Yargı taraftır

Bu konuyu okuyanlar

fidayda

Öğrenci
Katılım
27 Kasım 2007
Mesajlar
58
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
“Yargıtay Anayasa Mahkemesi'ni etki altına almaya çalıştı” diyor hükümet medyası ve embedded liberaller.
Oysa aylardır AB sözcüleri, yabancı hükümet adamları veya kendi köşe yazarlarıyla Anayasa Mahkemesi’ni etki almaya çalışanlar kendileri değilmiş gibi.
Anayasa Mahkemesi’ni onların görüşlerine göre etkilemeye çalışmak serbest, tersi “Hukuksuz ve antidemokratik”
Oysa Yargıtay’ın böyle bir şey yaptığı falan da yok.
Yargıtay, yargı üzerindeki baskılardan yargıya gösterilmeyen saygıdan şikayet ediyor.
Anayasa Mahkemesi dahil tüm yargı üzerindeki baskının sona ermesini istiyor, suç oluyor.
Anayasa Mahkemesi’ne baskı yapılmamasını istemek Anayasa Mehkemesi’ne baskı oluyor.
“Benim Anayasa Mahkemesi'ne baskı yapmamı engelleyerek Anayasa Mahkemesi’ni etkiliyorsun” diyorlar açıkça.
Madem yargıyı bu kadar önemsiyorsunuz, yedi düvel Türk yargısına hakaret ederken neredeydiniz!
Türk yargısı faşist, çağdışı, taraflı, siyasileşmiş diyenlerin karşısına niye çıkmadınız.
Niye o zaman yargıyı savunmadınız.
Siz savunmayınca yargı kendi kendini savunmak zorunda kalınca niye kızıyorsunuz.
Yargı tarafsız olmalı diyorsunuz.
Yargı tarafsız olamaz.
Yargı taraf olmak için kurulmuştur.
Yargı Anayasa’dan, yasalardan yana taraftır.
Yoksa aslında sizi rahatsız eden bu mu!
Yargının Anayasa’dan taraf olması mı!

Bilesiniz diye yazdım, başka nedeni yok

Okurlar soruyor, “Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın görüşleri belli. Onu da AKP başkanlığa getirmedi ya!” diye.
Doğru söylüyorlar.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ı Anayasa Mahkemesi’ne atayan da, Başkan seçen veya seçtiren de AKP değil.
Anayasa Mahkemesi’nde başkanlık koltuğunun boşalmasından sonra mahkemenin başkanlığı için mahkemenin 11 üyesi arasında seçim yapıldı.
Başkanlık için 4 üye aday oldu.
Bu üyelerden üçü Fulya Kantarcıoğlu, Ahmet Akyalçın ve Mehmet Erten’di.
Dördüncü aday ise Haşim Kılıç’tı.
Kantarcıoğlu, Erten ve Akyalçın aynı cephedendi.
Haşim Kılıç ise farklı bir cepheyi temsil ediyordu.
Anayasa Mahkemesi üyeleri arasında Haşim Kılıç’ı destekleyen kendisi dışında tek üye Sacit Adalı’ydı. Sacit Adalı da, Yüce Mahkemeye Haşim Kılıç gibi Özal tarafından atanmıştı ve Refah ve Fazilet davalarında kapatmaya karşı oy kullanmakla tanınıyordu.
Seçimlerde Haşim Kılıç’ın sadece 2 oyu vardı.
Diğer yanda ise 9 oyluk bir blok üçe bölünmüştü.
Peşpeşe sonuç getirmeyen seçim turları yapıldı.
Hiç bir üye gerekli 6 oyu alamıyordu.
Fulya Kantarcıoğlu her turda sedece 1 oy alıyor, Haşim Kılıç’a 2 oy çıkıyordu.
Geriye kalan 8 oy genelde 5-3 bölündüğü için Anayasa Mahkemesi başkanı seçilemiyordu.
Görünüşe göre Haşim Kılıç’ın seçilme şansı yoktu.
Dünya görüşü farklılığı nedeniyle biri kendininki olmak üzere sadece 2 oyu vardı.
Karşısında ise 9 oyluk bir blok mevcuttu.
Ancak buna rağmen turlar geçiyor Başkan seçilemiyordu.
9 oyluk blok üçe bölünmüştü.
Hiç biri diğeri lehine çekilmeye yanaşmıyordu.
Sonunda iş tam bir inatlaşmaya döndü.
9 oyluk bloktan bazı isimler birbirlerine karşı öyle bilendiler, öyle öfkelendiler ki, “Madem bu kadar inatlaştık. Birbirimize oy vereceğimize Haşim Kılıç’a oy veririz” diyerek Haşim Kılıç’a destek verdiler.
Kişisel öfkeler rejim kaygısının önüne geçti.
Ve Haşim Kılıç bu şekilde Anayasa Mahkemesi Başkanı oldu.
Bunları niye mi yazdım?
Bir nedeni yok.
Bilin istedim, o kadar...


TMSF hortumcuyla elele

Genel Havacılık terminalindeki bir görevli telefon açtı geçenlerde.
“Fatih Bey siz yazıp duruyorsunuz ama hikaye. Az önce Cavit çağlar’ın oğlu buradaydı. Bir Bentley’le geldi. Önünde bir Range Rover arkasında bir Mercedes’le. İiçinde korumalar. Sonra da özel uçağına binip gitti. Bırakın hortumcularla uğraşmayı hortumcu olun hortumcu. Siz her devirde herkesle kavga ediyorsunuz onlar her devirde herkesle dost” dedi.
Haklıydı.
Gün oldu, devran döndü, TMSF’ye bir haller oldu.
Hortumcunun korkulu rüyası, namuslu insanların güvencesi TMSF namuslu işadamının düşmanı, hortumcunun dostu oldu.
İlk işaret Dinç Bilgin’le yapılan işbirliği ile geldi.
TMSF, sahteciliği yargı kararı ile tescillenen Dinç Bilgin’in sunduğu sahte belgelerle bir hukuksuz operasyon yaptı.
Hadi bu şahsi mesele diyeyim yazmayayım.
Ya sonrası.
Büyük hortumcu, siyasi ve ekonomik yüzsüzlüğün sembolü olmuş bir işadamından olan alacaklarını tahsil için harekete geçen TMSF bu işadamıyla ahlaksız bir işbirliği içine gerdi.
Cavit Çağlar’dan alacaklarını tahsil edebilmek için TMSF ile hiç bir işi olmayan Doğuş ve TMSF ile hiç bir işi kalmayan Çukurova’ya saldırmaya başladı.
Cavit Çağlar kral gibi dolaşıyor, TMSF Cavit Çağlar’ın borçlarını başkalarından tahsil etmeye çalışıyor.
TMS-Çağlar elele.
Ne güzel görüntü.
Benzer bir ayrıcalıklı tutum da Erol Aksoy’a gösteriliyor.
Daha doğrusu bütün hortumcular şu günlerde TMSF’nin baştacı.
Türkiye’de iktidarlar değişiyor, dünya görüşleri değişiyor ama bazı şeyler hiç değişmiyor.
Hatta galiba kötüye gidiyor.


NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Hiç değilse yargıyı yargısız infaz etmediğimiz zaman

Fatih ALTAYLI
 

amesfa

Müdavim
Emektar
Katılım
10 Eylül 2007
Mesajlar
9,863
Reaksiyon puanı
150
Puanları
63
konu ilgili bölüme taşındı.
 

amesfa

Müdavim
Emektar
Katılım
10 Eylül 2007
Mesajlar
9,863
Reaksiyon puanı
150
Puanları
63
Kititlenmesi için bir nedenin varmı...
 

Fox.

Doçent
Katılım
27 Mayıs 2008
Mesajlar
729
Reaksiyon puanı
4
Puanları
0
akp'nin Tek müdahele edemediği yer.
Adalet Mülkün Temelidir... ;)
 
Üst