Daha İyi ve Mutlu Bir Hayat İçin Savaşmamız Gereken 12 Davranış Biçimi

Bu konuyu okuyanlar

Gökçe Asena

Müdavim
Katılım
10 Aralık 2017
Mesajlar
1,463
Reaksiyon puanı
2,127
Puanları
113
Daha İyi ve Mutlu Bir Hayat İçin Savaşmamız Gereken 12 Davranış Biçimi

Hepimizin etrafımızdaki insanları incitme ve üzme ihtimali var. Daha iyi bir hayat için savaşmamız gereken veİnsanları bizden uzaklaştıran 12 davranışı şöyle listeleyebiliriz:

Herkesi Kıskanma

Kıskançlığın seni yenmesine izin verme. Kıskanmak başkalarının sahip olduğu nimetleri seninmiş gibi sayma sanatıdır. Bu sanatın beğenilecek veya takdir edilecek bir yanı yoktur. Bu yüzden kendi yolculuğunuzu başkalarınınkiyle kıyaslamayı bırakın. Sizin yolunuz sizin yolunuzdur, yarış değil. Yarışta olduğunuz tek kişi kendinizsiniz. Olabileceğinizin en iyisi olmak tek rakibiniz. Eğer ne kadar yol kat ettiğinizi ölçmek istiyorsanız, kendinizi dünkü halinizle kıyaslayın, başkalarıyla değil.

Her Şeyi Kişisel Algılama

Etraflarında olup biten her şeyin kendilerini aşağıladığını yahut en azından bir şekilde kendileriyle ilgili olduğunu düşünen insanlar sorunludur. Diğer insanların size ne söylediği ya da ne yaptığı, sizden çok kendileriyle ilgilidir. İnsanların size olan yaklaşımları kendi tecrübeleri, yaraları ve bakış açılarıyla ilişkilidir. İster sizin harika olduğunuzu düşünsünler, ister berbat olduğunuzu; bu daha çok onların meselesidir. Narsist olup geri bildirimleri yok saymayalım elbette, ancak kendimizi başkalarının eleştirileriyle de değerlendirmeyelim. Hayatımızdaki acı, hayal kırıklığı ve üzüntünün büyük bir kısmı her şeyi çok kişisel almaktan kaynaklanıyor. Pek çok durumda diğer insanların sizinle ilgili olumlu veya olumsuz düşüncelerini umursamamak çok daha sağlıklıdır.

Sürekli Mağduru Oynama

Mağdur olduğunuza, hayatınızın gidişatını değiştirmeye gücünüzün olmadığına inanmak, sizi olduğunuz yere sabitleyen ve ilerlemenizi engelleyen hastalıklı bir durumdur. Hepimiz inandığımızdan daha fazla güce, otoriteye ve etkiye sahibiz. Şikayet etmeyi bıraktığınızda ve kendinizi yardım edilemez bir mağdur olarak görmeyi reddettiğinizde; sandığınızdan çok daha güçlü olduğunuzu anlayacaksınız.

Geçmişe Takılıp Kalmak

Hayattaki en zor derslerden birisi koyuvermektir; ister suçluluk, öfke ve kayıp olsun ister aşk. Değişim asla kolay değildir – aynı anda hem tutunmaya hem de bırakmaya çalışırsın. Ancak çoğu zamanda koyuvermek en sağlıklı yoldur. Geçmişin problemli düşüncelerini siler. Bir zamanlar sizin için bir değer ifade eden şeylerden kendinizi duygusal olarak soyutlamanız gerekir, böylece geçmişi ve geçmişin size getirdiği acıyı geride bırakabilirsiniz. Koyuvermek zordur ve çok çaba ister, ancak başarabilirseniz verdiğiniz mücadelenin buna değdiğini anlayacaksınız.

Sürekli Olumsuz Düşünmek

Sürekli olarak hayatın adaletsizliğinden bahseden, yaşadıkları kötü tecrübeleri aktaran, olmuş ve olabilecek korkunç şeyleri konuşan insanların etrafında bulunmak çok zordur. Bu tip insanlar hayatın olumlu yönlerini görmeyi ve olumlu dersler çıkarmayı reddederler. Karamsarlıktan çok olumsuz bir zihne kilitlenmiş gibidirler. Sadece olumsuzu görmek, her şeyin olumsuz ve size karşı olduğunu kabul ederek davranmak, sağlıksız bir düşünme ve yaşama biçimidir ve bunu değiştirebilirsiniz.

Duygu Konrtolü Eksikliği

Duygularınızla başa çıkamamak etrafınızdaki herkes zarar verir. Hepimizin çevresinde vardır bu tarz insanlar. En küçük bir olayda ya da problemde öfkeyle patlar ve gözyaşlarını tutamazlar. Markette kasiyere uzun kuyruk için bağırmak, yaptığı küçük hata yüzünden çalışanınıza çıkışmak hatta meyve suyunu yere döktüğü için çocuğunu azarlamak… Eğer her seferinde kontrolünüzü kaybediyorsanız ve fazla duygusal olduğunuzun farkındaysanız; duygularınızın kontrolünü sağlamak ve içinizdeki öfkenin sebebini açığa çıkarmak için dışarıdan yardım almanız gerekiyor demektir. Muhtemelen yüzeyde görünenden çok daha fazlası vardır. Bağımsız bir perspektif ve destek harikalar yaratabilir.

Başkaları Hakkında Yüzeysel Bilgi İle Öryargılı Davranmak

Hiçbir zaman karşınızdaki kişiyi dışardan gördüklerinizle yargılamayın. Gördüklerinizin, çoğunlukla muhatabınızın göstermeyi seçtiği yahut stres, acı ve yaşadıkları zoruluklar sebebiyle o şekilde sergilediği davranışlar olabileceğini hatırlayın, ‘unutmayın herkes en az sizin kadar zor bir sınav veriyor.’ İnsanların cezaya veya alay edilmeye değil, yardıma ihtiyaçları vardır. Eğer yardım edemiyorsanız, eleştirmeyin de.. Bırakın öyle davransınlar.

Acımasızlık (Merhamet Ve Empati Eksikliği)

En problemli davranış ve duygulardan bir tanesi olan acımasızlık; başkaları için endişe, empati ve merhamet etmemekten kaynaklanır ve her gün yaşayarak olarak tecrübe ettiğimiz bir durumdur. İnsanlar sadece yapabildikleri için bile ellerinden geldiğince kaba ve acımasız davranabiliyorlar. Sanal dünyada tanımadıkları insanları kolayca eleştirip, hakaret ve iftira edebiliyor anonim kimliklerini de kalkan olarak kullanıyorlar. Acımasızlık, başkalarına acı ve zarar verme isteği; hangi nedenden olursa olsun kötü ve sorunlu davranışlardır ve sahibine daha çok zarar verir. Eğer kendinizi bu durumda bulursanız, durun ve düşünün; kalbinizin derinliklerinden merhameti bulup çıkarın ve aynı gemide olduğumuzu hatırlayın.

Aldatmak

Aldatma bir hata ya da bahane değil, tercihtir. Eğer aldatmaya karar verir ve bunda başarılı olursanız, aldattığınız kişinin aptal olduğunu düşünmeyin sakın. Bu aslında muhatabınızın size hak ettiğinizden çok daha fazla güvendiğini gösterir. Aldatmayın. Kendinize ve diğerlerine karşı dürüst olun. Doğru olanı yapın. Unutmayın dürüstlük her başarının anahtarıdır.

Aslını Gizleme

Eğer kim olduğunuzu sürekli olarak gizlemeye çalışırsanız, insanlar sizinle bağ kuramaz. Hatta yanlış karaktere, yani olduğunuz değil, göründüğünüz karaktere bağlanırlar; ki bu çok daha kötüdür. Bu yüzden, yaşınız, ırkınız ve cinsiyetiniz ne olursa olsun; özünüzde saf ve güzel olduğunuzu – herkesin öyle olduğunu hatırlayın. Farklı olmayı, patikanın dışına çıkmayı, biraz tuhaf olmayı kutlayın. Eğer kendinizi sudan çıkmış balık gibi hissediyorsanız, kendinize yüzecek başka bir su bulun. Ama kendinizi değiştirmeye çalışmayın, olduğunuz gibi olun. Kendinizi inkar etmeyin, geliştirin.

Sürekli Onaylanma İsteği

Sürekli başkalarının onayına ihtiyaç duyan insanların etrafında olmak çok yorucudur. Bu insanlar devamlı olarak değerlerini kanıtlama ihtiyacındadırlar ve herkesten daha iyi olmak isterler. Daima başkalarına nasıl göründüğüne bağlı hareket etmek başkalarını yorduğu kadar sizi de yıpratır. Hayatınızın büyük resmi, kalabalıklar önünde kazandıklarınızdan ibaret değil. Asıl olan yolculuk, yol ve gelişimdir; ne öğrendiğiniz, diğerlerine nasıl yardım ettiğiniz ve gelişim sürecinizdir.

Mükemmeliyetçi Olmak

İnsanoğlu çoğunlukla mükemmel olanın peşindedir. Mükemmel evi, mükemmel işi, mükemmel eşi ya da mükemmel arkadaşı arar dururuz. Sorun şu ki, mükemmellik durağan bir hal değil. Çünkü hayat sürekli olarak değişen ve gelişen bir macera. Bugün şu anda burada olanlar yarınki hallerinden çok farklılar, o mükemmel ev, iş, eş veya arkadaş yavaş yavaş mükemmelliğini yitirecek. Fakat biraz sabır ve açık fikirlilikle, zamanın da yardımıyla o mükemmel olmayan ev rahat ve huzurlu bir yuvaya dönüşecek. O mükemmel olmayan iş ödüllendirici bir kariyere evirilecek. O mükemmel olmayan eş güvenilir bir hayat arkadaşı olacak. Ve o mükemmel olmayan arkadaş her zaman dayanabileceğimiz bir omuz haline gelecek. Bunlar için yapmamız gereken tek şey mükemmeliyetçi olmayı bırakmak.
 
Katılım
2 Haziran 2014
Mesajlar
4,764
Reaksiyon puanı
2,554
Puanları
113
Yaş
123
İlk 5 ve son madde bende mevcut bunu itiraf ediyorum ?
 

Mtn S

Onursal Üye
Emektar
Katılım
16 Ocak 2017
Mesajlar
23,349
Reaksiyon puanı
15,354
Puanları
113
Kıskançlık, konusunda kendini kaptırmış insanlarla gerçekten çok zor. Ne anlatırsan anlat, umursamazlar kendi dediklerini tekrarlar.

Herşeyi kişisel algılama da çok yanlış bir davranış. O insan moralini toparlayamaz.

Mağduru oynama konusunda sanki dünya batmış. Tek kendi kalmış veya herkes dünyayı terk etmiş uzayda yaşıyorsa kendi dünyada esir kalmış gibi isyancılık düşüncesinde kalmanın kimseye faydası olmayacağını unutmamaları gerek.

Geçmişi takılma konusunda, benimde problemlerim var. Ne zaman bir hata yapsam. O hatayı gururla esgeçmeyip ah keşke veya ne yapabilirim sorgusuyla düzeltmeye çalışırım. Kafama da çok takarım.

Olumsuz düşünmeyi bir süreliğine bırakmakta fayda var. Sonuçta insan, sürekli olumsuz ve karamsar düşündüğünde mutlu, huzurlu olamaz.

Duygu kontrolü eksikliği bende var. Öfkemi veya sevincimi bazen hiç kontrol edemiyorum. Gerektiğinden fazla sevinip veya çileden çıkabiliyorum.

Her ön yargı doğru olacak diye bir şey yok. Ben misal 6. hissime dayanarak ön yargı yaptığım için genelde haklı olabiliyorum.

Şu merhametsiz zorbalara hiç tahammülüm yoktur. Ne zaman görsem uğraşmak tam bir zaman kaybı.

Aldatmak, birini saf yerine koyup kandırmaktır. Bunu başarabilenin öbür dünyada çok büyük hesapları vardır demektir.

Gizleme, daha çok geçmişte kötü olay geçirmiş, küçümsenmiş ve uğraşacak gücü kalmayan kişilerdir. Kimisi bilerek yapar, kimisi asosyal olduğu için.

Onaylanma istediği kadar çok kötü bir şey neredeyse pek yok. Bu durum özgüven ile cesaret potansiyelini kapsıyor.
 

Gökçe Asena

Müdavim
Katılım
10 Aralık 2017
Mesajlar
1,463
Reaksiyon puanı
2,127
Puanları
113
Geçmişi takılma konusunda, benimde problemlerim var. Ne zaman bir hata yapsam. O hatayı gururla esgeçmeyip ah keşke veya ne yapabilirim sorgusuyla

Bende de bu düşünce var. Bazen uzaklaşmaya çalışıyorum ama bir şey bizi geriye götürüyor. Sanırım herkesin kendinde bulduğu bir eksikliği var..
 

Mtn S

Onursal Üye
Emektar
Katılım
16 Ocak 2017
Mesajlar
23,349
Reaksiyon puanı
15,354
Puanları
113
Bende de bu düşünce var. Bazen uzaklaşmaya çalışıyorum ama bir şey bizi geriye götürüyor. Sanırım herkesin kendinde bulduğu bir eksikliği var..
Geçici ve kısa süreliğine geçmişte takılı olarak takılmanın zararı olduğunu düşünmüyorum.
Evet, herkesin bir konuda eksikliği var. Önemli olan mümkün olabildiğince bilerek tekrarlamaması.. :)
 
Üst