Rehber MacBook Air M1'i aldıktan 2 yıl sonra değerlendirmem

eilhanzy

Profesör
Katılım
25 Mart 2019
Mesajlar
4,663
Çözümler
1
Reaksiyon puanı
7,859
Puanları
708
Yaş
19
1000026604.jpg

Hoş geldiniz! Lise öğrencisiyken Pozitif Teknoloji'den indirimle para ödeyip aldığım ve bana ait olan MacBook Air M1'i değerlendirmiş olacağım. Bunu aldıktan sonra değerlendirme yapmayı uzun zamandır düşünüyordum ve bugüne nasipmiş. Bu arada bu incelemde fazla sentetik testlere ve aşırı detaylı bilgilere girmek istemiyorum. Uzun bir konu olacak, hazırsanız başlayalım.

MacBook Air M1'in (Geç 2020 model) Kısaca Tanıtımı

İlk öncelikle MacBook Air M1’in en önemli değişikliği Intel işlemcilerden Apple Silicon’a geçmesidir. Birinci nesil Apple Silicon’un (M1’in) 8 çekirdekli 4 performans ve 4 verimlilik odaklı çekirdekten oluşan BIG.little işlemci ve 8 çekirdekli GPU’ya ancak benimkisi baz model olduğundan 7 çekirdekli GPU’ya sahip. Ayrıca 16 çekirdekli NPU’ya (Neural Engine’e) sahip olduğunu belirteyim. Ekranı ise 227 PPI ve 2560x1600 çözünürlüğe sahip Retina IPS’tir. Şu anda tabii satışta olmayan bir model ve önümüzdeki yakın senelerde vintage (eski) Apple cihazlardan birisi haline gelecektir. Dilerseniz buradaki veya şuradaki bağlantıdan MacBook Air M1’e detaylıca bakabilirsiniz.

Neden MacBook’u tercih ettim?

MacBook Air’i tercih etmemdeki en büyük sebebi günlük kullanıma uygun ve oldukça verimli çalışan donanıma sahip bir dizüstü bilgisayar almamdı. Her iki özelliğinden fazlasıyla yararlandım ama bazı handikaplarını yaşamadım değil. Birazdan bunların hepsini anlatacağım, sabırlı olun. :)

Malzeme kalitesi

Malzeme kalitesi şu andaki fiyatıyla bile çakışmadığını söyleyebilirim. Oldukça üstün bir malzeme kalitesi var ve pişman etmiyor. Çoğunlukla alüminyumdan oluşuyor. Klavyedeki boşluk araları gerçekten yerli yerinde ve çok rahatça yazabiliyorum. Touchpad de gerçekten çok kaliteli ve sanki işleyişi tam macOS için tasarlandı (ki öyle de zaten). Ayrıca çok fazla da çizilen yüzeye sahip değil. Ekran konusunda biraz şikayet ettiğim taraf çok çabuk kirleniyor olması ve ekrandaki yüzeyin aşırı parlak olmasıydı. Vintage olan 10 - 15 yıllık Mac’ler günümüzde hâlâ ayakta ve sorunsuz kullanılabiliyor. Onun dışında malzeme kalitesinin gayet iyi olduğunu söyleyebilirim.

Hızı ve performansı

Performansına gelirsek en iyi tarafın açık ara farkla rakiplerine göre performans/watt değerinin oldukça iyi olması, yani yüksek performansa karşılık düşük enerji tüketimi. Günlük kullanımda performans ve hız oldukça yeterli. Hele hele açılış ve uykudan uyanma hızı gayet güzel. Parmak izi sensörünün de gayet hızlı çalıştığını söylemem de yarar var. Pili de yaklaşık olarak fazla kullanmadığımda 10 saat, biraz yoğun kullanımdaysa 7 - 8 saatte bitiyor. Yani performans/watt değeri de çok önemli pil etkeninde. Fakat günümüz için GPU’su biraz düşük performansa sahip her ne kadar yeterli gelse de bile. Video düzenleme ya da oyun geliştirenler için GPU yeterli gelmeyebilir. Fakat soğutma olarak ağır işlerde ya da oyunlarda biraz yetersiz kalabiliyor. Oyun oynadığımda SoC'nin olduğu bölümde rahatsız edici derecede sıcak olduğunu hisettim. Yani bu cihazı aşırı yormayın fazla, ömrü kısaltırsınız. :)

Depolama alanı hakkında

Depolama alanı hakkında konuşursak bende 256GB’lık sürümünden var ve günlük kullanımda her ne kadar yeterli olsa da dahi gelecekte yetmeyeceğini düşünüyorum. Çünkü yazılımı öğrenmeye başladım ve ayrıca yazılım yazarken bir sürü yer kaplayabileceğini düşünüyorum derleyiciler, kütüphaneler gibi şeyler sayesinde. Fakat iş 512GB ve üstünde çok rahat edeceğinizi düşünüyorum.

Ekranı hakkında

Ekran benim için biraz küçük olsa da bile işimi görebilecek seviyede ve çözünürlükte. Pikselleşme göremiyorum, bu iyi bir şey. Bir de dışarıda oturduğum zaman ekranın parlak olması benim işime geliyor. Ekran camı aynı zamanda sağlam yapıda.

Yazılım ve İşletim Sistemi 1. Kısım

Gelelim benim en çok konuşacağım yer yazılım ve işletim sistemine. Yazılım her zaman benim için önemli yerlerden biri olmuştur, zira yazılım donanımın işleyişi ve işlevselliğini her zaman etkiler ve kaliteli bir yazılım her zaman iyi bir seçim olacaktır. macOS kaliteli yazılımın örneklerinden birisi. macOS’u ilk kullanmaya başladığımda gerçekten zorlanıyordum ama iki senede gerçekten çok aşina olmaya başladım. Özellikle bazı kısayolları hiç bilmezdim ve gayet de zorlanırdım. Son 1 yılda gerçekten alışmaya başladım ve bazı konuları sevmeye başlamıştım. Özellikle hayatı kolaylaştıran yenililikçi özellikleri de hoşuma gidiyordu diyebilirim. Uygulamayı uygulamalar dizinine sürükleyerek (ya da kopyalayarak) yüklemek gibi kolaylıklar sunuyor bize fakat bazı uygulamalar .pkg gibi yükleyici uzantılarıyla geliyor ve sanki Windows’ta bir yazılım yükler gibi yazılım da yükleyebilirsiniz .pkg uzantılarıyla. Apple ekosistemine girerseniz eğer aslında çok daha işlevsel hale geleceğini söyleyebilirim, iPhone’nunuz var diyelim ve iPhone’daki yazılım özelliklerinin bazıları ve uygulamalarını Mac’te kullanabilirsiniz. Mac’te kolaylıkla iPhone’nuza erişebilir ve işlemler yapabilirsiniz. Windows’taki gibi 10 yıldan sonra yazılım desteği kesilen bir yapısı da fazla rastlanılmıyor ve uzun yıllar sadece güvenlik yaması alarak macOS’unuzu kafanızı yormadan kullanabileceğiniz anlamına geliyor. Üretkenlik için rahatça kullanılabilen bir işletim sistemi olduğunu herkes biliyor zaten. :) Rosetta 2 sayesinde x86 mimarili uygulamaları ya da daha doğrusu yazılımları rahatlıkla çalıştırabilirsiniz. Fazla performans kaybı da olmuyor box86 ve box64 kadar. Benim kullandığım bir sürü x86 mimarili uygulama ve yazılarımları rahatça kullanabiliyorum. Bu çok iyi bir şey. Aldığım notlar iCloud’ta saklandığı için format attığım durumda notlar kaybolmuyor. Bir de en önemlisi kesinlikle sistem kararlılığı. Sistem o kadar kararlı çalışıyor ki neredeyse hiçbir sorun yaşamadım, sadece bir kez kernel panic (*NIX türevlerinde olan BSOD gibi bir şey) hatası yedim ve bundan sonra hiç çökme yaşamadım. Bunun sebebi sürücüler ve macOS’un tamamen cihaza özgü yazılmasından kaynaklanıyor.

Yazılım ve İşletim Sistemi 2. Kısım

Bu kısımda daha çok handikaplarını konuşuyor olacağım. macOS’un ilk handikapı kesinlikle ama kesinlikle alışma süreci. Alışırsanız gayet güzel bir şekilde devam edebilirsiniz fakat alışmak da yalnızca yetmiyor. Ayrıca bazen *NIX türevlerinde kullanılan komutları da bilmek ve anlamak gerekebiliyor. Benim *NIX ve türevlerine biraz aşina olduğum için sıkıntı yok ama bunu söyleyeyim dedim. Oyunların çok fazla olmadığını söylemem de fayda var, oyun oynamak istediğinizde ücretli yazılım olan Crossover’ı ya da yine ücretli olan sanal makineyi yani Parallels’i kullanmak durumunda kalıyorsunuz ve her ikisinde performans kaybı oluşuyor bir miktar. 64 bit desteği hem yazılımsal ve hem de donanımsal olarak olmadığı için 32 bit yazılımlar çalışmıyor. Linux yüklemek istediniz diyelim, sadece Asahi Linux dağıtımları yüklenebilir (Fedora Remix ve bazı farklı şetler) ve ne yazık ki bende kararlı çalışmıyor. Linux’u kuracaksanız eğer MacBook’ta sadece sanal makinede kurmanızı öneririm şu anlık. Bir de daha çok Linux komutlarına ve işleyişine alışmış birisi olarak ne yazık ki bazen zorluklar yaşayabiliyorum. Yani grafik arabirimine her ne kadar alışsam da bile maalesef komut satırına alışamadım. Eğer paket yöneticisi isterseniz Homebrew/brew ya da MacPorts gibi paket yöneticilerine bakmanız gerekecek. Android telefonunuz varsa Mac’e kesinlikle Android File Transfer’i yüklemeniz gerekecek, yani bunun için ayrı yazılım gerekiyor. Varsayılan olarak pencere yöneticisi yok ve bunun için Rectangle’ı yüklemeniz gerekecektir. Bir de komut satırındaki ve grafik arabirimindeki kullandığınız kısayollar birbirinden farklı. Buna dikkat çekmek istedim.

Başka işletim sistemi kurma deneyimi

Bu cihaz Apple Silicon cihazı olduğundan ötürü burada BootCamp yok (belki ARM64 sürümü için gelebilir) ancak alternatif olarak Asahi Linux var şimdilik. Peki Asahi Linux nasıl ve önerir misin Efe’ciğim? Kısa cevapla hayır. Çünkü Asahi Linux henüz gelişme aşamasında olan bir Linux dağıtımı ve bazen kararsızlıklar olabiliyor. Linux’ta birçok kez donma ya da kernel panic yaşadığımı da hatırlatırım.

Artıları

1. Kaliteli donanım ve aksam
2. Güzel pil ömrü
3. Hızlı NVMe disk
4. Yeterli performans
5. Apple ekosistemine girecekler için kolaylık
6. Parlak ve yüksek çözünürlüklü IPS ekran
7. Parmak izi okuyucu

Eksileri

1. Apple ekosistemi için nispeten eski cihaz olması
2. macOS’a bazı alışanların için zor olması
3. Günümüz için ağır işlerde yetersiz GPU performansı
4. İki Type-C ile sınırlı olması

Alınır mı?

Günümüz koşullarında sıfır olarak 8/256GB sürümünü Vatan Bilgisayar’da 28.000₺ civarında satılıyor ve sıfır olarak pek almanın mantıklı olmadığını düşünüyorum Apple ürünü olarak alacakların, eğer ille de MacBook Air M1 alacaksanız temiz olanlarından ikinci ele göz atın. Apple ürünü zorunlu değilse oyuncu dizüstü bilgisayarı ya da Zenbook gibi başka notebooklara göz atmanızı öneririm. Bir de Linux kullanıcılarının bu notebook’a temkinli bakacaklarına göz gibi eminim. :)

Sonuç olarak

MacBook Air M1 benim için güzel bir cihaz handikapları olsa da bile. Yazılımsal olarak bazı konularda pek beğenmediğimi söyleyebilirim ama donanımsal olarak bir sanat eseri bir cihaz. Kaliteli gövde yapısı, hızlı olması ve iyi yazılımsal desteğe sahip olmasıyla benim beğendiğim cihaz oldu. Sadece macOS tam olarak bana göre olmadığı için çok zorlandığım yerler oluyor ama bunun kişiden kişiye değişeceğini söylemekte yarar var.
 

barisbiyik

CEO
Moderatör
SDN
Katılım
23 Ocak 2024
Mesajlar
1,604
Çözümler
60
Reaksiyon puanı
1,826
Puanları
1,658
Güzel bir anlatım olmuş tebrik ederim.
 

aşkınyolcusu

Profesör
Katılım
1 Nisan 2021
Mesajlar
1,836
Çözümler
4
Reaksiyon puanı
1,610
Puanları
358
Yaş
25
Ekli dosyayı görüntüle 190049
Hoş geldiniz! Lise öğrencisiyken Pozitif Teknoloji'den indirimle para ödeyip aldığım ve bana ait olan MacBook Air M1'i değerlendirmiş olacağım. Bunu aldıktan sonra değerlendirme yapmayı uzun zamandır düşünüyordum ve bugüne nasipmiş. Bu arada bu incelemde fazla sentetik testlere ve aşırı detaylı bilgilere girmek istemiyorum. Uzun bir konu olacak, hazırsanız başlayalım.

MacBook Air M1'in (Geç 2020 model) Kısaca Tanıtımı

İlk öncelikle MacBook Air M1’in en önemli değişikliği Intel işlemcilerden Apple Silicon’a geçmesidir. Birinci nesil Apple Silicon’un (M1’in) 8 çekirdekli 4 performans ve 4 verimlilik odaklı çekirdekten oluşan BIG.little işlemci ve 8 çekirdekli GPU’ya ancak benimkisi baz model olduğundan 7 çekirdekli GPU’ya sahip. Ayrıca 16 çekirdekli NPU’ya (Neural Engine’e) sahip olduğunu belirteyim. Ekranı ise 227 PPI ve 2560x1600 çözünürlüğe sahip Retina IPS’tir. Şu anda tabii satışta olmayan bir model ve önümüzdeki yakın senelerde vintage (eski) Apple cihazlardan birisi haline gelecektir. Dilerseniz buradaki veya şuradaki bağlantıdan MacBook Air M1’e detaylıca bakabilirsiniz.

Neden MacBook’u tercih ettim?

MacBook Air’i tercih etmemdeki en büyük sebebi günlük kullanıma uygun ve oldukça verimli çalışan donanıma sahip bir dizüstü bilgisayar almamdı. Her iki özelliğinden fazlasıyla yararlandım ama bazı handikaplarını yaşamadım değil. Birazdan bunların hepsini anlatacağım, sabırlı olun. :)

Malzeme kalitesi

Malzeme kalitesi şu andaki fiyatıyla bile çakışmadığını söyleyebilirim. Oldukça üstün bir malzeme kalitesi var ve pişman etmiyor. Çoğunlukla alüminyumdan oluşuyor. Klavyedeki boşluk araları gerçekten yerli yerinde ve çok rahatça yazabiliyorum. Touchpad de gerçekten çok kaliteli ve sanki işleyişi tam macOS için tasarlandı (ki öyle de zaten). Ayrıca çok fazla da çizilen yüzeye sahip değil. Ekran konusunda biraz şikayet ettiğim taraf çok çabuk kirleniyor olması ve ekrandaki yüzeyin aşırı parlak olmasıydı. Vintage olan 10 - 15 yıllık Mac’ler günümüzde hâlâ ayakta ve sorunsuz kullanılabiliyor. Onun dışında malzeme kalitesinin gayet iyi olduğunu söyleyebilirim.

Hızı ve performansı

Performansına gelirsek en iyi tarafın açık ara farkla rakiplerine göre performans/watt değerinin oldukça iyi olması, yani yüksek performansa karşılık düşük enerji tüketimi. Günlük kullanımda performans ve hız oldukça yeterli. Hele hele açılış ve uykudan uyanma hızı gayet güzel. Parmak izi sensörünün de gayet hızlı çalıştığını söylemem de yarar var. Pili de yaklaşık olarak fazla kullanmadığımda 10 saat, biraz yoğun kullanımdaysa 7 - 8 saatte bitiyor. Yani performans/watt değeri de çok önemli pil etkeninde. Fakat günümüz için GPU’su biraz düşük performansa sahip her ne kadar yeterli gelse de bile. Video düzenleme ya da oyun geliştirenler için GPU yeterli gelmeyebilir. Fakat soğutma olarak ağır işlerde ya da oyunlarda biraz yetersiz kalabiliyor. Oyun oynadığımda SoC'nin olduğu bölümde rahatsız edici derecede sıcak olduğunu hisettim. Yani bu cihazı aşırı yormayın fazla, ömrü kısaltırsınız. :)

Depolama alanı hakkında

Depolama alanı hakkında konuşursak bende 256GB’lık sürümünden var ve günlük kullanımda her ne kadar yeterli olsa da dahi gelecekte yetmeyeceğini düşünüyorum. Çünkü yazılımı öğrenmeye başladım ve ayrıca yazılım yazarken bir sürü yer kaplayabileceğini düşünüyorum derleyiciler, kütüphaneler gibi şeyler sayesinde. Fakat iş 512GB ve üstünde çok rahat edeceğinizi düşünüyorum.

Ekranı hakkında

Ekran benim için biraz küçük olsa da bile işimi görebilecek seviyede ve çözünürlükte. Pikselleşme göremiyorum, bu iyi bir şey. Bir de dışarıda oturduğum zaman ekranın parlak olması benim işime geliyor. Ekran camı aynı zamanda sağlam yapıda.

Yazılım ve İşletim Sistemi 1. Kısım

Gelelim benim en çok konuşacağım yer yazılım ve işletim sistemine. Yazılım her zaman benim için önemli yerlerden biri olmuştur, zira yazılım donanımın işleyişi ve işlevselliğini her zaman etkiler ve kaliteli bir yazılım her zaman iyi bir seçim olacaktır. macOS kaliteli yazılımın örneklerinden birisi. macOS’u ilk kullanmaya başladığımda gerçekten zorlanıyordum ama iki senede gerçekten çok aşina olmaya başladım. Özellikle bazı kısayolları hiç bilmezdim ve gayet de zorlanırdım. Son 1 yılda gerçekten alışmaya başladım ve bazı konuları sevmeye başlamıştım. Özellikle hayatı kolaylaştıran yenililikçi özellikleri de hoşuma gidiyordu diyebilirim. Uygulamayı uygulamalar dizinine sürükleyerek (ya da kopyalayarak) yüklemek gibi kolaylıklar sunuyor bize fakat bazı uygulamalar .pkg gibi yükleyici uzantılarıyla geliyor ve sanki Windows’ta bir yazılım yükler gibi yazılım da yükleyebilirsiniz .pkg uzantılarıyla. Apple ekosistemine girerseniz eğer aslında çok daha işlevsel hale geleceğini söyleyebilirim, iPhone’nunuz var diyelim ve iPhone’daki yazılım özelliklerinin bazıları ve uygulamalarını Mac’te kullanabilirsiniz. Mac’te kolaylıkla iPhone’nuza erişebilir ve işlemler yapabilirsiniz. Windows’taki gibi 10 yıldan sonra yazılım desteği kesilen bir yapısı da fazla rastlanılmıyor ve uzun yıllar sadece güvenlik yaması alarak macOS’unuzu kafanızı yormadan kullanabileceğiniz anlamına geliyor. Üretkenlik için rahatça kullanılabilen bir işletim sistemi olduğunu herkes biliyor zaten. :) Rosetta 2 sayesinde x86 mimarili uygulamaları ya da daha doğrusu yazılımları rahatlıkla çalıştırabilirsiniz. Fazla performans kaybı da olmuyor box86 ve box64 kadar. Benim kullandığım bir sürü x86 mimarili uygulama ve yazılarımları rahatça kullanabiliyorum. Bu çok iyi bir şey. Aldığım notlar iCloud’ta saklandığı için format attığım durumda notlar kaybolmuyor. Bir de en önemlisi kesinlikle sistem kararlılığı. Sistem o kadar kararlı çalışıyor ki neredeyse hiçbir sorun yaşamadım, sadece bir kez kernel panic (*NIX türevlerinde olan BSOD gibi bir şey) hatası yedim ve bundan sonra hiç çökme yaşamadım. Bunun sebebi sürücüler ve macOS’un tamamen cihaza özgü yazılmasından kaynaklanıyor.

Yazılım ve İşletim Sistemi 2. Kısım

Bu kısımda daha çok handikaplarını konuşuyor olacağım. macOS’un ilk handikapı kesinlikle ama kesinlikle alışma süreci. Alışırsanız gayet güzel bir şekilde devam edebilirsiniz fakat alışmak da yalnızca yetmiyor. Ayrıca bazen *NIX türevlerinde kullanılan komutları da bilmek ve anlamak gerekebiliyor. Benim *NIX ve türevlerine biraz aşina olduğum için sıkıntı yok ama bunu söyleyeyim dedim. Oyunların çok fazla olmadığını söylemem de fayda var, oyun oynamak istediğinizde ücretli yazılım olan Crossover’ı ya da yine ücretli olan sanal makineyi yani Parallels’i kullanmak durumunda kalıyorsunuz ve her ikisinde performans kaybı oluşuyor bir miktar. 64 bit desteği hem yazılımsal ve hem de donanımsal olarak olmadığı için 32 bit yazılımlar çalışmıyor. Linux yüklemek istediniz diyelim, sadece Asahi Linux dağıtımları yüklenebilir (Fedora Remix ve bazı farklı şetler) ve ne yazık ki bende kararlı çalışmıyor. Linux’u kuracaksanız eğer MacBook’ta sadece sanal makinede kurmanızı öneririm şu anlık. Bir de daha çok Linux komutlarına ve işleyişine alışmış birisi olarak ne yazık ki bazen zorluklar yaşayabiliyorum. Yani grafik arabirimine her ne kadar alışsam da bile maalesef komut satırına alışamadım. Eğer paket yöneticisi isterseniz Homebrew/brew ya da MacPorts gibi paket yöneticilerine bakmanız gerekecek. Android telefonunuz varsa Mac’e kesinlikle Android File Transfer’i yüklemeniz gerekecek, yani bunun için ayrı yazılım gerekiyor. Varsayılan olarak pencere yöneticisi yok ve bunun için Rectangle’ı yüklemeniz gerekecektir. Bir de komut satırındaki ve grafik arabirimindeki kullandığınız kısayollar birbirinden farklı. Buna dikkat çekmek istedim.

Başka işletim sistemi kurma deneyimi

Bu cihaz Apple Silicon cihazı olduğundan ötürü burada BootCamp yok (belki ARM64 sürümü için gelebilir) ancak alternatif olarak Asahi Linux var şimdilik. Peki Asahi Linux nasıl ve önerir misin Efe’ciğim? Kısa cevapla hayır. Çünkü Asahi Linux henüz gelişme aşamasında olan bir Linux dağıtımı ve bazen kararsızlıklar olabiliyor. Linux’ta birçok kez donma ya da kernel panic yaşadığımı da hatırlatırım.

Artıları

1. Kaliteli donanım ve aksam
2. Güzel pil ömrü
3. Hızlı NVMe disk
4. Yeterli performans
5. Apple ekosistemine girecekler için kolaylık
6. Parlak ve yüksek çözünürlüklü IPS ekran
7. Parmak izi okuyucu

Eksileri

1. Apple ekosistemi için nispeten eski cihaz olması
2. macOS’a bazı alışanların için zor olması
3. Günümüz için ağır işlerde yetersiz GPU performansı
4. İki Type-C ile sınırlı olması

Alınır mı?

Günümüz koşullarında sıfır olarak 8/256GB sürümünü Vatan Bilgisayar’da 28.000₺ civarında satılıyor ve sıfır olarak pek almanın mantıklı olmadığını düşünüyorum Apple ürünü olarak alacakların, eğer ille de MacBook Air M1 alacaksanız temiz olanlarından ikinci ele göz atın. Apple ürünü zorunlu değilse oyuncu dizüstü bilgisayarı ya da Zenbook gibi başka notebooklara göz atmanızı öneririm. Bir de Linux kullanıcılarının bu notebook’a temkinli bakacaklarına göz gibi eminim. :)

Sonuç olarak

MacBook Air M1 benim için güzel bir cihaz handikapları olsa da bile. Yazılımsal olarak bazı konularda pek beğenmediğimi söyleyebilirim ama donanımsal olarak bir sanat eseri bir cihaz. Kaliteli gövde yapısı, hızlı olması ve iyi yazılımsal desteğe sahip olmasıyla benim beğendiğim cihaz oldu. Sadece macOS tam olarak bana göre olmadığı için çok zorlandığım yerler oluyor ama bunun kişiden kişiye değişeceğini söylemekte yarar var.
Paylaşım için teşekkürler hocam, güzel anlatmışsınız kutluyorum 💛
 

53'lük Genç

Profesör
Katılım
14 Aralık 2023
Mesajlar
1,030
Çözümler
2
Reaksiyon puanı
615
Puanları
293
Yaş
52
Güzel anlatım için teşekkürler.
 
Üst