Tasavvuf'a kurulan ve tasavvuf'la kurulan tuzak

Bu konuyu okuyanlar

|Ⓢєччαh|

Müdavim
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,210
Reaksiyon puanı
10,324
Puanları
113
Tasavvuf'a kurulan ve tasavvuf'la kurulan tuzak

Türkiye'de de, dünyada da tasavvufun hızla yaygınlaştığı gözleniyor. Bu, hem iyi, hem de kötü bir 'gelişme'.

HAYATIN SINIRLARININ VE HAKİKATİN SIRLARININ ANAHTARI: TASAVVUF

İyi tarafı şu bunun: Tasavvuf, İslâm tefekkür ve tezekkür tecrübesinin, Müslüman hayat ve hayal dünyasının zirve noktasıdır: Tasavvuf, Müslüman hayat-dünyasına ruh katmış, fikir dünyasına derûnî ufuklar armağan etmiş, sanat dünyasına sadelikle derûnîliğin bileşkesi mânâ âlemlerinde gerçekleştirilen, insanı mülk âleminin sınırlarından melekût âleminin sırlarına ulaştıran, keşfedilmemiş kıtalarda uçsuz bucaksız, derûnî bir yolculuğa çıkaran, aşkınlaştıran bir mertebeye çıkarmıştır.

Tasavvuf, umut ve ufuktur. Umuttur; çünkü insan, kemal merdivenlerini tırmanır tasavvufla. Ufuktur; çünkü insan tasavvufun sunduğu imkânlarla kemâl merdivenlerini tırmandıkça, hayatın sınırlarını ve hakikatin sırlarını keşfeder.

ÜMMÎLEŞME YOLCULUĞU OLARAK TASAVVUF

Hayatın kirlerinden arınmanın en nezih, en nefis, en leziz yolu, tasavvuf'tur. Tasavvuf, ümmîleşmenin / arınmanın, arınarak kendine gelmenin ve kendinden geçmenin mânâ haritalarını ve giz/em/li şifrelerini sunar insana. Çağın ağlarından ve bağlarından kurtulmanın anahtarları, engin tasavvuf hazinesinde gizlidir.

Bu nedenle, tasavvufun yeniden hayat bulması ve hayat sunması, bu ayartıcı, estetize yokoluşlar ç/ağında Allah'ın bir lûtfu ve ihsanıdır bize.

TASAVVUFU, POSTMODERN SÖYLEMLERE YAMAMAK VE MEZE YAPMAK!

Tasavvufun hızla yaygınlaştırılmasının kötü tarafı ise şu: Tasavvufun derûnî dünyası, postmodern dünyanın görünüşte çeşitliliklere imkân tanıyan, gerçekte bütün çeşitlilikleri tek bir eşikte toplayarak eriten, izafileştiren, her şeyin hakikatini bitiren ayartıcı, pespaye ve kirli dünyasına boca ediliyor.

Bu iki bakımdan tehlikelidir: Hem tasavvufun kendisi, hem de İslâm'ın geleceği açısından.

Tasavvufun dünyasının, ayartıcı, izafîleştirici sığ postmodern duyarlıklarla, sadece insanaltı hazlarla varlığını sürdüren new age dinleriyle, kaçış biçimleriyle aynı şeymiş gibi sunulması ya da aynı kefeye konulabiliyor olması, tasavvufun, pespaye postmodern duyarlıklar tarafından teslim alınmasına ve yutulmasına yol açacaktır.

POSTMODERN SÖYLEMLERİN TAAVVUF ÜZERİNDEN MEŞRULAŞIRILMASI

Daha da önemlisi, postmodern kültürün ve duyar/sız/lıkların, hazların ve ağların bizzat tasavvuf tarafından meşrulaştırılması ve postmodern dünyanın, kendisini, tasavvufun her türlü kullanıma elverişli hâle getirilerek kirletilen, tanınamaz hâle getirilen dünyası ÜZERİNDEN yeniden üretebilme imkânına kavuşmuş olmasıdır.

Özelde, tıpkı Budizm'e, Zen'e, Taoculuğa ve bütün doğu mistik geleneklerine yapılan yerinden edici, tarumar edici, Batılıların hastalıklarına meze ve malzeme yapmak için geliştirilen tahripkâr ve tahrifkâr ayartıcı müdahalenin tasavvufa da yapılmaya başlanması… Tasavvufun Batı'da önünün açılmasının en temel nedenlerinden biri budur.

TASAVVUFU İSLÂM'DAN KOPARARAK AYRI BİR DİN HÂLİNE GETİRME PROJESİ

Daha genelde ise, tasavvufun, Batı'da, İslâm'dan büsbütün kopartılarak ayrı bir din hâline getirilmesi çabasıdır.

İslâm'ın, içi boşaltılan, ruhu çalınan, seküler meditasyon biçimlerine dönüştürülen soysuz, temelsiz, kirletilmiş 'sahte bir tasavvuf dini'ne indirgenmesi çabasından sözediyorum.

Özetle… Batı'da tasavvuf, İslâm'ı Romalılaştırarak bitirmek için kullanılan elverişli bir 'araç' olarak görülüyor ve öyle de kullanılmaya çalışılıyor.

Bu konuda endişelenmek için fazlasıyla gösterge var önümüzde…

ENTELEKTÜELLER, AŞAĞILIK KOMPLEKSİ VE 'TASAVVUF MASKESİ'

İslâm dünyasında, tasavvufun özellikle entelektüeller arasında yaygınlaşması, aşağılık kompleksinden kaynaklanıyor. İslâm'dan, İslâm'ın hayat ve hakikat kaynağı şeriattan sözedemeyecek kadar aşağılık kompleksiyle malul bazı entelektüeller, bu komplekslerini tasavvuf maskesine sığınarak örtmeye -ve gidermeye- çalışıyorlar.

Oysa tasavvuf, hâl hâlidir; 'entelektüel geviş getirme' malzemesi değildir. O yüzden tasavvuf, çağın ağlarının kirlerine, kirlenen ve kirleten renklerine boyanamaz, boca edilemez.

Ama yapılan tam da bu, ne yazık ki.

TASAVVUFTAN POSTMODERNLİĞE BİR YOL GİDER Mİ?


Tasavvufun entelektüeller arasında yaygınlaşmasının bir başka nedeni, tasavvufun dünyasıyla, postmodernliğin dünyasının görünüşte benzeşiyor olmasıdır. Fakat bu büyük bir yanılsamadır. Çünkü sözkonusu benzeşme, sadece görünüşten ibarettir.

Tasavvuf, hakikatin izini süren bir yolculuktur. Postmodernlik ise hakikatin izini silen, yok eden AYARTICI bir yokoluş biçimi.

Tasavvuf, hakikatle hemhal olma, hemdert olma, hemdost olma hâlidir. Biliş / ilim, oluş / irfan ve 'varoluş' / hikmet menzillerinde gerçekleştirilen kendini keşif, eşyayı keşif ve hakikati keşif yolculuklarının zirvesidir.

Postmodernlik ise, hakikati izafileştirerek ve melez sahte 'hakikat'ler icad ederek hakikatin izini silme çabası ve hakikat diye bir şeyin olmadığı zırvasının tek mutlak hakikat olduğu fikr-i sâbit'idir.

Biraz dikkat ve hassasiyet lütfen…


 

Elbruz46

Müdavim
Katılım
22 Şubat 2008
Mesajlar
11,931
Reaksiyon puanı
1,338
Puanları
113
Gelenek olmadan Tasavvuf olmaz.
Tasavvuf hakkında bilgi isteyen varsa Semerkand Dergisi en iyi kaynaktır.
Televizyon olarak Semerkan Tv'den Tasavvuf hakkında en doğru bilgiler edinilebilir.
Kitap ararsanız bu konuda en güzel kitaplardan birisi Dr. Dilaver Selvi'nin Kaynaklarıyla Tasavvuf adlı eseridir.
 
Üst