Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
ATATÜRK YILDIZ OLMUŞ
Atatürk yıldız olmuş
Anadolu'yu aydınlatan
Atatürk yıldız olmuş
Dünya'yı aydınlatan.
* * * *
Çok büyük ve görkemli
Eşine rastlanmayan
Bir rakibi olmayan
Can üstüne can katan.
* * * *
Atatürk yıldız olmuş
Yüreği sevgi dolu
Atatürk...
ATATÜRK'ÜN ÇOCUKLUK ANILARI
BÜYÜK KURTARICI
Atatürk'ün kız kardeşleri Makbule ile Naciye tartışıyordu.
Naciye: Abla, son günlerde annem ve babamın konuşmalarından şu sonuca ulaştım: Osmanlı kötüye gidiyor ve önlem alınmazsa sonumuz bir felaket.
Bunun üzerine Makbule: Doğrudur. Bir kötü gidişat...
ATATÜRK'ÜN ÇOCUKLUK ANILARI
KAPLAN
Selanik'teki evde Atatürk'ün abileri Ahmet ile Ömer konuşuyordu.
Ömer: Hayvanat bahçesinde kaplanların olduğu bölüme bir adam düşmüş. Kaplanlar, onu yemiş. Neden ama? Neden bir kaplan insanı yer?
Ahmet: Bunu ben de çözemedim. Kaplan insanların tutsağı ama...
Sen daha güzel makaleler yaz arkadaş. O zaman benim yazdıklarımı okuyan olmaz. Benim binden fazla site ve foruma üyeliğim var. Bunlar yeni yazdıklarım. Sen bir cevhersin. İsyan ediyorsun. Gelecek senin yazdıklarında şekillenecek. Yolun açık olsun.
KARAGÖZ İLE HACİVAT: KARAGÖZ BİLMECE SORUYOR
Karagöz: Hacivat bir bilmecem var.
Hacivat: Sor Karagözüm, sor da bileyim.
Karagöz: Bir elin sesi var, iki elin nesi var.
Hacivat: Bilmeceyi yanlış sordun. Bir elin nesi var, iki elin sesi var diyecektin.
Karagöz: Laf kalabalığını bırak Hacivat...
KARAGÖZ İLE HACİVAT: İKİ ELİN NESİ VAR
Karagöz ile Hacivat yolda karşılaşır.
Hacivat: Dur Karagözüm, nereye böyle?
Karagöz: Oh, sen miydin Hacivat. Ben de seni arıyordum.
Hacivat: Beni mi arıyordun?
Karagöz: Evet, sizin eve gidiyordum.
Hacivat: Bizim eve mi? Ama bizim ev o tarafta değil ki...
KARAGÖZ İLE HACİVAT: HARAMİ
Hacivat pencereye çıkar ve karşı mahalledeki evinin bahçesinde bulunan Karagöz'ün üstüne atlar. İkisi birlikte yere yuvarlanır. Aralarında boğuşma başlar. Daha sonra Hacivat ayağa kalkar. Karagöz yerdedir ve gözleri kapalı durumdadır. Buna karşın, sağa sola...
SIRTLAN ZOBO
Sırtlan gruplarının dışladığı, aralarında barındırmadığı Zobo adındaki sırtlan bir şehrin çok yakınlarına gelmişti. Çayırın ortasında toparlak bir şey dikkatini çekti. Bu neydi? Zobo, onu kokladı. Burnuyla ittirdi. Yuvarlanıyordu. Biraz daha, biraz daha derken, o yuvarlandıkça, Zobo...
HİKAYE YAZARI ÖMER SEYFETTİN İLE SERDAR YILDIRIM
Tarih 4-Ağustos-2023 Bursa'da bir kitap mağazasında çok değerli yazarlarımızdan Ömer Seyfettin ile beraberim: " Sayın Ömer Seyfettin, bakın burası üç katlı bir kitap satış mağazası. İçinde binlerce kitap var. "
Ömer Seyfettin: " Ya Serdar, beni...
RESSAM VAN GOGH İLE SERDAR YILDIRIM
Zaman gezgini olarak bir araya geldik. Ben bu hikayenin yazarı Serdar Yıldırım ve dünyanın gelmiş geçmiş en büyük ressamı olarak adı anılan Hollandalı Van Gogh. Paris'te bir müzayede salonunda Van Gogh'un "Kafede Akşam" adındaki tablosu satıldı. Yüzden kapı...
GEZGİN ŞEHMUZ İLE VEZİR CAMBAZ ALİ
Gezgin Şehmuz daha önce adını hiç duymadığı bir ülkeye gitmiş. Bu ülkenin insanları mert, dürüst ve cengâver kimselermiş. Komşu ülkelerden birisi hariç diğerleriyle iyi geçinirlermiş. O iyi geçinemedikleri ülkenin kralı kendi halkına bile rahat, huzur...
YAVRU BALİNA İLE KÖPEKBALIKLARI
Annesi balina avcıları tarafından öldürülen yavru balina Atlas Okyanusu’nda yüzerken etrafını yirmi kadar köpekbalığı sardı. Başkan köpekbalığı yavru balinanın yanına gelerek: “ Seni tanıyorum ve durumunu çok iyi anlıyorum yavru balina. Ama üzülmekle eline bir şey...
BOKSÖR KANGURU DAS
Avustralya Kıtası’nda pek çok kanguru yaşarmış. Bazı zamanlar kanguruların sayısının dört milyonu bulduğu olurmuş. Ormanda, dağda, bayırda, çölde nereye baksan kanguru görürmüşsün. Kangurular, denizin ortasında büyük bir ada olan Avustralya Kıtası’nda öylesine çoğalmışlar ki...
SAVAŞ KAHRAMANI ATATÜRK
Dünyanın gelmiş, geçmiş
En büyük savaş kahramanı
Kimdir diye sorsalar
Mustafa Kemal Atatürk derim.
* * * *
Dünyanın merkezi konumundaki
Anadolu'da, binlerce yıldır
Yüzlerce medeniyet gelmiş, geçmiş
İki binli yıllarda Anadolu'da yaşayan...
KARA KALPAKLI ATLI
Karşıdan gelen bir atlı
Atlı kara kalpaklı
Bakışları pek dertli
Çehresi çok sertti.
* * * *
Atlı geldi, attan indi.
Bendeki merak dindi.
Beynimdeki düşman sindi.
Çünkü gelen bir dosttu.
* * * *
Ben O'nu tanıyordum.
Her an adını...
BAŞKOMUTAN ATATÜRK
Atatürk'ü sevesim geldi.
Karşımda göresim geldi.
Düşmanlarını üzesim geldi.
Kurtuluş Savaşı'nı anlatasım geldi.
* * * *
Karanlıkta mavi iki ışık belirdi.
O iki ışık Atatürk'ün gözleriydi.
Beni bu konuda harekete geçiren,
Atatürk'ün...
CUMHURİYET DEĞİRMENİ
Metresine kadar, santimetresine kadar,
Bilimle, bilgiyle, kültürle inşa etti,
Atatürk, bu Türkiye Cumhuriyeti'ni.
Sonsuza kadar muzaffer olacaktır.
* * * *
Cumhuriyet Değirmeni kurulduğu günden beri
Buğday, arpa, mısır öğütüp un...
ATATÜRK'Ü SEVMEK ZORUNDASIN
Kalbinde sevgi olmasa da
Hiç kimseyi sevmesen de
Atatürk bu vatanı kurtardı.
Atatürk'ü sevmek zorundasın.
* * * *
Özgür ve bağımsız yaşıyorsan
Köleliği düşman görüyorsan
Hür düşünmeme engel olunamaz diyorsan,
Atatürk'ü sevmek...
AVCI GEORGE ( HUNTER GEORGE )
Yıl 1915. İngilizler, Çanakkale'ye ingiliz donanmasını getirdi. Yetmedi. Fransız donanmasından yardım istedi. Fransız gemileri, Çanakkale'ye geldi. İngiliz gemileriyle birlik olup Türk tabyalarını dakikada insan büyüklüğünde 60 mermi atan toplarıyla dövmeye...
MUSTAFA KEMAL: SAVAŞTA VE BARIŞTA DEVRİM
Devrim yaparsın savaş meydanlarında
Girdiğin her savaşı kazanırsın
Tarih yazarsın Mustafa Kemal gibi
Mustafa Kemal Atatürk gibi.
* * * *
Tarih kitaplarının yazdığı
Savaş kahramanları
Başka bir ülkenin sınırını geçenlerdir
Onlar...
BİZ MUSTAFA KEMAL'İN ASKERLERİYİZ
Gelecek nesiller
Rahat etsinler diye
Çanakkale'deydik.
* * * *
Çanakkale'ye gelip
Evine, köyüne geri dönemeyen
Çanakkale'ye gelip
Kimi bir gün
Kimi bir buçuk yıl
Ömür törpüleyen
Yarı aç, yarı tok
Bazen tam aç
Kahramanca savaşan
Düşmana geçit...
ATATÜRK GELDİĞİ GİBİ GİTTİ
Sen bu yurdu kurtardın
Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdun
Tarihe ismini
Altın harflerle yazdırdın, diyerek,
Bir marş söylüyordum.
* * * *
Birden odanın ortasına
Bir bomba düştü
Ortalığı toz-duman kapladı
Göz gözü görmez oldu.
* *...
DEVRİMCİ OLMAK İSTİYORUM
Bugün şehrin sokaklarında gezerken,
Yol kenarındaki bir banka oturdum.
Öylesine sağa-sola bakınırken,
Liseden bir arkadaşım,
Beni gördü, yanıma geldi, oturdu.
Kendisi avukat, bunu biliyordum.
* * * *
Oradan, buradan...
ATATÜRK ÇAĞI
İlk Çağ, Orta Çağ
Yeni Çağ, Yakın Çağ
Yakın Çağ 1789
Fransız Devrimi'yle başladı
Sonrasında
Atom Çağı, Uzay Çağı dediler
Mayasız sütten yoğurt olmadı
Aradan 211 yıl geçti
2000 yılına girildi
Atatürk Çağı başladı.
* * * *
Atatürk Çağı...
ATATÜRK GİBİ OLMAYA ÇALIŞMAK
Atatürk, dünyanın gelmiş, geçmiş
En büyük insanı
O, bir önder, lider.
Yurduna saldıran düşmanlara karşı koyan
Askeriyle omuz omuza savaşan
Düşmana geçit vermeyen
Vatanı için, canını tehlikeye
Atmaktan çekinmeyen
Bir özgürlük sevdalısı.
* * *...
O CESUR YÜREKTE YÜZLERCE ASLAN YATAR
Anadolu dört bir yandan kuşatılmıştı
Ordular dağıtılmıştı, silahlar toplanmıştı
Halk, çaresizdi, mal, can emniyeti yoktu
Her yer karanlıktı, göz gözü görmüyordu
Anadolu düşman çizmesi altında eziliyordu.
* * * *
Ruslar, 1914 yılında Anadolu'ya girdi ve...
BEN MUSTAFA KEMAL OLSAYDIM
Selanik'te doğsaydım
Şemsi Efendi İlkokulu'nda okusaydım
24 yaşında yüzbaşı olsaydım
Yurdun kurtuluşu yolunda adım atsaydım.
* * * *
Tayin olduğum her yerde
Suriye'de, Sofya'da
İki-üç subay arkadaşım bile olsa...
Selamlar. Ben de kendi çapımda bir şeyler yazıyorum. Şiir olduğunu düşünüyorum. Başlık aradım, bulamadım. Başlıksız şiir olur mu? Olabilir.
Çok şey öğrendim.
Bu hayatta,
Uzaklar bana değil.
Ben uzaklara bakakaldım.
Bilinmez yönlerimle.
Hayata tutundum.
İnsan her şeyi bildiği ve öğrendiği...
SİMİTÇİ ÇOCUK
1970 yılının mayıs ayının bir öğleye doğru vaktinde herkes kendi alemindedir. Büyük soğukların hüküm sürdüğü, kar yağışının manzarayı beyaza boyadığı, tipinin, fırtınanın bol olduğu bir kış mevsimi etkisini kaybetmiştir. Yaz gelmiştir. Ağaçlar dallanmış, kovanlar ballanmıştır...
KARAGÖZ İLE HACİVAT: MİRAS
Karagöz’e Mısır’daki amcasından bir sandık altın miras kalır. Bunun üzerine Karagöz yakın arkadaşı Hacivat ile beraber bir ticaret gemisine binip Mısır’a giderler. Miras işlemlerini hallettikten sonra yine bir ticaret gemisine binip geri dönerler. Ama Marmara...
KARAGÖZ İLE HACİVAT: KABAK PİŞTİ, TABAĞA DÜŞTÜ
Karagöz ile Hacivat yolda karşılaşır.
Hacivat: " Aman Karagözüm, ben de seni arıyordum. "
Karagöz: " Buldun işte ne olacak? "
Hacivat: " Hanım evde kabak pişirdi, bir tabak kap da gel. "
Karagöz: " Senin hanım tabak mı pişirdi? "
Hacivat: " Tabak...
Uzunlukları birbirine eşit üç doğru bir araya gelip bir eşkenar üçgen oluşturdu. Ben bu eşkenar üçgenin içine iki göz ile bir burun ve bir ağız çizdikten sonra kulaklarını ekledim. Meydana gelen şekil bir insan başına benzedi. Şekle en basitinden gövdeyle, kollar ve bacaklar da çizerek insan...
Bundan yıllarca önce gökbilimine meraklı bir padişah yaşarmış. Vaktinin çoğunu sarayın yanına inşa ettirdiği gözlemevinde geçirirmiş. O zamana kadar gökyüzü, yıldızlar, uzay, astronomi hakkında yazılmış ne kadar kitap, çizilmiş ne kadar harita varsa bunları mutlaka kitaplığında bulundurmak...
Başka site ve forumlarda açılıyor. Benim facebook sayfamdan - Serdar Yıldırım - izleyebilirsiniz.
KARANLIK BENDEN KORKTU
Ben aydınlığım, çağdaşım, medeniyetim
Geleceğe yönelik güzel duygular içindeyim
Yeni yıllar, yüzyıllar, bin yıllar
Benim için, yarınki gün gibidir.
Evrenseldir duygular...
Okan, on yaşında bir çocuktu. Süs balıklarına meraklıydı. Evlerinde bulunan akvaryumda pek çok türden süs balığı bulunuyordu. Bir gün Okan’ın eline süs balıklarıyla ilgili bir kitap geçti. Bu kitabın bir sayfasında gayet güzel bir balık dikkatini çekti. Balığın resmi altında Beta diye yazıyordu...
Ayşecik’ in babası sarayın sütçüsüydü. Saray yakınlarındaki bir kasabada küçük bir çiftliği vardı. Her sabah saraya taze süt götürürdü. Çiftliklerinden saray rahatça görülüyordu. İki yıldır Ayşecik arada sırada, “ Baba ben de seninle geleyim. Sarayın nasıl bir yer olduğunu çok merak ediyorum “...
ODUN YARICI
Bugün günlerden ne acaba? Dün ağustos ayına girdik. Bugün ayın ikisi, hafta ortası falan olsa gerek. Her neyse, çarşamba veya perşembe ne fark eder? Hava da çok sıcak. Boğucu bir sıcaklık var. Ter içinde kalmışım. Biraz daha gezeyim sonra dinlenirim. Zaten vakit de öğleni geçeli bir...
Tilki, birkaç gündür çiftliğin etrafında fırıldak gibi dönüyordu. Bakışlarındaki bütün dikkat çiftlik evinin yan tarafındaki tavuk kümesinde toplanmıştı. “ Ah “ diyordu, “ Ah, şu semiz tavuklardan birisini, ikisini yakalasaydım da çıtır çıtır yiyiverseydim, ne olurdu sanki? Karnım doyardı, sonra...
Ormanlar Kralı aslan bir varisi olmadığından yakınıyordu. Nedeni bilinmezdi fakat hiç yavrusu olmamıştı. Bir erkek yavrusu olsa bir iki yıla kalmaz kocaman olurdu. Şöyle yelesini savurarak boy boy dolaşırdı ortalıkta. Ormana asayişi kontrol için çıktığında bir kükre dimiydi, suçlular ve suç...
Zaman zaman içinde, zaman saman içinde, saman duman içinde, yaman bir Keloğlan yaşarmış. Bu Keloğlan çok çalışkanmış. Çok çalışır, çok kazanırım umuduyla köyünden ayrılmış, şehre çalışmaya gitmiş. Günler, haftalar, aylar birbirini kovalamış, fakat Keloğlan istediğini bir türlü elde edememiş...
Portakal bahçesinin kralı Çarli hava kararmaya başladığında sessizce ağaçtan aşağı süzüldü. Bir ağacın altına gidip toprağı çapalamaya başladı. Aradan yarım saat geçmeden portakalların hepsi aşağı inmiş ve işe koyulmuş olacaktı. Bir gece devriye komutanı, Çarli’nin yanına geldi. Çarli...
Zamanımızda en çalışkan ve en tutumlu yaratıklar olarak bilinen karıncalar bundan on binlerce yıl önce yine çok çalışkandılar fakat tutumlu oldukları söylenemezdi. Çalışkanlık karıncaların yaratılışlarında vardı. Onlar yaratılırken çalışkan olarak yaratılmışlardı. Tutumlu olmak ise bambaşka bir...
Ormanda her gün kurulmakta olan tavşanlar pazarı, havanın kararmasıyla birlikte, dağılıyordu. Sergisini toplayan tavşan pazar yerini terk edip gidiyordu. Vakit geç olup da pazar yerinde tavşan kalmayınca bir tavşan pazara gelirdi. Sırtında boş çuvalıyla ve bu boş çuval tezgâh altlarında kalmış...
Köyün birinde köylünün birinin kaz sürüsü vardı. Zaten adamda kaz çobanıydı ve adı Kazım’dı. Koyun güder gibi kaz güdüyordu. Kaz çobanı önüne katmış kazları giderken durup türkü söylemeye başlayınca kazlar etrafına toplanıyor ve onu dinliyorlardı. Böyle sazsız, cazsız, müziksiz türkü söylemek...
Doğma, büyüme Bosnalıydı. On sekizinde Yeniçeri Ocağı'na girmiş, birçok sefere katılmıştı. Cesaret ve atılganlıkta üstüne yoktu. Ayrıca çok iyi ok atardı. Yerden bir buçuk metre yükseğe bir testi diker, beş adım sayar, aynı yükseklikte ve aynı hizada bir testi daha diker. Otuz adım sayar. Döner...
KARAGÖZÜN İĞNESİ
Hacivat birkaç gündür görmediği Karagöz'ü sağda solda arar, bulamaz. Sorar soruşturur bilen, gören yoktur. Son çare olarak evine gider. Karısı Karagöz'ün üç gündür evin samanlığında olduğunu ve yemeğini bile orada yediğini söyler. Hacivat bahçeden samanlığa geçer. Karagöz...
ZÜRAFA İLE KARINCA
Zürafa ile karınca arkadaş olmuşlar. Zürafaların ses telleri yokmuş, konuşamazlarmış ama bu zürafa konuşuyormuş:
" Sen ne diyorsun arkadaş? Dünyada insan nüfusu çok fazla. Yedi milyar kadar var. Orta ölçekli bir şehir nüfusu üç milyon. "
Zürafa konuşmasını...
Genç kaplan kafesinde, demir parmaklıklar ardında, sinirli ve hızlı adımlarla gidip geliyordu. Nedense bugün yüreğini sanki dikenli tel halatıyla sıkıyorlardı. Bu kafese kapatıldığından beri güneş birçok kereler doğup batmıştı. Bir aylık ya vardı ya yoktu. Ormanda gezintiye çıktığı...
ŞARKICI BÜLBÜL - SESLİ MASAL - TRT RADYO MASAL KUTUSU PROGRAMI
Yazan: Serdar Yıldırım
http://www.trt.net.tr/medya5/ses/2013/04/30/f3347dfb-ebb7-41e5-985e-cea0c358afcf.mp3
Bir varmış, iki varmış, üç varmış, beş varmış. Bir Keloğlan varmış. Canı çalışmak istemezmiş, bütün gün evde yan gelip yatarmış.
Bir de Don Kişot varmış. Yel değirmenlerine savaş açmış. Nerede bir yel değirmeni görse hücum deyip saldırırmış. Don Kişot'un yolu bir gün Anadolu'ya düşmüş...
Bir kanguru varmış. Kesesinde yavrusunu taşırmış. Zamanla yavru büyümüş, keseye zor sığar olmuş. Ayrılık vakti gelmiş, çatmış.
Anne kanguru: " Benim güzel yavrum, artık büyüdün, kocaman oldun. Ayrılacağız, sen yoluna ben yoluma. "
Bunun üzerine yavru kanguru: " Anne, ne olur beni bırakma. Ben...
Güney Amerika Kıtası'ndaki And Dağları'nda bir lama yaşıyormuş. Bu lamanın adı Heman'mış. Heman bazen sürüyle birlikte otlar, bazen yalnız gezermiş. Hayat güzelmiş, yaşamak güzelmiş, otlamak güzelmiş. Nereden gelmiş bilinmez bir puma ( Dağ aslanı ) ortaya çıkmış. Puma avlanmaya başlamış. Lamalar...
Tarlaya biber ektim
Bahçeye fidan diktim
Şu masal dünyasında
Keloğlan olarak tektim.
Kimse beni geçemez
Benimle yarışamaz
Benim aştığım yüce
Dağları onlar aşamaz.
La Fonten saraylarda
Fransa'da, İspanya'da
Tatlı hayat yaşamış
Kralların sofrasında.
Andersen dersen İsveç'te
Aklı fikri gelgeçte...
Genç Karagöz Bursa sokaklarında elinde bir demet ısırgan otuyla hızlı adımlarla yürürken, Hacivat'la karşılaşır. Hacivat sorar:
" Hayrola Karagözüm, bu ne acele? Sanki peşinden köpek kovalıyor. "
Karagöz: " Sus Hacivat! Köpek beni niye kovalasın? O ancak senin gibileri kovalar. "
Hacivat: "...
Bir varmış, bir yokmuş. Bir Keloğlan varmış. İş bulup çalışmaz, gezer dururmuş. Yolda gördüğü kedileri, köpekleri kovalarmış. Sincaplara taş atar, ördeklerin peşinden bağırır, onların kaçışlarına bakarak eğlenirmiş.
Keloğlan bir gün methini çok duyduğu Cengiz Han'ın Hazinesi'ni bulmak üzere...
Sıkıcı Hayat gerçekten çok sıkıcı Günlerdir, haftalardır, aylardır değişen hiçbir şey yok. Hep aynı şeyler: Sabah olur güneş doğar, öğlen olur güneş yakar, akşam olur güneş batar. Bazen arkadaşlarla konuşurken, Günler birer birer geçip gidiyor. Bu işin sonu ne olacak? diye sorarım. Aldığım...
Eski zamanlarda yaşayan bir köylü, ormanda yaralı bir papağan bulmuş. Papağanın yarasını saran köylü, onu bir kafese koymuş. Tarlaya giderken, ekin biçerken papağanı yanında götürürmüş. Geldi zaman, geçti zaman papağan iyileşince bizim köylü papağanı serbest bırakmış. Bunun üzerine papağan uçup...
Halide Edip Adıvar'ın Hayatı
Çocukluk ve öğrencilik yılları
1884 yılında Beşiktaş, İstanbul'da doğdu. Babası, II. Abdülhamit devrinde Ceyb-i Hümayun (Padişah Hazinesi) kâtipliği, Yanya ve Bursa Reji Müdürlüğü yapan[1] Mehmet Edip Bey, annesi Fatma Berifem Hanım'dır. Annesini küçük yaşta...
ATATÜRK'ÜN İLKOKUL ANILARI
MUSTAFA OKULA BAŞLIYOR
Mustafa okula başlayacaktı. Babası Ali Rıza Bey oğlunun laik eğitim veren Şemsi Efendi İlkokuluna gitmesini istiyordu. Annesi Zübeyde Hanım ise, mahalle mektebine gitmesini arzu ediyordu. Bu konu etrafında fikir çatışmaları sürüp gidiyordu...
YARALI MUSTAFA KEMAL
(Halide Edip Adıvar, orduya bir nefer olarak katılmayı istemiş. Bu isteği başkomutanlıkça kabul olunmuş ve garp cephesine gidip katılması emri gelmiş. Sakarya meydan savaşının arifesindeyiz. Mustafa Kemal Alagöz köyünde, cephenin yanı başında).
... Bir zabit beni...
ATATÜRK AĞLIYOR
Ak saçlı bir ninenin ağzından:
Yavrularım , siz bilmezsiniz, bir zamanlar köyümüze düşman geliyor! dediler. Biz pılıyı pırtıyı toplayıp göçebeler gibi yola düştük. Sinan paşa ovasında bir köye yerleştik.
Günler geçti. Bir gün düşman ansızın köye geldi. Artık gidecek...
KARAGÖZ İLE HACİVAT: PARAYI KİM BULDU
Karagöz iş bulur. Yedi gün çalışır ve ilk haftalığını alır. Akşamüstü evine dönerken haftalığını kaybeder. Geldiği yoldan geriye döner ve düşürdüğü paralarını aramaya başlar. Diğer yandan da söylenmektedir:
" Paracıklarım, paracıklarım, gitti paracıklarım...
YOU TO YOUR WAY, I TO MINE
SEN YOLUNA BEN YOLUMA
You and me,
Seninle ben,
How wonderful days had we lived
Ne kadar güzel günler yaşamıştık birlikte
Knowing that those days wouldnt last
Bilirdik ki bugünlerin yarınları olmayacak
A nice friendship during a few-weeks-holiday
Birkaç...
Yıl 1975. Galip 800 ve 1500 metrede gençler dalında Türkiye Şampiyonu olmuş ve milli formayı sırtına geçirmişti. Girdiği her yarışta birinci oluyordu. Galip büyükler dalında da birinciliklerini sürdürdü. Artık milli takımın değişmez koşucusuydu. Bu güzel insan, Avrupa Şampiyonu olmayı çok...
KELOĞLAN İLE DAĞ ASLANI
Bir varmış iki yokmuş, üç varmış beş yokmuş. Evvel zamanda Keloğlan'la anası varmış. Keloğlan küçükken çalışmayı sevmezmiş, büyüdükçe çalışmayı sevmemeye devam etmiş. Evde yatar uyurmuş, tarlaya gitse uyurmuş. Bir gün anası Keloğlan'a kızmış:
" Oğlum, on koyunumuz var...
KELOĞLAN DÖRT HARAMİLER
Bir varmış bir yokmuş. Bir Keloğlan varmış. Anasıyla birlikte karınca kararınca geçinip giderlermiş. Bir yıl hiç yağmur yağmamış, kıtlık olmuş. Ekinler tarlada, meyveler dalda, üzümler bağda susuzluktan kavrulmuş. Dereler, ırmaklar kurumuş. Bunun üzerine anası Keloğlan'ı...
Terkedilmiş, boş bir evin çatı katındaki tek odada bir örümcek ailesi yaşıyordu. Bu örümcek ailesi, anne örümcek ile üç yavrusundan ibaretti. Anne örümcek ağını camı tamamen kırık pencerenin arkasında bulunan iki dolabın arasına germişti. Gündüzleri güneş ışınları sayesinde dolapların arasındaki...
Anne tavuk akşamüstü civcivlerini topluyordu:
Gelin bakalım, gelin, civcivlerim benim. Koşun yanıma, gelin, toplanın şöyle. Aaa Ama siz dört tanesiniz, beş tane olmanız lazımdı. Biriniz eksik. Kardeşiniz nerede, gören olmadı mı?
Ben görmedim.
Ben görmedim.
Ben de görmedim.
Ben...
Güney Kutbunda koşuya çok meraklı bir penguen yaşardı. Bu penguen devamlı olarak antrenman yapar, yarışmalara hazırlanırdı ve hep ön sırada yarışmayı bitirmeyi hayal ederdi, fakat ya sonuncu ya da sondan bir önceki olarak yarışı tamamlardı. En büyük başarısı ise, beş penguenin katıldığı bir...
Zamanımızda en çalışkan ve en tutumlu yaratıklar olarak bilinen karıncalar bundan on binlerce yıl önce yine çok çalışkandılar fakat tutumlu oldukları söylenemezdi. Çalışkanlık karıncaların yaratılışlarında vardı. Onlar yaratılırken çalışkan olarak yaratılmışlardı. Tutumlu olmak ise bambaşka bir...
THE LITTLE WHALE AND SHARKS
The little whale whose mother was killed by whale hunters was swimming in the Atlantic Ocean. Whilst swimming, he was surrounded by a group of sharks that included about twenty members. The leader of the sharks came nearer to the little whale and said I know you...
1975 1978 Yılları arasında futbol oynamamın yanı sıra geceleri Bursa Atatürk Stadyumunun yanındaki Spor Sarayına gider, ağırlık çalışırdım. Spor Sarayının giriş kapısındaki bekçi birkaç taneydi. Bir gün biri, diğer gün başka biri beklerdi. Genelde ağırlık çalışanlara yalnız geldiyse halter...
KELOĞLAN DENİZLER PADİŞAHINA KARŞI
devamı.
Keloğlan köyünde birkaç ay kalmış. Yemiş, içmiş, gezmiş. Aklında hep denizler padişahı varmış. Onun hayali gözlerinin önünden gitmiyormuş. Bu duruma daha fazla dayanamayacağını düşünen Keloğlan, anasıyla vedalaşıp, yola çıkmış. Atını dörtnala...
SERDAR YILDIRIM'IN HAYAT HİKÂYESİ
1959 yılında İnegölde doğdum. İlk, orta ve lise 2yi İnegölde okudum. Lise 1 e giderken okulda düzenlenen şiir yarışmasında ilk 10 a giremedim, ama edebiyat dünyasına giriş yapmış oldum. Şiir yazmaya devam ettim. Yazarların şiirlerini inceledim. Kelime...
THE OCTOPUS
Our dear world; which is turning around silently somewhere in the universe, which is full of mysteries, secrets and a lot of unknown. The living creatures, which you have allowed to live on you, survive and take shelter for ten thousands of years, existing maybe only on you with...
Ayka küçük bir çocuktu. Çok seviyordu Ayka futbol oynamayı, top peşinde koşmayı. Aykanın maçını seyreden bir yabancı sekiz on çocuk arasında Aykayı hemen fark ederdi. O, maç süresince hiç durmaz, devamlı koşar, forvet oynamasına karşın, gol atmak kadar gol yememenin maç kazanmaktaki...
KARAGÖZ İLE HACİVAT: MİRAS
Karagöze Mısırdaki amcasından bir sandık altın miras kalır. Bunun üzerine Karagöz yakın arkadaşı Hacivat ile beraber bir ticaret gemisine binip Mısıra giderler. Miras işlemlerini hallettikten sonra yine bir ticaret gemisine binip geri dönerler. Ama Marmara...
Mustafa'nın dayısı Hüseyin Ağa akşamüstü çiftliğe geldi. Hava karamaya başladığından herkes odada oturmuş, akşam yemeği öncesi sohbete dalmıştı.
Hüseyin Ağa: " Millet duydunuz mu? Karşı Rum köyünden çocuklar beş-altı kişilik bir çete kurmuşlar, sağa sola saldırıyorlarmış. Tarlada veya yolda...
KELOĞLAN İLE NASREDDİN HOCA
Keloğlan kasabaya tavuk satmaya gitmiş. Pazara gelince elindeki iki tavuğa müşteri aramaya başlamış. Adamın biri tavuklara bir altın vermiş. Keloğlan bunu kabul etmemiş. İlle de iki tavuğa iki altın isterim demiş. Keloğlan’ın tavukları bir altına vermediğini...
Bir gece Karagöz’ün evine hırsız girer. Karagöz sabahleyin uyanınca bakar ki, ev tam takır kuru bakır. Hırsız utanmamış ve sokak kapısını bile söküp götürmüştür. Karagöz olayı zaptiyeye, hanımı da komşulara haber verir. Komşular, evin önünde toplanır ve az sonra iki zaptiye gelir...
Doğduğunda ayakları sağlamdı. Arkadaşlarıyla birlikte derede yüzer, çimenlerde koşar, oynardı. Sevgi yüklüydü. Bir arkadaşı şakayla karışık hafiften vursa, karşılık vermez ama canı sıkılır, oyun oynuyorlarsa oyunla ilgisi kalmaz, uzaklaşıp giderdi. Yaşı büyüdükçe kendi de büyüdü, boy attı. Onun...
1.HİKAYE:
Mustafa, annesi ve kız kardeşi ile birlikte dayısının çiftliğine gitti. Akşamüstü çiftliğe vardıklarında dayısı onları çok candan bir şekilde karşıladı. Hal-hatır sormalardan, iltifatlardan sonra akşam yemeği yendi. Yemekten sonra bir saat kadar daha sohbet edildi ve ardından geceyi...
Karagöz ile Hacivat, yanlarına İbiş’i de alıp, Uludağ’a domuz avına çıkarlar. Önceleri ellerde ok ve yay, kaşlar çatılmış, bakışlar keskin ormanda domuz ararken, sonraları yorgunlukla birlikte ok yaydan, kaş kaştan, bakışlar keskinlikten sıyrılır. Sıkıntıyı azaltmak için...
Genç kaplan kafesinde, demir parmaklıklar ardında, sinirli ve hızlı adımlarla gidip geliyordu. Nedense bugün yüreğini sanki dikenli tel halatıyla sıkıyorlardı. Bu kafese kapatıldığından beri güneş birçok kereler doğup batmıştı. Bir aylık ya vardı ya yoktu. Ormanda gezintiye çıktığı gün avcılar...
Karagözün oğlu Yaşar ile Hacivatın oğlu Sivrikoz arasında, babaları kadar olmasa bile, hatırı sayılır bir rekabet vardı. Yaşar, Sivrikozun elinde yeni alınmış bir oyuncak görmesin, ne yapar eder, Karagöze oyuncağın aynısını aldırırdı. Hani ya Sivrikozun Yaşardan aşağı kalır yanı mı vardı...
Eski zamanlardan birinde Ali adında bir genç yaşarmış. Doğduğundan beri köyünden dışarı çıkmamış. Duyduğu, gördüğü, bildiği hep köyüne ait şeylermiş. Kendisi başkalarının işine karışmaz, kimse hakkında kötü söz söylemez, babadan kalma tarlayı anasıyla birlikte ekip biçer, karınca kararınca...
Eskiden, İran’da, İsfahan şehrinde, Cemal adında kervancı bir genç yaşardı. Kervan sahipleri kervanlarını çok güvendikleri Cemal’e gönül rahatlığıyla teslim ederler ve onun kervandaki malları kendi malıymış gibi koruyup, gözeteceğini bilirlerdi.
Günlerden bir gün, Cemal...
Profesör Jack Stingo üniversitedeki görevinden arta kalan zamanlarda laboratuvar haline getirdiği evinin bodrum katında çeşitli deneyler yapıyor, yeni buluşlar gerçekleştirmeye çalışıyordu. Son birkaç yıldır bütün dikkatini robot kartal yapımına vermiş ve çalışmalarını bu yönde yoğunlaştırmıştı...
Bir Keloğlan varmış. Bu Keloğlan'ın saçı yokmuş ama aklı çokmuş. Herkesle fikir yarıştırmayı sever, bunu bir oyun haline getirirmiş. Kendi köyü Alaca, komşu köyler Bulaca, Kulaca ve Suluca'da yapılan düğünlere davet edilir ve akıl-fikir yarışmalarında ilk sırayı kimselere bırakmazmış. Mümkün mü...