HÜDHÜD
Rektör
- Katılım
- 5 Mayıs 2017
- Mesajlar
- 10,093
- Reaksiyon puanı
- 6,555
- Puanları
- 113
gören de sanki bir bilimsel makale veya yetkili kuruluşlarca veya kişilerce yapılan açıklama sanır bu nedir, bir yorum bir forum haberi...
FAİZ VE ZARARLARI
Bünyamin OKUMUŞ
I-Konunun Planı
A-Faizin Haram kılınması
1-Faizin haram kılınmasının sebepleri
2-Faizin tarifi
a-Riba ve Tefecilik
b-Riba ve Ticaret
B-Sosyal adalet açısından faiz
1-Ferdi ve toplumsal açıdan faizin zararları
a-Ekonomik dengelerin bozulması ve haksız kazanç
b-Para ve sermayenin stok edilmesi
II- Konunun Açılışı ve işlenişi
Faizin, iktisadî bir konu olduğuna dolayısıyla doğrudan iktisatçıları
ilgilendirdiğine işaret edilir. Bununla birlikte ticaret, miras hukuku ve
benzeri bir çok konuda olduğu gibi Kur’ân-ı Kerim’in faiz konusuna da
duyarsız kalmadığı vurgulanır. İslam dini, fert ve toplu-mun ekonomik
hayatını derinden olumsuz etkileyen bu uygulamayı yasaklamıştır. Bu bağ-
lamda, her ne kadar günümüzde faiz konusunda farklı tarifler ve ihtilaflar
söz konusu olsa da Kur’ân’ın faizden ne kastettiği ve İslâm âlimleri
tarafından faizin nasıl tanımlandığı kısaca açıklanır. Faizin haram
kılınmasının hikmetleri üzerinde durulur. Bu fiili işlemenin nasıl bir
günaha karşılık geldiği belirtilerek bu konuda insanlar arasında yapılan
yersiz benzetmelerin bir mesnedi olmadığına işaret edilir. Faiz, tefecilik ve
karaborsacılık arasındaki ilişkiye deği-nilerek, bu üçünün de ticaretle bir
olmadığı belirtilir.İslâm dini, zekat ve sadaka gibi mali ibadetleri
emrederken faizi yasaklamak suretiyle toplumda sadece sosyal adaleti
temin etmeyi ve sermayenin tekelleşmesini önlemeyi amaç edinmemiştir.
Bununla birlikte bireyin mal ve servete olan tamahkarlığını; arzu ve
isteklerini kontrol altına almak suretiyle onu arındırmayı amaçlamıştır.
Nasıl ki bedeni ibadetlerle ferdin eğitiminde onun dünya ve ahret hayatına
hazırlanması amaç edinilmiş ise faizin yasak kılınmasında da bireyin hem
dünya hem de ahret hayatındaki mutluluğun amaç edinildiği anlatılır. Bu
Page 2
2
yasakla, toplumda sosyal adaletin temin edilmesi suretiyle hem ferdin hem
de toplumun menfaati gözetildiği belirtilir.
III- Konunun Özet sunumu
İslam Dininin iktisadî hayatın düzenlenmesinde alın teri ve el emeğine
verdiği önem vurgulanarak alış verişin helal, faiz ve tefeciliğin haram
olduğu belirtilir. İslam’ın faizi haram kılmasındaki amaç, emeğe, paraya ve
sermayeye verdiği değeri bunların ekonomik hayata aktif olarak
katılmalarındaki kazancın teminine yöneliktir. Zenginlik bireysel olmaktan
çok toplumsallaştığı zaman, zenginlikten asıl maksat hasıl olur.
Günümüzde her ne kadar Banka-cılık sistemi ticari hayatın kaçınılmaz bir
olgusu olarak algılansa da Bankaların uyguladığı faiz oranlarının
yüksekliğinin ekonomik dengenin bozuk olduğuna, faiz oranların
düşüklüğü-nün ve sıfıra yakın olmasının da ekonomik dengelerin sağlıklı
olduğuna iktisad alimleri hükmetmektedirler. Bu açıdan İslam dininin faiz
ve faize dayalı uygulamaları yasaklamasının doğruluğunun tescil edilmiş
olduğuna işaretle konu özetlenir.
IV- Konu işlenirken Başvurulabilecek Bazı Ayetler
“Faiz yiyenler, ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi
kalkarlar. Bu, onların, “Alış veriş de faiz gibidir” demelerinden dolayıdır.
Oysa Allah alışverişi helal, faizi haram kılmıştır. Bundan böyle kime
Rabbinden bir öğüt gelir de (o öğüte uyarak) faizden vazgeçerse, artık
önceden aldığı onun olur. Durumu da Allah’a kalmıştır. (Allah onu
affeder.) Kim tekrar (faize) dönerse, işte onlar cehennemliklerdir. Orada
ebedi kalacaklardır.”1
“Allah, faiz malını mahveder, sadakaları ise artırır (bereketlendirir).
Allah hiçbir günahkâr nankörü sevmez.”2
1 Bakara, 2/275.
2 Bakara, 2/276.
Page 3
3
Konuyla İlgili Diğer Âyet-i Kerimeler:
Bakara, 2/277-280; Âl-i İmrân, 3/130; Rûm, 30/39; Nisâ, 2/160-161.
V- Konu İşlenirken Başvurulabilecek Bazı Hadisler
Amr İbnu'l-Ahvas (ra) anlatıyor: "Hz. Peygamber (sav)'in Veda
Haccındaki (konuşmasını) dinledim O, şöyle diyordu:
"(Biliniz ki), câhiliye devrindeki bütün ribâlar kaldırılmıştı. Sadece
verdiğiniz ana parayı alacaksınız. Böylece ne zulmetmiş olacaksınız ne de
zulme uğramış olacaksınız.”3
Ömer İbnu'l-Hattâb (ra) anlatıyor: Resûlullah (sav) buyurdular ki:
"Altın altınla peşin olmazsa ribâdır. Buğday buğdayla peşin satılmazsa
ribâdır. Arpa arpayla peşin satılmazsa ribâdır. Kuru hurma kuru hurmayla
peşin satılmazsa ribâdır." 4
Mücahid anlatıyor: “Ben İbnu Ömer (ra)'le beraberdim.Ona bir
kuyumcu gelerek: "Ey Ebu Abdirrahman! Ben altın işliyor ve bunu kendi
ağırlığından fazla altınla satıyorum. Böylece ona harcadığım el emeği
miktarında fiyatını artırıyorum" dedi. İbnu Ömer, onu bu işten yasakladı.
3 Ebu Dâvud, Büyû 5 (3334)
4 Buhârî, Büyû 54, 74, 76; Ebu Dâvud, Büyû 12 (3348)
Page 4
4
Kuyumcu aynı meseleyi birkaç defa tekrar etti. Her seferinde İbnu Ömer,
onu bu işten yasakladı ve son olarak da şunu söyledi: “Dinar dinarla,
dirhem dirhemle satılır. Aralarında fazlalık olamaz. Bu, Peygamberimizin
bize vasiyetidir, biz de size vasiyet ediyoruz”.5
İmam Mâlik'in rivayet ettiğine göre, Abdullah İbn Ömer’e bir adam
gelerek: “Ben birisine bir borç verdim ve bu borcu daha fazlasıyla
ödemesini şart koştum” dedi. İbn Ömer, “Bu ribâdır” diye cevap verdi.
Bunun üzerine adam, “Ey Ebu Abdırrahman! Öyleyse bana nasıl hareket
etmemi emredersiniz” dedi? İbn Ömer, şu açıklamayı yaptı: “Borç verme,
üç şekildedir: (Birincisi) Allah rızasını gözeterek, Allah için verdiğin borç.
(İkincisi) arkadaşının hatırı için verdiğin borç. Üçüncüsü de temiz bir
malla pis bir şey almak için verdiğin borçtur. İşte bu ribâdır. Adam, tekrar
“Ey Ebu Abdırrahman! Ne yapmamı emredersin deyince” O, şöyle cevap
verdi: “Sanırım akdi yırtman uygun olur, şayet o adam verdiğin miktarı
aynen iade ederse alırsın. Eğer daha azını geri öderse, alırsın kalanı sana
sevap yazılır. Eğer sana, daha iyi bir şeyi gönül hoşluğu ile verirse, bu sana
bir teşekkürdür, böylece teşekkürünü ifade ediyor demektir. Sana ayrıca,
ona vâde tanıdığın için sevap vardır.”6
5 Muvatta, Büyû 31; Nesâî, Büyû: 46.
6 Muvatta, Büyû: 31 (1379).
Page 5
5
Abdurrahman İbn Ebu Bekr, babasından şöyle rivayet ediyor:
“Resûlullah (sav) gümüşün gümüşle, altının altınla başa baş olmayan
satışını yasakladı. Bize altın mukabilinde dilediğimiz şekilde gümüş ve
gümüş mukabilinde dilediğimiz şekilde altın satın almayı emretti.”7
VI- Yararlanılabilecek Bazı Kaynaklar
1-Afzalur Rahman, Sîret Ansiklopedisi, Türkçe tercümesi, İstanbul
1996, c. 2, s. 495-528.
2-Uludağ, Süleyman, İslamda Faiz Meselesine Yeni Bir Bakış,
İstanbul 1988.
3-Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, “Faiz” maddesi, c. 12,
s. 110-126.
FAİZ VE ZARARLARI
Bünyamin OKUMUŞ
I-Konunun Planı
A-Faizin Haram kılınması
1-Faizin haram kılınmasının sebepleri
2-Faizin tarifi
a-Riba ve Tefecilik
b-Riba ve Ticaret
B-Sosyal adalet açısından faiz
1-Ferdi ve toplumsal açıdan faizin zararları
a-Ekonomik dengelerin bozulması ve haksız kazanç
b-Para ve sermayenin stok edilmesi
II- Konunun Açılışı ve işlenişi
Faizin, iktisadî bir konu olduğuna dolayısıyla doğrudan iktisatçıları
ilgilendirdiğine işaret edilir. Bununla birlikte ticaret, miras hukuku ve
benzeri bir çok konuda olduğu gibi Kur’ân-ı Kerim’in faiz konusuna da
duyarsız kalmadığı vurgulanır. İslam dini, fert ve toplu-mun ekonomik
hayatını derinden olumsuz etkileyen bu uygulamayı yasaklamıştır. Bu bağ-
lamda, her ne kadar günümüzde faiz konusunda farklı tarifler ve ihtilaflar
söz konusu olsa da Kur’ân’ın faizden ne kastettiği ve İslâm âlimleri
tarafından faizin nasıl tanımlandığı kısaca açıklanır. Faizin haram
kılınmasının hikmetleri üzerinde durulur. Bu fiili işlemenin nasıl bir
günaha karşılık geldiği belirtilerek bu konuda insanlar arasında yapılan
yersiz benzetmelerin bir mesnedi olmadığına işaret edilir. Faiz, tefecilik ve
karaborsacılık arasındaki ilişkiye deği-nilerek, bu üçünün de ticaretle bir
olmadığı belirtilir.İslâm dini, zekat ve sadaka gibi mali ibadetleri
emrederken faizi yasaklamak suretiyle toplumda sadece sosyal adaleti
temin etmeyi ve sermayenin tekelleşmesini önlemeyi amaç edinmemiştir.
Bununla birlikte bireyin mal ve servete olan tamahkarlığını; arzu ve
isteklerini kontrol altına almak suretiyle onu arındırmayı amaçlamıştır.
Nasıl ki bedeni ibadetlerle ferdin eğitiminde onun dünya ve ahret hayatına
hazırlanması amaç edinilmiş ise faizin yasak kılınmasında da bireyin hem
dünya hem de ahret hayatındaki mutluluğun amaç edinildiği anlatılır. Bu
Page 2
2
yasakla, toplumda sosyal adaletin temin edilmesi suretiyle hem ferdin hem
de toplumun menfaati gözetildiği belirtilir.
III- Konunun Özet sunumu
İslam Dininin iktisadî hayatın düzenlenmesinde alın teri ve el emeğine
verdiği önem vurgulanarak alış verişin helal, faiz ve tefeciliğin haram
olduğu belirtilir. İslam’ın faizi haram kılmasındaki amaç, emeğe, paraya ve
sermayeye verdiği değeri bunların ekonomik hayata aktif olarak
katılmalarındaki kazancın teminine yöneliktir. Zenginlik bireysel olmaktan
çok toplumsallaştığı zaman, zenginlikten asıl maksat hasıl olur.
Günümüzde her ne kadar Banka-cılık sistemi ticari hayatın kaçınılmaz bir
olgusu olarak algılansa da Bankaların uyguladığı faiz oranlarının
yüksekliğinin ekonomik dengenin bozuk olduğuna, faiz oranların
düşüklüğü-nün ve sıfıra yakın olmasının da ekonomik dengelerin sağlıklı
olduğuna iktisad alimleri hükmetmektedirler. Bu açıdan İslam dininin faiz
ve faize dayalı uygulamaları yasaklamasının doğruluğunun tescil edilmiş
olduğuna işaretle konu özetlenir.
IV- Konu işlenirken Başvurulabilecek Bazı Ayetler
“Faiz yiyenler, ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi
kalkarlar. Bu, onların, “Alış veriş de faiz gibidir” demelerinden dolayıdır.
Oysa Allah alışverişi helal, faizi haram kılmıştır. Bundan böyle kime
Rabbinden bir öğüt gelir de (o öğüte uyarak) faizden vazgeçerse, artık
önceden aldığı onun olur. Durumu da Allah’a kalmıştır. (Allah onu
affeder.) Kim tekrar (faize) dönerse, işte onlar cehennemliklerdir. Orada
ebedi kalacaklardır.”1
“Allah, faiz malını mahveder, sadakaları ise artırır (bereketlendirir).
Allah hiçbir günahkâr nankörü sevmez.”2
1 Bakara, 2/275.
2 Bakara, 2/276.
Page 3
3
Konuyla İlgili Diğer Âyet-i Kerimeler:
Bakara, 2/277-280; Âl-i İmrân, 3/130; Rûm, 30/39; Nisâ, 2/160-161.
V- Konu İşlenirken Başvurulabilecek Bazı Hadisler
Amr İbnu'l-Ahvas (ra) anlatıyor: "Hz. Peygamber (sav)'in Veda
Haccındaki (konuşmasını) dinledim O, şöyle diyordu:
"(Biliniz ki), câhiliye devrindeki bütün ribâlar kaldırılmıştı. Sadece
verdiğiniz ana parayı alacaksınız. Böylece ne zulmetmiş olacaksınız ne de
zulme uğramış olacaksınız.”3
Ömer İbnu'l-Hattâb (ra) anlatıyor: Resûlullah (sav) buyurdular ki:
"Altın altınla peşin olmazsa ribâdır. Buğday buğdayla peşin satılmazsa
ribâdır. Arpa arpayla peşin satılmazsa ribâdır. Kuru hurma kuru hurmayla
peşin satılmazsa ribâdır." 4
Mücahid anlatıyor: “Ben İbnu Ömer (ra)'le beraberdim.Ona bir
kuyumcu gelerek: "Ey Ebu Abdirrahman! Ben altın işliyor ve bunu kendi
ağırlığından fazla altınla satıyorum. Böylece ona harcadığım el emeği
miktarında fiyatını artırıyorum" dedi. İbnu Ömer, onu bu işten yasakladı.
3 Ebu Dâvud, Büyû 5 (3334)
4 Buhârî, Büyû 54, 74, 76; Ebu Dâvud, Büyû 12 (3348)
Page 4
4
Kuyumcu aynı meseleyi birkaç defa tekrar etti. Her seferinde İbnu Ömer,
onu bu işten yasakladı ve son olarak da şunu söyledi: “Dinar dinarla,
dirhem dirhemle satılır. Aralarında fazlalık olamaz. Bu, Peygamberimizin
bize vasiyetidir, biz de size vasiyet ediyoruz”.5
İmam Mâlik'in rivayet ettiğine göre, Abdullah İbn Ömer’e bir adam
gelerek: “Ben birisine bir borç verdim ve bu borcu daha fazlasıyla
ödemesini şart koştum” dedi. İbn Ömer, “Bu ribâdır” diye cevap verdi.
Bunun üzerine adam, “Ey Ebu Abdırrahman! Öyleyse bana nasıl hareket
etmemi emredersiniz” dedi? İbn Ömer, şu açıklamayı yaptı: “Borç verme,
üç şekildedir: (Birincisi) Allah rızasını gözeterek, Allah için verdiğin borç.
(İkincisi) arkadaşının hatırı için verdiğin borç. Üçüncüsü de temiz bir
malla pis bir şey almak için verdiğin borçtur. İşte bu ribâdır. Adam, tekrar
“Ey Ebu Abdırrahman! Ne yapmamı emredersin deyince” O, şöyle cevap
verdi: “Sanırım akdi yırtman uygun olur, şayet o adam verdiğin miktarı
aynen iade ederse alırsın. Eğer daha azını geri öderse, alırsın kalanı sana
sevap yazılır. Eğer sana, daha iyi bir şeyi gönül hoşluğu ile verirse, bu sana
bir teşekkürdür, böylece teşekkürünü ifade ediyor demektir. Sana ayrıca,
ona vâde tanıdığın için sevap vardır.”6
5 Muvatta, Büyû 31; Nesâî, Büyû: 46.
6 Muvatta, Büyû: 31 (1379).
Page 5
5
Abdurrahman İbn Ebu Bekr, babasından şöyle rivayet ediyor:
“Resûlullah (sav) gümüşün gümüşle, altının altınla başa baş olmayan
satışını yasakladı. Bize altın mukabilinde dilediğimiz şekilde gümüş ve
gümüş mukabilinde dilediğimiz şekilde altın satın almayı emretti.”7
VI- Yararlanılabilecek Bazı Kaynaklar
1-Afzalur Rahman, Sîret Ansiklopedisi, Türkçe tercümesi, İstanbul
1996, c. 2, s. 495-528.
2-Uludağ, Süleyman, İslamda Faiz Meselesine Yeni Bir Bakış,
İstanbul 1988.
3-Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, “Faiz” maddesi, c. 12,
s. 110-126.