SDN Galatasaray Kulübü

Persona Grata

Profesör
Emektar
Katılım
21 Aralık 2009
Mesajlar
3,515
Reaksiyon puanı
53
Puanları
228
Keita'dan vazgeçildi. Mersin İdman Yurdu'nun da Al Sadd kulübünün aklını karıştırdığını söylentileri var. Biz kiralamak istedik, MIY bonservisini alalım deyince olay koptu.

Bu arada Şeref Aydın'ı bilen bilir. Kısa bir süre önce dünyaca ünlü bir golcüyle kesin olarak anlaşıldığını yazdı ama isim vermedi. :)

Drogba, Forlan veya Podolski üçlüsünden birisinin gelmesine kesin gözüyle bakılıyor. Özellikle Atletico Madrid Forlan'ı elinden çıkarmak istiyor, o yüzden bonservis bedelsiz gelebileceği söyleniyor.

Umarım bu isim Drogba'dır. :P
 

way_be

Dekan
Katılım
2 Mayıs 2010
Mesajlar
5,798
Reaksiyon puanı
12
Puanları
218
Keita'dan vazgeçildi. Mersin İdman Yurdu'nun da Al Sadd kulübünün aklını karıştırdığını söylentileri var. Biz kiralamak istedik, MIY bonservisini alalım deyince olay koptu.

Bu arada Şeref Aydın'ı bilen bilir. Kısa bir süre önce dünyaca ünlü bir golcüyle kesin olarak anlaşıldığını yazdı ama isim vermedi. :)

Drogba, Forlan veya Podolski üçlüsünden birisinin gelmesine kesin gözüyle bakılıyor. Özellikle Atletico Madrid Forlan'ı elinden çıkarmak istiyor, o yüzden bonservis bedelsiz gelebileceği söyleniyor.

Umarım bu isim Drogba'dır. :P


srfydn yazmış dediğin gibi ama isim vermemiş.


sanırım adebayor ama inşallah drogbadır :)

-
 

eray045

Rektör
Katılım
12 Nisan 2008
Mesajlar
12,600
Reaksiyon puanı
250
Puanları
243
5,h=343.bild.jpg
dfb-poldi-tuerkfl_ddp_500x336.jpg
 

gs_kadir

Profesör
Katılım
5 Ocak 2011
Mesajlar
4,263
Reaksiyon puanı
8
Puanları
218
uA_reasonably_small.png


378703746.jpg


---------- Post added at 16:42 ---------- Previous post was at 16:01 ----------

 

acabuco4

Profesör
Katılım
26 Ekim 2008
Mesajlar
4,007
Reaksiyon puanı
24
Puanları
218
18 gün sonra lig başlıycak hala 2 transfer eksiğimiz var .
 

way_be

Dekan
Katılım
2 Mayıs 2010
Mesajlar
5,798
Reaksiyon puanı
12
Puanları
218
bakalım kim gelecek sol beke ve ardanın yerine adam lazım
 

YellowRed

Rektör
Katılım
2 Ekim 2008
Mesajlar
13,567
Reaksiyon puanı
27
Puanları
0
106gcjt.gif


Tarih Bizi Yazar! Sizden Hesap Sorar!

Sevgili Galatasaraylılar ve ultrAslanlar;

Son dönemde Türk futbolunda deprem yaratan şike ve teşvik iddiaları ile ilgili gelişmelerin ardından bir açıklama yapma gereği doğmuştur.

Öncelikle bilinmelidir ki ultrAslan, Galatasaray Başkanı Sayın Ünal Aysal başta olmak üzere tüm yönetimimiz, hocamız, futbolcularımızın yanındadır.

Futbolun bu kadar kir pas içinde olduğu bir dönemde tertemiz kalmamızı sağlayan ve başı dik yürümemize vesile olan herkese tüm Galatasaraylılar adına teşekkürü bir borç biliriz.

Bugüne kadar sessiz kalmamızı eleştiren tüm taraftarımıza saygı duyuyoruz. Ancak devam etmekte olan adli süreç ile gerilen ortamda yapılacak her açıklama farklı mecralara çekilerek yanlış değerlendirilebilir. Bu nedenle ultrAslan olarak bugüne kadar süreci takip ederek sessizliğimizi koruduk. Bundan sonra da her sağduyulu Galatasaray taraftarından beklentimiz tahriklere kapılmamaları ve sakin kalmalarıdır. Galatasaray’ın büyüklüğüne yakışan da budur.

Ancak bu, asla ve asla sessiz ve tepkisiz kalacağız anlamına gelmez. Dünyanın en büyük taraftar oluşumu olan ultrAslan, kurulduğu günden bu yana olduğu gibi yine Galatasaray için her yerde ve her platformda yerini alacak ve gerektiğinde de demokratik tepkisini gösterecektir.

Türkiye Futbol Federasyonu ve onlarla pazarlık yapan bir takım kulüplerin başkanları ve hatta tüm kamuoyuna şunu tekrar hatırlatmakta fayda var; ‘ Galatasaray Türkiye’dir!’.

Daha önce herkesçe malum olan durumlarda disiplin talimatı uygulamaya cesaret edemeyenler, 106 yıllık şanlı tarihi ile TFF’den daha büyük olan Galatasaray’ın Başkanı’nı tehdit etme cüreti ve gücüne sahip değildir! Al(ama)dığı kararlarla meşruluğu ve kime hizmet ettiği tartışılan bir Federasyon ve onun başındaki Başkanı’nın da Galatasaray Başkanı’na, yönetimine ve taraftarına akıl verme ehliyeti yoktur! Şike ve teşvik verdiği iddiası ile bugün tutuklu olan bir kulüp başkanını ziyaretini, ‘O benim kulübümün de başkanı’ sözleri ile yorumlayan ve tarafsız olması gereken TFF Başkanı’nın taraf olduğu son dönemdeki tutumları ile aşikardır. Söz konusu talihsiz açıklamayı yapan bir başkanın, 106 yıllık Galatasaray Kulübü ve 600 yıllık bir geleneği temsil eden Galatasaray Başkanı’na karşı ortaya koyduğu tavrın izahatı yoktur!

Bu şartlar altında Galatasaray’ı kirli masabaşı oyunlarına alet etmek isteyenlerin bu beyhude çabalarını yakından takip etiğimizi ultrAslan olarak tekrar belirtmekte fayda görüyoruz.

Tüm dünyada uygulanan futbolun kurallarını hiçe sayarak, Türk futbolunun geleceğine ipotek koyanlara gereken tepkiyi vereceğiz ancak bugün Galatasaray’ı linç etmeye çalışan ve ‘şike ve teşvik’ organizasyonlarının içinde olduğu yüce Türk adaleti ve kamuoyunun avukatlığını yapan savcılar tarafından açıkça iddia edilen kişi ve kurumların bir nevi sözcülüğüne soyunanların, TERTEMİZ kulübümüze dil uzatma hadsizliğini göstermesi karşısında yapmamız gereken birlik ve beraberliğimizi korumaktır.

Büyük Galatasaray taraftarı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Galatasaray armasının olduğu her yerde olacak ve desteğini de artırarak verecektir. Sizleri bu süreçte kulübümüze ve beraberinde Türk futboluna sahip çıkmaya davet ediyoruz.

Futbolu yeşil sahalardan masalara taşıyanların, yüce Türk adaletini ve kamu hizmeti yapan Emniyet ve Savcıların verdiği kararları hiçe sayarak hareket edenlerin yaptıkları yanlarına elbette kar kalmayacaktır. Bugün bu tarihi skandala imza atanlar, hem Galatasaraylıların vicdanında, hem de yüce Türk adaletinin önünde yaptıklarının hesabını vereceklerdir. Buna inancımız tamdır!

Türk futbol tarihinin altın sayfalarının altında imzası olan Galatasaray’ı, kirli oyunlarının ortağı yapmaya kimsenin gücü yetmeyecek, Galatasaray’ın büyüklüğü ve bütünlüğü bu hesapların içinde olanlara imkân vermeyecektir.

Yaşanan bu süreçte, diğer takımların taraftarlarının da büyük bir kısmının Sayın Başkanımız Ünal Aysal’ın ve Galatasaray’ın açıklamasını desteklediğini görmek bizleri ayrıca mutlu etmiştir. Futbolu seven ve sağduyu sahibi tüm taraftarların da bu yaşananlara kayıtsız kalmayacağına inancımız tamdır.

Kulübümüzün yaptığı son açıklamayı anlama kabiliyetine haiz olmayan bir Başkan’ın, Türk futbolunun 106 yıldır lokomotifi olan Galatasaray’ı “Bugünü tarihe not düşün... G.Saray Türkiye’yi UEFA’ya ihbar etmiştir... Sonuçlarına hep beraber katlanacağız” sözleri ile suçlaması bir iş bilmezlik ve hedef saptırmadır...

TFF şunu unutmamalıdır ki; Galatasaray Spor Kulübünün kurucusu olan Büyük Galatasaraylı Ali Sami Yen, Türkiye’de futbolun gelişmesi için uğraş veren ilk Türk resmi spor örgütü Türkiye İdman İttifakları Cemiyeti’nin kurucularındandır. Bu cemiyet daha sonra Türkiye Futbol Federasyonu’nun temelini oluşturmuştur. Kısaca TFF’nin Başkanı, başında bulunduğu kurumun temellerini atan Ali Sami Bey’in kemiklerini sızlatma hadsizliğinde bulunarak, özüne ihanet etmiştir!

Bir sözümüz de kime hizmet ettiği belli olmayan, vasfının ne olduğu ve varlığı tartışılan Kulüpler Birliği’ne!

Temelinde Türk futbolunda 4 büyükler olarak adlandırılan kulüplere karşı olarak kurulan ve Rahmetli Başkanımız Özhan Canaydın döneminde dağılmaya yüz tutmuşken yeniden toparlanan Kulüpler Birliği, o dönemde kendisine savaş açan ve birlikten ayrılan bir kulübün yanında durma omurgasızlığını göstermektedir... Tek derdi koltukları olan ve kasalarına kalacak paraları düşünen kulüplerin başkanlarının o camiaların asıl sahipleri olan taraftarları temsil etmediğini biliyoruz... Sağduyu sahibi, futbolu seven ve bu oyunun temizlenmesi için gerekli duyarlılığa sahip tüm taraftarları bir kenara ayırıyoruz...

Tüm bunların dışında Galatasaraylı olduğu bilinen tüm TFF Yönetim Kurulu Üyeleri’ni istifaya davet ediyoruz... Ayrıca Sayın Başkanımın Ünal Aysal’ın da bir karar vererek Galatasaray’a karşı Federasyon’un yanında tavır koyan ve yozlaşmış bir anlayışla hareket eden Kulüpler Birliği ile kulübümüzün tüm bağlarını kopartmasını ivedilikle talep ediyoruz!

Sonuç olarak Türk futbolunu maddi çıkarları düşünerek yönetmeye çalışan, yayıncı kuruluşun talimatlarıyla hareket etmeye özen gösteren TFF’yi Galatasaray Başkanı Sayın Ünal Aysal ve Yönetim Kurulu başta olmak üzere, tüm Galatasaray camiasından özür dilemeye davet ediyoruz!

Başkanımızın daha önce yaptığı açıklamaya rağmen, “Ateşi üfleyerek söndürmeye çalışma” gafletine düşenler, yaptıklarının hesabını yine Yönetim Kurulumuz tarafından yapılan açıklamada olduğu gibi hem Türk halkının vicdanlarında hem de Uluslararası futbol camiası önünde vermek zorunda kalacaktır…

Sevgili Galatasaraylılar;

ultrAslan olarak yaşanan süreci yakından takip ettiğimiz tekrar ediyoruz... Lütfen müsterih olunuz... Birlik ve beraberliğimizi koruyarak, sokaklarda alnı açık, başı dik yürümenin keyfi ile Galatasaray’ımıza desteğinizi ve hem Başkanımız Ünal Aysal hem de bizlere olan güveninizi sürdürünüz.

YAŞASIN GALATASARAY!
YAŞASIN TAM BAĞIMSIZ ultrAslan!

Oğuz Altay
ultrAslan Genel Koordinatörü
 

serkanbb06

Profesör
Emektar
Katılım
16 Aralık 2008
Mesajlar
2,006
Reaksiyon puanı
31
Puanları
228
[h=1]''Podolski'yi Satmak İstemiyoruz''[/h]
voker_finke521.jpg



Alman 1. Ligi takımlarından FC Köln'ün menajeri Volker Finke, milli takım oyuncusu Lukas Podolski'nin Galatasaray'a gideceği şeklindeki haberleri reddetti.


Finke, kendisini 3 gün önce Türkiye'den arayan bir kulüp yetkilisine Podolski'yi bırakmak istemediklerini açıkça söylediğini belirterek, "Lukas Podolski'yi her şart altında tutmak istiyoruz ve transferi konusunda hiç bir görüşme yapmak istemiyoruz" şeklinde konuştu.
FC Köln'ün yeni teknik direktörü Stale Solbakken de, milli oyuncu Podolski'nin sezon sonuna kadar takımda kalacağına yüzde yüz inandığını söyledi.



 

de-

Asistan
Katılım
21 Şubat 2011
Mesajlar
132
Reaksiyon puanı
2
Puanları
18
Ne oldu başkanınız konuşamadı da taraftar gruplarını devreye sokmayamı karar verdi. O ibra etmediğiniz başkanlarınız,mahkemelik olduğunuz başkanlarınız nerede şimdi yahu.
Sözüm ona Büyük Klüp, FENERBAHÇE,ve Aziz YILDIRIM söylemleri ile kendini kurtarmaya çalışmakta.Siz bizim büyüklüğümüzü kabul ettiyseniz FENERBEHÇENİN BÜYÜKLÜĞÜ altında bu aciz şikayetlerinize devam ediniz..Bunlar bizim
büyüklüğümüzden birşey eksiltmez

---------- Post added at 04:27 ---------- Previous post was at 04:24 ----------

Açıklamaya bak;
Türk futbolunun bugün verdiği sınav, yıllar sonra nice uğraş sonucu elde edilen özerklik konumuna rağmen kendini yönetme becerisine ve erkine sahip olup olmadığı sınavıdır.

Gelişmelerin ilk gününden beri son derece açıklıkla belirttik: Hiç kimsenin üzüntüsü, acısı, bizim sevincimiz olamaz. Hepimiz aynı gemideyiz ve geminin adı Türk Futbolu’dur. Gerçek şudur ki, gemimiz ağır bir yara almış, futbolumuz mahkemelere düşmüş, kişisel ve toplumsal dramlar ortaya çıkmıştır. Ancak alınan bu yara, her gün biraz daha büyürken, hiç bir şey yokmuş gibi davranmak daha büyük maliyetlere yol açacaktır. Gün dövünme, tartışma, kavga günü değildir. Hep beraber oturup ortak bir akıl ve strateji olusturma günüdür.

Bu strateji “zaman kazanma”ya dayandırılamaz. Kendimizi yönetme becerisi ve erkine sahip olduğumuzu kanıtlamamız için atılması gerekli adımlar bellidir. Geciktikçe bedel daha da ağırlaşacaktır. En kötüsü bu adımları biz zamanında atmaz isek, başkalarının bizim adımıza atması kaçınılmazdır. Kurallar çerçevesinde hatalarımızla yüzleşip gereğini biz yapmazsak dünyada bunu üst kuruluşlar yapar. Kendi kangrenli parmağımızı kendimiz kesmezsek, birileri gelir kolumuzu keser. “Biz yapamadık, onlar yaptı” diyemeyiz. Uygar dünyanın saygın bir üyesi olmak, öncelikle hatalarımızla yüzleşip, kendimize karşı dürüst olmaktan geçer.

Türk Futbol endüstrisinin yöneteni bellidir. Futbol tarihimizin en önemli problemi önlerine gelmiştir. Böyle bir meselede adaleti tam ve net olarak sağlamak çok zordur. Ancak onun görevidir. Bu görevi başkalarına bırakamaz, devredemez. Bizlere düşen ise kendilerine sonuna kadar destek vermek ve yardımcı olmaktır.

Futbolumuzdakı bazı şahsiyetlerin hırsları, bir an için akıllarının önüne geçmiş olabilir. Bu her bireyın, her an başına gelebilir. Bu durum bazı haksızlıklar ve adaletsizlikler yaratmış olabilir. Ancak dünyada barışın en büyük çimentosu olan spor dünyasında hiç kimsenin söz konusu rakibi de olsa bir tek gün bile özgürlüğünün sınırlanması istenemez.

Ama ne anlayış, ne acıma, ne dostluk duygularımız hataları ortadan kaldırmaz. Yapmamız gereken, FIFA ve UEFA'nın tum kuralları, uluslararası futbol camiasının örf ve adetlerini eksiksiz yerine getirmektir. Ne eksik ne fazla. Böyle bir uygulama hata yapan futbol yöneticilerimizi, spor insanlarımızı hapisten kurtaracağı gibi, Türk futbolunun kaderini kendimizin çizmesi demek olacaktır. Bu uygulamayı başkasına bırakmak, yapacağımız en büyük hata olur.

110 yıllık geçmişi olan, artık kültürümüzün bır parçası olmuş futbolumuzun kaderini, başkalarının çizmesini kabullenmek gibi bir tarihi hatayı yapma lüksümüz yoktur, olamaz.

Aksi takdirde tarih, hepimizden hesap sorar.​

11 Temmuz'dan sonra yapılan açıklama ise şöyle:

"Türk futbolu çok ağır bir şaibe altında. Toplumumuzu sadece sportif açıdan değil sosyal açıdan da alt üst edecek kadar derin ve yaygın olduğu anlaşılan büyük bir sorunla karşı karşıyayız.

Göreve yeni başlamış olan Türkiye Futbol Federasyonu’nun ne denli ağır bir sorumluluk altında olduğunun bilincindeyiz. Kararların geciktirildiği her gün Türk sporuna zarar vermektedir. Bilelim ki dünyanın saygın bir gücü olmaya soyunmuş bir ülkesi olarak asıl verdiğimiz sınav etik değerlere sahip çıkma konusundaki kararlılığımızdır.

Galatasaray olarak biz, Türk futbolunun içine düştüğü bu karanlıktan bir an önce çıkarılması için tüm mercilerin, gerekirse liglerin bir süre ertelenmesi kararı dahil, üzerlerine düşen tüm görevleri zaman kaybetmeden yerine getireceklerine ve kararın verilmesi için gerekli bilgi ve delillerin Federasyon’umuza ivedilikle iletilerek sürecin hızlandırılacağına inanıyoruz.

Galatasaray camiası olarak alınacak her karar ve uygulamanın en yakın takipçisi olmaya devam edeceğiz."​

Şimdi bu iki açıklama arasında Rıdvan'ın "başkalarının acılarından mutluluk mu duyuyorsunuz" sorusuna hemen hızla cevap yetiştirilmesi dışında bir fikri tutarlılık var, o da şu,

"Hemen karar verin siz vermezseniz başkaları verecek! Başımıza çok kötü şeyler gelecek!"

Bu kadar ahmaklığı Türkiye'de kimse hak etmiyor.

Kim karar verecek? UEFA kaç kere açıklama yaptı, Galatasaray yönetimi içerisinde UEFA'yı takip eden kimse yok mu?

11 Temmuz tarihli Galatasaray'ın "bu ateş üfleyerek sönmez" başlıklı yazılı açıklamasından 1 gün sonra UEFA şöyle bir açıklama yaptı:

UEFA is fully aware of the current match-fixing allegations in Turkey surrounding certain clubs, individuals and players.

UEFA confirms it is monitoring the situation on a daily basis, and that it is in close contact with the Turkish Football Association (TFF) on this issue.

There is no doubt this is a complex case which is still evolving, but the matches under suspicion clearly fall within the sporting jurisdiction of the TFF and the legal jurisdiction of the Turkish judicial system. UEFA therefore cannot comment on any potential outcomes.

With regard to the participation of Turkish clubs in UEFA club competitions, UEFA has full confidence in the TFF to submit to UEFA the names of the clubs to be entered based purely on sporting merit, and to take the necessary strong action in this case with the information at its disposal.

Given the information received so far by UEFA there is nothing according to the UEFA statutes or regulations that leads UEFA to refuse entry to any of the clubs currently involved in the investigations in Turkey.​

19 Temmuz tarihli UEFA görüşmesi sonucunda Arıboğan şöyle söyledi:

, "Soruşturmanın başlamasından itibaren UEFA'yı hem sözlü hem de yazılı olarak bilgilendiriyoruz. Bugün de UEFA yetkilileri bizlerden hukuki sürecin detaylarını aldı. İşbirliğimiz devam edecek. UEFA da başından beri bizlerin duruşunu destekliyor. Geçen haftadan bu yana belgelerin bize geleceğine dair beklentimiz var ama bu hafta geleceğini umuyoruz. Bazen bu konularda da kavram kargaşası oluyor, bu konudaki özel yetkili savcımız zaten başkanımızı ve bizleri davet ederek bu konuda bilgi vermişti. Ama konunun gizliliğinden dolayı delillerin bize aktarılması gecikti. Belgelerin bize verilmesinin mahkeme süreciyle ilgisi yok, savcımızın soruşturmasıyla alakası var."​

Yetmedi Platini şöyle söyledi:

Michel Platini, UEFA'nın 12 Temmuz'da yaptığı açıklamayı hatırlattı ve F.Bahçe'nin kaderini yakından ilgilendiren şu sözleri sarf etti: 'Aldığımız kararlar var ve Avrupa kupalarından ihraç etmeden önce şike yaptıklarından emin olmamız gerekiyor'.​

Gazete okuyun bari? Koca kulüpte gazeteleri de takip eden bir Allah kulu yok mu?

11 Temmuz günü çıktı Galatasaray diyor ki bu ateş üfleyerek sönmez. 11 Temmuz tarihinde Serdal Adalı ve Tayfur Havutçu dahi tutuklanmış değil, soruşturmanın başı. O dönemde çıkan bir çok bilginin bugün yalan çıktığını da biliyoruz. Savcının son 5 maçın sonucunu biliyorduk açıklaması bile bugün yalanlandı. Galatasaray ne bekliyordu ki?

Bugün de çıkmış açıklama yapıyorlar, "Siz karar vermezseniz başkası verir" iyi güzel, bu kararı kim verecek sayın Galatasaray Yönetimi?

Futbol disiplin talimatının 72. maddesi savunma almadan ceza verilmez diyor, TFF Statüsüne göreyse disiplin ihlallerinden doğan her tür olaya disiplin kurulları karar verir. TFF'nin disiplin kurulu kim? PFDK. Etik kurulu raporu hazırlamış, PFDK'ya dosya sevk edilmiş, nasıl karar verecek TFF Yönetim Kurulu?

Yani Galatasaray diyor ki, küme düşürün.

İyi de kardeşim Tayfur Havutçu bugün tutuklu mu tutuklu? Tayfur bugün dava dosyasının içeriğini görebiliyor mu? TCK 285 gereği göremiyor. Bu adamın savunmasını nasıl alacak TFF PFDK? Bu adamın savunmasını almadan ceza verin mi diyorsunuz? Peki diyelim verildi, neticede yürüyen bir ceza davası da var, nitekim davaya 6222 sayılı kanunun hilafına ağır ceza mahkemesi bakıyor, bu suçun da cezası 12 yıl. TFF bu suçla ilgili uzman sayılabilir mi? Sayılır. Diyelim TFF kafayı yedi, tam sizin istediğiniz gibi, PFDK'ya sevketmeden, savunma almadan Yönetim Kurulu yetkisi olmadan ben küme düşürüyorum dedi. Tayfur'un şike yaptığı yönünde bir uzman görüşü olarak bu değerlendirilebilir. Yazık değil mi kardeşim Tayfur 12 sene hapis cezası ile yargılanıyor? Utanmaz adamlar mısınız siz? Kastınız mı var? Böyle bir kararın nerelerden dönüp, nasıl TFF'ye gireceğini, bu usulsüzlüğün nasıl tarumar edileceğini de mi anlamıyorsunuz?

Bunun adı da "adalet isteği" mi oluyor şimdi? Akılsızlık, vicdansızlık, büsbütün cehalet için fazla güzel bir kelime değil mi bu?

Galatasaray Üniversitesinden Spor Hukukçusu Pınar Memiş bakın ne diyor:

“Şike cezasının alt sınırı 5 üst sınır ise 12 yıl. Eğer bu örgütlü bir şekilde yapılmışsa ceza yüzde 50 artırılır. Öyle olunca alt sınır 7,5 yıl üst sınır ise 18 yıl olur. Şikeyi eğer yöneticiler yapmışsa o azaman da yüzde 50 artırılır. Kaba bir hesapla alt sınır yaklaşık 11 yıl üst sınır ise 27 yıl olur. Bu hesaplama TCK’nın 61. maddesine göre yapılır. Ayrıca her şike ayrı bir suçtur. Bu noktada her şike olayı için ayrı ceza vermek gerekir. Örneğin bir kulüp yöneticisi örgütlü olarak üç maçta şike yapsın. Adli merciler bu şikeleri şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatlarsa, şikeye karışanların alacağı cezanın alt sınırı yaklaşık 30 yıl üst sınırı ise 81 yıl olur. Ancak infaz kanunu ile en fazla 30 yıl ceza alırlar.”

Masumiyet karinesi

“Adli makamların elinde delil toplamak ve araştırmak için her türlü imkan mevcut. Ancak TFF’de bu yok. Bu yüzden masumiyet karinesinden yola çıkarak TFF’nin dava sonuçlanmadan disiplin cezası uygulamaya kalkması yanlış olur. Çünkü dava sonucunda şüpheliler suçsuz çıkarsa telafisi mümkün olmayan mağduriyetler ortaya çıkar.

Bu noktada TFF, iddianame hazırlanana kadar karar vermemeli. Zaten soruşturmanın gizliliği olduğu için bu süreçte savcılığın TFF ile bilgi ve belge paylaşımı da söz konusu olamaz. Bu şartlar altında iddianameyi beklemek en doğru karar. İddianame açıklandığında ise TFF, 81. maddesini devreye sokarak ihtiyati tedbir kararı alabilir. Küme düşürülme ya da spordan men edilme gibi disiplin cezalarının verilmesi için de davanın bitmesi beklenmeli.”​

Kim bunu diyen? Gazeteye şöyle tarif ediyor "6222 sayılı kanuna Türkiye’de en fazla hakim olan kişilerin başında Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim elemanı Pınar Memiş

Biriniz de gidin sorun yahu? Biriniz de bir açıklama yapmadan önce gidin hukukçulardan görüş alın? Şu ülke insanını birbirine düşürüyorsunuz. Bu açıklamanın hiçbir sorumluluğu olmadığını mı sanıyorsunuz? Ben söyleyeyim var.

İki tane açıklama yaptı Galatasaray iki açıklamada bir tane hukuki metne tek bir referans yok. Bir tane hukuk kuralı yok. Şöyle yapın, böyle yapın. Neye göre? Galatasaray'ın paşa keyfine göre. Yok ya? Bu ülke futbolu hukukçulara sorup görüş almaktan bile aciz adamların gönlünden geçenlere göre mi yönetilecek? Hiç kimse kendisini hukuk kurallarının üstünde saymasın. Hiç kimse ortada açık, tartışılmaz hükümler varken bu hükümleri yok sayma hakkına sahip değil, olamaz.

Bugün bu yaptığınız disiplin yargılamasını etkilemeye teşebbüstür. Devam eden bir dava hakkında kamuoyuna bu neviden bir açıklama yaparak zımnen acilen TFF'yi hukuka aykırı olarak karar vermeye davet etmek, her türlü hukuki mesnetten yoksundur.

Galatasaray yönetiminin bu yaptığı futbol atmosferinin ve müsabakaların barışçıl bir şekilde oynanmasına da hizmet etmez. Tam tersine Galatasaray taraftarını ve Fenerbahçe taraftarını galeyana getirerek düşmanlık hislerini körükler.

Bu açıklamanın neticede nereye yöneldiği bellidir, ne demek istediği de bellidir, bu ülkede hiç kimse bunun ne manaya geldiğini anlayamayacak kadar aptal da değil. Bu saatten sonra, Fenerbahçe düşürülürse hiç kimse kimseye bunda Galatasaray'ın kurduğu baskının etkin olmadığını anlatamaz. Galatasaray yönetiminin federasyon üzerinde bir baskı kurmaya çalıştığı açıktır. Galatasaray yönetimi unutuyor, PFDK ne karar verirse, gerekçeli verecek, o gerekçeyi de hep birlikte göreceğiz. Eğer vicdanlarda rahatsızlık yaratan bir boyutu olursa bundan da mesul bu saatten sonra Galatasaray Yönetimi olarak bilinecektir.

Ünal Aysal göreve başlamadan önce taraftarların birlikte bir maç izleyeceği bir atmosferi istediğini söylüyordu. Hukuki hiçbir dayanağı olmayan, kişi ve kurumlar üzerinde aba altından sopa göstererek baskı kurmayı amaçlayan açıklamaların böyle bir atmosferi imkansız hale getireceğinin de bilincinde olmalıdır. Bugün hizmet ettiği, Türk sporunda fair play içerisinde sürecek bir müsabaka atmosferi değil, insanların birbirlerine gireceği bir şiddet atmosferidir, bunun sonuçlarından da mesul olduğunu hissetmesi gerekir.

Uyarmayı bir görev biliyorum, Galatasaray ciddi yönetilmesi gereken bir kurumdur. Duygusal istekler, paşa keyfe göre taleplerle kamuoyuna yapılan her açıklama bu ciddiyeti yok etmektedir.

Galatasaray karakterinin ne olduğunu göstermek Galatasaray Yönetim Kurulu'nun elindedir. Bugün bir karakter gösteriyorlar, yarın o karakterin sonuçlarıyla da başbaşa kalırlar.
 

preferst

Profesör
Cezalı
Katılım
19 Haziran 2009
Mesajlar
1,276
Reaksiyon puanı
30
Puanları
228
Konum
Usa
Ne oldu başkanınız konuşamadı da taraftar gruplarını devreye sokmayamı karar verdi. O ibra etmediğiniz başkanlarınız,mahkemelik olduğunuz başkanlarınız nerede şimdi yahu.
Sözüm ona Büyük Klüp, FENERBAHÇE,ve Aziz YILDIRIM söylemleri ile kendini kurtarmaya çalışmakta.Siz bizim büyüklüğümüzü kabul ettiyseniz FENERBEHÇENİN BÜYÜKLÜĞÜ altında bu aciz şikayetlerinize devam ediniz..Bunlar bizim
büyüklüğümüzden birşey eksiltmez

---------- Post added at 04:27 ---------- Previous post was at 04:24 ----------

Açıklamaya bak;
Türk futbolunun bugün verdiği sınav, yıllar sonra nice uğraş sonucu elde edilen özerklik konumuna rağmen kendini yönetme becerisine ve erkine sahip olup olmadığı sınavıdır.

Gelişmelerin ilk gününden beri son derece açıklıkla belirttik: Hiç kimsenin üzüntüsü, acısı, bizim sevincimiz olamaz. Hepimiz aynı gemideyiz ve geminin adı Türk Futbolu’dur. Gerçek şudur ki, gemimiz ağır bir yara almış, futbolumuz mahkemelere düşmüş, kişisel ve toplumsal dramlar ortaya çıkmıştır. Ancak alınan bu yara, her gün biraz daha büyürken, hiç bir şey yokmuş gibi davranmak daha büyük maliyetlere yol açacaktır. Gün dövünme, tartışma, kavga günü değildir. Hep beraber oturup ortak bir akıl ve strateji olusturma günüdür.

Bu strateji “zaman kazanma”ya dayandırılamaz. Kendimizi yönetme becerisi ve erkine sahip olduğumuzu kanıtlamamız için atılması gerekli adımlar bellidir. Geciktikçe bedel daha da ağırlaşacaktır. En kötüsü bu adımları biz zamanında atmaz isek, başkalarının bizim adımıza atması kaçınılmazdır. Kurallar çerçevesinde hatalarımızla yüzleşip gereğini biz yapmazsak dünyada bunu üst kuruluşlar yapar. Kendi kangrenli parmağımızı kendimiz kesmezsek, birileri gelir kolumuzu keser. “Biz yapamadık, onlar yaptı” diyemeyiz. Uygar dünyanın saygın bir üyesi olmak, öncelikle hatalarımızla yüzleşip, kendimize karşı dürüst olmaktan geçer.

Türk Futbol endüstrisinin yöneteni bellidir. Futbol tarihimizin en önemli problemi önlerine gelmiştir. Böyle bir meselede adaleti tam ve net olarak sağlamak çok zordur. Ancak onun görevidir. Bu görevi başkalarına bırakamaz, devredemez. Bizlere düşen ise kendilerine sonuna kadar destek vermek ve yardımcı olmaktır.

Futbolumuzdakı bazı şahsiyetlerin hırsları, bir an için akıllarının önüne geçmiş olabilir. Bu her bireyın, her an başına gelebilir. Bu durum bazı haksızlıklar ve adaletsizlikler yaratmış olabilir. Ancak dünyada barışın en büyük çimentosu olan spor dünyasında hiç kimsenin söz konusu rakibi de olsa bir tek gün bile özgürlüğünün sınırlanması istenemez.

Ama ne anlayış, ne acıma, ne dostluk duygularımız hataları ortadan kaldırmaz. Yapmamız gereken, FIFA ve UEFA'nın tum kuralları, uluslararası futbol camiasının örf ve adetlerini eksiksiz yerine getirmektir. Ne eksik ne fazla. Böyle bir uygulama hata yapan futbol yöneticilerimizi, spor insanlarımızı hapisten kurtaracağı gibi, Türk futbolunun kaderini kendimizin çizmesi demek olacaktır. Bu uygulamayı başkasına bırakmak, yapacağımız en büyük hata olur.

110 yıllık geçmişi olan, artık kültürümüzün bır parçası olmuş futbolumuzun kaderini, başkalarının çizmesini kabullenmek gibi bir tarihi hatayı yapma lüksümüz yoktur, olamaz.

Aksi takdirde tarih, hepimizden hesap sorar.​

11 Temmuz'dan sonra yapılan açıklama ise şöyle:
"Türk futbolu çok ağır bir şaibe altında. Toplumumuzu sadece sportif açıdan değil sosyal açıdan da alt üst edecek kadar derin ve yaygın olduğu anlaşılan büyük bir sorunla karşı karşıyayız.

Göreve yeni başlamış olan Türkiye Futbol Federasyonu’nun ne denli ağır bir sorumluluk altında olduğunun bilincindeyiz. Kararların geciktirildiği her gün Türk sporuna zarar vermektedir. Bilelim ki dünyanın saygın bir gücü olmaya soyunmuş bir ülkesi olarak asıl verdiğimiz sınav etik değerlere sahip çıkma konusundaki kararlılığımızdır.

Galatasaray olarak biz, Türk futbolunun içine düştüğü bu karanlıktan bir an önce çıkarılması için tüm mercilerin, gerekirse liglerin bir süre ertelenmesi kararı dahil, üzerlerine düşen tüm görevleri zaman kaybetmeden yerine getireceklerine ve kararın verilmesi için gerekli bilgi ve delillerin Federasyon’umuza ivedilikle iletilerek sürecin hızlandırılacağına inanıyoruz.

Galatasaray camiası olarak alınacak her karar ve uygulamanın en yakın takipçisi olmaya devam edeceğiz."​

Şimdi bu iki açıklama arasında Rıdvan'ın "başkalarının acılarından mutluluk mu duyuyorsunuz" sorusuna hemen hızla cevap yetiştirilmesi dışında bir fikri tutarlılık var, o da şu,

"Hemen karar verin siz vermezseniz başkaları verecek! Başımıza çok kötü şeyler gelecek!"

Bu kadar ahmaklığı Türkiye'de kimse hak etmiyor.

Kim karar verecek? UEFA kaç kere açıklama yaptı, Galatasaray yönetimi içerisinde UEFA'yı takip eden kimse yok mu?

11 Temmuz tarihli Galatasaray'ın "bu ateş üfleyerek sönmez" başlıklı yazılı açıklamasından 1 gün sonra UEFA şöyle bir açıklama yaptı:
UEFA is fully aware of the current match-fixing allegations in Turkey surrounding certain clubs, individuals and players.

UEFA confirms it is monitoring the situation on a daily basis, and that it is in close contact with the Turkish Football Association (TFF) on this issue.

There is no doubt this is a complex case which is still evolving, but the matches under suspicion clearly fall within the sporting jurisdiction of the TFF and the legal jurisdiction of the Turkish judicial system. UEFA therefore cannot comment on any potential outcomes.

With regard to the participation of Turkish clubs in UEFA club competitions, UEFA has full confidence in the TFF to submit to UEFA the names of the clubs to be entered based purely on sporting merit, and to take the necessary strong action in this case with the information at its disposal.

Given the information received so far by UEFA there is nothing according to the UEFA statutes or regulations that leads UEFA to refuse entry to any of the clubs currently involved in the investigations in Turkey.​

19 Temmuz tarihli UEFA görüşmesi sonucunda Arıboğan şöyle söyledi:
, "Soruşturmanın başlamasından itibaren UEFA'yı hem sözlü hem de yazılı olarak bilgilendiriyoruz. Bugün de UEFA yetkilileri bizlerden hukuki sürecin detaylarını aldı. İşbirliğimiz devam edecek. UEFA da başından beri bizlerin duruşunu destekliyor. Geçen haftadan bu yana belgelerin bize geleceğine dair beklentimiz var ama bu hafta geleceğini umuyoruz. Bazen bu konularda da kavram kargaşası oluyor, bu konudaki özel yetkili savcımız zaten başkanımızı ve bizleri davet ederek bu konuda bilgi vermişti. Ama konunun gizliliğinden dolayı delillerin bize aktarılması gecikti. Belgelerin bize verilmesinin mahkeme süreciyle ilgisi yok, savcımızın soruşturmasıyla alakası var."​

Yetmedi Platini şöyle söyledi:
Michel Platini, UEFA'nın 12 Temmuz'da yaptığı açıklamayı hatırlattı ve F.Bahçe'nin kaderini yakından ilgilendiren şu sözleri sarf etti: 'Aldığımız kararlar var ve Avrupa kupalarından ihraç etmeden önce şike yaptıklarından emin olmamız gerekiyor'.​

Gazete okuyun bari? Koca kulüpte gazeteleri de takip eden bir Allah kulu yok mu?

11 Temmuz günü çıktı Galatasaray diyor ki bu ateş üfleyerek sönmez. 11 Temmuz tarihinde Serdal Adalı ve Tayfur Havutçu dahi tutuklanmış değil, soruşturmanın başı. O dönemde çıkan bir çok bilginin bugün yalan çıktığını da biliyoruz. Savcının son 5 maçın sonucunu biliyorduk açıklaması bile bugün yalanlandı. Galatasaray ne bekliyordu ki?

Bugün de çıkmış açıklama yapıyorlar, "Siz karar vermezseniz başkası verir" iyi güzel, bu kararı kim verecek sayın Galatasaray Yönetimi?

Futbol disiplin talimatının 72. maddesi savunma almadan ceza verilmez diyor, TFF Statüsüne göreyse disiplin ihlallerinden doğan her tür olaya disiplin kurulları karar verir. TFF'nin disiplin kurulu kim? PFDK. Etik kurulu raporu hazırlamış, PFDK'ya dosya sevk edilmiş, nasıl karar verecek TFF Yönetim Kurulu?

Yani Galatasaray diyor ki, küme düşürün.

İyi de kardeşim Tayfur Havutçu bugün tutuklu mu tutuklu? Tayfur bugün dava dosyasının içeriğini görebiliyor mu? TCK 285 gereği göremiyor. Bu adamın savunmasını nasıl alacak TFF PFDK? Bu adamın savunmasını almadan ceza verin mi diyorsunuz? Peki diyelim verildi, neticede yürüyen bir ceza davası da var, nitekim davaya 6222 sayılı kanunun hilafına ağır ceza mahkemesi bakıyor, bu suçun da cezası 12 yıl. TFF bu suçla ilgili uzman sayılabilir mi? Sayılır. Diyelim TFF kafayı yedi, tam sizin istediğiniz gibi, PFDK'ya sevketmeden, savunma almadan Yönetim Kurulu yetkisi olmadan ben küme düşürüyorum dedi. Tayfur'un şike yaptığı yönünde bir uzman görüşü olarak bu değerlendirilebilir. Yazık değil mi kardeşim Tayfur 12 sene hapis cezası ile yargılanıyor? Utanmaz adamlar mısınız siz? Kastınız mı var? Böyle bir kararın nerelerden dönüp, nasıl TFF'ye gireceğini, bu usulsüzlüğün nasıl tarumar edileceğini de mi anlamıyorsunuz?

Bunun adı da "adalet isteği" mi oluyor şimdi? Akılsızlık, vicdansızlık, büsbütün cehalet için fazla güzel bir kelime değil mi bu?

Galatasaray Üniversitesinden Spor Hukukçusu Pınar Memiş bakın ne diyor:
“Şike cezasının alt sınırı 5 üst sınır ise 12 yıl. Eğer bu örgütlü bir şekilde yapılmışsa ceza yüzde 50 artırılır. Öyle olunca alt sınır 7,5 yıl üst sınır ise 18 yıl olur. Şikeyi eğer yöneticiler yapmışsa o azaman da yüzde 50 artırılır. Kaba bir hesapla alt sınır yaklaşık 11 yıl üst sınır ise 27 yıl olur. Bu hesaplama TCK’nın 61. maddesine göre yapılır. Ayrıca her şike ayrı bir suçtur. Bu noktada her şike olayı için ayrı ceza vermek gerekir. Örneğin bir kulüp yöneticisi örgütlü olarak üç maçta şike yapsın. Adli merciler bu şikeleri şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatlarsa, şikeye karışanların alacağı cezanın alt sınırı yaklaşık 30 yıl üst sınırı ise 81 yıl olur. Ancak infaz kanunu ile en fazla 30 yıl ceza alırlar.”

Masumiyet karinesi

“Adli makamların elinde delil toplamak ve araştırmak için her türlü imkan mevcut. Ancak TFF’de bu yok. Bu yüzden masumiyet karinesinden yola çıkarak TFF’nin dava sonuçlanmadan disiplin cezası uygulamaya kalkması yanlış olur. Çünkü dava sonucunda şüpheliler suçsuz çıkarsa telafisi mümkün olmayan mağduriyetler ortaya çıkar.

Bu noktada TFF, iddianame hazırlanana kadar karar vermemeli. Zaten soruşturmanın gizliliği olduğu için bu süreçte savcılığın TFF ile bilgi ve belge paylaşımı da söz konusu olamaz. Bu şartlar altında iddianameyi beklemek en doğru karar. İddianame açıklandığında ise TFF, 81. maddesini devreye sokarak ihtiyati tedbir kararı alabilir. Küme düşürülme ya da spordan men edilme gibi disiplin cezalarının verilmesi için de davanın bitmesi beklenmeli.”​

Kim bunu diyen? Gazeteye şöyle tarif ediyor "6222 sayılı kanuna Türkiye’de en fazla hakim olan kişilerin başında Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim elemanı Pınar Memiş

Biriniz de gidin sorun yahu? Biriniz de bir açıklama yapmadan önce gidin hukukçulardan görüş alın? Şu ülke insanını birbirine düşürüyorsunuz. Bu açıklamanın hiçbir sorumluluğu olmadığını mı sanıyorsunuz? Ben söyleyeyim var.

İki tane açıklama yaptı Galatasaray iki açıklamada bir tane hukuki metne tek bir referans yok. Bir tane hukuk kuralı yok. Şöyle yapın, böyle yapın. Neye göre? Galatasaray'ın paşa keyfine göre. Yok ya? Bu ülke futbolu hukukçulara sorup görüş almaktan bile aciz adamların gönlünden geçenlere göre mi yönetilecek? Hiç kimse kendisini hukuk kurallarının üstünde saymasın. Hiç kimse ortada açık, tartışılmaz hükümler varken bu hükümleri yok sayma hakkına sahip değil, olamaz.

Bugün bu yaptığınız disiplin yargılamasını etkilemeye teşebbüstür. Devam eden bir dava hakkında kamuoyuna bu neviden bir açıklama yaparak zımnen acilen TFF'yi hukuka aykırı olarak karar vermeye davet etmek, her türlü hukuki mesnetten yoksundur.

Galatasaray yönetiminin bu yaptığı futbol atmosferinin ve müsabakaların barışçıl bir şekilde oynanmasına da hizmet etmez. Tam tersine Galatasaray taraftarını ve Fenerbahçe taraftarını galeyana getirerek düşmanlık hislerini körükler.

Bu açıklamanın neticede nereye yöneldiği bellidir, ne demek istediği de bellidir, bu ülkede hiç kimse bunun ne manaya geldiğini anlayamayacak kadar aptal da değil. Bu saatten sonra, Fenerbahçe düşürülürse hiç kimse kimseye bunda Galatasaray'ın kurduğu baskının etkin olmadığını anlatamaz. Galatasaray yönetiminin federasyon üzerinde bir baskı kurmaya çalıştığı açıktır. Galatasaray yönetimi unutuyor, PFDK ne karar verirse, gerekçeli verecek, o gerekçeyi de hep birlikte göreceğiz. Eğer vicdanlarda rahatsızlık yaratan bir boyutu olursa bundan da mesul bu saatten sonra Galatasaray Yönetimi olarak bilinecektir.

Ünal Aysal göreve başlamadan önce taraftarların birlikte bir maç izleyeceği bir atmosferi istediğini söylüyordu. Hukuki hiçbir dayanağı olmayan, kişi ve kurumlar üzerinde aba altından sopa göstererek baskı kurmayı amaçlayan açıklamaların böyle bir atmosferi imkansız hale getireceğinin de bilincinde olmalıdır. Bugün hizmet ettiği, Türk sporunda fair play içerisinde sürecek bir müsabaka atmosferi değil, insanların birbirlerine gireceği bir şiddet atmosferidir, bunun sonuçlarından da mesul olduğunu hissetmesi gerekir.

Uyarmayı bir görev biliyorum, Galatasaray ciddi yönetilmesi gereken bir kurumdur. Duygusal istekler, paşa keyfe göre taleplerle kamuoyuna yapılan her açıklama bu ciddiyeti yok etmektedir.

Galatasaray karakterinin ne olduğunu göstermek Galatasaray Yönetim Kurulu'nun elindedir. Bugün bir karakter gösteriyorlar, yarın o karakterin sonuçlarıyla da başbaşa kalırlar.

Adam haplı beyler..
 

ozkan003

Asistan
Katılım
30 Nisan 2011
Mesajlar
117
Reaksiyon puanı
2
Puanları
18
aslında bu fenerliler çok olmaya başladı, her türlü pisliği yapıp haklılarmış gibi hava takınmalarından artık iğreniyorum. bunların ki taraftarlıktan çıkıp "holigan"lığa dönüşmüş sadece ALLAH'ınızdan bulun demek isterim. yaşasın ANTİfener!!!
 

YellowRed

Rektör
Katılım
2 Ekim 2008
Mesajlar
13,567
Reaksiyon puanı
27
Puanları
0
muhatap olmayalım arkadaşlar. bazıları camiamızın bu kararlı tutumunu sindiremiyor. :)
 

way_be

Dekan
Katılım
2 Mayıs 2010
Mesajlar
5,798
Reaksiyon puanı
12
Puanları
218
buraya neden mesaj atıyosun ya yasaklamak lazım ortalığı kartıştırıp duruyor, hala bide haklılar gibi
 

serkanbb06

Profesör
Emektar
Katılım
16 Aralık 2008
Mesajlar
2,006
Reaksiyon puanı
31
Puanları
228
Git kendi bülbül yuvana :) Buralarda aslanlar çoktur ezilirsin üzülürüz belki :D
 

YellowRed

Rektör
Katılım
2 Ekim 2008
Mesajlar
13,567
Reaksiyon puanı
27
Puanları
0
[SDNTV]http://cdn.sporxtv.com/flv/2011/08/24/7bfaeacddd75e06f316bb9622bf32ece.mp4[/SDNTV]

İspanyol Marca gazetesi Galatasaray'ın yeni yıldızları ile sezona çok iddialı girdiği haberini yaptı. Gazete, Türkiye'nin en başarılı kulüplerinden Galatasaray'ın geçen sezon ligi 8. sırada bitirmesinin ardından bu sezon takımın başına getirdiği Fatih Terim ve yeni yıldız transferler ile şampiyonluk için iddialı olduğunu yazdı.

Sporx
 
Üst