BrainPaid
Asistan
- Katılım
- 23 Mayıs 2012
- Mesajlar
- 197
- Reaksiyon puanı
- 0
- Puanları
- 16
Fastan Endonezyaya kadar İslam dünyası üzerinde bir Amerikan operasyonu sürüyor. Afganistan ve Irak işgal edildi, Libya bombalandı. Tunus ve Mısırda yönetimler devrildi. Mısırda Amerikan yardımı aldığı kesin olan İhvanı Müslimin örgütü, şimdi de Suriyeye yönelik müdahaleyi destekliyor. Pakistanda her gün bombalar patlıyor.. İran tehdit altında.. Afrikadaki, Çindeki, Arakandaki Müslümanların hali malum! Doğu Timor, yine bir Amerikan operasyonuyla Endonezyadan ayrıldı, bağımsızlığını ilan etti. Balkanlardaki Müslümanların başına neler geldiğini bütün dünya biliyor..
***
Türkiye, PKK terör örgütünün üslendiği Kandil dağına operasyon yapamıyor. Çünkü Amerika izin vermiyor! Bir ara Dubaide AKP iktidarı, ABD ile resmi bir anlaşma yapmış ve 8 milyar Dolar kredi karşılığında Kuzey Iraka girmemeyi kabul etmişti.
Iraktan sonra Suriye de İsrailin güvenliği adına parçalanmak isteniyor. Üstelik operasyonu ABD adına Türkiye, Suudi Arabistan, Katar ve Kuveyt sürdürüyor. Yani Müslüman Müslümana kırdırılıyor. Arap Baharı, 2005 yılında İstanbulda Topkapıdaki Eresin Otelde yapılan İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Toplantısı ile başlatıldı.
Bütün bunlar Genişletilmiş Büyük Orta Doğu ve Kuzey Afrika projesi çerçevesinde yapıldı. Yöntemi ise 5 Kasım 2001 tarihinde The New York Times gazetesinde William Safire yazdı: Sovyetlere karşı Çini kullandık; Müslümanlara karşı Türkiyeyi kullanalım...
ABDnin eski Ankara Büyükelçisi, Edelman ise ABDnin 21. yüzyıldaki en büyük stratejisi İslamı dönüştürme stratejisidir demişti.
***
İşte bu çerçevede, işgal ettikleri Irakta yüzbinlerce kadının ırzına geçtiler. Mesela 2003 yılının Aralık ayında, Amerikan askerleri, kadınlarını ve kızlarını köylere gönderen Samarralılardan 54ünü öldürdü. O tarihte durumu Türk meslekdaşı Mithat Abakana telefonla bildiren bir Arap gazeteci olayı şöyle anlatmıştı:
Amerikalılar evlere arama yapma bahanesiyle giriyorlar. Erkekleri ayrıca alıp götürüyorlar, daha sonra 15-20 yaşlarındaki kızları toplamaya başlıyorlar. Artık 3 kamyona ne kadar sığarsa. 30a yakın kızı götürüyorlar önce. İki gün sonra kızlar Iraklı kamyoncularla Samarraya geri geliyor. Halleri perişan, dilleri perişan, üst-başları perişan, hepsi sanki 15-20 yaşlarında değil de 40-50 yaşlarındaymış gibi. O gece bu kızlardan onikisi intihar ediyor ya da aileleri tarafından öldürülüyor. Namus ve gurur yüzünden..
***
Bu iğrenç olayları niçin hatırlattım? Çünkü, Türkiyedeki Müslüman akademisyenler, bütün İslam dünyasının namusu kirletilirken bakın nelerle uğraşıyor. Hürriyetin haberinden veriyorum:
Uluslararası Teknolojik Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfının düzenlediği, Teknoloji, Medeniyet ve Değerlerkonulu Düşünce Fırtınası toplantısının açılışını yapan Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Alparslan Açıkgenç, İslami bir bisikletin üretilebileceğini söyledi.
Açıkgenç, İslama göre ameller niyete göredir. Allahın rızasını gözeterek ve insanlara faydalı olması öncelenerek üretilen bir bisiklet İslami bisiklet olurdedi.
***
Neden İslami bisiklet arayışındalar? Boyasını gerekçe gösteren de var ama asıl sebep o değil. Hürriyetin daha eski bir haberine göre Almanyada bazı Türk anne babaların kızlarını trafik kurallarının öğretilmesi için düzenlenen bisikletli turlara göndermedikleri ortaya çıkmıştı. Alman başkomiser Holger Gitter, Türk ailelerin bir kısmının kız çocuklarına bisiklet sürmeyi neden yasakladığının cevabını bir türlü bulamıyorum demişti.. Tabii, Türk aileler, esas olarak, çocuklarının Alman akranları ile birlikte sosyal faaliyetlere katılmalarını doğru bulmuyor ama Türkiyenin Müslüman akademisyenleri, İslam dünyasıın namusu kirletilirken, İslami bisiklet mi önermeliydi? İslami bisiklet olursa, kadınlarının, kızlarının ırzına geçilen Müslümanların namusu kurtulacak mı? Ya da PKKnın dağa götürdüğü Kürt kızlarının namusu ne olacak? Üstelik onlar dağda bisiklet de kullanmıyor..
İslam dünyası, kendi doğal kaynaklarını değerlendirerek, bilim ve teknolojide nasıl öne geçer, nasıl kalkınır, nasıl süper güç olur Bunu araştıran Müslüman bir akademisyenimiz var mı?
Arslan BULUT - Yeniçağ Gazetesi
***
Türkiye, PKK terör örgütünün üslendiği Kandil dağına operasyon yapamıyor. Çünkü Amerika izin vermiyor! Bir ara Dubaide AKP iktidarı, ABD ile resmi bir anlaşma yapmış ve 8 milyar Dolar kredi karşılığında Kuzey Iraka girmemeyi kabul etmişti.
Iraktan sonra Suriye de İsrailin güvenliği adına parçalanmak isteniyor. Üstelik operasyonu ABD adına Türkiye, Suudi Arabistan, Katar ve Kuveyt sürdürüyor. Yani Müslüman Müslümana kırdırılıyor. Arap Baharı, 2005 yılında İstanbulda Topkapıdaki Eresin Otelde yapılan İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Toplantısı ile başlatıldı.
Bütün bunlar Genişletilmiş Büyük Orta Doğu ve Kuzey Afrika projesi çerçevesinde yapıldı. Yöntemi ise 5 Kasım 2001 tarihinde The New York Times gazetesinde William Safire yazdı: Sovyetlere karşı Çini kullandık; Müslümanlara karşı Türkiyeyi kullanalım...
ABDnin eski Ankara Büyükelçisi, Edelman ise ABDnin 21. yüzyıldaki en büyük stratejisi İslamı dönüştürme stratejisidir demişti.
***
İşte bu çerçevede, işgal ettikleri Irakta yüzbinlerce kadının ırzına geçtiler. Mesela 2003 yılının Aralık ayında, Amerikan askerleri, kadınlarını ve kızlarını köylere gönderen Samarralılardan 54ünü öldürdü. O tarihte durumu Türk meslekdaşı Mithat Abakana telefonla bildiren bir Arap gazeteci olayı şöyle anlatmıştı:
Amerikalılar evlere arama yapma bahanesiyle giriyorlar. Erkekleri ayrıca alıp götürüyorlar, daha sonra 15-20 yaşlarındaki kızları toplamaya başlıyorlar. Artık 3 kamyona ne kadar sığarsa. 30a yakın kızı götürüyorlar önce. İki gün sonra kızlar Iraklı kamyoncularla Samarraya geri geliyor. Halleri perişan, dilleri perişan, üst-başları perişan, hepsi sanki 15-20 yaşlarında değil de 40-50 yaşlarındaymış gibi. O gece bu kızlardan onikisi intihar ediyor ya da aileleri tarafından öldürülüyor. Namus ve gurur yüzünden..
***
Bu iğrenç olayları niçin hatırlattım? Çünkü, Türkiyedeki Müslüman akademisyenler, bütün İslam dünyasının namusu kirletilirken bakın nelerle uğraşıyor. Hürriyetin haberinden veriyorum:
Uluslararası Teknolojik Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfının düzenlediği, Teknoloji, Medeniyet ve Değerlerkonulu Düşünce Fırtınası toplantısının açılışını yapan Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Alparslan Açıkgenç, İslami bir bisikletin üretilebileceğini söyledi.
Açıkgenç, İslama göre ameller niyete göredir. Allahın rızasını gözeterek ve insanlara faydalı olması öncelenerek üretilen bir bisiklet İslami bisiklet olurdedi.
***
Neden İslami bisiklet arayışındalar? Boyasını gerekçe gösteren de var ama asıl sebep o değil. Hürriyetin daha eski bir haberine göre Almanyada bazı Türk anne babaların kızlarını trafik kurallarının öğretilmesi için düzenlenen bisikletli turlara göndermedikleri ortaya çıkmıştı. Alman başkomiser Holger Gitter, Türk ailelerin bir kısmının kız çocuklarına bisiklet sürmeyi neden yasakladığının cevabını bir türlü bulamıyorum demişti.. Tabii, Türk aileler, esas olarak, çocuklarının Alman akranları ile birlikte sosyal faaliyetlere katılmalarını doğru bulmuyor ama Türkiyenin Müslüman akademisyenleri, İslam dünyasıın namusu kirletilirken, İslami bisiklet mi önermeliydi? İslami bisiklet olursa, kadınlarının, kızlarının ırzına geçilen Müslümanların namusu kurtulacak mı? Ya da PKKnın dağa götürdüğü Kürt kızlarının namusu ne olacak? Üstelik onlar dağda bisiklet de kullanmıyor..
İslam dünyası, kendi doğal kaynaklarını değerlendirerek, bilim ve teknolojide nasıl öne geçer, nasıl kalkınır, nasıl süper güç olur Bunu araştıran Müslüman bir akademisyenimiz var mı?
Arslan BULUT - Yeniçağ Gazetesi