- Katılım
- 6 Ağustos 2008
- Mesajlar
- 20,604
- Reaksiyon puanı
- 493
- Puanları
- 83
müslümanlığı geçtim de, insana değer veren sayısı az.
Ne insanlar gördük sözde müslüman ama tecavüz eden insan öldüren evde eşine dayak atan.
Kesinlikle anladım değerli abim dediklerinize katılıyorum. Aslında bu din işi de değil insanlık. Ben artık Müslümanım diye gezenlere bile inanmıyorum. Öyle ki siyasiler tarafından İslam dinimiz kullanılıyor, en çok da buna üzülüyorum.Bak gördün mü sen söylemişsin, SÖZDE MÜSLÜMAN diye. Müslüman nedir, bilir misin kardeşim? Müslüman demek tam manasıyla "Allaha teslim olan" insan demektir. Allaha teslim olmuş biri bu dediğin cürümleri işleyebilir mi? Çünkü bunlar Allah'ın yasakladığı cürümler. Demek ki adam bunları yapıyorsa Allah'a teslim olmamış, müslüman sıfatını kullanmaya hak kazanamamış demektir. Eğer biri sahiden müslümansa onun için "Ama"lar söz konusu olamaz. Bilmem anlatabildim mi kıymetli kardeşim? Allaha emanet ol, sevgiler.
Aslında bu din işi de değil insanlık. Ben artık Müslümanım diye gezenlere bile inanmıyorum. Öyle ki siyasiler tarafından İslam dinimiz kullanılıyor, en çok da buna üzülüyorum.
Kesinlikle çok haklısınız. Siz beni çok iyi anlamışsınız. Benim de anlatmak istediğim durum buydu aynı şeyleri düşünüyoruz.Size özet olarak şunları söylemek istiyorum. İslâm bir isim ya da marka adı değildir. İslâm tam manasıyla bir yaşam, bir davranış dinidir. Geliş amacı insanı cetvel gibi dümdüz, tertemiz olarak yaşama amacına müstenittir. Hani siz, şunun bunun İslâmı kullanmasından üzülüyorum diyorsunuz ya, bu gereksizdir; Niye biliyor musunuz? Çünkü bir kişide güzel bir davranış, temiz ve ahlaki bir davranış gördüğünde bunun adı İslâmdır, İslamidir demektir. Yok bu kişi isterse şeyh olsun, nahoş bir durum gördüğünde bilesin ki bu da küfürden bir haldir. Çünkü İslâm güzel olanı, küfür ise çirkin olanı temsil eder. Siyasilere gelince, yaptıkları işler güzelse, hoşsa, insanımızın, ülkemizin hayrına helal olan yararlı bir işse bu zaten İslâmi demektir, dinin gereği yerine getirilmiş demektir. Onlar bunu söylese de, söylemese de önemi yok. Yok eğer aksine yaptıkları işler çirkinse, nahoşsa, milletin aleyhine bir durumsa zaten o hal, o iş küfürden demektir. Onlar bunun adına ne derlerse desinler önemi yok. Siz ateist dahi olsanız gösterdiğiniz asil ve dürüst bir davranış için yine de İslâmi deriz. Siz -faraza- müslüman olmasanız bile davranışınız İslâmidir. Biz bunu biraz daha genelleştirebiliriz: Mesela bugün Japonyada, Almanyada, İsveç, Norveç vb. batılı ülkelerde gördüğümüz ve özendiğimiz ne kadar güzel ve doğru işler varsa -yapanlar gayri müslim dahi olsa- işlerinin adı Müslümanlıktır, İslâmidir. Yani o ülkelerde tek bir müslüman dahi olmasa orada İslâmın varlığından söz edebiliriz. Tam aksini düşünerek geneli müslüman olan bilmem hangi müslüman ülkesindeki yaygın hırsızlık, namussuzluk, ahlaksızlığın mebzul olduğu yerde bol miktarda müslüman olmasına rağmen İslâmın olmadığı gibi... Hani bazen deriz ya, bu müslüman ülkeler niye bu kadar geri, kötü ve pis diye. İşte bütün mesele tam da bu işte. Birinde müslüman yok, ama İSLAM var, diğerinde ise müslüman var ama İslâm YOK!
Bilemedin Confi!
Eğer geçmişten günümüze ülkelerin sosyolojik tarihini okursan Türkiye'nin bu konuda arka sıralarda olduğunu göreceksin. Lâik olmak ile Lâikçi olmak arasındaki nüansı farkedersen bunu çok daha rahat görebilirsin.
Söylediklerinize katılıyorum ancak ayrıldığım bir nokta var, öncelikle iman ve İslamın şartları vardır bildiğiniz gibi ve imanın şartlarından biri de peygamber efendimize iman etmektir. Ayrıca çeşit çeşit Müslüman var derken neyi kast ettiğinizi anlayamadım. Müslümanlara farz kılınan, dinimizin emrettiği şeyler değişmiyor. Çünkü "mü'minler ancak kardeştirler, aralarında fark yoktur" bu ayete ters bu çeşit çeşit Müslüman var cümlesi, cümleyi biraz açarsanız sevinirim. Her yöre farklıdır buna itirazım yok. Ancak namaza durduğun vakit kimsenin kimseden farkı yoktur, orada fark iman ve takvadadır, bu da ayetle sabit. Farktan kastınız mezhepler ise onu anlıyorum ama onun dışında fark yoktur diye biliyorum.Ben müslümanım diyen herkes müslümandır. İnsanları gerçek müslüman, über müslüman, şöyle müslüman böyle müslüman diye sınıflandırmaya hakkınız yok.
Adam oruç tutmuyor, namaz kılmıyor diye bu onu ateist yapmaz.
İnsanlar müslümanlığı sizin algıladığınız gibi algılamıyorlar, ki zaten herkes sizin gibi algılayacak diye bir kural yok. Dünyada Kuran'ı rehber kabul etmeyen, Kuran'ı rehber kabul edip Hz. Muhammed'in hatırasını, yaşayışını önemsiz, hatta zararlı gören, Hz. Ali hakkında kötü konuşan, Hz. Ömer ve Hz. Osman hakkında kötü konuşan, domuz eti yiyen, kendisini tanrının bir parçası olarak gören, Zikr ile maneviyata ulaşacağını düşünen, domuz eti yiyen, şarap içmeyi günah saymayan, müslümanlığın gereği olarak, komşusuna yılda bir hediye göndermek zorunda olan çeşit çeşit müslüman var.
Sonuçta aynı Allah'a inanıyorlar ve aynı senin gibi kendi müslümanlıklarının doğru olduğuna inanıyorlar. Buraya kadar sorun yok. Lakin başkasının müslüman olup olmadığına karar vermek veya ne kadar müslüman olduğuna karar vermek herhangi bir kulun haddine değil. Yukarıda saydığım bir çok kültür için de bu şirk koşmaktır. Allah'ın yerine ukalaca karar vermektir.
Hz. Muhammed ve sonrasında olan tarihi olayları herkes sizin gibi algılamıyor olabilir. Sonuç olarak Hz. Muhammed'in anlattığı yaradana inanıyorlar. Kendilerine müslümanım diyorlar, kendilerini diğer müslümanlarla yakın hissediyorlar.
Malesef bu müslüman toplumlarda bir hastalık haline geldi. Soldan sağa müslümanlığı bir dereceli doğru olarak görüyorlar. Her müslüman kendi solundakini gerçek müslüman olmamakla suçluyor. En sağdaki yani en katı olan ise mesela şu meşhur afganistandaki islami terör örgütü. O ise kendisi hariç hiç kimseyi müslüman olarak görmüyor.
Allah'ın varlığına, birliğine ve Muhammed'in O'nun elçisi olduğuna inanan herkes gerçek müslümandır.
Bana göre lüzumu olmadıkça din konuşmak, insanların dini yaşamlarını sorgulamak kabalıktır. İnsanları nasıl inciteceğini bilmezsin. İnsanların değerleri de kutsalları da ahlakları da göreceli çünkü. Bu tarz şeyler sadece kabalıkla kalmaz, günümüzde zor durumda olan müslüman toplumları da böler, düşmanlığa parçalanmaya sevkeder.
Güney Asya'daki müslüman toplumların bizimle veya orta doğudaki müslüman ülkelerle yaşantı olarak uzaktan yakından alakası yok. Yine de biz onları müslüman görüyoruz, onları kendimize örneğin fransadan daha yakın görüyoruz. Aynı toplumun içinde olduğumuzu düşünüyoruz. Bundan daha doğal birşey olamaz.
Dünyada özellikle Amerika'da yahudi kültüründen devşirme tonla hristiyan inanç sistemi, mezhep veya kiliseler var. Bu kiliseler tartışılıyor, içindeki tutarsızlıklar özellikle yahudilerin bir hilekar olarak gördükleri Hz. İsa'ya bakış açılarındaki tutarsızlıklar tartışılıyor fakat;
Kimse onlara siz hristiyan değilsiniz demiyor, diyemez de, anında gerekli cezayı yargıdan alır.
Artı olarak Müslüman olmayan birinin yaptığı bir iyilik de onun Müslüman olmasına vesile olabilir, çünkü iman ancak nasipledir. Tam da bu yüzden Müslüman olduğumuz için bile şükretmemiz gerekir. Söylediklerinize ek olarak bir Müslüman Allah'ı inkar etmedikçe yaptıkları onu ancak günahkar bir Müslüman yapar, ancak Müslüman olmayan biri bir iyilik yaptığında o da onu iyi bir insan yapar, hatta tam da bu yüzden Müslüman olmayan olmayan iyi birine yaptığı iyilik hatırına Allah Müslüman olmayı nasip etsin diye dua ederiz.Size özet olarak şunları söylemek istiyorum. İslâm bir isim ya da marka adı değildir. İslâm tam manasıyla bir yaşam, bir davranış dinidir. Geliş amacı insanı cetvel gibi dümdüz, tertemiz olarak yaşama amacına müstenittir. Hani siz, şunun bunun İslâmı kullanmasından üzülüyorum diyorsunuz ya, bu gereksizdir; Niye biliyor musunuz? Çünkü bir kişide güzel bir davranış, temiz ve ahlaki bir davranış gördüğünde bunun adı İslâmdır, İslamidir demektir. Yok bu kişi isterse şeyh olsun, nahoş bir durum gördüğünde bilesin ki bu da küfürden bir haldir. Çünkü İslâm güzel olanı, küfür ise çirkin olanı temsil eder. Siyasilere gelince, yaptıkları işler güzelse, hoşsa, insanımızın, ülkemizin hayrına helal olan yararlı bir işse bu zaten İslâmi demektir, dinin gereği yerine getirilmiş demektir. Onlar bunu söylese de, söylemese de önemi yok. Yok eğer aksine yaptıkları işler çirkinse, nahoşsa, milletin aleyhine bir durumsa zaten o hal, o iş küfürden demektir. Onlar bunun adına ne derlerse desinler önemi yok. Siz ateist dahi olsanız gösterdiğiniz asil ve dürüst bir davranış için yine de İslâmi deriz. Siz -faraza- müslüman olmasanız bile davranışınız İslâmidir. Biz bunu biraz daha genelleştirebiliriz: Mesela bugün Japonyada, Almanyada, İsveç, Norveç vb. batılı ülkelerde gördüğümüz ve özendiğimiz ne kadar güzel ve doğru işler varsa -yapanlar gayri müslim dahi olsa- işlerinin adı Müslümanlıktır, İslâmidir. Yani o ülkelerde tek bir müslüman dahi olmasa orada İslâmın varlığından söz edebiliriz. Tam aksini düşünerek geneli müslüman olan bilmem hangi müslüman ülkesindeki yaygın hırsızlık, namussuzluk, ahlaksızlığın mebzul olduğu yerde bol miktarda müslüman olmasına rağmen İslâmın olmadığı gibi... Hani bazen deriz ya, bu müslüman ülkeler niye bu kadar geri, kötü ve pis diye. İşte bütün mesele tam da bu işte. Birinde müslüman yok, ama İSLAM var, diğerinde ise müslüman var ama İslâm YOK!