Evde muska gibi bir şey buldum

[fragger]

Allahın nasıl mükemmel yarattığı mucizeyi göreceksiniz.

Hergün bakıyorum fakat yinede inananmıyorum. İnanmak için çabada göstermek istemiyorum açıkçası

 

[Süpürgesiz cadı]

Hergün bakıyorum fakat yinede inananmıyorum. İnanmak için çabada göstermek istemiyorum açıkçası

Zaten önemli olan bakmak değil görmektir.
Görmek istemeyen görmez.

 

[fragger]

Zaten önemli olan bakmak değil görmektir.
Görmek istemeyen görmez.

O zaman hayırlısı diyelim. Sonuçta herkesin inancı kendisine

 

[Süpürgesiz cadı]

Senden bunu anlayarak okumanı rica ediyorum.
Allah birdir, mülk O’nundur, vücut O’nundur, her şey O’nundur.” Bediüzzaman Said Nursi
İmam-ı Azam’ın küçüklüğünde mülhidin biri uluorta Allah’ı inkâr ediyor, “Allah varsa bana gösterin” diyerek Kûfe sokaklarında dolaşıyordu.
İddiasının yanlış olduğunu anlatanlar oluyor idiyse de, adam bir türlü inkârından vazgeçmiyor,
“Bilginleriniz gelsin!” diye nara atıyordu.
Bir gün birisi, adama:
“Bizim küçük bir bilginimiz var. Onu yenersen, ancak o zaman büyük bilginlerimiz seninle görüşür.” Dedi.
Adam küçümseyen bir dudak büküşle:
“Peki, kabul!” dedi. “Çıksın karşıma!”
Adam, İmam-ı Azam’ın da katıldığı ilim meclisine davet edildi.
Bilginleri tek kelimeyle susturacağını düşünen mülhid, meclise gelmekten çekinmez.
Fakat o gün İmam-ı Azam meclise geç gelir. Bunu fırsat bilen mülhid, muzaffer komutan edasıyla İmama yüklenir:
“Geç kaldın küçük! Benden korktun değil mi?”
İmam: “Hayır korkmadım. Evimiz nehrin diğer tarafında. Karşıya geçmek için nehre geldiğimde bir de baktım ki nehrin köprüsü yıkılmış. Bende hemen yanımda ki ağaçlara beni karşıya geçirmek için sandal olmalarını emrettim. Sandal oldular ve karşıya geçtim. Bu yüzden geç kaldım.” Der. Bu cevaba bir kahkaha patlatan mülhid:
“Akılsız çocuk! Hiç ağaç kendi kendine sandal olur mu?” der.
Ebu Hanife ciddileşir ve: “Asıl akılsız sensin! Bir sandalın bile kendi kendine yapıldığını kabul etmiyorsun da, şu uçsuz bucaksız âlemin kendi kendine var olduğunu nasıl iddia ediyorsun?” diye çıkışır. Bu güzel tespit karşısında şaşıran mülhid: “Beni gafil avladın küçük! Peki, şu varlığını iddia ettiğin Allah’ı göster de biz de inanalım.”
Ebu Hanife bir bardak süt ister. Halk sütü bulup getirir. Ebu Hanife sütü eline alır ve sorar:
“Bu sütün içinde yağı ve peyniri gösterebilir misin?”
Adam şaşkınlıkla: “Sütün içinde yağ ve peynir görünmez ki!” der.
Bu defa İmam haykırdı:
“Bu sütün içinde yağ ve peynirin olduğunu kabul ediyorsun, fakat gösteremiyorsun. Peki, Yüce Allah’ı “işte Allah” diye göstermek mümkün olabilir mi?”
Bu ikna edici cevaplara rağmen hâlâ Allah’ın varlığına inanmakta direten adam:
“Son soruma da cevap verebilirsen ikna olacağım. Madem “Allah vardır.” Diyorsun, su anda ne yapmaktadır?”
Bu Soruya bir an düşünen Ebu Hanife: “Bulunduğun kürsüden aşağı in, sorunun cevabını vereceğim.”
Diyerek dinsizi indirdi, kendisi kürsüye çıktı ve devam etti:“Şu anda Allah, senin gibi bir dinsizi bu kürsüden indirdi, benim gibi küçük kulunu çıkardı.”
Dinsizin artık bir şey diyecek dermanı kalmamıştı. İmamın akli delilleri karşısında pes etti, yenildiğini itiraf etti.

 

[fragger]

Senden bunu anlayarak okumanı rica ediyorum.
Allah birdir, mülk O’nundur, vücut O’nundur, her şey O’nundur.” Bediüzzaman Said Nursi
İmam-ı Azam’ın küçüklüğünde mülhidin biri uluorta Allah’ı inkâr ediyor, “Allah varsa bana gösterin” diyerek Kûfe sokaklarında dolaşıyordu.
İddiasının yanlış olduğunu anlatanlar oluyor idiyse de, adam bir türlü inkârından vazgeçmiyor,
“Bilginleriniz gelsin!” diye nara atıyordu.
Bir gün birisi, adama:
“Bizim küçük bir bilginimiz var. Onu yenersen, ancak o zaman büyük bilginlerimiz seninle görüşür.” Dedi.
Adam küçümseyen bir dudak büküşle:
“Peki, kabul!” dedi. “Çıksın karşıma!”
Adam, İmam-ı Azam’ın da katıldığı ilim meclisine davet edildi.
Bilginleri tek kelimeyle susturacağını düşünen mülhid, meclise gelmekten çekinmez.
Fakat o gün İmam-ı Azam meclise geç gelir. Bunu fırsat bilen mülhid, muzaffer komutan edasıyla İmama yüklenir:
“Geç kaldın küçük! Benden korktun değil mi?”
İmam: “Hayır korkmadım. Evimiz nehrin diğer tarafında. Karşıya geçmek için nehre geldiğimde bir de baktım ki nehrin köprüsü yıkılmış. Bende hemen yanımda ki ağaçlara beni karşıya geçirmek için sandal olmalarını emrettim. Sandal oldular ve karşıya geçtim. Bu yüzden geç kaldım.” Der. Bu cevaba bir kahkaha patlatan mülhid:
“Akılsız çocuk! Hiç ağaç kendi kendine sandal olur mu?” der.
Ebu Hanife ciddileşir ve: “Asıl akılsız sensin! Bir sandalın bile kendi kendine yapıldığını kabul etmiyorsun da, şu uçsuz bucaksız âlemin kendi kendine var olduğunu nasıl iddia ediyorsun?” diye çıkışır. Bu güzel tespit karşısında şaşıran mülhid: “Beni gafil avladın küçük! Peki, şu varlığını iddia ettiğin Allah’ı göster de biz de inanalım.”
Ebu Hanife bir bardak süt ister. Halk sütü bulup getirir. Ebu Hanife sütü eline alır ve sorar:
“Bu sütün içinde yağı ve peyniri gösterebilir misin?”
Adam şaşkınlıkla: “Sütün içinde yağ ve peynir görünmez ki!” der.
Bu defa İmam haykırdı:
“Bu sütün içinde yağ ve peynirin olduğunu kabul ediyorsun, fakat gösteremiyorsun. Peki, Yüce Allah’ı “işte Allah” diye göstermek mümkün olabilir mi?”
Bu ikna edici cevaplara rağmen hâlâ Allah’ın varlığına inanmakta direten adam:
“Son soruma da cevap verebilirsen ikna olacağım. Madem “Allah vardır.” Diyorsun, su anda ne yapmaktadır?”
Bu Soruya bir an düşünen Ebu Hanife: “Bulunduğun kürsüden aşağı in, sorunun cevabını vereceğim.”
Diyerek dinsizi indirdi, kendisi kürsüye çıktı ve devam etti:“Şu anda Allah, senin gibi bir dinsizi bu kürsüden indirdi, benim gibi küçük kulunu çıkardı.”
Dinsizin artık bir şey diyecek dermanı kalmamıştı. İmamın akli delilleri karşısında pes etti, yenildiğini itiraf etti.

Da inanmak istemediğim halde neden inandırmak için bir şeyley yapıyorsun ki? Bir kere dersin tamamdır, artık senden çıkmış olur. Sonuçta dinde zorlama yoktur öyle değil mi? Ben sana gel sende inanma desem nasıl olur?

 

[Süpürgesiz cadı]

Da inanmak istemediğim halde neden inandırmak için bir şeyley yapıyorsun ki? Bir kere dersin tamamdır, artık senden çıkmış olur. Sonuçta dinde zorlama yoktur öyle değil mi? Ben sana gel sende inanma desem nasıl olur?

Dinde zorlama yokturda sopa alıp dövdüm mü sanki

Sadece hakikati söylemek istedim.

---- Mesajlar birleştirildi ----

Da inanmak istemediğim halde neden inandırmak için bir şeyley yapıyorsun ki? Ben sana gel sende inanma desem nasıl olur?

İnanmamam için beni ikna edersen herşeyin tesadüfen ortaya çıktiğını ispat edersen olabilir.

 

[fragger]

Dinde zorlama yokturda sopa alıp dövdüm mü sanki

Sadece hakikati söylemek istedim.

Bir kitap çıkartırım ve o kitapta herşeyin tesadüfen çıktığı yer alsın inanır mısın? Neyse konu dışına çıkmayalım. Konumuz " büyü " farklı bir konuda, bu konuyla ilgili bilgi alış verişi yaparız

 

[Süpürgesiz cadı]

Bir kitap çıkartırım ve o kitapta herşeyin tesadüfen çıktığı yer alsın inanır mısın? Neyse konu dışına çıkmayalım. Konumuz " büyü " farklı bir konuda, bu konuyla ilgili bilgi alış verişi yaparız

Yer alması yetmez ispat olmasi gerekir. İspat olamayacagina göre problem olmaz benim için.

Pekala konu dışına çıkmayalim

 

[CapScroLL]

@Fragger Hocam çok ince bir konuya değineceğim ama benim düşünceme göre sanırım siz Müslüman değilsiniz, o yüzden ne olursa olsun inanacak gibi de görünüyorsunuz. İslam dininin kutsal kitabında büyüden bahsedilmiş, peygamberler sözler söylemiş bu da tüm Müslüman aleminin inanıp inanmayacağını nokta atışıyla yönlendiriyor. Eğer bir Müslüman bunları inkar ederse Allah'ın insanlara gönderdiği ayetleri göz ardı edip daha da inatla görmezden gelir, kafasının dikine giderse zaten İslam dininde yeri kalmaz.

Ayrıca konu kilitlenebilir, olay çözüldü gibi.

 

[ConfickerBelasi]

geçmiş olsun Allah daha beterinden korusun...

 

[Süpürgesiz cadı]

@Fragger Hocam çok ince bir konuya değineceğim ama benim düşünceme göre sanırım siz Müslüman değilsiniz, o yüzden ne olursa olsun inanacak gibi de görünüyorsunuz. İslam dininin kutsal kitabında büyüden bahsedilmiş, peygamberler sözler söylemiş bu da tüm Müslüman aleminin inanıp inanmayacağını nokta atışıyla yönlendiriyor. Eğer bir Müslüman bunları inkar ederse Allah'ın insanlara gönderdiği ayetleri göz ardı edip daha da inatla görmezden gelir, kafasının dikine giderse zaten İslam dininde yeri kalmaz.

Ayrıca konu kilitlenebilir, olay çözüldü gibi.

Sonuç

 

[CapScroLL]

Sonuç

Sonuç olarak daha önce de belirttiğim gibi olayı arkadaşa iletip yardım istedim, o da sanırım akrabası olan tanıdığı büyü işleriyle içli dışlı olan bi münafıktan bilgi aldı ve bana iletti. Özetle onun dediklerine dayanaraktan söylüyorum, bu büyüyü yapan kişi harfleri yanlış yazmış ve bu işi paraya dökmüş yani yaptıklarının bir geçerliliği yokmuş. Anladığı kadarıyla da yapılmaya çalışılan şey ev sahibiyle bizim aramızda muhabbet kurmak ve rızıkla ilgili bir şeymiş. Hani hanımefendi (!) önceki kiracılarıyla anlaşamayıp ölümüne tartışmış ya, bizle de öyle olmak istemiyormuş. Bence çok doğru bir yol denemiş, tabi kendinden bir kez daha iğrendirmek/nefret ettirmek için

 

[ConfickerBelasi]

kadının içine hanzo kaçmış? büyü müyü değil kekler,börekler yapıcaktı vericekti madem sıcak ilişkili komşu olmak istiyordu eski işyerinde kargoculara kahve ikram ederdik samimiyet tavan yapmıştı yurtiçi kargonun en iyi şubesi olmuştu bize...

 

[CapScroLL]

kadının içine hanzo kaçmış? büyü müyü değil kekler,börekler yapıcaktı vericekti madem sıcak ilişkili komşu olmak istiyordu eski işyerinde kargoculara kahve ikram ederdik samimiyet tavan yapmıştı yurtiçi kargonun en iyi şubesi olmuştu bize...

İşte elinde bir tabak yemekle gelir saatlerce boş boş konuşur, gıybet yapar. Bir gün ayağa kalkıp "Ulan kalk git evine, hiç mi işin gücün yok Allah'ın belası" Diye bağıracağım da zaten taşınacağız kalp kırmayayım diyorum.

 

[ConfickerBelasi]

kadın yaşlı? çirkin? güzel? birini nikah masasına sürükleme derdinde Baba candır dizisinde Salih usta'ya yanık teyze vardı onun sevdasından boşnak böreğini 20 dakikada yapıp ikram ediyordu...

 

[hastysquirrel]

kadın yaşlı? çirkin? güzel? birini nikah masasına sürükleme derdinde Baba candır dizisinde Salih usta'ya yanık teyze vardı onun sevdasından boşnak böreğini 20 dakikada yapıp ikram ediyordu...

En azından karın doyuran bir yöntem.

 

[CapScroLL]

kadın yaşlı? çirkin? güzel? birini nikah masasına sürükleme derdinde Baba candır dizisinde Salih usta'ya yanık teyze vardı onun sevdasından boşnak böreğini 20 dakikada yapıp ikram ediyordu...

Eğhhh, birden midem sarsıldı kusura bakmayın hocam

 

[ConfickerBelasi]

çirkinse daha bulaşık olur geçmiş olsun sana sardıysa taşınmak ta kurtarmaz...