|Ⓢєччαh|
Guru
- Katılım
- 12 Mart 2011
- Mesajlar
- 35,210
- Reaksiyon puanı
- 10,325
- Puanları
- 113
Din Batı'yı yenme aracı mıdır?
O da İslam, Şarkın Batıyla hesaplaşması ya da onu alt etmesi için kullanılacak bir araç mıdır? Yoksa bütün insanlığa Allahın varlığının ve birliğinin anlatılacağı, onların da Allahı tanımalarının sağlanacağı bir öğreti midir?
Maalesef bugün Şarkta öyle yanlış bir anlayış var ki; İslam sanki sadece daha önce Müslüman olan halklara gelmiştir ve onların dünyalık siyasi amaçları için diğer dünya ile mücadelesinde kullandığı bir araçtır. Oysa İngilizler, Yahudiler, Fransızlar, Ruslar bir Müslümanın peşin peşin düşmanı olamaz. Devletlerin, ulusların siyasi hesapları, mücadeleleri başka bir şeydir, İslamın evrenselliği, bütün insanlığa gelmişliği ve bütün insanlığı muhatap almışlığı başka bir şeydir. Biz Müslümanlar bazen bu iki şeyi birbirine karıştırıyor, birbirine bulamaç ediyoruz.
Son yüzyılda halkı Müslüman olan ülkelerin Batı tarafından işgal edilmesi ve onların da özgürlük mücadelesinde İslama sarılması, İslam dini külliyen Batılı olan her millete karşıymış gibi bir algının oluşmasına neden oldu. Oysa dinin, sadece inançsızlığa ki bu Araplar içinde de, Türkler içinde de, Hintler içinde de olabilir karşı duran, onları yok etmek isteyen değil, Allahın varlığına ikna etmek isteyen bir anlayış içinde olması gerekmez mi?
Her neyse konumuz bu değil ama Şarkın, kendi iç dünyasında 20. yüzyıldaki siyasi olaylardan kaynaklanan bu anlayış ile yani İslamın Batı karşıtı olduğu ön yargısıyla hesaplaşmasını yapması gerekir. Bu hesaplaşma, onun dünyadaki imajını düzeltmeye de büyük yardımcı olacaktır.
Bugün İslam, kabul etsek de etmesek de dünyada terör, katliam, intihar saldırılarıyla birlikte anılıyor. Bu imajın oluşmasında İslam düşmanlarının çok büyük gayret ve çabalarının olduğu muhakkak, ancak onları tartışmadan Müslümanların kendi içinde tartışması gereken çok temel meselelerin olduğu kanaatindeyim. Müslüman ülkelerin yöneticilerinin ya da ekonomik olarak büyük paralara tasarruf edenlerin, ismi Müslüman olan insanların karıştığı terör olayları karşısında, İslamın gerçek mesajının şiddet sarmalı altında yok edilmesi karşısında sadece İslam bir barış dinidir, İslam terörle anılamaz tarzı demeç vermekten öteye bir şey yapmadıklarını görüyoruz.
Ekonomik olarak yüz milyonlarca doların kullanılmasına tasarruf edenler, son derece lüks evlere, konaklara milyonlarca dolar verenler, Batılıların ürettiği lüks yatlarda, arabalarda gün geçirenler, İslamın imajı söz konusu olunca İslam barış dinidir, terörle anılamaz sözünden öteye giden bir harekette neden bulunmaz? İslamın mesajının doğru anlatılmasında, Onun terör örgütlerinin pençesinden kurtarılmasında, çağın getirdiği araçların kullanılması için hiçbir çaba gösterilmemesini, ekonomik ve insan kaynaklarının bu yöne sevk edilmemesini anlamak hakikaten çok zor.
Bu kadar ekonomik sermayesi olan, bu kadar insan kaynağı bulunan bir dinin mensuplarının, o dinin ruhunun daha doğru anlatılması için çağdaş araçlar konusunda daha çok gayret göstermesi gerekmez mi? Arap çöllerine kayak merkezleri kurmak için oluk oluk para akıtılırken, silahlı mücadelelere dünyalarca paralar gönderilirken İslamı anlatacak ve bütün dünyanın ilgisini çekecek prodüksiyonlara niçin beş kuruş para harcanmaz? Fabrikalara, sosyal tesislere, evlere, ticarete yüz milyonlarca doları gözünü kırpmadan harcayanların kanaat oluşturacak araçlardan şiddetle uzak durmaları nedendir?
Bu yapı böyle sürdüğü müddetçe İslam terörle anılmaya devam edecek. Biz de dünyada, kesinlikle uzak durulması gereken insanlar olarak kalacağız. Elinde kılıç, sürekli adam kesmek isteyen insanların filmini yaptığımız müddetçe de korkarım ki terör ve intihar saldırılarına eleman gönderilmesinin önüne geçemeyeceğiz.
KaynaK
O da İslam, Şarkın Batıyla hesaplaşması ya da onu alt etmesi için kullanılacak bir araç mıdır? Yoksa bütün insanlığa Allahın varlığının ve birliğinin anlatılacağı, onların da Allahı tanımalarının sağlanacağı bir öğreti midir?
Maalesef bugün Şarkta öyle yanlış bir anlayış var ki; İslam sanki sadece daha önce Müslüman olan halklara gelmiştir ve onların dünyalık siyasi amaçları için diğer dünya ile mücadelesinde kullandığı bir araçtır. Oysa İngilizler, Yahudiler, Fransızlar, Ruslar bir Müslümanın peşin peşin düşmanı olamaz. Devletlerin, ulusların siyasi hesapları, mücadeleleri başka bir şeydir, İslamın evrenselliği, bütün insanlığa gelmişliği ve bütün insanlığı muhatap almışlığı başka bir şeydir. Biz Müslümanlar bazen bu iki şeyi birbirine karıştırıyor, birbirine bulamaç ediyoruz.
Son yüzyılda halkı Müslüman olan ülkelerin Batı tarafından işgal edilmesi ve onların da özgürlük mücadelesinde İslama sarılması, İslam dini külliyen Batılı olan her millete karşıymış gibi bir algının oluşmasına neden oldu. Oysa dinin, sadece inançsızlığa ki bu Araplar içinde de, Türkler içinde de, Hintler içinde de olabilir karşı duran, onları yok etmek isteyen değil, Allahın varlığına ikna etmek isteyen bir anlayış içinde olması gerekmez mi?
Her neyse konumuz bu değil ama Şarkın, kendi iç dünyasında 20. yüzyıldaki siyasi olaylardan kaynaklanan bu anlayış ile yani İslamın Batı karşıtı olduğu ön yargısıyla hesaplaşmasını yapması gerekir. Bu hesaplaşma, onun dünyadaki imajını düzeltmeye de büyük yardımcı olacaktır.
Bugün İslam, kabul etsek de etmesek de dünyada terör, katliam, intihar saldırılarıyla birlikte anılıyor. Bu imajın oluşmasında İslam düşmanlarının çok büyük gayret ve çabalarının olduğu muhakkak, ancak onları tartışmadan Müslümanların kendi içinde tartışması gereken çok temel meselelerin olduğu kanaatindeyim. Müslüman ülkelerin yöneticilerinin ya da ekonomik olarak büyük paralara tasarruf edenlerin, ismi Müslüman olan insanların karıştığı terör olayları karşısında, İslamın gerçek mesajının şiddet sarmalı altında yok edilmesi karşısında sadece İslam bir barış dinidir, İslam terörle anılamaz tarzı demeç vermekten öteye bir şey yapmadıklarını görüyoruz.
Ekonomik olarak yüz milyonlarca doların kullanılmasına tasarruf edenler, son derece lüks evlere, konaklara milyonlarca dolar verenler, Batılıların ürettiği lüks yatlarda, arabalarda gün geçirenler, İslamın imajı söz konusu olunca İslam barış dinidir, terörle anılamaz sözünden öteye giden bir harekette neden bulunmaz? İslamın mesajının doğru anlatılmasında, Onun terör örgütlerinin pençesinden kurtarılmasında, çağın getirdiği araçların kullanılması için hiçbir çaba gösterilmemesini, ekonomik ve insan kaynaklarının bu yöne sevk edilmemesini anlamak hakikaten çok zor.
Bu kadar ekonomik sermayesi olan, bu kadar insan kaynağı bulunan bir dinin mensuplarının, o dinin ruhunun daha doğru anlatılması için çağdaş araçlar konusunda daha çok gayret göstermesi gerekmez mi? Arap çöllerine kayak merkezleri kurmak için oluk oluk para akıtılırken, silahlı mücadelelere dünyalarca paralar gönderilirken İslamı anlatacak ve bütün dünyanın ilgisini çekecek prodüksiyonlara niçin beş kuruş para harcanmaz? Fabrikalara, sosyal tesislere, evlere, ticarete yüz milyonlarca doları gözünü kırpmadan harcayanların kanaat oluşturacak araçlardan şiddetle uzak durmaları nedendir?
Bu yapı böyle sürdüğü müddetçe İslam terörle anılmaya devam edecek. Biz de dünyada, kesinlikle uzak durulması gereken insanlar olarak kalacağız. Elinde kılıç, sürekli adam kesmek isteyen insanların filmini yaptığımız müddetçe de korkarım ki terör ve intihar saldırılarına eleman gönderilmesinin önüne geçemeyeceğiz.
KaynaK