Sanki Horhorda alışverişte...

Bu konuyu okuyanlar

*SiRiNe*

Müdavim
Katılım
22 Kasım 2007
Mesajlar
5,336
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
Şimdi biraz farz

edelim...

Ne çıkar?

Bakalım ne çıkacak?

Farz edelim ki, Carla Bruni yani Fransa Cumhurbaşkanı’nın eşi, yanına iki arkadaşını almış, Louvre Müzesi’ni gezmeye gitmiş.

Gezerken gezerken, Mona Lisa’nın önünde durmuş. “Yahu, bizim lojmana da çok gelip giden yabancılar var, bunu alalım, bizim duvara asalım” demiş...

Yeni evli ya, evinde değişiklikler yapmak, dekorasyonla biraz oynamak istiyormuş...muş, muş...

Olacak şey mi?

Abarttım mı?

Mona Lisa’yla depo müzede duran eşyalar aynı şey mi diye düşünenleriniz olabilir.

Dünkü Hürriyet’teki Şükrü Küçükşahin’in yazısından bahsediyorum.

Hayrünnisa Hanım’ın Çankaya Köşkü restorasyonu için Dolmabahçe Sarayı’ndan istettiği eşyalardan...

Dönemin padişahları ve diğer saray halkı tarafından kullanılan sehpa, koltuk takımı, biblo, soba, avize, halı gibi şeyler...

Depo müzede sergilenen 35 kalem eşya...

Depo deyince, yanlış anlaşılmasın; o da müze, halka açık ve sergileniyor...

Şimdi sorumuza geri dönelim...

Mona Lisa’yla depo müzede sergilenen eşya aynı şey mi?

Abarttım mı?

Bazen insanın aklı karışır.

Nasıl değerlendirmen gerektiğini bilemezsin.

İşte o zaman bir kıyas yaparsın.

Bazı değerleri anlamak için en küçük birimine veya en büyüğüne uyarlarsın.

Bu oran, altın oran, turnusol kağıdı görevini yapar.

Doğruyu yanlışı gösterir sana...

Hadi bunu da bir tarafa bırakalım.

Hatta diyelim ki, bazı objelerin Çankaya Köşkü’nde sergilenmesi Dolmabahçe’de durmasından daha iyi olacak!

Biraz da ılımlı olalım; “bu eşyaların köşkte sergilenmesinin, hayatın içine girmesinin ne mahzuru var ki?” diyenlerden olalım...

Velev ki öyle..

E, bu objeler öyle iki arkadaşını yanına alıp da Horhor’da veya Samanpazarı’nda dolaşıp seçer gibi seçilir mi?

Öyle mi seçilir yani?

Neye göre?

Halının desenine göre mi?

Duvarın rengine göre mi?

Neye göre?

Zaten sanat tarihçileri, müze uzmanları falan da böyle yapıyor!!!

Ellerine geçirdikleri antikaları öyle, rengine göre diziyorlar!!!

Veya eşlerini çağırıp “Sen dekorasyondan daha iyi anlarsın, bu koltuğun altına hangi halıyı koyalım” diye soruyorlar!!!

Bunca yıl boşuna okuyorlar, kariyerleri boşuna!

Bir de şu var tabii:

Bilgisine, zevkine güvendiğimiz biri bunu yapsaydı...

Oya Eczacıbaşı gibi bir kadın mesela...

Onun bu işi hakkıyla, bilerek, danışarak ve hiçbir kuruma zarar vermeden yapacağını bilirdik.

Güvenirdik.

Ama o...

Bize hep eski yorgan satenlerini anımsatan kıyafetlerini referans alacak olursak...

Yok canım bu da saçma oldu, ne alakası var?

E, ama neyi referans alacağız?

Dilek ÖNDER
 
Üst