Resmim kötü ama acıyı sayılara ve harflere dökebilirim

Bu konuyu okuyanlar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

HÜDHÜD

Rektör
Katılım
5 Mayıs 2017
Mesajlar
10,093
Reaksiyon puanı
6,555
Puanları
113
gören de sanki bir bilimsel makale veya yetkili kuruluşlarca veya kişilerce yapılan açıklama sanır :D bu nedir, bir yorum bir forum haberi...


FAİZ VE ZARARLARI

Bünyamin OKUMUŞ
I-Konunun Planı

A-Faizin Haram kılınması
1-Faizin haram kılınmasının sebepleri
2-Faizin tarifi
a-Riba ve Tefecilik
b-Riba ve Ticaret
B-Sosyal adalet açısından faiz
1-Ferdi ve toplumsal açıdan faizin zararları
a-Ekonomik dengelerin bozulması ve haksız kazanç
b-Para ve sermayenin stok edilmesi
II- Konunun Açılışı ve işlenişi
Faizin, iktisadî bir konu olduğuna dolayısıyla doğrudan iktisatçıları
ilgilendirdiğine işaret edilir. Bununla birlikte ticaret, miras hukuku ve
benzeri bir çok konuda olduğu gibi Kur’ân-ı Kerim’in faiz konusuna da
duyarsız kalmadığı vurgulanır. İslam dini, fert ve toplu-mun ekonomik
hayatını derinden olumsuz etkileyen bu uygulamayı yasaklamıştır. Bu bağ-
lamda, her ne kadar günümüzde faiz konusunda farklı tarifler ve ihtilaflar
söz konusu olsa da Kur’ân’ın faizden ne kastettiği ve İslâm âlimleri
tarafından faizin nasıl tanımlandığı kısaca açıklanır. Faizin haram
kılınmasının hikmetleri üzerinde durulur. Bu fiili işlemenin nasıl bir
günaha karşılık geldiği belirtilerek bu konuda insanlar arasında yapılan
yersiz benzetmelerin bir mesnedi olmadığına işaret edilir. Faiz, tefecilik ve
karaborsacılık arasındaki ilişkiye deği-nilerek, bu üçünün de ticaretle bir
olmadığı belirtilir.İslâm dini, zekat ve sadaka gibi mali ibadetleri
emrederken faizi yasaklamak suretiyle toplumda sadece sosyal adaleti
temin etmeyi ve sermayenin tekelleşmesini önlemeyi amaç edinmemiştir.
Bununla birlikte bireyin mal ve servete olan tamahkarlığını; arzu ve
isteklerini kontrol altına almak suretiyle onu arındırmayı amaçlamıştır.
Nasıl ki bedeni ibadetlerle ferdin eğitiminde onun dünya ve ahret hayatına
hazırlanması amaç edinilmiş ise faizin yasak kılınmasında da bireyin hem
dünya hem de ahret hayatındaki mutluluğun amaç edinildiği anlatılır. Bu

Page 2

2
yasakla, toplumda sosyal adaletin temin edilmesi suretiyle hem ferdin hem
de toplumun menfaati gözetildiği belirtilir.
III- Konunun Özet sunumu
İslam Dininin iktisadî hayatın düzenlenmesinde alın teri ve el emeğine
verdiği önem vurgulanarak alış verişin helal, faiz ve tefeciliğin haram
olduğu belirtilir. İslam’ın faizi haram kılmasındaki amaç, emeğe, paraya ve
sermayeye verdiği değeri bunların ekonomik hayata aktif olarak
katılmalarındaki kazancın teminine yöneliktir. Zenginlik bireysel olmaktan
çok toplumsallaştığı zaman, zenginlikten asıl maksat hasıl olur.
Günümüzde her ne kadar Banka-cılık sistemi ticari hayatın kaçınılmaz bir
olgusu olarak algılansa da Bankaların uyguladığı faiz oranlarının
yüksekliğinin ekonomik dengenin bozuk olduğuna, faiz oranların
düşüklüğü-nün ve sıfıra yakın olmasının da ekonomik dengelerin sağlıklı
olduğuna iktisad alimleri hükmetmektedirler. Bu açıdan İslam dininin faiz
ve faize dayalı uygulamaları yasaklamasının doğruluğunun tescil edilmiş
olduğuna işaretle konu özetlenir.
IV- Konu işlenirken Başvurulabilecek Bazı Ayetler

“Faiz yiyenler, ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi
kalkarlar. Bu, onların, “Alış veriş de faiz gibidir” demelerinden dolayıdır.
Oysa Allah alışverişi helal, faizi haram kılmıştır. Bundan böyle kime
Rabbinden bir öğüt gelir de (o öğüte uyarak) faizden vazgeçerse, artık
önceden aldığı onun olur. Durumu da Allah’a kalmıştır. (Allah onu
affeder.) Kim tekrar (faize) dönerse, işte onlar cehennemliklerdir. Orada
ebedi kalacaklardır.”1

“Allah, faiz malını mahveder, sadakaları ise artırır (bereketlendirir).
Allah hiçbir günahkâr nankörü sevmez.”2
1 Bakara, 2/275.
2 Bakara, 2/276.

Page 3

3
Konuyla İlgili Diğer Âyet-i Kerimeler:
Bakara, 2/277-280; Âl-i İmrân, 3/130; Rûm, 30/39; Nisâ, 2/160-161.
V- Konu İşlenirken Başvurulabilecek Bazı Hadisler

Amr İbnu'l-Ahvas (ra) anlatıyor: "Hz. Peygamber (sav)'in Veda
Haccındaki (konuşmasını) dinledim O, şöyle diyordu:
"(Biliniz ki), câhiliye devrindeki bütün ribâlar kaldırılmıştı. Sadece
verdiğiniz ana parayı alacaksınız. Böylece ne zulmetmiş olacaksınız ne de
zulme uğramış olacaksınız.”3

Ömer İbnu'l-Hattâb (ra) anlatıyor: Resûlullah (sav) buyurdular ki:
"Altın altınla peşin olmazsa ribâdır. Buğday buğdayla peşin satılmazsa
ribâdır. Arpa arpayla peşin satılmazsa ribâdır. Kuru hurma kuru hurmayla
peşin satılmazsa ribâdır." 4

Mücahid anlatıyor: “Ben İbnu Ömer (ra)'le beraberdim.Ona bir
kuyumcu gelerek: "Ey Ebu Abdirrahman! Ben altın işliyor ve bunu kendi
ağırlığından fazla altınla satıyorum. Böylece ona harcadığım el emeği
miktarında fiyatını artırıyorum" dedi. İbnu Ömer, onu bu işten yasakladı.
3 Ebu Dâvud, Büyû 5 (3334)
4 Buhârî, Büyû 54, 74, 76; Ebu Dâvud, Büyû 12 (3348)

Page 4

4
Kuyumcu aynı meseleyi birkaç defa tekrar etti. Her seferinde İbnu Ömer,
onu bu işten yasakladı ve son olarak da şunu söyledi: “Dinar dinarla,
dirhem dirhemle satılır. Aralarında fazlalık olamaz. Bu, Peygamberimizin
bize vasiyetidir, biz de size vasiyet ediyoruz”.5

İmam Mâlik'in rivayet ettiğine göre, Abdullah İbn Ömer’e bir adam
gelerek: “Ben birisine bir borç verdim ve bu borcu daha fazlasıyla
ödemesini şart koştum” dedi. İbn Ömer, “Bu ribâdır” diye cevap verdi.
Bunun üzerine adam, “Ey Ebu Abdırrahman! Öyleyse bana nasıl hareket
etmemi emredersiniz” dedi? İbn Ömer, şu açıklamayı yaptı: “Borç verme,
üç şekildedir: (Birincisi) Allah rızasını gözeterek, Allah için verdiğin borç.
(İkincisi) arkadaşının hatırı için verdiğin borç. Üçüncüsü de temiz bir
malla pis bir şey almak için verdiğin borçtur. İşte bu ribâdır. Adam, tekrar
“Ey Ebu Abdırrahman! Ne yapmamı emredersin deyince” O, şöyle cevap
verdi: “Sanırım akdi yırtman uygun olur, şayet o adam verdiğin miktarı
aynen iade ederse alırsın. Eğer daha azını geri öderse, alırsın kalanı sana
sevap yazılır. Eğer sana, daha iyi bir şeyi gönül hoşluğu ile verirse, bu sana
bir teşekkürdür, böylece teşekkürünü ifade ediyor demektir. Sana ayrıca,
ona vâde tanıdığın için sevap vardır.”6

5 Muvatta, Büyû 31; Nesâî, Büyû: 46.
6 Muvatta, Büyû: 31 (1379).

Page 5

5
Abdurrahman İbn Ebu Bekr, babasından şöyle rivayet ediyor:
“Resûlullah (sav) gümüşün gümüşle, altının altınla başa baş olmayan
satışını yasakladı. Bize altın mukabilinde dilediğimiz şekilde gümüş ve
gümüş mukabilinde dilediğimiz şekilde altın satın almayı emretti.”7
VI- Yararlanılabilecek Bazı Kaynaklar
1-Afzalur Rahman, Sîret Ansiklopedisi, Türkçe tercümesi, İstanbul
1996, c. 2, s. 495-528.
2-Uludağ, Süleyman, İslamda Faiz Meselesine Yeni Bir Bakış,
İstanbul 1988.
3-Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, “Faiz” maddesi, c. 12,
s. 110-126.
 

kaantsc

Öğrenci
Cezalı
Katılım
23 Mayıs 2018
Mesajlar
14
Reaksiyon puanı
5
Puanları
3
Yaş
38
Seçimden sonra geçer, korkmayın :)
 
M

Murat Burç

SDN Okuru
Olmadı @Murat Burç bu şekilde kurtaramazsın?
Bunla kurtaramazsin mi? Ne demek bu? Geriye dönük Selçuklu ve Osmanlıyı AKP mi kurdu da benim haberim yok? Bir şeyleri kurtarmaya çalıştığım yok. Bu iktidarın İslam savunuculuğu ile alakası yok. İsrail ile ticari ilişkilerin kesilmesini reddeden AKP
AKP ve İslam birliği kafanızda öyle bir yere gelmiş ki bugün müslümanız diyebiliyorsak AKP yüzünden ve bunu inkar eden ve AKP'yi tutmayıp Müslümanlığı savunan birine munafiklik yakıştırabilecek seviyeye çıkabilirsiniz.
Dediğim gibi bir şeyleri kurtarmaya çalıştığım yok. Zafer kazanmış edasıyla boş boş emoji tuşunu eskitmeyin.


Bilmem anlatabildim mi? Düşünürseniz anlarsınız.
gören de sanki bir bilimsel makale veya yetkili kuruluşlarca veya kişilerce yapılan açıklama sanır :D bu nedir, bir yorum bir forum haberi...


FAİZ VE ZARARLARI

Bünyamin OKUMUŞ
I-Konunun Planı

A-Faizin Haram kılınması
1-Faizin haram kılınmasının sebepleri
2-Faizin tarifi
a-Riba ve Tefecilik
b-Riba ve Ticaret
B-Sosyal adalet açısından faiz
1-Ferdi ve toplumsal açıdan faizin zararları
a-Ekonomik dengelerin bozulması ve haksız kazanç
b-Para ve sermayenin stok edilmesi
II- Konunun Açılışı ve işlenişi
Faizin, iktisadî bir konu olduğuna dolayısıyla doğrudan iktisatçıları
ilgilendirdiğine işaret edilir. Bununla birlikte ticaret, miras hukuku ve
benzeri bir çok konuda olduğu gibi Kur’ân-ı Kerim’in faiz konusuna da
duyarsız kalmadığı vurgulanır. İslam dini, fert ve toplu-mun ekonomik
hayatını derinden olumsuz etkileyen bu uygulamayı yasaklamıştır. Bu bağ-
lamda, her ne kadar günümüzde faiz konusunda farklı tarifler ve ihtilaflar
söz konusu olsa da Kur’ân’ın faizden ne kastettiği ve İslâm âlimleri
tarafından faizin nasıl tanımlandığı kısaca açıklanır. Faizin haram
kılınmasının hikmetleri üzerinde durulur. Bu fiili işlemenin nasıl bir
günaha karşılık geldiği belirtilerek bu konuda insanlar arasında yapılan
yersiz benzetmelerin bir mesnedi olmadığına işaret edilir. Faiz, tefecilik ve
karaborsacılık arasındaki ilişkiye deği-nilerek, bu üçünün de ticaretle bir
olmadığı belirtilir.İslâm dini, zekat ve sadaka gibi mali ibadetleri
emrederken faizi yasaklamak suretiyle toplumda sadece sosyal adaleti
temin etmeyi ve sermayenin tekelleşmesini önlemeyi amaç edinmemiştir.
Bununla birlikte bireyin mal ve servete olan tamahkarlığını; arzu ve
isteklerini kontrol altına almak suretiyle onu arındırmayı amaçlamıştır.
Nasıl ki bedeni ibadetlerle ferdin eğitiminde onun dünya ve ahret hayatına
hazırlanması amaç edinilmiş ise faizin yasak kılınmasında da bireyin hem
dünya hem de ahret hayatındaki mutluluğun amaç edinildiği anlatılır. Bu

Page 2

2
yasakla, toplumda sosyal adaletin temin edilmesi suretiyle hem ferdin hem
de toplumun menfaati gözetildiği belirtilir.
III- Konunun Özet sunumu
İslam Dininin iktisadî hayatın düzenlenmesinde alın teri ve el emeğine
verdiği önem vurgulanarak alış verişin helal, faiz ve tefeciliğin haram
olduğu belirtilir. İslam’ın faizi haram kılmasındaki amaç, emeğe, paraya ve
sermayeye verdiği değeri bunların ekonomik hayata aktif olarak
katılmalarındaki kazancın teminine yöneliktir. Zenginlik bireysel olmaktan
çok toplumsallaştığı zaman, zenginlikten asıl maksat hasıl olur.
Günümüzde her ne kadar Banka-cılık sistemi ticari hayatın kaçınılmaz bir
olgusu olarak algılansa da Bankaların uyguladığı faiz oranlarının
yüksekliğinin ekonomik dengenin bozuk olduğuna, faiz oranların
düşüklüğü-nün ve sıfıra yakın olmasının da ekonomik dengelerin sağlıklı
olduğuna iktisad alimleri hükmetmektedirler. Bu açıdan İslam dininin faiz
ve faize dayalı uygulamaları yasaklamasının doğruluğunun tescil edilmiş
olduğuna işaretle konu özetlenir.
IV- Konu işlenirken Başvurulabilecek Bazı Ayetler

“Faiz yiyenler, ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi
kalkarlar. Bu, onların, “Alış veriş de faiz gibidir” demelerinden dolayıdır.
Oysa Allah alışverişi helal, faizi haram kılmıştır. Bundan böyle kime
Rabbinden bir öğüt gelir de (o öğüte uyarak) faizden vazgeçerse, artık
önceden aldığı onun olur. Durumu da Allah’a kalmıştır. (Allah onu
affeder.) Kim tekrar (faize) dönerse, işte onlar cehennemliklerdir. Orada
ebedi kalacaklardır.”1

“Allah, faiz malını mahveder, sadakaları ise artırır (bereketlendirir).
Allah hiçbir günahkâr nankörü sevmez.”2
1 Bakara, 2/275.
2 Bakara, 2/276.

Page 3

3
Konuyla İlgili Diğer Âyet-i Kerimeler:
Bakara, 2/277-280; Âl-i İmrân, 3/130; Rûm, 30/39; Nisâ, 2/160-161.
V- Konu İşlenirken Başvurulabilecek Bazı Hadisler

Amr İbnu'l-Ahvas (ra) anlatıyor: "Hz. Peygamber (sav)'in Veda
Haccındaki (konuşmasını) dinledim O, şöyle diyordu:
"(Biliniz ki), câhiliye devrindeki bütün ribâlar kaldırılmıştı. Sadece
verdiğiniz ana parayı alacaksınız. Böylece ne zulmetmiş olacaksınız ne de
zulme uğramış olacaksınız.”3

Ömer İbnu'l-Hattâb (ra) anlatıyor: Resûlullah (sav) buyurdular ki:
"Altın altınla peşin olmazsa ribâdır. Buğday buğdayla peşin satılmazsa
ribâdır. Arpa arpayla peşin satılmazsa ribâdır. Kuru hurma kuru hurmayla
peşin satılmazsa ribâdır." 4

Mücahid anlatıyor: “Ben İbnu Ömer (ra)'le beraberdim.Ona bir
kuyumcu gelerek: "Ey Ebu Abdirrahman! Ben altın işliyor ve bunu kendi
ağırlığından fazla altınla satıyorum. Böylece ona harcadığım el emeği
miktarında fiyatını artırıyorum" dedi. İbnu Ömer, onu bu işten yasakladı.
3 Ebu Dâvud, Büyû 5 (3334)
4 Buhârî, Büyû 54, 74, 76; Ebu Dâvud, Büyû 12 (3348)

Page 4

4
Kuyumcu aynı meseleyi birkaç defa tekrar etti. Her seferinde İbnu Ömer,
onu bu işten yasakladı ve son olarak da şunu söyledi: “Dinar dinarla,
dirhem dirhemle satılır. Aralarında fazlalık olamaz. Bu, Peygamberimizin
bize vasiyetidir, biz de size vasiyet ediyoruz”.5

İmam Mâlik'in rivayet ettiğine göre, Abdullah İbn Ömer’e bir adam
gelerek: “Ben birisine bir borç verdim ve bu borcu daha fazlasıyla
ödemesini şart koştum” dedi. İbn Ömer, “Bu ribâdır” diye cevap verdi.
Bunun üzerine adam, “Ey Ebu Abdırrahman! Öyleyse bana nasıl hareket
etmemi emredersiniz” dedi? İbn Ömer, şu açıklamayı yaptı: “Borç verme,
üç şekildedir: (Birincisi) Allah rızasını gözeterek, Allah için verdiğin borç.
(İkincisi) arkadaşının hatırı için verdiğin borç. Üçüncüsü de temiz bir
malla pis bir şey almak için verdiğin borçtur. İşte bu ribâdır. Adam, tekrar
“Ey Ebu Abdırrahman! Ne yapmamı emredersin deyince” O, şöyle cevap
verdi: “Sanırım akdi yırtman uygun olur, şayet o adam verdiğin miktarı
aynen iade ederse alırsın. Eğer daha azını geri öderse, alırsın kalanı sana
sevap yazılır. Eğer sana, daha iyi bir şeyi gönül hoşluğu ile verirse, bu sana
bir teşekkürdür, böylece teşekkürünü ifade ediyor demektir. Sana ayrıca,
ona vâde tanıdığın için sevap vardır.”6

5 Muvatta, Büyû 31; Nesâî, Büyû: 46.
6 Muvatta, Büyû: 31 (1379).

Page 5

5
Abdurrahman İbn Ebu Bekr, babasından şöyle rivayet ediyor:
“Resûlullah (sav) gümüşün gümüşle, altının altınla başa baş olmayan
satışını yasakladı. Bize altın mukabilinde dilediğimiz şekilde gümüş ve
gümüş mukabilinde dilediğimiz şekilde altın satın almayı emretti.”7
VI- Yararlanılabilecek Bazı Kaynaklar
1-Afzalur Rahman, Sîret Ansiklopedisi, Türkçe tercümesi, İstanbul
1996, c. 2, s. 495-528.
2-Uludağ, Süleyman, İslamda Faiz Meselesine Yeni Bir Bakış,
İstanbul 1988.
3-Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, “Faiz” maddesi, c. 12,
s. 110-126.
Bla bla bla
Ben faiz endeksli yaşamadığım faizle işim olmadığı için sizin kadar ilgili değilim bu konulara. Ben helal olan faizsiz kur üzerinden, gerçek para altın üzerinden hesabımı yapıyorum. Bakıyorum onlar da gittikçe değer kazanıyor. Param gittikçe değer kaybediyor ve fakirleşiyorum.
Sizin gibi haram olan faiz üzerinden işim olmuyor. Anlarsınız ya :D
 
Son düzenleyen moderatör:

Dora

Dekan
Cezalı
Emektar
Katılım
26 Ocak 2018
Mesajlar
5,728
Reaksiyon puanı
9,728
Puanları
113
Yaş
30
Diyorsun ki sayın mapavrili; "Lafım o ki Osmanlı çöktü, Atatürk geldi o İslami hayat bitti, Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Sonra başa AKP geldi. Atatürk devrini kapattı ve Osmanlıcılık kavramını ortaya çıkartarak İslamiyeti geri getirdi. Aradaki 100 yıl İslamiyet yoktu."
He dip not eklemek isterim. 19. YY değil, Osmanlı 20. YY başlarında çöktü. Türkiye Cumhuriyeti 20. YY ilk çeyreğinde kuruldu ve biz şu an 21. yüz yıldayız. Hz. İsa doğuşu olan milat-1 ile 100. yıl arası 1. yüz yıl sayılır. Üzerine ekleyerek hesap et.
 

HÜDHÜD

Rektör
Katılım
5 Mayıs 2017
Mesajlar
10,093
Reaksiyon puanı
6,555
Puanları
113
Sizin gibi haram olan faiz üzerinden işim olmuyor. Anlarsınız ya :D
Bak yine aynı şeyi yapıyorsunuz, anlamamazlıktan geliyorsunuz ve bu sefer de faizle iş yapanlar sınıfında tutuyorsunuz beni halbuki ben önceki mesajlarımın hiç birinde kimseyi hedef almadım. kişi bazlı yazım olmadı. Hakkaten siz üzüm yemek değil de bağcıyı dövmekle uğraşıp duruyorsunuz.
İşte bu sizin acizliğinizi gösteriyor, yazacak bir şeyiniz varsa yazın yoksa böyle sataşmalar size haklılık kazandırmayacaktır. Siz benim bilimsel bir yazıma bla bla bla diyebiliyorsunuz ama kendi web sayfa kopilerinize gelince sus pus oluyorsunuz :) İşte bir başka acizliğiniz.

Ayrıca şöyle söyleyeyim altının gerçek ticaret metaası olması konusunda bu forumda yazan benim ve kendi yazdığımı kendim benimsemez isem yazmazdım. Fakat aynı zamanda dolar ve diğer para birimleri hakkında da aynı konu başlıkları altında düşüncelerimi paylaşmıştım. Birkez daha burada yazmayı konuyu gereksiz yere uzatmak olarak görüyorum. Şu helaldir şu haramdır derken de basit değerlendirmeler yapmak yerine bu işi din adamlarına bırakmayı tercih ediyorum.
 
M

Murat Burç

SDN Okuru
Bak yine aynı şeyi yapıyorsunuz, anlamamazlıktan geliyorsunuz ve bu sefer de faizle iş yapanlar sınıfında tutuyorsunuz beni halbuki ben önceki mesajlarımın hiç birinde kimseyi hedef almadım. kişi bazlı yazım olmadı. Hakkaten siz üzüm yemek değil de bağcıyı dövmekle uğraşıp duruyorsunuz.
İşte bu sizin acizliğinizi gösteriyor, yazacak bir şeyiniz varsa yazın yoksa böyle sataşmalar size haklılık kazandırmayacaktır. Siz benim bilimsel bir yazıma bla bla bla diyebiliyorsunuz ama kendi web sayfa kopilerinize gelince sus pus oluyorsunuz :) İşte bir başka acizliğiniz.

Ayrıca şöyle söyleyeyim altının gerçek ticaret metaası olması konusunda bu forumda yazan benim ve kendi yazdığımı kendim benimsemez isem yazmazdım. Fakat aynı zamanda dolar ve diğer para birimleri hakkında da aynı konu başlıkları altında düşüncelerimi paylaşmıştım. Birkez daha burada yazmayı konuyu gereksiz yere uzatmak olarak görüyorum. Şu helaldir şu haramdır derken de basit değerlendirmeler yapmak yerine bu işi din adamlarına bırakmayı tercih ediyorum.
Yav benim yazacak neyim olabilir ki?
Ben diyorum ki Dolar ve Euro başta olmak üzere Türk lirası her para birimi karşısında değer kaybediyor. Hayatımızın çoğu ithal gidalarimiz bile ithal diyorum bize vuracak diyorum. Siz irfan atlayıp yok faiz şöyle yok faiz böyle. BANANE FAİZDEN.
Ben değil siz anlamiyorsunuz. Tlnjn değer kaybetmesi hoşuma gitmiyor. Siz dolarla hiç bir işiniz.olmadigini söyleyebilirsiniz hatta ekmeği TL ile alıyoruz da diyebilirsiniz BENİM HOSUMA GİTMİYOR TLNİN değer kaybetmesi daha geçen alacağım klavye 370ten 410a firlamisti şimdi fiyatına bakmadım belki da 500 oldu.
Tablet alacağım fiyatı kesinlikle 5-10 gün içinde fırlayacak. Siz bunlari dikkate almıyor olabilirsiniz ama ben dikkate almıyorum Nokta ben bunları almak istiyorum fakat paranın degersizlesmesini istemiyorum.
Ne faiz ile işim olur ne kredi ile kredi kartını çok çok nadir kullanırım eline geçeni harcarim sadece. AMMA VELAKİN FAKİRLESİYORUM NOKTA FAİZ UMRUMDA DEGİL EKONOMK BATİYOR ALİM GUCUM DUSUYOR TEJ SORUMLU 16 YİLDİR BU ULKEYİ YONETENLER
Güç ellerinde kontrol ellerinde. Tüm sorumluluk onlarda bu yüzden kesinlikle ve kesinlikle gitmeliler.
Benim gerisi umrumda bile değil. Umrumda olan tek şey halk ve onun alım gücünün yükselmesi bunun için ihracat şart eğitim şart. Eğitimi.cop ettiler üretimi bitirdiler.
Mezun olduğum 500 üzerinden 470 puana sahip Anadolu lisesi niteliksiz oldu 300 puanlık meslek.lisesk, imam hatip lisesi nitelikli oldu yani sınavla alım yapacak.
Fen lisesi 490 puan yani 490 puan alamayan kimse için sınavla alan ve sayısal eğitim veren nitelikli.bir okul yok ilimde ondan sonraki nitelikli eğitim veren okul sosyal bilimler 430 puan o da eşit ağırlık , ondan sonra gelen nitelikli okul 350 puan.
Sayısal eğitimi adeta bitirdiler her sene 10 tıp çıkaran lisemi bitirdiler çok tepki geldi.diye bu değil bundan sonraki sınavda nitelikli olacak.
NE ANLADİM BEN BU İSTEN İCİNE SİCTİLAR.
Kardeşim bu sene sınava girecek. İyi bir sayısal öğrencisi puanları 460-470 civarı Anadolu lisesine girip kaliteli bir sayısal eğitim alabilirdi ama SUAN 470lik Bir öğrenci OLMASİNA RAGMEN İLİMDE GİREBİLECEGİ NİTELİKLİ SAYİSAL OKUK YOK. SSDECE FEN LİSESİ VAR ORASİ DA 490 PUAN.
SİZ NEYDEN bahsediyorsUNUZ? İCİNE ETTİLER HER SEyim kardeşimin eğitim hayatı bitti belki bir çokları gibi belki
Laftan anlamazlar yeter uyanın ülke çöküyor diyorum size en önemli yerimiz olan eğitimi cokerttiler bilmem kaç defa sınav sistemi değişti
Ekonomi çöküyor.
Halk kutuplaştirildi
Suriyeliler belaisnj başımıza sardılar. Kadın çocuk yaşlı neyse genç genç adamlar savaştan kaçmış bizim bacilarimiza yelteniyorlar.
Sokakta bu ülkenin vatandaşı açken biz Suriyeli doyurup maaş veriyoruz.
İşsizlik Suriyeliler yüzünden arttı kiralar Suriyeliler yüzünden arttı.
Ülke gidiyor ALO GİDİYOR.
UYANIN

---- Mesajlar birleştirildi ----

Size kimleri hatırlatıyor söylenen tüm sözler?
Ekli dosyayı görüntüle 40743

---- Mesajlar birleştirildi ----

 
Son düzenleyen moderatör:

mapavrili

Profesör
Katılım
24 Ocak 2010
Mesajlar
1,431
Reaksiyon puanı
1,444
Puanları
113
Yaş
53
Felâket tellallığı yaparak elinize ne geçiyor anlamış değilim, yandık bittik masalları, bu ülke dolarla kurulmadıki dolarla yıkılsın. Az kaldı ve ben inanıyorum ki seçimden sonra her şey rayına oturacak.
 
M

Murat Burç

SDN Okuru
Beyler @PARAzitCELL ve @mapavrili
Allah'ın ve son peygamberin hak olduğu hatrina yalvarıyorum.
Azıcık dediklerimi düzgünce okuyun. Dolar yükselirse ne olur diye.
Azicik düşünün.
Örnek vereyim. Ekmek yapıyoruz. Ne lazım su tuz un
Biz buradaki un için gereken buğdayı bile ithal etme noktasına geldik. 1 dolara aldığımız buğdayı 4 TL değil 5 TL ile alacağız. Ve bunu alan kişi size satarken bu farkı sizden çıkaracak FAKAT sizin maaşınız artmayacak.
Bir başka şey ise şu. Biz borçluyuz ama dolar ile Euro ile.
Kur yükseldikçe TL bazında borç artıyor. Bunu ödeyecek devlet ve onun sahibi biz halkın cebinden TL bazında para daha fazla artacak.
Daha başka ne diyebilirim bilmiyorum cidden size bir şey anlatırken yoruluyorum.

---- Mesajlar birleştirildi ----



---- Mesajlar birleştirildi ----

 
Son düzenleyen moderatör:

mkadoglu

Öğrenci
Katılım
23 Mayıs 2018
Mesajlar
4
Reaksiyon puanı
0
Puanları
1
Yaş
33
Arkadaşlar Merhaba aylardır kayıt olmadan gizli kullanıcı olarak Forumu takip etmekteyim.Başlığı ve içeriğini görünce kayıt olarak bir ekleme yapmak istedim.

Ülkemizde en yanlış düşüncelerden biri doların arttığı düşüncesidir. Yanlış dolar artmıyor TL düşüyor. Sebebi nedir diye soracak olursanız. Üretmiyoruz,tüketiyoruz. Üretmediğimiz için ithal ediyoruz diğer ülkelerden ülkemizde çok rahatlıkla üretebileceğimiz ürünleri dolar üzerinden satın alıyoruz. Neden çünkü teşvik yanlış yönde ya da yanlış şekilde tarım da işlenen araziden çok işlenmeyen arazilere ödeme yapılıyor. Adam hem ekecek hem biçecek yorulacak yapar mı? tabi ki yapmaz neden çünkü işlenmeyen arazi için ödenek alıyor . Bilime ya da teknolojiye olan önemi hiç söylemiyorum. Bilim/teknoloji de ilerleme katedecek beyinleri zaten dışarı gönderiyoruz. Küstürüyoruz.
 
M

Murat Burç

SDN Okuru
Arkadaşlar Merhaba aylardır kayıt olmadan gizli kullanıcı olarak Forumu takip etmekteyim.Başlığı ve içeriğini görünce kayıt olarak bir ekleme yapmak istedim.

Ülkemizde en yanlış düşüncelerden biri doların arttığı düşüncesidir. Yanlış dolar artmıyor TL düşüyor. Sebebi nedir diye soracak olursanız. Üretmiyoruz,tüketiyoruz. Üretmediğimiz için ithal ediyoruz diğer ülkelerden ülkemizde çok rahatlıkla üretebileceğimiz ürünleri dolar üzerinden satın alıyoruz. Neden çünkü teşvik yanlış yönde ya da yanlış şekilde tarım da işlenen araziden çok işlenmeyen arazilere ödeme yapılıyor. Adam hem ekecek hem biçecek yorulacak yapar mı? tabi ki yapmaz neden çünkü işlenmeyen arazi için ödenek alıyor . Bilime ya da teknolojiye olan önemi hiç söylemiyorum. Bilim/teknoloji de ilerleme katedecek beyinleri zaten dışarı gönderiyoruz. Küstürüyoruz.
Çok haklısınız çok.
 

kaantsc

Öğrenci
Cezalı
Katılım
23 Mayıs 2018
Mesajlar
14
Reaksiyon puanı
5
Puanları
3
Yaş
38
Yav benim yazacak neyim olabilir ki?
Ben diyorum ki Dolar ve Euro başta olmak üzere Türk lirası her para birimi karşısında değer kaybediyor. Hayatımızın çoğu ithal gidalarimiz bile ithal diyorum bize vuracak diyorum. Siz irfan atlayıp yok faiz şöyle yok faiz böyle. BANANE FAİZDEN.
Ben değil siz anlamiyorsunuz. Tlnjn değer kaybetmesi hoşuma gitmiyor. Siz dolarla hiç bir işiniz.olmadigini söyleyebilirsiniz hatta ekmeği TL ile alıyoruz da diyebilirsiniz BENİM HOSUMA GİTMİYOR TLNİN değer kaybetmesi daha geçen alacağım klavye 370ten 410a firlamisti şimdi fiyatına bakmadım belki da 500 oldu.
Tablet alacağım fiyatı kesinlikle 5-10 gün içinde fırlayacak. Siz bunlari dikkate almıyor olabilirsiniz ama ben dikkate almıyorum Nokta ben bunları almak istiyorum fakat paranın degersizlesmesini istemiyorum.
Ne faiz ile işim olur ne kredi ile kredi kartını çok çok nadir kullanırım eline geçeni harcarim sadece. AMMA VELAKİN FAKİRLESİYORUM NOKTA FAİZ UMRUMDA DEGİL EKONOMK BATİYOR ALİM GUCUM DUSUYOR TEJ SORUMLU 16 YİLDİR BU ULKEYİ YONETENLER
Güç ellerinde kontrol ellerinde. Tüm sorumluluk onlarda bu yüzden kesinlikle ve kesinlikle gitmeliler.
Benim gerisi umrumda bile değil. Umrumda olan tek şey halk ve onun alım gücünün yükselmesi bunun için ihracat şart eğitim şart. Eğitimi.cop ettiler üretimi bitirdiler.
Mezun olduğum 500 üzerinden 470 puana sahip Anadolu lisesi niteliksiz oldu 300 puanlık meslek.lisesk, imam hatip lisesi nitelikli oldu yani sınavla alım yapacak.
Fen lisesi 490 puan yani 490 puan alamayan kimse için sınavla alan ve sayısal eğitim veren nitelikli.bir okul yok ilimde ondan sonraki nitelikli eğitim veren okul sosyal bilimler 430 puan o da eşit ağırlık , ondan sonra gelen nitelikli okul 350 puan.
Sayısal eğitimi adeta bitirdiler her sene 10 tıp çıkaran lisemi bitirdiler çok tepki geldi.diye bu değil bundan sonraki sınavda nitelikli olacak.
NE ANLADİM BEN BU İSTEN İCİNE SİCTİLAR.
Kardeşim bu sene sınava girecek. İyi bir sayısal öğrencisi puanları 460-470 civarı Anadolu lisesine girip kaliteli bir sayısal eğitim alabilirdi ama SUAN 470lik Bir öğrenci OLMASİNA RAGMEN İLİMDE GİREBİLECEGİ NİTELİKLİ SAYİSAL OKUK YOK. SSDECE FEN LİSESİ VAR ORASİ DA 490 PUAN.
SİZ NEYDEN bahsediyorsUNUZ? İCİNE ETTİLER HER SEyim kardeşimin eğitim hayatı bitti belki bir çokları gibi belki
Laftan anlamazlar yeter uyanın ülke çöküyor diyorum size en önemli yerimiz olan eğitimi cokerttiler bilmem kaç defa sınav sistemi değişti
Ekonomi çöküyor.
Halk kutuplaştirildi
Suriyeliler belaisnj başımıza sardılar. Kadın çocuk yaşlı neyse genç genç adamlar savaştan kaçmış bizim bacilarimiza yelteniyorlar.
Sokakta bu ülkenin vatandaşı açken biz Suriyeli doyurup maaş veriyoruz.
İşsizlik Suriyeliler yüzünden arttı kiralar Suriyeliler yüzünden arttı.
Ülke gidiyor ALO GİDİYOR.
UYANIN

---- Mesajlar birleştirildi ----

Size kimleri hatırlatıyor söylenen tüm sözler?
Ekli dosyayı görüntüle 40743

---- Mesajlar birleştirildi ----

bu mavallara inanan kaldı mı hala?
 

kaantsc

Öğrenci
Cezalı
Katılım
23 Mayıs 2018
Mesajlar
14
Reaksiyon puanı
5
Puanları
3
Yaş
38
meselenin hala iç piyasa ile alakalı olduğuna inanmak, ekonomiden 5 kuruş anlamadığınızı gösteriyor. korkunç bir manipülasyon var ortada. muhalif birileri de göbek atıyor. oh ekonomi zor durumda, hükümet istifa diye. işte asıl hainlik burada, asıl hainler bunlar
 
M

Murat Burç

SDN Okuru
meselenin hala iç piyasa ile alakalı olduğuna inanmak, ekonomiden 5 kuruş anlamadığınızı gösteriyor. korkunç bir manipülasyon var ortada. muhalif birileri de göbek atıyor. oh ekonomi zor durumda, hükümet istifa diye. işte asıl hainlik burada, asıl hainler bunlar
Valla ekonomi en başta beni vuruyor inanın. Teknolojik ürünlere fazlaca düşkün biri olarak söylüyorum. Güçlü ekonomimiz olsaydı çocuk oyuncağı gibi değişmezdi kur. 2-3 TL'ye bari sabitlesinler. En önde ben alkış tutayım. Sata sata satacak fabrika kalmadı. Şimdi ormanlarımızı falan satacaklar.
1934de kurulan Türkiye'nin en büyük kağıt üretim kuruluşu olan SEKA'yı 2005'de Ak Parti hükümeti sattı. Satın alan yabancı şirket kapattı. Şuan A4 kağıdı bile üretemiyoruz herhalde ben başka üreten bir yerli kuruluş bilmiyorum.
 

HÜDHÜD

Rektör
Katılım
5 Mayıs 2017
Mesajlar
10,093
Reaksiyon puanı
6,555
Puanları
113
Dünyanın en büyük ekonomileri bile sabit kur politikasına dayanamamışlardır ve vazgeçmiştirler, Türkiye sabit kur politikası yüzünden 2001 krizini yaşamıştır. Ekonomiden anlamayanlar ancak bu tür imf reçetelerini sunar ancak :D kemal dervişin kafası böyleydi işte... kemal derviş geldiğinde herşeyi satın diyordu asıl, hem de yabancılara en kritik kurumları !... özelleştirme başka bir şeydir, devletin bazı kuruluşları yine halkın hizmetinde ve yine halkın yönetiminde kalması şartıyla özel söktöre devretmesidir, bu çok tabi bir iştir. Her şeyi devletten beklersek devlet o zaman camii tuvaletlerini de işletsin bari :)
 

mapavrili

Profesör
Katılım
24 Ocak 2010
Mesajlar
1,431
Reaksiyon puanı
1,444
Puanları
113
Yaş
53
ERDOĞAN GİTSİNMİ DİYORSUN
Aşırı muhaliflerden misin can kardeş? Gel, seninle bugün iki medeni insan gibi karşılıklı oturup, senin derdin ne benim derdim ne şöyle bir konuşalım.

Sen, Türkiye'de ağır bir ekonomik kriz olduğunu mu iddia ediyorsun?

Dövizin yukarı tırmanışının, benzin ve motorinin astronomik rakamlara ulaşmasının bir ekonomik kriz olduğunu ve bunun tek sorumlusunun işbaşındaki hükümet olduğunu mu söylüyorsun?

Ben tam olarak böyle düşünmüyorum.

Nasıl düşündüğümü anlatayım kardeşime...

Ben çevreme baktığımda, Türkiye'de bir ekonomik kriz olduğuna inanasım gelmiyor. Gördüklerim, "Ekonomik kriz falan yok, milletin keyfi yerinde" dedirtiyor bana…

Nasıl mı?

Mesela araba satışlarına bakıyorum, son 6 yılın en yüksek seviyesinde seyrettiğini görüyorum.

Mesela, konut satışlarına bakıyorum, küçük bir krizin ardından tekrar canlandığına şahit oluyorum.

Mesela, çevremdeki insanlara bakıyorum ve onları delirmiş gibi alışveriş yaparken görüyorum.

Mesela kaç kredi kartının kara listeye girdiğini takip ediyorum, son 10 yılın en düşük seviyesinde olduğunu görüyorum.

Mesela tatil ve tur programlarına bakıyorum. İnsanların daha şimdiden akın akın tatil beldelerine akmaya başladığını görüyorum.

Buna benzer onlarca madde sayabilirim ama uzatmaya gerek yok.

Bak can kardeş...

Sen ölmeyle bayılmayı karıştırmışsın anlaşılan. Ya da ekonomik krizin nasıl bir şey olduğunu hiç yaşamamışsın.

Azıcık anlatayım...

Sen ekonomik kriz yüzünden bir çırpıda 200 bin devlet memurunun işten çıkarıldığını hiç gördün mü?

Ben gördüm.

IMF, "Size verdiğimiz bu borç para karşılığında 200 bin devlet memurunu sokağa atacaksınız"dedi ve bu talep bir emir gibi yerine getirildi.

Sen bu ülkede depremzedeler için toplanan paraların, memur maaşlarını ödemek için kullanıldığına şahit oldun mu?

Ben gördüm.

Türkiye genelinde, depremzedeler için toplanan paraların onlara verilmediğini, onların kış günü çadırlarda ölüme terkedildiğini, toplanan bağışların ise maaş bekleyen memurlara dağıtıldığını gördüm.

Sen hiç toplam büyüklüğü Bayburt kadar olan Lüksemburg gibi bir ülkecikten 750 bin TL borç para istendiğini duydun mu?

Sen duymadın ama ben gördüm.

Devlet olarak o kadar aciz durumdaydık ki Lüksemburg'un kapısına gittik, adeta para dilendik. Onlar ne yaptı biliyor musun? "Borç değil bu para, başımızın gözümüzün sadakası olarak hibe ediyoruz" dediler. Bu hibe parayı alıp getirdik, memur maaşlarının ancak bir kısmını ödeyebildik.

Sen bu ülkede polislerin maaş alamadıkları için eylem yaptığını gördün mü can kardeş?

Bak ben onu da gördüm!

Binlerce polis, beylik silahlarının namlusundan tutarak havaya kaldırdı ve İstanbul'da yürüyüşe geçti. "Maaşlarımızı verin, yoksa çalışmayız" diye slogan attı.

Sen hiç bankaların vatandaşa kredi vermediği, esnafın tefecilerin eline düştüğü, insanların 10 bin lira aldığı tefeciye bir ay sonrası için 15 bin lira ödediği dönemi gördün mü? Ödeyemediğinde sokak ortasında kurşunlandığını ya da malına, mülküne, şirketine eşkıyalık yöntemiyle el konulduğunu gördün mü?

Ben bunu da gördüm.

Peki sen bu devletin "Ülkeye balans ayarı yapıyoruz" bahanesiyle bizzat tefecilik yaptığı, milletin parasına çöktüğü dönemi gördün mü?

Ben o dönemi de gördüm.

28 Şubat postmodern darbesini gerçekleştirenlerin, milletin cebinden 370 milyar doları cebren aldığını gördüm. Hemen akabinde, bankaların tek tek hortumlandığı, yüzlerce milyar doların iç edildiği dönemi yaşadım.

Bunun da akabinde doların bir gecede 600 liradan 1500 liraya yükseldiğini gördüm.

Sen hiç belediyelerin iflas ettiğini, emrinde çalışan personelin parasını veremediğini, temizlik işçilerinin maaş alamadıkları için Türkiye genelinde çöp toplamadıklarını ve sokakların ağzına kadar çöp dağlarıyla dolup taştığını gördün mü?

Görmedin di mi?

Ben gördüm ama sen de görebilirsin. Gir google'a, "çöp dağları" diye yaz, ne demek istediğimi anlarsın.

Ha, “Bunlar geçmişte kaldı, bana şimdilerden bahset” diyorsan, onu da konuşalım.

"Döviz yükseliyor, benzin motorin fiyatları artıyor" diyordun değil mi? Bak bunda haklısın, kimse bu gerçeği inkâr edemez. Peki ama bu yükseliş sadece Türkiye'de mi dersin?

Dövizden başlayalım...

Amerika ve Çin şu anda dünyanın birinci ekonomik gücü olmak için çarpışıyor. Amerika, Çin'in önünü kesmek için elindeki en büyük silahı, yani doları kullanıyor. Bu kullanım şekli nedeniyle dolar şu anda gelişmekte olan bütün ülkelerde ve hatta bütün dünyada aynı şekilde dalgalanıyor.

İnanmayabilirsin bu söylediğime...

Gir google'a, doların dünya ülkelerindeki seyrini takip et. Üç aşağı, beş yukarı, Türkiye'deki tablonun bir benzerini göreceksin diğer dünya ülkelerinde...


Bizde biraz daha fazla dalgalandığını görebilirsin. Onun nedenini sen de ben de çok iyi biliyoruz. En basit örneğini vereyim. İngiltere’deki televizyonlar, "Erdoğan gitmezse ve faizler yükseltilmezse döviz yükselecek" diyor. Almanya aynı, Fransa aynı, Amerika aynı, Avusturya, Belçika, aynı can kardeş. Hepsi aynı anda senin ülkene operasyon çekiyor, anladın?

"Döviz yükseliyor, fakirleşiyoruz" diye isyan ediyorsun değil mi?

Çok haklısın!

Merkez Bankası dövize müdahale etti, faiz oranlarını 3 puan yükseltti ve döviz aşağı doğru indi değil mi? Ve sen de bu durumda, daha çok fakirleşmekten kurtulduğunu düşündün değil mi?

Bak sana bu faiz artışının ne anlama geldiğini şöyle anlatayım.

O üç puanlık faiz artışı, sana ve senin geleceğine, doların yükselişinden 10 kat daha fazlaya patladı. Yani sana gelecek olan para, ülkenin kasasına girecek olan para direk faizcilerin kasasına gitti. Senin cebine ve geleceğine en büyük darbe indirildi ama senin ruhun bile duymadı.

Petrol de öyle...

Varili neredeyse 100 dolara dayanan petrol, bütün dünya ülkelerinde benzin ve motorinin abartılı zamlanmasına neden oluyor. Aklına gelen ilk ülkenin adını söyle mesela...

İngiltere mi?

Benzin fiyatları şu anda 1.60'ın üzerinde tarihi bir fiyata fırlamış görünüyor. Sterlin olarak hesaplarsan 8 bin Türk lirası civarında bir rakam ediyor bu oran. Fransa, Almanya veya başka bir ülke mi? Gir internete kendin bak fiyatlara...

Hah, şimdi gelelim senin muhalif tarafına...

Sana göre Erdoğan giderse, döviz de düşecek, petrol fiyatları inecek, ekonomik kriz de bitecek değil mi? Yani en azından, oy verdiğin partinin iktidar adayları sana bunu söylüyor ve sen de bunlara inanıyorsun.

Eyvallah!

De, nasıl düşecek, bunu soruyor, sorguluyor musun? Mesela sana nasıl bir ekonomik paketle geliyorlar, nasıl bir reçete sunuyorlar?

Var mı bir çözüm önerileri?

Ben duymadım, sen duydun mu?

Meral Akşener, "Ben devlete ait uçakları ve kaçak sarayı yıkacağım ekonomiyi düzlüğe çıkaracağım" diyor.

Temel Karamollaoğlu, "Ben bütün büyük yatırımları durduracağım, böylece ülke şaha kalkacak" diyor.

Muharrem İnce, "Ben dövize hiç müdahale etmeyeceğim. döviz kendiliğinden düşecek" diyor.

Düşün ki oy vermeye hazırlandığın Muharrem İnce, "Çiftçiye mazotu 3 liradan vereceğim" diyor, ama mazot şu anda çiftçiye 2 buçuk liradan veriliyor.

"18 yaşına kadar herkesin hastanelerde ücretsiz muayene olmasını sağlayacağım" diyor ki bu sistem yıllardır zaten uygulanıyor.

Elini vicdanına koy da söyle can kardeş.

Sen bu komik vaatler dışında, adaylardan şöyle dişe dokunur başka bir ekonomik çözüm önerisi duydun mu?

Bak can kardeş...

Ben, "Şuna oy verme, buna ver" diyecek değilim. Paşa gönlün kimi istiyorsa git, oyunu ona ver. Sana sadece şu dostane tavsiyede bulunmak istiyorum.

Geriye dön, şöyle bir araştırma yap!

Özal'ı, Erbakan'ı ve Ecevit'i ekonomik kriz başta olmak üzere çeşitli bahanelerle koltuktan indirenlerin, daha sonra memleketi ne hale getirdiğini bi araştır.

Her bir ekonomik darbeden sonra, milletin açlık ve sefalete mahkum edildiğine, milyarlarca devlet kaynağının sadece bir kaç gün içinde iç edildiğine şahit olacaksın.

"Erdoğan gitsin de ülke batarsa batsın, umurumda değil" diyorsan, o senin bileceğin iş...

Ama sonra ortopedik beddualar etmek, "Elim ayağım kırılsaydı da bunlara oy vermeseydim" demek yok.

Tamam mı can kardeş?
Süleyman ÖZIŞIK
 

Halktan Biri

Dekan
Emektar
Katılım
30 Ekim 2016
Mesajlar
9,401
Reaksiyon puanı
9,163
Puanları
113
Biri ya da birilerini karalayarak çözüme ulaşılabileceğini sanmıyorum. Hepimiz aynı vatan toprağı üzerinde yaşıyoruz.
Lütfen kalp kırıcı olmamaya özen gösterin. Seçim sonucu ülkemizin adına hayırlı olur İnşallah.
 

HÜDHÜD

Rektör
Katılım
5 Mayıs 2017
Mesajlar
10,093
Reaksiyon puanı
6,555
Puanları
113
:D Kimin ne düşündüğü ortada, kişiler ve görüşler belli... daha çok tartışmak kimseye yarar sağlamayacak gibi görünüyor. Herkes kendi görüşüyle oyunu kullanır, işler yürür hayırlısı ile. Herkes inandığına oy verecek ve millet buna göre işlerini yürütecek. Ben münazaraya varım ama iş hakaretlere varıp tartışma tadını kaçırırsa yokum, her şeyi sandıkta göreceğiz. İnsanlara fikirleri düşünceleri ölçüsünde saygı gösteririm ama bunu bile istemeyenler, acizlik gibi görenler ile yazışmanın konunun selameti açısından bi yararı olmayacaktır. @Murat Burç, sen selamet ben selamet...
 
M

Murat Burç

SDN Okuru
Saraya ithafen.
Screenshot_20180524-131433.jpg
 
M

Murat Burç

SDN Okuru
Ben birşeyler yazdıkca ekonomi çok iyi yeğen modunda takilmaktan başka bir şey yapmadınız. Ben öyle karnımı doyurayim gerisine gerek yok Allah'a şükür modunda değilim. Şükür ederim de niye fazlasını istmeyeyim? AKP'yi desteklemeyenkere münafık diyecek seviyeye gelenler burda hakareti konuşuyor yazık.
 
M

Murat Burç

SDN Okuru

---- Mesajlar birleştirildi ----

OKU
https://forum.donanimhaber.com/fb.asp?fromMobile=yes&fromZero=yes&m=133013441

---- Mesajlar birleştirildi ----

https://forum.donanimhaber.com/fb.asp?fromMobile=yes&fromZero=yes&m=133013441
 
Son düzenleyen moderatör:

utkuversus

Rektör
Emektar
Katılım
12 Temmuz 2015
Mesajlar
17,634
Çözümler
1
Reaksiyon puanı
13,180
Puanları
113
Yaş
20
Arkadaşlar lütfen sakin olalım. Birbirimize bağırmanın ya da kavga etmenin hiçbir yararı yok. Siyasi konular yüzünden gerginlik olşsun istemeyiz.
 

HÜDHÜD

Rektör
Katılım
5 Mayıs 2017
Mesajlar
10,093
Reaksiyon puanı
6,555
Puanları
113
Bakınız murat burç daha önce ne demiş şimdi ne diyor :
https://forum.shiftdelete.net/threads/tamam-dunya-birincisi-t-a-m-a-m-nedir.553184/

buradaki yazısında beni şu şekilde eleştirmiş:

" T A M A M diyenleri dolaylı olarak AKP'ye oy vermeyecek olan kitleyi ezanları susturmak gibi ağır bir suçla sucluyorsunuz. Ezanı susturmak isteyen adam bir nevi dini yıkmak istiyor. Bu ağır bir suçlama bir nevi o kişiye kâfir demek. Müslüman olan birine küfür alametlerinden birini taşımadığı sürece kâfir demek maşallah diyen kişiyi kafirlige kadar götürebilir deniliyor. Bundan önce nikahın da düşeceğini ifade edenler var. "


peki şimdi ne demiş:

" AKP'yi desteklemeyenkere münafık diyecek seviyeye gelenler burda hakareti konuşuyor yazık. "


Yazdığım yazılar hala konularda açıkça görülmektedir şimdi soruyorum ben kafir mi demişim, münafık mı demişim ? !
Gerçekten de bunlar çok ağır iftiralar... Zaten beni suçlayan kişi bir "kafir" diyo bi "münafık" diyo... İkisi ile benim yazdıklarım arasında nasıl bağ kurabiliyor doğrusu mantığına, aklına hayran kaldım (!)

Attığın bu iftiralar için lütfen muhattap olmayalım.
 
M

Murat Burç

SDN Okuru
Tweet atanlara Amerika'nın ülkeyi ve İslami yıkma projesi diyenler mi diyor bunları?
Evet mesajlar ortada. Okuyun değerlendirin.
 

Akkara

Dekan
Emektar
Katılım
3 Şubat 2018
Mesajlar
8,003
Çözümler
4
Reaksiyon puanı
9,356
Puanları
113
Meral Akşener, "Ben devlete ait uçakları ve kaçak sarayı yıkacağım ekonomiyi düzlüğe çıkaracağım" diyor.

Muharrem İnce, "Ben dövize hiç müdahale etmeyeceğim. döviz kendiliğinden düşecek" diyor.
Tamam mı can kardeş?
Süleyman ÖZIŞIK
"Devlete ait bütün uçakları satacağız"
"
Finlandiya devlet başkanı THY’nin uçağıyla geldi, incileri mi döküldü? Bakanı, başbakanı kim varsa tarifeli seferlerle uçacak. VIP uçacaksa cebinden ödesin."
"
Saray'ı bir ilim yuvası yapacağım. Bütün uşakları satacağım." diyor CB adayı Meral Akşener.

Satma gafında bulunan CB adayı Muharrem İnce ise:
"O sarayda asla oturmayacağım. Orayı ben aslında iyi bir emlakçı arıyordum satacaktım ama arkadaşlar millet vekilleri karşı çıktı sonunda kararı verdik orayı bu ülkenin en yüksek puanı almış akıllı zeki çocuklarına üniversite yapacağım." diyor Yalova’da mitinginde.

Alıntıya ithafen:
Söylemleri kısaltmak/değiştirmek suretiyle onlara farklı anlamlar yüklemek etik değil.

Bu konuda yazılanları derinlemesine okumadım ama muhakkak bu vb. pek çok durum olabilir, dikkatimi çektiği için paylaşmak istedim.

---- Mesajlar birleştirildi ----

Polemik yaratmadan, hakaret etmeden tartışma yapabilsek keşke.

Bakın ne güzel SDN yönetimi bizlere sınırlı da olsa siyaset tartışmak için bir alan açmış; en azından bizlerin ne yazdığını okuyan/onaylayan arkadaşlarımıza saygı gösterelim lütfen.

dipnot:
Mesajım birleştirildiği için (---- Mesajlar birleştirildi ----)den sonra yer alan yukarıdaki söylemim geneledir.
 
Son düzenleme:
Katılım
20 Temmuz 2017
Mesajlar
6,866
Reaksiyon puanı
5,171
Puanları
113
ERDOĞAN GİTSİNMİ DİYORSUN
Aşırı muhaliflerden misin can kardeş? Gel, seninle bugün iki medeni insan gibi karşılıklı oturup, senin derdin ne benim derdim ne şöyle bir konuşalım.

Sen, Türkiye'de ağır bir ekonomik kriz olduğunu mu iddia ediyorsun?

Dövizin yukarı tırmanışının, benzin ve motorinin astronomik rakamlara ulaşmasının bir ekonomik kriz olduğunu ve bunun tek sorumlusunun işbaşındaki hükümet olduğunu mu söylüyorsun?

Ben tam olarak böyle düşünmüyorum.

Nasıl düşündüğümü anlatayım kardeşime...

Ben çevreme baktığımda, Türkiye'de bir ekonomik kriz olduğuna inanasım gelmiyor. Gördüklerim, "Ekonomik kriz falan yok, milletin keyfi yerinde" dedirtiyor bana…

Nasıl mı?

Mesela araba satışlarına bakıyorum, son 6 yılın en yüksek seviyesinde seyrettiğini görüyorum.

Mesela, konut satışlarına bakıyorum, küçük bir krizin ardından tekrar canlandığına şahit oluyorum.

Mesela, çevremdeki insanlara bakıyorum ve onları delirmiş gibi alışveriş yaparken görüyorum.

Mesela kaç kredi kartının kara listeye girdiğini takip ediyorum, son 10 yılın en düşük seviyesinde olduğunu görüyorum.

Mesela tatil ve tur programlarına bakıyorum. İnsanların daha şimdiden akın akın tatil beldelerine akmaya başladığını görüyorum.

Buna benzer onlarca madde sayabilirim ama uzatmaya gerek yok.

Bak can kardeş...

Sen ölmeyle bayılmayı karıştırmışsın anlaşılan. Ya da ekonomik krizin nasıl bir şey olduğunu hiç yaşamamışsın.

Azıcık anlatayım...

Sen ekonomik kriz yüzünden bir çırpıda 200 bin devlet memurunun işten çıkarıldığını hiç gördün mü?

Ben gördüm.

IMF, "Size verdiğimiz bu borç para karşılığında 200 bin devlet memurunu sokağa atacaksınız"dedi ve bu talep bir emir gibi yerine getirildi.

Sen bu ülkede depremzedeler için toplanan paraların, memur maaşlarını ödemek için kullanıldığına şahit oldun mu?

Ben gördüm.

Türkiye genelinde, depremzedeler için toplanan paraların onlara verilmediğini, onların kış günü çadırlarda ölüme terkedildiğini, toplanan bağışların ise maaş bekleyen memurlara dağıtıldığını gördüm.

Sen hiç toplam büyüklüğü Bayburt kadar olan Lüksemburg gibi bir ülkecikten 750 bin TL borç para istendiğini duydun mu?

Sen duymadın ama ben gördüm.

Devlet olarak o kadar aciz durumdaydık ki Lüksemburg'un kapısına gittik, adeta para dilendik. Onlar ne yaptı biliyor musun? "Borç değil bu para, başımızın gözümüzün sadakası olarak hibe ediyoruz" dediler. Bu hibe parayı alıp getirdik, memur maaşlarının ancak bir kısmını ödeyebildik.

Sen bu ülkede polislerin maaş alamadıkları için eylem yaptığını gördün mü can kardeş?

Bak ben onu da gördüm!

Binlerce polis, beylik silahlarının namlusundan tutarak havaya kaldırdı ve İstanbul'da yürüyüşe geçti. "Maaşlarımızı verin, yoksa çalışmayız" diye slogan attı.

Sen hiç bankaların vatandaşa kredi vermediği, esnafın tefecilerin eline düştüğü, insanların 10 bin lira aldığı tefeciye bir ay sonrası için 15 bin lira ödediği dönemi gördün mü? Ödeyemediğinde sokak ortasında kurşunlandığını ya da malına, mülküne, şirketine eşkıyalık yöntemiyle el konulduğunu gördün mü?

Ben bunu da gördüm.

Peki sen bu devletin "Ülkeye balans ayarı yapıyoruz" bahanesiyle bizzat tefecilik yaptığı, milletin parasına çöktüğü dönemi gördün mü?

Ben o dönemi de gördüm.

28 Şubat postmodern darbesini gerçekleştirenlerin, milletin cebinden 370 milyar doları cebren aldığını gördüm. Hemen akabinde, bankaların tek tek hortumlandığı, yüzlerce milyar doların iç edildiği dönemi yaşadım.

Bunun da akabinde doların bir gecede 600 liradan 1500 liraya yükseldiğini gördüm.

Sen hiç belediyelerin iflas ettiğini, emrinde çalışan personelin parasını veremediğini, temizlik işçilerinin maaş alamadıkları için Türkiye genelinde çöp toplamadıklarını ve sokakların ağzına kadar çöp dağlarıyla dolup taştığını gördün mü?

Görmedin di mi?

Ben gördüm ama sen de görebilirsin. Gir google'a, "çöp dağları" diye yaz, ne demek istediğimi anlarsın.

Ha, “Bunlar geçmişte kaldı, bana şimdilerden bahset” diyorsan, onu da konuşalım.

"Döviz yükseliyor, benzin motorin fiyatları artıyor" diyordun değil mi? Bak bunda haklısın, kimse bu gerçeği inkâr edemez. Peki ama bu yükseliş sadece Türkiye'de mi dersin?

Dövizden başlayalım...

Amerika ve Çin şu anda dünyanın birinci ekonomik gücü olmak için çarpışıyor. Amerika, Çin'in önünü kesmek için elindeki en büyük silahı, yani doları kullanıyor. Bu kullanım şekli nedeniyle dolar şu anda gelişmekte olan bütün ülkelerde ve hatta bütün dünyada aynı şekilde dalgalanıyor.

İnanmayabilirsin bu söylediğime...

Gir google'a, doların dünya ülkelerindeki seyrini takip et. Üç aşağı, beş yukarı, Türkiye'deki tablonun bir benzerini göreceksin diğer dünya ülkelerinde...


Bizde biraz daha fazla dalgalandığını görebilirsin. Onun nedenini sen de ben de çok iyi biliyoruz. En basit örneğini vereyim. İngiltere’deki televizyonlar, "Erdoğan gitmezse ve faizler yükseltilmezse döviz yükselecek" diyor. Almanya aynı, Fransa aynı, Amerika aynı, Avusturya, Belçika, aynı can kardeş. Hepsi aynı anda senin ülkene operasyon çekiyor, anladın?

"Döviz yükseliyor, fakirleşiyoruz" diye isyan ediyorsun değil mi?

Çok haklısın!

Merkez Bankası dövize müdahale etti, faiz oranlarını 3 puan yükseltti ve döviz aşağı doğru indi değil mi? Ve sen de bu durumda, daha çok fakirleşmekten kurtulduğunu düşündün değil mi?

Bak sana bu faiz artışının ne anlama geldiğini şöyle anlatayım.

O üç puanlık faiz artışı, sana ve senin geleceğine, doların yükselişinden 10 kat daha fazlaya patladı. Yani sana gelecek olan para, ülkenin kasasına girecek olan para direk faizcilerin kasasına gitti. Senin cebine ve geleceğine en büyük darbe indirildi ama senin ruhun bile duymadı.

Petrol de öyle...

Varili neredeyse 100 dolara dayanan petrol, bütün dünya ülkelerinde benzin ve motorinin abartılı zamlanmasına neden oluyor. Aklına gelen ilk ülkenin adını söyle mesela...

İngiltere mi?

Benzin fiyatları şu anda 1.60'ın üzerinde tarihi bir fiyata fırlamış görünüyor. Sterlin olarak hesaplarsan 8 bin Türk lirası civarında bir rakam ediyor bu oran. Fransa, Almanya veya başka bir ülke mi? Gir internete kendin bak fiyatlara...

Hah, şimdi gelelim senin muhalif tarafına...

Sana göre Erdoğan giderse, döviz de düşecek, petrol fiyatları inecek, ekonomik kriz de bitecek değil mi? Yani en azından, oy verdiğin partinin iktidar adayları sana bunu söylüyor ve sen de bunlara inanıyorsun.

Eyvallah!

De, nasıl düşecek, bunu soruyor, sorguluyor musun? Mesela sana nasıl bir ekonomik paketle geliyorlar, nasıl bir reçete sunuyorlar?

Var mı bir çözüm önerileri?

Ben duymadım, sen duydun mu?

Meral Akşener, "Ben devlete ait uçakları ve kaçak sarayı yıkacağım ekonomiyi düzlüğe çıkaracağım" diyor.

Temel Karamollaoğlu, "Ben bütün büyük yatırımları durduracağım, böylece ülke şaha kalkacak" diyor.

Muharrem İnce, "Ben dövize hiç müdahale etmeyeceğim. döviz kendiliğinden düşecek" diyor.

Düşün ki oy vermeye hazırlandığın Muharrem İnce, "Çiftçiye mazotu 3 liradan vereceğim" diyor, ama mazot şu anda çiftçiye 2 buçuk liradan veriliyor.

"18 yaşına kadar herkesin hastanelerde ücretsiz muayene olmasını sağlayacağım" diyor ki bu sistem yıllardır zaten uygulanıyor.

Elini vicdanına koy da söyle can kardeş.

Sen bu komik vaatler dışında, adaylardan şöyle dişe dokunur başka bir ekonomik çözüm önerisi duydun mu?

Bak can kardeş...

Ben, "Şuna oy verme, buna ver" diyecek değilim. Paşa gönlün kimi istiyorsa git, oyunu ona ver. Sana sadece şu dostane tavsiyede bulunmak istiyorum.

Geriye dön, şöyle bir araştırma yap!

Özal'ı, Erbakan'ı ve Ecevit'i ekonomik kriz başta olmak üzere çeşitli bahanelerle koltuktan indirenlerin, daha sonra memleketi ne hale getirdiğini bi araştır.

Her bir ekonomik darbeden sonra, milletin açlık ve sefalete mahkum edildiğine, milyarlarca devlet kaynağının sadece bir kaç gün içinde iç edildiğine şahit olacaksın.

"Erdoğan gitsin de ülke batarsa batsın, umurumda değil" diyorsan, o senin bileceğin iş...

Ama sonra ortopedik beddualar etmek, "Elim ayağım kırılsaydı da bunlara oy vermeseydim" demek yok.

Tamam mı can kardeş?
Süleyman ÖZIŞIK

Bu konuda çok haklısın.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst