söyleyerek, fotoğrafın öyküsünü şöyle anlattı:"Babamın o dönemde 4 yıl süren askerliği yapmak üzere gitmesinden yaklaşık 1 yıl önce yani 1930 yılında İstanbul- Ankara tren hattını döşemek için bizim köye Alman bir ekip gelmiş. Köyde 2-3 ay kalmışlar. Ancak Bolu Dağı'nı geçemeceyeceklerini anlayınca vazgeçmişler. Köyden giderken de `Bizimle çalışmak ister misiniz?' diyerek 12 kişiyi yanlarında götürmüşler. Onların içinde babam ve fotoğrafta yanında bulunan Niyazi Yıldırım da varmış. Çiğli Havaalanı'nda çalışmışlar. Ancak, paralarını alamamışlar. 10 kişi köye dönmüş. Babam ve Niyazi amca da 6 ay çalıştıktan sonra paralarını alamayınca köye dönmek için şantiyeden çıkmışlar. O sırada bir Alman pilot fotoğraflarını çekmiş. Babam ve Niyazi amca köyümüze ancak bir ayda gelebilmişler. Babam sağken, bize bu fotoğraftan söz ederdi. `Bir Alman bizim fotoğrafımızı çekti' derdi."

"YANLIŞI DÜZELTMEK İÇİN ÇALIŞTIM"

Çanakkale Savaşı'nda babasının 4 yaşında olduğunu kaydeden Seyran Bayseç şöyle devam etti:"Benim babam Çanakkale harbine katılmadı. Parti afişinde babamın fotoğrafını görünce, bu yanlışlığı düzeltmek için çaba harcadım. Bir televizyon programına katılmak istedim. Ancak, programa kabul edilmedim. Bana fotoğrafın bu şekilde kullanılması nedeniyle mahkemeye başvurmamı söylediler. Ben de `Neden mahkemeye başvurayım?' dedim. Ben babamın fotoğrafının bu şekilde kullanılmasından rahatsız değilim. Ancak bunun doğrusunu da ortaya çıkarmak istiyordum. Genelkurmay Başkanlığı'ndan babamın nasıl bir asker olduğunun ortaya çıkarılmasını istedim. Böylece, o fotoğrafın Çanakkale harbinde çekilmediğini kanıtlayacaktım. Çünkü babam İzmir'den geldikten kısa bir süre sonra askere gitti. Askerliği'ni Siirt'te yaptı. Orada `Dersim ayaklanmasının' bastırılmasında görev aldı. Babam, başarılı bir askerdi. Hatta 4 yıl sonra askerden gelince Bolu Alay Komutanlığı'nda başarısından dolayı mükafatlandırılmıştı. Niyazi amca da babamla aynı dönemde yaptı askerliğini. Ama bildiğim kadarıyla o Adapazarı'nda yaptı."Annesi ve babasının birlikte çekilmiş fotoğrafını gösterip, iki fotoğrafı karşılaştıran Seyran Bayseç, "Babam iki fotoğrafta da aynı pozu vermiş. Bu iki fotoğrafa baktığınızda, o fotoğraftaki kişinin babam olduğunu kolaylıkla anlayabilirsiniz" dedi.

00283489.jpg
iki-gariban.jpg

00283490.jpg


KAYNAK
 

O.Z.

Asistan
Katılım
12 Mayıs 2012
Mesajlar
199
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
yıllar önce gerçek çıkmıştı zaten. milliyetçiliği körüklemeye yarayan bir araçtı sadece, kamusal alanlarda "böyle kazandık" yazılı afişlerini görürdüm. yer altındaki borçları silen madenler, uydurma element yataklarımız, "meğersem süper gücüz" dedirten şeyler vs vs uzar gider. insanları salak yerine koymak için de kullanılmış olabilir, milliyetçiliği tırmanışa geçirip ülkenin yönetilmesini kolaylaştırmak için de.
internette yaygınlaşıyorsa çok da kaale alınacak şeyler değil.
 

Elbruz46

Müdavim
Katılım
22 Şubat 2008
Mesajlar
11,931
Reaksiyon puanı
1,338
Puanları
113
Yazar keşke araştırsaydı biraz. Onların kim olduklarını ve asker değil havaalanında çalışan işçiler oldukları bilgisine ulaşırdı.

  • Çanakkale fotoğrafının sırrı çözüldü. Türkiyede hemen hemen her kahve, dükkan ve işletmede baş köşede bulunan fotoğraftakilerin Bolu'ya bağlı Çerkes Köyü olan Elmalık tan (Pedisey, Petsiye)Çerkesler olduğu anlaşıldı...
    Çanakkale fotoğrafının sırrı çözüldü
    Çanakkale Savaşı'nın simgesi haline gelen yırtık kıyafetli, ayakkabısız iki Mehmetçiğin yer aldığı fotoğrafın sırrı çözüldü.
    Bolu'nun Elmalık Köyü'nde yaşayan fotograftaki İbrahım Baysec (solda) ile Niyazı Yıldırım'ın (sagda), İzmır'deki Çiğli Havaalanı'nda işçi olarak çalışırken Alman bir pilot tarafından fotoğraflandığı ortaya çıktı. 1 yıl once CHP Bolu İl Teşkilatı'nın bastırdıgı afişlerde babasının fotoğrafını görünce saşıran Seyran Baysec, evinde odasına astığı fotoğrafın İzmir Çiğli Havaalanı'nda çekildiğini soyledı.

  • seyran.jpg



can1.jpg



ÇANAKKALE Savaşı'nın simgesi haline gelen, yırtık elbiseli ve ayakkabısız Mehmetçik fotoğrafın sırrı çözüldü. Fotoğraftaki kişilerin Bolu'nun Elmalık Köyü'nden İbrahim Bayseç ile Niyazi Yıldırım oldukları, İzmir'deki Çiğli Havaalanı'nda 1930'da işçi olarak çalışırken Alman bir pilot tarafından fotoğraflarının çekildiği ortaya çıktı.

CHP Bolu İl Teşkilatı'nın geçen yıl bastırdığı afişlerde babasının fotoğrafını görünce şaşıran 65 yaşındaki Seyran Bayseç, "Babamın o fotoğraf ile savaşın simgesi haline geldiğini öğrendim. Ancak babam 1911 doğumlu. Yani Çanakkale Savaşı başladığında 4 yaşındaydı.

O fotoğraf babam Çiğli Havaalanı'nda işçi olarak çalışırken çekilmiş" dedi.Çanakkale Savaşı'nın simgesi olarak partilerin, dernek ve odaların, birçok resmi ve özel kurumların afişlerinde kullandığı fotoğrafta yırtık kıyafetleri, ayakkabısız halleriyle gazete ve televizyonlara konu olan, Çanakkale Savaşı'nda vatanı için savaşan askerler lanse edilen kişilerin Bolu'nun Elmalık Köyü'nde oturan İbrahim Bayseç ile Niyazi Yıldırım oldukları ortaya çıktı. Bayseç ve Yıldırım'ın, İzmir Çiğli Havaalanı'nda işçi olarak çalışırken bir Alman pilota poz verdikleri, pilotun torununun geçen yıllarda fotoğrafı internette satışa çıkarması üzerine fotoğraf Çanakkale Savaşı ile simgeleşti.


CHP AFİŞİNDE BABASINI GÖRDÜ

CHP Bolu İl Teşkilatı'nın seçim propagandası çalışmaları kapsamında bastırdığı afişlerde babasının fotoğrafını görünce şaşıran 3 çocuk babası müteahhit Seyran Bayseç, partiye giderek fotoğrafı nereden bulduklarını sordu. Fotoğrafın Çanakkale Savaşı'nın simgesi olduğu cevabını alınca şaşkınlığı artan Seyran Bayseç, "Babam Çanakkale Savaşı'nda 4 yaşındaydı. Nasıl böyle bişey olabilir?" diyerek şaşkınlığını söyledi.

FOTOĞRAF ÇİĞİLİ HAVAALANINDA ÇEKİLDİ

Bolu Dağı eteğinde bulunan Elmalık Köyü'nde yaşayan Seyran Bayseç, babasının 1982'de, Niyazi Yıldırım'ın ise 1994'te köyde hayatlarını kaybettiğini söyleyerek, fotoğrafın öyküsünü şöyle anlattı:"Babamın o dönemde 4 yıl süren askerliği yapmak üzere gitmesinden yaklaşık 1 yıl önce yani 1930 yılında İstanbul- Ankara tren hattını döşemek için bizim köye Alman bir ekip gelmiş. Köyde 2-3 ay kalmışlar. Ancak Bolu Dağı'nı geçemeceyeceklerini anlayınca vazgeçmişler. Köyden giderken de `Bizimle çalışmak ister misiniz?' diyerek 12 kişiyi yanlarında götürmüşler. Onların içinde babam ve fotoğrafta yanında bulunan Niyazi Yıldırım da varmış. Çiğli Havaalanı'nda çalışmışlar. Ancak, paralarını alamamışlar. 10 kişi köye dönmüş. Babam ve Niyazi amca da 6 ay çalıştıktan sonra paralarını alamayınca köye dönmek için şantiyeden çıkmışlar. O sırada bir Alman pilot fotoğraflarını çekmiş. Babam ve Niyazi amca köyümüze ancak bir ayda gelebilmişler. Babam sağken, bize bu fotoğraftan söz ederdi. `Bir Alman bizim fotoğrafımızı çekti' derdi."


seyran.bab.jpg


YANLIŞI DÜZELTMEK İÇİN ÇALIŞTIM"Çanakkale Savaşı'nda babasının 4 yaşında olduğunu kaydeden Seyran Bayseç şöyle devam etti:"Benim babam Çanakkale harbine katılmadı. Parti afişinde babamın fotoğrafını görünce, bu yanlışlığı düzeltmek için çaba harcadım. Bir televizyon programına katılmak istedim. Ancak, programa kabul edilmedim. Bana fotoğrafın bu şekilde kullanılması nedeniyle mahkemeye başvurmamı söylediler. Ben de `Neden mahkemeye başvurayım?' dedim. Ben babamın fotoğrafının bu şekilde kullanılmasından rahatsız değilim. Ancak bunun doğrusunu da ortaya çıkarmak istiyordum.

Genelkurmay Başkanlığı'ndan babamın nasıl bir asker olduğunun ortaya çıkarılmasını istedim. Böylece, o fotoğrafın Çanakkale harbinde çekilmediğini kanıtlayacaktım. Çünkü babam İzmir'den geldikten kısa bir süre sonra askere gitti. Askerliği'ni Siirt'te yaptı. Orada `Dersim ayaklanmasının' bastırılmasında görev aldı. Babam, başarılı bir askerdi. Hatta 4 yıl sonra askerden gelince Bolu Alay Komutanlığı'nda başarısından dolayı mükafatlandırılmıştı.

Niyazi amca da babamla aynı dönemde yaptı askerliğini. Ama bildiğim kadarıyla o Adapazarı'nda yaptı."Annesi ve babasının birlikte çekilmiş fotoğrafını gösterip, iki fotoğrafı karşılaştıran Seyran Bayseç, "Babam iki fotoğrafta da aynı pozu vermiş. Bu iki fotoğrafa baktığınızda, o fotoğraftaki kişinin babam olduğunu kolaylıkla anlayabilirsiniz" dedi.
 

ssslytherin

Asistan
Katılım
3 Nisan 2012
Mesajlar
265
Reaksiyon puanı
0
Puanları
16
Yazar keşke araştırsaydı biraz. Onların kim olduklarını ve asker değil havaalanında çalışan işçiler oldukları bilgisine ulaşırdı.

Şu cümleye dikkat edersen onlara zaten asker muamelesi yapmamış yazar.

"Subay ceketli olanın yakasının son düğmesi bile kapalıyken, asker kılıklının yaka-bağır açık vaziyette."
ve
"Bu ikisi, her ne kadar asker gibi duruyorlarsa da, gerek üzerilerindeki giysilerin durumu, gerekse taşıdıkları teçhizatın durumu nizami değildir."
 

-Hewal-

Müdavim
Katılım
27 Haziran 2008
Mesajlar
5,206
Reaksiyon puanı
11
Puanları
0
Yav ona bakarsanız elin latin alfabesinide zamanında Türk alfabesi diye yutturdular bu millete daha da fazlası var ama malum konuşamıyoruz.
 
Üst