crow88
Dekan
- Katılım
- 1 Aralık 2010
- Mesajlar
- 6,322
- Reaksiyon puanı
- 3,129
- Puanları
- 113
- Yaş
- 58
İnsana çok şeyi öğretebilirsiniz,
bazı şeyler'ide siz isteseniz'de, öğretemezsiniz kendisi öğrenir
Düşünme,tecrübe,inisiyatif,sakinlik,olgunluk
Usta bir ressamın öğrencisi eğitimini tamamlamış. Büyük usta, öğrencisini uğurlamış.
Çırağına ” Yaptığın son resmi, şehrin en kalabalık meydanına koyar mısın?” demiş.
“Resmin yanına bir de kırmızı kalem bırak. İnsanlara, resmin beğenmedikleri yerlerine bir çarpı koymalarını rica eden bir yazı iliştirmeyi de unutma”
diye ilave etmiş.
Öğrenci, birkaç gün sonra resme bakmaya gitmiş. Resmin çarpılar içinde olduğunu görmüş.
Üzüntüyle ustasının yanına dönmüş. Usta ressam, üzülmeden yeniden resme devam etmesini tavsiye etmiş.
Öğrenci resmi yeniden yapmış.Usta, yine resmi şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş.
Fakat bu kez yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde boya ile birkaç fırça koymasını söylemiş.
Yanına da, insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı bırakmasını önermiş.
Öğrenci denileni yapmış. Birkaç gün sonra bakmış ki, resmine hiç dokunulmamış. Sevinçle ustasına koşmuş.
Usta ressam şöyle demiş:
“İlkinde, insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşılabileceğini gördün.
Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı.
İkincisinde, onlardan müspet,yapıcı,olumlu olmalarını istedin.
Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemedi.”
– Emeğinin karşılığını, ne yaptığını bilmeyen insanlardan alamazsın.
– Değer bilmeyenlere sakın emeğini sunma.
– Asla bilmeyenle tartışma.
yapıcı olmak zordur,insanları eleştirmek,haklarında yorum yapmak kolaydır,lakin insan yapıcı olmaya,hem kendisine
,hemde çevresine faydalı işler yapmaya başladıkça,etrafını değil kendini sorgulamaya,kendi hatalarını görmeye
başlar,tamam bu onun hatası ,peki ama benim hatam yok'mu!!,ben nasılım!!!
Alim gemiye biner,uzak diyarda bulunan arkadaşını görmek ister,gemi denize açılır,hava güzel,deniz sakindir.
yola çıkalı 1 hafta olmuştur,alim gemide etrafı seyrederken,yanından tayfanın geçtiğini görür,hemen kolundan
tutar,sorar tayfaya
-be adam,senin okuma yazar'mısın??!!!
tayfa omuz silkeler,başını sağa sola sallar
-hayır bilmiyorum efendim
alim hemen yarı alaycı tavırla söylenir tayfaya
-Eyvah,eyvah!!!!gitti ömrünün yarısı,der tayfanın kolunu bırakır.
tayfa omuz silkeler,işinin başına gider
yolculuğun 3.haftasında aniden ,fırtına çıkar,her yer,her şey allak bullak,herkes panik halinde,yolcular ise
korku içindedir.
tayfalar ise yelkenleri düzenlemek için güverteye çıkmışlardır,bu esnada kendisine soru soru sorulan tayfa,geminin
güvertesinde kuytu kenarda,sinmiş,korku içinde etrafına bakınan alimi görür,hemen kolundan tutar sorar
-efendim,efendim kalkın durmayın, yüzme bilir'misiniz
alim ,korkuyla karışık ,şaşkınlık içinde tayfanın yüzüne bakarak
-hayır yüzme bilmiyorum!!!!!!!!!!
tayfa hayret,şaşkınlıkla alime bakarak
-eyvah gitti ömrünüzün tümü
insanlar hakkında kesin yargıya varmadan önce,aynı ortamlarda,yada başınıza gelebilecek sıkıntı anlarında,kendi başınızın
çaresine bakabilecek kadar güçlü'müsünüz.
insanların eksiklerini görmek yerine kendi eksiklerimizi görmemiz önemlidir
sanayinin bir çok alanı vardır,sanayi yerlerinde,inşaatlar'da her tür insanla karşılaşırsınız.
kimi zaman dilinizle,kimi zaman gücünüzle mücadele edersiniz,yaşamak için bir çok iş öğrenirsiniz .
ne tayfanın nede alimin durumuna düşmemek için,yerine göre mühendis,yerine göre amele olmak zorunda kalırsınız,yaşamak istiyorsanız eğer ,
denizde boğulmak istemiyorsanız,okumayı bildiğiniz kadar yüzmeyi'de bilmeniz gerekir,bu zor olabilir,insan aç ve açıkta kalınca anlıyor.
bazı şeyler'ide siz isteseniz'de, öğretemezsiniz kendisi öğrenir
Düşünme,tecrübe,inisiyatif,sakinlik,olgunluk
Usta bir ressamın öğrencisi eğitimini tamamlamış. Büyük usta, öğrencisini uğurlamış.
Çırağına ” Yaptığın son resmi, şehrin en kalabalık meydanına koyar mısın?” demiş.
“Resmin yanına bir de kırmızı kalem bırak. İnsanlara, resmin beğenmedikleri yerlerine bir çarpı koymalarını rica eden bir yazı iliştirmeyi de unutma”
diye ilave etmiş.
Öğrenci, birkaç gün sonra resme bakmaya gitmiş. Resmin çarpılar içinde olduğunu görmüş.
Üzüntüyle ustasının yanına dönmüş. Usta ressam, üzülmeden yeniden resme devam etmesini tavsiye etmiş.
Öğrenci resmi yeniden yapmış.Usta, yine resmi şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş.
Fakat bu kez yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde boya ile birkaç fırça koymasını söylemiş.
Yanına da, insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı bırakmasını önermiş.
Öğrenci denileni yapmış. Birkaç gün sonra bakmış ki, resmine hiç dokunulmamış. Sevinçle ustasına koşmuş.
Usta ressam şöyle demiş:
“İlkinde, insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşılabileceğini gördün.
Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı.
İkincisinde, onlardan müspet,yapıcı,olumlu olmalarını istedin.
Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemedi.”
– Emeğinin karşılığını, ne yaptığını bilmeyen insanlardan alamazsın.
– Değer bilmeyenlere sakın emeğini sunma.
– Asla bilmeyenle tartışma.
yapıcı olmak zordur,insanları eleştirmek,haklarında yorum yapmak kolaydır,lakin insan yapıcı olmaya,hem kendisine
,hemde çevresine faydalı işler yapmaya başladıkça,etrafını değil kendini sorgulamaya,kendi hatalarını görmeye
başlar,tamam bu onun hatası ,peki ama benim hatam yok'mu!!,ben nasılım!!!
Alim gemiye biner,uzak diyarda bulunan arkadaşını görmek ister,gemi denize açılır,hava güzel,deniz sakindir.
yola çıkalı 1 hafta olmuştur,alim gemide etrafı seyrederken,yanından tayfanın geçtiğini görür,hemen kolundan
tutar,sorar tayfaya
-be adam,senin okuma yazar'mısın??!!!
tayfa omuz silkeler,başını sağa sola sallar
-hayır bilmiyorum efendim
alim hemen yarı alaycı tavırla söylenir tayfaya
-Eyvah,eyvah!!!!gitti ömrünün yarısı,der tayfanın kolunu bırakır.
tayfa omuz silkeler,işinin başına gider
yolculuğun 3.haftasında aniden ,fırtına çıkar,her yer,her şey allak bullak,herkes panik halinde,yolcular ise
korku içindedir.
tayfalar ise yelkenleri düzenlemek için güverteye çıkmışlardır,bu esnada kendisine soru soru sorulan tayfa,geminin
güvertesinde kuytu kenarda,sinmiş,korku içinde etrafına bakınan alimi görür,hemen kolundan tutar sorar
-efendim,efendim kalkın durmayın, yüzme bilir'misiniz
alim ,korkuyla karışık ,şaşkınlık içinde tayfanın yüzüne bakarak
-hayır yüzme bilmiyorum!!!!!!!!!!
tayfa hayret,şaşkınlıkla alime bakarak
-eyvah gitti ömrünüzün tümü
insanlar hakkında kesin yargıya varmadan önce,aynı ortamlarda,yada başınıza gelebilecek sıkıntı anlarında,kendi başınızın
çaresine bakabilecek kadar güçlü'müsünüz.
insanların eksiklerini görmek yerine kendi eksiklerimizi görmemiz önemlidir
sanayinin bir çok alanı vardır,sanayi yerlerinde,inşaatlar'da her tür insanla karşılaşırsınız.
kimi zaman dilinizle,kimi zaman gücünüzle mücadele edersiniz,yaşamak için bir çok iş öğrenirsiniz .
ne tayfanın nede alimin durumuna düşmemek için,yerine göre mühendis,yerine göre amele olmak zorunda kalırsınız,yaşamak istiyorsanız eğer ,
denizde boğulmak istemiyorsanız,okumayı bildiğiniz kadar yüzmeyi'de bilmeniz gerekir,bu zor olabilir,insan aç ve açıkta kalınca anlıyor.