Tarihe güvenmeli miyiz?

Bu konuyu okuyanlar

tertunc

Müdavim
Emektar
Katılım
18 Ağustos 2007
Mesajlar
7,204
Reaksiyon puanı
21
Puanları
38
Tarih, muzafferlerin kitabıdır. Bir hesaplaşma yatağıdır. Neyi, ne zaman ve ne kadar bilmemiz gerektiğini tarihi yazanlar belirler.
Fazlasını sormak, başınıza iş açar.
Belgeler de, tanıklar da, çoğu zaman tarihi yazanlardan yana yontar bildiklerini...
O yüzden tarih susar bazen ya da abartılı konuşur; niye öyle yaptığını ancak bilenler bilir.
* * *
Geçen Pazar, Allahuekber Dağlarında donarak şehit olanlar anısına bir saygı yürüyüşü düzenlendi.
1914'ü 1915'e bağlayan kış yaşanan Sarıkamış faciasından sonra o günün basınında harekâtla ilgili tek satır haber çıkmadığını biliyor muydunuz?
Ta 1922'ye kadar...
Ağır bir sansür, felaketi 7 yıl saklamayı başarmıştır.
Tarih susmuş, hatta yalan söylemiştir.
1 Mart 1915'te Meclis Başkanı Halil Bey, "Sarıkamış'ta düşmanın, ordumuzun azmi önünde eridiğini" açıklamıştı.
Aynı Meclis'te Ekim 1915'te Enver Paşa, "Kafkasya'da düşmanı hırpaladık ve bizim için tehlike oluşturmayacak hale getirdik" diyebilmişti.
Gerçek, ancak 7 yıl sonra ortaya serildi.
Tarihi düzeltmek için değil, Enver Paşa'yı tarihten silmek için...
Onun Kurtuluş Savaşı'na müdahalesini önlemek isteyenler, günü gelince Sarıkamış dosyasını açıverdiler.
Facia, "Enverciler"in tasfiyesi için kullanıldı. Bu süreçte de abartıldı.
"Allahuekber Dağlarında bir gecede 90 bin askerin tek kurşun atmadan donarak öldüğü" yazıldı.
Gerçek rakam, bunun yarısından da azdı.
Rakamın azlığı, trajedinin boyutunu küçültmedi tabii, ama tahrifat, bizim tarihe inancımızı zedeledi.
* * *
Atatürk'e suikast davası da İttihatçıların tasfiyesi için kullanılmıştı. O davanın hâkimi olarak muhalifleri ipe yollayan Kılıç Ali'nin oğlu Altemur Kılıç, geçenlerde Sarıkamış'ın ve Suikast Davası'nın tasfiye amaçlı kullanımı konusunda şöyle yazdı:
Bu, devrimlerin kaçınılmaz trajedilerinden biridir."
Belki de öyledir.
Ama bir trajedi 100 yıl sürer mi?
Bir asrı devirdikten sonra artık belgelerin ve gerçeklerin aydınlığa kavuşması gerekmez mi?
Ama olmuyor.
Tarihimiz, hâlâ yok saymak ile abartmak arasında gidip geliyor.
Bugün sıkça tartışılan "1915 Ermeni katliamı" da, "rakamlar savaşı"nın kurbanlarından değil mi?
Onun boyutları da yabancı baskısıyla başlayan İttihatçıların yargılanması sırasında ortaya çıkmadı mı?
Ya Çanakkale?
Sıkça 500 bin insanın hayatını kaybettiği söylenen savaşta resmi Türk şehit sayısının 86 bin olması şaşırtıcı değil mi?
"Bunlar açığa çıkmadı, çünkü o zamanlar basın yeterince güçlü değildi" diye düşünenlere, tarihin suskunlaşmasına daha yakın bir örnek verelim:
1974 Kıbrıs harekâtında yanlışlıkla kendi gemimiz Kocatepe'yi batırdığımızda da kamuoyu faciayı ancak 1 yıl sonra öğrenebilmişti.
* * *
Tarihin muzafferlerin kitabı olduğunu biliyoruz; ama yine de ona güvenmek istiyoruz. İntikam hesaplarından, klik hesaplaşmalarından arınmış, kendiyle barışmış, kin tutmayan, objektif bir tarihin ve önyargısız, sansürsüz, eksiksiz bilginin hasretini çekiyoruz.
Geçmişimize soğukkanlılıkla bakmanın ve tarihten gereken dersleri çıkarmanın zamanıdır artık...


Can dündar-www.candundar.com.tr
 

Elbruz46

Müdavim
Katılım
22 Şubat 2008
Mesajlar
11,931
Reaksiyon puanı
1,338
Puanları
113
Çerkez Ethem olayı da ha keza aynı durumdadır... bir dönem İsmet İnönünün iktidar meselsei yüzünden tasfiye etmek için uydurduğu yalanlar ile Atatrük ve Çerkez Ethem birbiirne düştü... bir halk kahramanı birilerinin koltuklarını daha sağlamda tutmak için hain ilan edildi ve tarihe de öyle yazıldı... bu gün öğreniyoruz ki Atatürk ve Çerkez Ethem eskişehirde buluşacaklardır... zaten o güne kadar bir birlerine övgüler dizdikleri mektuplar gönderirler... nerde isyan çıksa Gazi çerkez Ethemi çağırır yardım için... ve bir gün eskişehirde buluşmyaa karar verirler... bir konuyu konuşmak için... ancak çerkez Ethem trendeyken birileri gelir ve Atatürk seni öldürmek için çağırıyor der... Çerkez ethem trenden iner ve tekrar döner... bu sırada kendisini bekleyen Attürke de Çerkez Ethem davetinizi kabul etmedi size isyan etti sizi orttadan kaldırmak istiyormuş derler... bundan sonra zaten bu arada giden yalan yanlış bilgiler ile Atatürk ve Çerkez Ethem bir birine düşerler... sırf İsmet İnönü Çerkez Ethemi tasfiye etmek için oynanmıştır bu oyunu aslında elinden gelse o dönem Mustafa Kemal Paşayı da tasfiye edecektir ama hiç bir zaman Allah ona o kadar güç vermemiştir... ama Atatürk ün ölümünden sonra nasıl Atatürk ün resimlerin paralardan devlet dairelerinden kaldırdığını tarihi yazıyor... hatta Atatürk ile aralarının açık olduğunu Atatürk ün ölürken İsmet inönüyü sorduğunu öldü efendim dediklerinde rahatlayarak öldüğü rivayet edilir...
 
Üst