Günün Sorusu

Bu konuyu okuyanlar

mehmet

Müdavim
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
48
Değerli SDN üyeleri ve misafirleri

İnşallah bu günden başlayarak,elimden geldiği kadar hergün,sizlere,günümüz konularından ve fıkhi meselelerinden soru-cevap tarzında aydınlatıcı bilgiler paylaşacağım.

Eğer sizlerinde fıkhi ve imani meselelerde aklınıza takılan sorular olursa,elimden geldiği kadar,ilmimim yettiği kadar,eğer çözemiyecek derecede ağır bir sual olursa çözebilecek kimseye yönlendirmek kaydıyla yardımcı olmaya çalışacağım.

Saygılarımla
Mehmet1101

Not:Gelecek olan bütün sual ve cevapların kaynağı Ömer Nasuhi BİLMEN'in Büyük İslam İlmihali kitabıdır.

Günün Sorusu:
Allah'ın ve Peygamber Efendimiz'in ism-i şeriflerinin yatak odamızda bulunmasının bir mahzuru var mıdır?

Günün Cevabı:
Bu mübarek isimlerin bulunduğu odada yatmanızda bir mahzur yoktur. Elbise değiştireceğiniz zaman tesettüre dikkat göstermeniz ve bu mübarek isimlere karşı açık bulunmamanız İslami terbiye icabıdır.

 

7/24

Müdavim
Katılım
5 Kasım 2007
Mesajlar
3,816
Reaksiyon puanı
51
Puanları
48
Teşekkürler mehmet kardeş,devamını tabiki bekleriz.

Aklıma takılan bir soru var:

"Her müslüman bildiklerinden sorumlu tutulur" diye duydum, bu bilmediklerimden sorumlu tutulamıyacagım anlamına mı geliyor?
 

mehmet

Müdavim
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
48
o mesele biraz farklı

nasıl derseniz

şimdi bir insan namaz kılmayı bilmiyorsa namazdan sorumlu mudur değil midir?

Elbetteki sorumludur.
Neden?
Çünkü onun nasıl kılındığını belli bir yaşa kadar ebeveyni öğretecek.
Onlar öğretmemişse hergün beş defa ezan okunuyor merak edip araştıracak.bu nedir ne değildir diye

Ama o beldede hiç ezan okunmuyorsa ve o insan hiç namaz kılan görmemiş olsa o zaman bilmediğinden sorumlu olmaz

Şimdi bence bu zamanda bilmiyordum diye bir kelime sarfetsek biraz abes olur.
Çünkü öğreneceğimiz yerler yeteri kadar fazlasıyla var.

Birde fıkhi konularda bilmediğimiz durumlar varsa onlarıda öğrenene kadar mesul olmayız.
Nasıl derseniz.
Mesela abdest alıyoruz
Namaz kılarken bir ayeti bilmeyerek yanlış okuyoruz.
Bundan mesul muyuz?
Değiliz,çünkü zamanında öğrenirken istemeyerek gözümüzden kaçmış.
Ama bir kimse bunun yanlış olduğunu söylerde siz tekrar ederseniz o zaman mesul olursunuz.

Saygılarımla

 

7/24

Müdavim
Katılım
5 Kasım 2007
Mesajlar
3,816
Reaksiyon puanı
51
Puanları
48
Teşekkür ederim bilgilendirmen için.
 

mehmet

Müdavim
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
48
TARİH:20/02/2008

Günün Sorusu:
Üzerinde Allah'ın (cc) veya Efendimiz'in (A.S.M.) adı bulunan bir yüzük ile helaya girilebilir mi?

Günün Cevabı:
Bu yüzük parmağında iken helaya girmek mekruhtur. Fakat bu yüzük parmağında iken kırda abdest bozmakta bir sakınca yoktur. Mühim olan bununla kirli bulunan yere veya helaya girilmemesidir.
 

dragon111

Asistan
Katılım
13 Şubat 2008
Mesajlar
118
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
mehmet benım sitedeki senmısın bu arada mehmet3101 kullanıcı adlı..?

Konularınıda bekliyoruz...
 

mehmet

Müdavim
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
48
dragon111 dedi ki:
mehmet benım sitedeki senmısın bu arada mehmet3101 kullanıcı adlı..?

Konularınıda bekliyoruz...

hayır böyle bir kaydımın olduğunu sanmıyorum
Ayrıca sizin sitenin adı neydi?

Saygıları
 

mehmet

Müdavim
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
48
TARİH:21/02/2008


Günün Sorusu:
Gazetelerde "Allah" lafzı geçiyor ve bu gazeteler yerlere atılıyor. Bu Allah (cc)'ın ismine karşı bir saygısızlık,bir hürmetsizlik olmuyor mu?

Günün Cevabı:
Gazete ve benzeri neşir vasıtaları içinde Lafza-i Celal ve benzeri mübarek kelimelere denk gelirsek veya görürsek, onları ayak altında bırakmaktan ziyade,çaresizlik karşısında toplayıp yakmak daha münasip bir tedbir olur.
 

orcagada

Doçent
Katılım
8 Temmuz 2007
Mesajlar
521
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Mehmet1101 arkadaşım kim soruyor böyle soruları ya da sen nerden takip ediyorsun.Bu sorulara şahsi kannatimce cevap yazmak bile gereksiz.Çünkü son derece basitçe bunların içinden bir durum taraf olan kişiyi rahatsız ediyorsa yapmaz olur biter.
Yatak odasında bu isimler var ve sen soyunuyorum,sevişiyorum acaba noolur diyorsan çıkart odadan tamamdır.Aynı şekilde yüzüğüde cebine sok.Gazeteleri de eğer takıntılı biriysen tabiki tek tek yoldan falan topla en kötü ihtimalle çevreye faydan olur.
Bunlar dinle ve onun gerçekliğiyle ilgili bile değilken o kadar açıkta kalmış şey varken bu devirde bunların hala çaresi nedir diye sorulabiliyor olması bile çok üzücü.
 

mehmet

Müdavim
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
48
orcagada dedi ki:
Mehmet1101 arkadaşım kim soruyor böyle soruları ya da sen nerden takip ediyorsun.Bu sorulara şahsi kannatimce cevap yazmak bile gereksiz.Çünkü son derece basitçe bunların içinden bir durum taraf olan kişiyi rahatsız ediyorsa yapmaz olur biter.
Yatak odasında bu isimler var ve sen soyunuyorum,sevişiyorum acaba noolur diyorsan çıkart odadan tamamdır.Aynı şekilde yüzüğüde cebine sok.Gazeteleri de eğer takıntılı biriysen tabiki tek tek yoldan falan topla en kötü ihtimalle çevreye faydan olur.
Bunlar dinle ve onun gerçekliğiyle ilgili bile değilken o kadar açıkta kalmış şey varken bu devirde bunların hala çaresi nedir diye sorulabiliyor olması bile çok üzücü.

hayırlı günler arkadaşlar

ilk olarak böyle bir bölümü yeni başlatıyorum.Elbette eksiklikler,noksanlıklar olacaktır.Sizlerin fikirleri ve yardımlarıyla o eksiklik ve noksanlıkları inşallah düzelteceğiz.

İkinci olarak da ileriki günlerde sorular çok çeşitli olacaktır.şimdilik biraz günlük yaşantımızdaki karşılaştığımız duramlardan bahsetmek istemiştim.

Üçüncü olarakta bu bölümü açmamın esas gayesi ve amacı sizlerin sual ve cevaplarına yer vermekti.Sizler sormayınca bende şimdilik böyle suallerden başlayayım dedim.

Lütfen bölümde gördüğünüz eksikliklikleri ve noksanlıkları bildirin ki bende elimden geldiği kadar sualleri o yöne çekmeye çalışayım.

En son olarak elbette birçok şeyi hepimiz biliyoruzdur ve farkındayızdır.Ama burdaki amaç bilmediklerimizi öğrenmek,bildiklerimizi ise tekrardan tahattur edip tazelemek.Ben bunda bir beis görmüyorum


Saygılarımla
 

mehmet

Müdavim
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
48
TARİH:22/02/2008

Günün sorusu:
Günlük hayatta kullandığımız “Allah'ın hakkı üçtür” ifadesi doğru mudur?

Günün cevabı:
“Allah’ın hakkı üçtür.” ifadesi kesinlikle doğru değildir. Sanki Allah bir insana üç defa hak veriyormuş gibi bir anlam çıkmaktadır. Bununla beraber bu sözü bilinçli olarak kullanmayan kimse inşallah mesul olmaz.
 

mehmet

Müdavim
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
48
TARİH:23/02/2008

Günün sorusu:
Erkek ve kadınlarda yüzük takmanın hükmü nedir?

Günün Cevabı
İslâm'a göre; erkekler de kadınlar da yüzük takabilirler. Ancak, yüzüğün takılış maksadı ve yapıldığı madde ile ilgili bazı şartların gözetilmesi gerekir.

Altından yapılan yüzükleri erkekler takamazlar. Takarlarsa haram işlemiş olurlar. Kadınlar ise takabilirler.
Hz. Peygamber (A.S.M.)bir hadisinde;
İpek ve altın ümmetimin erkeklerine haram, kadınlarına helal edilmiştir" buyurmuştur. (Tirmizî, Libas, 1)
 

mehmet

Müdavim
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
48
TARİH: 25/02/2008

Günün sorusu:
Evlenmenin hükmü nedir?

Günün cevabı:
Evleneceklerin durumuna göre nikâhın hükmü farz, vacib, sünnet, haram, mekruh veya mübah kısımlarına ayrılır:

1. Evlenmediği taktirde zinaya düşeceği kesin olan kimsenin -mehri verecek ve eşinin geçimini sağlayacak durumda ise- evlenmesi farzdır.

2. Yine evlenmezse zinaya düşme tehlikesi bulunan kimsenin -mehir ve nafakayı sağlayacak durumda ise- evlenmesi vacibtir. Hanefiler dışındaki çoğunluk farz ve vacib arasında bir ayırım yapmaz.

3. Evlenince, eşine zulüm yapacağına kesin gözüyle bakılan kimsenin evlenmesi haramdır. Hem zinaya düşme, hem de eşine zulüm yapma korkusu bulunan kimsede haramlık yönü tercih edilir. Çünkü bir konuda helâl ve haram birleşince, prensip olarak haram üstün tutulur ve ondan kaçınmak gerekir.

4. Eşine zulüm yapacağından korkulan kimsenin evlenmesi mekruhtur

5. Cinsel bakımdan itidal halde bulunanların evlenmesi sünnettir. İtidal; evlenmezse zinaya düşeceğinden korkulmayan, evlenirse de eşine zulüm yapacağından endişe duyulmayan kimsenin halidir.
 

mehmet

Müdavim
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
48
TARİH: 26/02/2008

Günün sorusu:
Altın diş veya dolgu yaptırmanın hükmü nedir?

Günün cevabı:
Dişinde çürük falan yok iken,sırf keyf ve süs için yaptırılırsa hem gusle mani, hem de altınla zinetlenmek erkeğe haramdır.
Fakat dişlerindeki çürük sebebiyle yaptırılacak ise, zaruret halidir. Zaruret halinde ve zaruret miktarını geçmemek şartı ile diş doldurtmak veya altın kaplatmak İmam Muhammed'e göre caizdir.


 

mehmet

Müdavim
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
48
TARİH: 27/02/2008

Günün sorusu:
Sehiv secdesi nedir ve nasıl yapılır?

Günün cevabı:
Sehiv secdesi; "yanılma ve unutma secdesi" demektir.
Namazın farzlarından birinin geciktirilmesi veya vaciplerden birini terk ve geciktirilmesi halinde yapılması vacip olan bir rükündür.

Ve şu şekilde yapılır;
Son oturuşta yalnız "Tahiyyat" okunduktan sonra iki tarafa veya tek tarafa selam verilir. Ondan sonra "Allahu Ekber" denilerek secdeye varılıp üç kere " Sübhane Rabbiye'l-alâ " okunur. sonra "Allahu Ekber" denilerek kalkılır. Bir tesbih miktarı duraklamadan sonra tekrar "Allahu Ekber" deyip ikinci secdeye varılır. Yine üç kez " Sübhane Rabbiye'l-alâ " okunduktan sonra "Allahu Ekber" denilerek kalkılır ve oturulur. Tahiyyat, Salli-Barik ve"Rabbena atina" okunup önce sağ tarafa sonra da sol tarafa selâm verilir.

Sehiv secdesi gerektiren durumlardan bazıları ise;
Vitir namazında Kunut dualarını unutmak, Fatiha'dan sonra zamm-ı sure okunması gereken yerde zamm-ı sureyi okumadan rükûa gitmek, birinci tahiyyâta oturmayı unutmak, namazda secde ayeti okunduğu zaman secde etmemek gibi durumlarda vacip terk edildiği için sehiv secdesi gerekir.

Üç veya dört rekatlı farz namazlar ile vitir namazında ikinci rekattan sonra tahiyyat'ı okuduktan sonra hemen ayağa kalkmayıp "Salli-Barik okuduktan sonra ayağa kalkmak, Fatiha'yı okumadan zamm-ı sureyi okuyup daha sonra fatihayı okumadığını hatırlayıp Fatiha'yı okumak, gibi durumlarda ise vacip tehir edildiği için yine sehiv secdesi gerekir.

Sehiv secdesi yapılması gereken durumda unutup selam verilirse namazın yeniden kılınması gerekmez.
 

hacicavcav

Asistan
Katılım
22 Şubat 2008
Mesajlar
150
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Selamlar;
Günün sorusu sayılırmı bilemem ama affınıza sığınarak bir soruda ben sormak isterim.
Tarık suresinin 5.6.ve 7.ayetlerine diyanetin verdiği anlamı aşağıya alıyorum.

5. Öyleyse insan neden yaratıldığına bir baksın.

6. Fışkırıp çıkan bir sudan yaratıldı.

7. Bu su, bel ile kaburga kemikleri arasından çıkar.

Şimdi sorumu sorayım.

Bel ile kaburga kemikleri arasından çıkan bu su nedir?(Haşa huzurdan meni demeyin)zira onun nereden çıktığı belli...
 

mehmet

Müdavim
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
48
Herkese hayırlı akşamlar arkadaşlar

açıkcası ben hacicavcav arkadaşımızın ne sorduğunu tam anlayamadım

orda açık bir şekilde insanın bir damla sudan yaratılış mucizeleğinden ve ardından gelen ayet mealinde ise:
8.ayet " Şüphesiz Allah’ın onu, öldükten sonra tekrar diriltmeye de gücü yeter." diyerek bir damla sudan yaratanın elbette öldükten sonra da basit bir şekilde dirilteceğinden bahsetmektedir.

burdaki anlam gayet açık ve vazıhtır.

Allah o bir damla suyun mucizeliğinden bahsetmesinin (toplumumuzca ayıp sayılan) neresi garip.

çünkü yaratan o
yaradana karşı edep ve haya elbette olacaktır.
ama dikkat ederseniz bizim ona karşı olacaktır.
onun bize karşı değil

Saygılarımla
 

mehmet

Müdavim
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
48
TARİH: 29/02/2008

Günün sorusu:
Namaz kılanın önünden geçmenin hükmü nedir?
Namaz kılanın namazı bozulur mu?


Günün cevabı:
Namaz kılanın secde yerinden bir kimsenin geçmesi ile namazı bozulmaz. Ancak geçen kimse günahkâr olur. Namaz kılanın önünden geçmenin günah olduğu yer, büyük câmilerde ve açık arazilerde namaz kılanın, ayaklarından itibaren secde ettiği yere kadar olan kısımdır.
Küçük camilerde ise;Namaz kılanla onun önünden geçen arasında direk veya insan gibi bir engel bulunmazsa, namaz kılanın önününün neresinden geçilirse geçilsin mekruh olur. Esasen namaz kılan kimsenin önünden geçilme ihtimali varsa, bir örtü veya perde edinilmesi sünnettir.
Küçük çocuklar için ise:Mükelefiyet yaşının altındaysa,zaten ne bundan nede başka bir günahtan dolayı sorumluluğu yoktur.
 

hacicavcav

Asistan
Katılım
22 Şubat 2008
Mesajlar
150
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Sayın mehmet1101;

açıkcası ben hacicavcav arkadaşımızın ne sorduğunu tam anlayamadım

orda açık bir şekilde insanın bir damla sudan yaratılış mucizeleğinden ve ardından gelen ayet mealinde ise:
8.ayet " Şüphesiz Allah’ın onu, öldükten sonra tekrar diriltmeye de gücü yeter." diyerek bir damla sudan yaratanın elbette öldükten sonra da basit bir şekilde dirilteceğinden bahsetmektedir.

Benim burada söylemek istediğim açıkça şu:
Kuranda bazen bilime aykırı tespitler olabilmektedir.Ona işaret etmeye çalıştım.Zira insanın beli ile kaburga kemiği arasından böyle bir suyun çıkmadığını biliyor olmanızı beklerim.
(toplumumuzca ayıp sayılan)
suyun nerden çıktığını bildiğimize göre sözkunusu ayetler gerçeğe de bilime de aykırıdır.
saygılar sunarım.
 

mehmet

Müdavim
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
48
hayırlı sabahlar arkadaşlar

yahu bunun neresi bilime ters?
bilime ters olduğunu anlamak için en münasibi
o konu üzerinde ihtisas yapmış bir bilim adamına sormak gerekmez mi?
peki allah için siz sorup araştırdınız mı?
hangi bilim adamı bunun aksini ispat etmiş?

ikinci bir mevzu ise kuranın o ayetinin tefsirine baktık mı?
ayetin tefsirinde alimler ne diyor?
kuran o ayetiyle ne demek istemiş?

yoksa o kadar açık bir mana demek istese kuranın ulviyeti ve kudsiyeti kalmaz.

ben bunun tefsiri ile ilgili olarak size bir kaynak veriyorum: http://www.kuranikerim.com/telmalili/tarik.htm
 

mehmet

Müdavim
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
48
TARİH: 01/03/2008

Günün sorusu:
Top sakal bırakmak caiz midir?

Günün cevabı:
Top sakal bırakmak ne kadar da caiz olsa efendimizin sünnetlerinden değildir.Yani peygamberimizin uygulaması top sakal şeklinde değildir.

Burda dikkat edilecek bir hususta şudur:
Efendimiz'in hayatına baktığımızda,çok küçük denebilecek hal ve hareketlerde bile başkalarına benzemekten müslümanları yasakladığını ve uzak durmağı tavsiye ettiğini hadislerinden biliyoruz.

Bu sebeple bu tür bir sakal tarzını islamiyette hoş karşılamak doğru olmaz.

 

onair

Müdavim
Emektar
Katılım
28 Haziran 2007
Mesajlar
2,675
Reaksiyon puanı
7
Puanları
38
O yüzden arap kralları ve prensleri sakalını top sakal şeklinde bırakıyorlar, Peygamberin sünneti olmadığından. Altta resmini gördüğünüz kişi Suudi Arabistan kralı Abdullah Bin Abdülaziz El Suud' dur ve ülkesinin kanun ve yönetim şeklini söylememe gerek yok herhalde.
kralabdullah10ff2ab250fc6d0f0by.jpg


Mehmet kardeşim bu soruları kim soruyor veya nereden alıyorsun kaynak belirtirsen seviniriz.

mehmet1101 dedi ki:
Bu sebeple bu tür bir sakal tarzını islamiyette hoş karşılamak doğru olmaz.

Bu söyleminle de bizler islami bakımdan hor görülen insanlar oluyoruz, bırakmayanlar veya diğer şekilde bırakanlar el üstünde tutulması gereken kişiler oluyorlar öyle mi? Anlamıyorum sizleri gerçekten!
 

mehmet

Müdavim
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
48
ilk olarak arap prensi ve kralları islamiyetin ve şeriatın bir ölçüsü değil

nasıl yaşıyorsa yaşasın beni ve hiç kimseyi ilgilendirmez
hiç kimseyi bağlamaz
ondan banane
onun yönetimindende banane
mehmet1101 dedi ki:
Bu sebeple bu tür bir sakal tarzını islamiyette hoş karşılamak doğru olmaz.

burda demek isteğim şu idi
yanlış anlaşıldı isem kusura bakmayın
bu sakal tarzı sünnete uygun bir sakal tarzı değil
sünnet olmayan da dolayısıyla islami sakal tarzına uygun değil demek istedim

yani bir kimse bana veya diğer fıkıh ve hadis profesörlerine sorsalar bu sakal tarzı islamiyette varmı dır diye yoktur diyecekler.

benimde demek istediğim islemiyette böyle bir sakal tarzı vardır demek yanlış olur.

Ama asla ve kata hor görmem
saygıyla karşılarım
çünkü tamamen şahsi bir kannaat

Tekrarlıyorum
bu şekilde sakal bırakanları hor gören kimseler önce kendilerine baksınlar
ondan sonra başkalarını hor görsünler

SAygılarımla

Moderatör notu:Şahsım adına olan sorular,özel mesaj yoluyla cevaplandığı için,forum kuralları ve konumuz münasebetiyle onair ve yer6 arkadaşlarımızın mesajları tarafımdan silinmiştir.
Kendilerinden anlayışla karşılayacağını umarak bu konu başlığı altında yarın görüşmek temennisiyle

Saygılar

 

hacicavcav

Asistan
Katılım
22 Şubat 2008
Mesajlar
150
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
mehmet1101 kardeşim.
Verdiğin linki inceledim.Rahmetli Elmalının da açıklama yapmakta ne kadar zorlandığını,konuyu uzun uzun yazmak zorunda kaldığını görmüşsündür.Bu kadar kıvranmasına rağmen sonunda benim söylediğim şeye geliyor ama onuda kabullenemiyor.
Aynı zamanda sulb erkeğe, terâib de kadına işaret olarak aralarının birleşmesinden kinâye olmak da sulbün erkek, sinenin kadın hakkında daha meşhur ve açık olması itibarıyla herkes tarafından bilinmiş olmaya daha yakındır. Gerçi "çıkan" kelimesi "ma-i dâfik" (atan su)in sıfatı olmak daha yakın bulunduğu için, altında gizli olan "o" zamirinin bunun yerini tutmuş olacağına nazaran dâfık kelimesinden açıkça erkeğin suyu anlaşılabileceği gibi; "sulb ve terâib arasından" ifadesinden de ilk akla gelen erkeğin sulbü ile erkeğin göğüs kemikleri arası olur ise de
derken ayette kadından bahsedilmediği sadece erkeğe işaret ettiği anlaşıldığı halde,ayetin bilimsel gerçeklere aykırı olması sebebiyle durumu kurtarmak için;

sulb erkeğe teraib kadına ait olarak ikisinin de sebep oluşuna işaret olmak daha uygundur.

şeklinde tevil yoluna gidiyor.Yani durumu kurtarmak için ayeti maksatlı olarak gerçek anlamının tersi biçimde yorumluyor.

Ne diyelim;toprağı bol olsun...
 

hacicavcav

Asistan
Katılım
22 Şubat 2008
Mesajlar
150
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Sevgili mehmet 1101;

TARİH :02/03/2008

Günün Sorusu:
Erkeğin saçını uzatması şeran caizmidir?
Bu konuda bir malumatınız varsa bizimle paylaşırsanız sevinirim.

Saygılar.

Günün Cevabı:
İslami örf ve adetlere uygun her türlü saç şekli caizdir.

Burda bir dipnot düşmek isterim.
Her caiz olan sünnet değildir
Fakat her sünnet olan caizdir.
 

mehmet

Müdavim
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
48
TARİH :03/03/2008

Günün Sorusu:
Dövme yaptırmanın hükmü nedir?Gusle mani olur mu?

Günün cevabı:
Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdular:"
İğreti saç takana da, taktırana da, bedene dövme yapana da, yaptırana
da Allah lânet etsin!" [Buhârî, Libas 86, Tıbb 36]

Peki bu hüküm bilinmeden yapılmış ise:Öncelikle Allah'tan mağfiret ve af dilemeli.Ondan sonra yapılan dövme ufak bir müdahale veya ameliyatla hallediliyorsa giderilmeye çalışılmalı. Şayet giderilemiyorsa, gidirilmesine imkân da yoksa o hal üzere bırakılır. Çünkü Cenab-ı Hak kuluna kaldıramayacağı yük yüklemez.

Gusül meselesine gelince:Bir kere dövme derinin altındadır.Abdest ve gusülde ise derinin altını değil, üstünü yıkamak farzdır. Dövme de derinin altında kaldığına göre, onun bedenin herhangi bir yerinde bulunması abdeste ve gusle mâni olmaz. Üzerinin yıkanmasıyla abdest ve gusül sahih olur.
 

mehmet

Müdavim
Emektar
Katılım
9 Mayıs 2007
Mesajlar
2,699
Reaksiyon puanı
47
Puanları
48
TARİH :04/03/2008

Günün Sorusu:
Cünüp bulunan bir kimse veya âdet gören bir kadın Kur'an-ı Kerim'i dinleyip okuyabilir mi?

Günün Cevabı:
Evet, dinleyebilir.Fakat okuyamaz ve Kur'an-ı Kerîm'e ve onun en ufak bir parçasına el süremez.Yalnız tesbih çekebilir,salât ve selâm getirebilir,Kur'an ayetlerini kelime kelime öğretebilir ve Kelime-i şehâdet getirebilir.
 
Üst