İpuçları

Bu konuyu okuyanlar

RadoN

Müdavim
Katılım
30 Ekim 2007
Mesajlar
5,813
Reaksiyon puanı
3
Puanları
0
AKP ile AB, Erdoğan’ın ilk iktidar döneminde unutulmaz bir balayı yaşamışlardı.
Ciddi reformlarla sonuçlanan bu balayının ardından heyecan yatışmış, reformlar tavsamış, taraflar birbirinden uzaklaşmıştı.
Şimdi birdenbire “2. balayı” başladı.
AKP, nicedir kapattığı reform dosyalarını açtı yeniden...
AB temsilcileri de AKP’ye sıcak mesajlar yollamaya, kapatma davasına vurmaya başladılar.
Ne oluyor?
Bu 2. baharın sırrı ne?
Hadi kapatma davasıyla denize düşen AKP sarılacak dal arıyor, dış desteğin (baskının?) gücünü hatırlıyor diyelim.
Ya AB?
Onun ani Türkiye ilgisi neden?
“AB’ye bunca yakın duran başka parti yok ki” deniliyor.
Brüksel’de Ankara’yı tam üye yapmak için, bilmediğimiz bir irade mi doğdu da şimdi “AKP kapanırsa AB müttefiksiz kalır” paniği baş gösterdi?
Öyle bir irade olmadığına, hatta tersi söz konusu olduğuna göre, son dönemki alakanın daha derin nedenleri olsa gerek.
Gelin o nedenlere dair ipuçlarını birleştirelim:
* * *
Nuray Mert, önceki gece Neden’de AB-AKP yakınlaşmasını Batı’nın Ortadoğu politikasıyla açıkladı.
Mert’e göre son yıllarda ABD ile AB’nin bölge politikaları arasındaki nüans azalıyor. Fransa’da, Almanya’da, son olarak da İtalya’da işbaşına gelen sağcı partiler ve onları hiç aratmayan İngiliz İşçi Partisi hükümeti, Washington’la aynı hedefe kilitleniyor:
“Ortadoğu’da yeni bir düzenleme istiyorlar. Bu düzenleme öncesinde de Ortadoğu’daki Batı karşıtı Müslüman kamuoyunun itibar edebileceği, İslami kimliği olan, ‘ılımlı Müslüman’ bir müttefik arıyorlar. Bu noktada AKP’ye fazlasıyla ihtiyaçları var.”
Bu konuşmanın ertesi sabahı Hürriyet’teki iki yazı Mert’in tezini destekleyen ipuçları sundu.
Ertuğrul Özkök’ün köşesinde, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kuzey Irak’a düzenlediği ilk hava operasyonundan bir gün önce, MİT Müsteşarı Emre Taner’in Kuzey Irak’taki Kürt bölgesinde en üst düzey yetkililerle görüştüğü bilgisi vardı.
Cüneyt Ülsever ise “Türk heyetinin Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani başkanlığında bir heyetle Bağdat’ta buluşması bir dönüm noktasıdır” diye yazdı.
Irak’taki diğer gruplarla da temas kurabilirse Türkiye’nin Ortadoğu’da ABD’nin beklentileri doğrultusunda “başat ülke” haline gelebileceğini, bu açıdan bakıldığında AKP’nin kapatılmasının ABD’nin çıkarlarıyla çelişeceğini belirtti.
“Rusya ve Çin, enerji savaşlarında İran’ı yanlarına çekmeye başlayınca Türkiye ve AKP, Batı için önemli hale geldi. AKP, Kuzey Irak’ın hamisi rolüne soyunmaya hazır olduğuna ABD’yi ikna etti” dedi.
Yine dün Radikal’de Murat Yetkin, Kraliçe’nin ziyareti vesilesiyle üst düzey bir İngiliz yetkilinin şu sözünü aktardı:
“Radar ekranımızda dört ülke var:
“Irak, Çin, Hindistan ve Türkiye...”
* * *
Görüldüğü gibi, aslında ilkeler değil, çıkarlar konuşuyor.
Yeni filmde Türkiye’ye yarım asırlık bayat rol biçiliyor: “Bölgede Batı’nın çıkarlarını kollama rolü...”
Tam da bu rolün biçildiği dönemde AKP, kapatılma davasından kurtulma telaşıyla en tavizkâr dönemine giriyor.
Atılan her adımı dikkatle izlemekte yarar var.

Can Dündar - İpuçları
 
Üst