Azerbaycan Türkiye'nin nesidir?

Bu konuyu okuyanlar

Alemci_Dayı

Müdavim
Katılım
25 Mayıs 2008
Mesajlar
1,532
Reaksiyon puanı
18
Puanları
0
Azerbaycan Türkiye'nin nesidir?

Bu soru, Mecnun'a Leyla'yı sormak gibi. Azerbaycan sevgisi Türkiye'de o kadar doğal, o kadar köklüdür ki bu soruyu soracağınız kişi şaşırır kalır.

Teneffüs ettiğiniz hava gibi sizi saran bir sevginin nedeni ve niçini olmaz. Bu sevgi sorgulanmaz. Bu sevgi denenmez. Bu sevgiden kuşku duyulmaz. Türkiye ve Azerbaycan için "tek millet, iki devlet" denmesinin, Türkiye açısından sebebi budur. Bakü'de veya Mingeçevir'de yaşayan bir Azeri Türkü ile, İstanbul'da veya Trabzon'da yaşayan bir Türkiye Türkü aynı milletin ferdidir.

Öyleyse bu tek milletin fertleri arasında farklı çıkar hesapları olamaz. Çünkü iki devletin farklı istikametlere yönelen politikalarını bu tek millet aynı hizaya sokar. Devleti yönetenler gelir geçer. Ama bir millet ebediyete doğru birlikte yol alır.

Türkiye'nin Ermenistan politikası değişti mi?

Türkiye ile Azerbaycan arasında bir bıçak gibi duran Ermenistan'a karşı Türkiye'nin politikası değişebilir mi? Türkiye, Azerbaycan'ın çıkarlarını yok sayarak Ermenistan ile bir yakınlık kurabilir mi? Daha somut konuşalım. Ermenistan'ın Dağlık Karabağ'ı işgalinden sonra kapatılan Türkiye-Ermenistan sınırı açılabilir mi?

Bu soruların hepsine şu cevabı vermek gerekir. Türkiye'nin Ermenistan politikası değişebilir. Ama Türkiye'nin Azerbaycan'a karşı politikasında milimetre çapında bir değişiklik bile olamaz. Türkiye Ermenistan'a karşı politikasını, öncelikle Karabağ sorununu, yani Azerbaycan'ın çıkarlarını esas alarak belirlemektedir. Eğer politikasında bir değişikliğe giderse, bu değişiklikten Azerbaycan adına da bir netice elde etmeye çalışıyor demektir.

Son zamanlarda cereyan eden tartışmaları bu eksene yerleştirerek değerlendirmek gerekir. Türkiye, Ermenistan'ı hizaya getirmek için yeni arayışlara girmiştir. Bu arayışların temelinde ise çok önemli bir varsayım bulunmaktadır. Bu varsayım, Kafkasya'daki mevcut statükodan her üç devletin de -Türkiye, Azerbaycan ve Ermenistan- zararlı çıktığıdır. Bu statükonun devamı her üç ülkenin zararınadır. Üç tarafın da zararlı çıktığı bir durumu sürdürmek akıl işi değildir.

Bugün ne Türkiye ile Ermenistan arasına, ne de Azerbaycan ile Ermenistan arasına savaşarak çözülecek bir sorun yok. Ama her üç ülke de, bu ilişki şeklinden zarar görüyor. Teslim edilmelidir ki, en çok zararı gören Ermeniler. Dışardaki Ermenilerin yani diasporanın oyuncağı haline gelen Ermenistan, kendi halkına bir gelecek vaat edemiyor. Korkularla, yoksullukla ve umutsuzlukla birlikte yaşamaya alışan Ermenilerin bir çıkışa ihtiyacı var. Azerbaycan, Dağlık Karabağ'ı işgalden kurtaramıyor, mültecileri yurtlarına iade edemiyor. Dağlık Karabağ'dan katliamdan kaçarak sürgün edilenlerin geri dönüş umutları ve Azerbaycan'ın bu işgali kaldırma amacı zaman geçtikçe azalıyor. Türkiye ise Avrupa ve ABD'de elini kolunu bağlayan Ermeni soykırım yasaları ile mücadele ediyor. Halbuki Ermeni soykırım yasalarının kabulünün, Ermenistan'a zerre kadar faydası yok. Karabağ'ı işgal altında tutan Ermeniler ise çok ağır bir yükün altında eziliyor. Bu sorun Rusya'nın yerleştiği bir boşluk yaratıyor.

Öyleyse statükoyu değiştirmek için harekete geçmek gerekiyor. Abdullah Gül de Prag'da Sarkisyan ve Aliyev'i bir araya getirirken bunu yapıyor.

Türklerin public diplomacy:

1918'de Azerbaycan'ın bugünkü sınırlarını çizen Nuri Paşa, Hüseyinzade Ali'den, Mehmet Emin Resulzade'den öğrendiklerini uyguluyordu. Sadece Hüseyinzade Ali ve Mehmet Emin Resulzade değil, Anadolu Türkleri millet olmanın yollarını büyük ölçüde Azerî aydınlarından öğrenmişti. O dönemde Rus yönetimi altında yaşayan Azerbaycan Türklerinin millî uyanışı, Türkiye'deki imparatorluk ürkekliğini de ortadan kaldırmıştır. Bir imparatorluğu yaşatmaya çalışan İstanbul aydınları kendi millî vasıflarını "dağılırız" korkusuyla gizlemeye, saklamaya çalışırken, çöken bir imparatorluktan bir millet ortaya çıkartmaya Azerbaycan aydınlarından aldıkları ilhamla koyuldular.

Tek milletin içinde iki farklı gelenek var. Bu iki farklı geleneğin arkasında ise iki toplumun yaşadığı farklı tecrübeler duruyor. Azerîlerin millet olma tecrübesi Anadolu'dan daha zengin ve daha sağlam. Anadolu Türklerinin ise devlet tecrübesi daha eski ve sağlam. İkisi bir araya geldiği zaman ortaya mucizeler çıkartmak mümkün.

Azerbaycan'da yaşayan kardeşlerimizden farklı olarak, biz bugün vatan edindiğimiz topraklara sonradan geldik. Geldikten sonra tarihin en uzun ömürlü ve dayanıklı devletlerini kurduk. Çünkü bizler bu topraklara başı boş göçebeler olarak değil, Alperenler ve Gazi dervişler sıfatıyla örgütlü bir toplum olarak gelip yerleştik. Anadolu'da dinî örgütlenmelerin tamamı gerçekte sosyal örgütlenmelerdir. Bu topraklara gelen ilk Türklerden beri bu durum hiç değişmemiştir. Bir din büyüğü öne geçer toplumu örgütler, düzen ve kurallar koyar ve devletle uyumlu biçimde aynı hedefe yönlendirir. Bu yüzden dinî cemaatler Anadolu Türklerinin örgütlü ve iddialı yegâne sivil gücüdür. Bu cemaatlere destek verenler, dinî amaçtan ziyade ortak sosyal amaca hizmet etmektedir. Cemaatin din büyüğü bu ortak sosyal amaca olan güveni sağlamakla görevlidir. Azerbaycan ile yakınlaşmanın bu cemaatler marifetiyle gelişmesi, bu tarihî tecrübenin eseridir. Azerbaycan Türklerinin gelip yerleşen cemaatlerin sadece bir dinî örgütten ibaret olmadığını fark etmeleri gerekir. Bu cemaatler adeta bir lokomotif gibidir. Bir yandan istikameti belirleyip rayları döşer; öbür taraftan millî gücü peşine takıp hedefe sürükler.

Dünya iki kutuplu olmaktan çıkınca, "public diplomacy" adıyla yeni bir diplomasi türü gelişti. Amerikalıların icat ettiği bu diplomasi türü, dış politikaya doğrudan doğruya halkın ağırlığını ve desteğini dahil etmek anlamına geliyor. Diplomasi artık dışişleri bakanlığının kapalı kapılarında veya iki ülke diplomatlarının pazarlık ettiği masalarda şekillenmiyor. Halklar devreye giriyor. Diplomatik taleplerde bulunuyor. Devletlerini de bu konuda şekillendiriyor. Türkiye'nin kamu diplomasisi yıllardır önemli atılımlar gerçekleştirdi. Orta Doğu'da Türkiye'nin artan ağırlığı büyük ölçüde bu politikaların eseri. Balkanlarda kamu diplomasisi aracılığıyla Türkiye büyük ilerleme kaydetti. Bugün Ermenistan'a karşı geliştirilen diplomasinin arkasındaki kamu gücünü hesaba katmak lâzım.

Türkiye'nin kamu diplomasisi gücünün arkasında ise cemaatler duruyor. Dünyanın her yerine Türk müteşebbislerini taşıyan güç de aynı güç. Bugün Orta Doğu denkleminde Türkiye'nin askerî gücünden önce ekonomik gücü ve toplumsal etkinliği geliyor. Aynı durum Kafkaslar için de geçerli.

Kafkasya'ya Kamu diplomasisi penceresinden bakılınca görülen tek alternatif var. Türkiye'nin ekonomik ve toplumsal gücü, açılan her kapıdan girip oraya yerleşmeye hazır. O zaman Azerbaycanlıların, Türkiye'nin bu yeni gücüne, tek millet prensibine uygun olarak kendi millî güçleri olarak bakmaları gerekmez mi?

Türkiye devleti ve halkıyla uyumlu olarak Kafkasya'da kimsenin işine yaramayan statükoyu değiştirmeye girişti. Daha başında Ermenistan'ın Dağlık Karabağ bölgesinde geri adım atmaya hazır olduğu ortaya çıktı. Demek ki Abdullah Gül doğru yolda. Azerbaycan'da bulunan Türkiye sivil toplum gücü, yani cemaatler Azerbaycan'ın halini çok iyi anlıyorlar. Türkiye'de devlet katında bir yanlışlık akıllardan geçse, düzeltmek için tetikte bekleyenler de bu cemaatler.

Tek millet olmak da doğrudan halklar arasındaki bu yakınlaşma ve ortak millî çıkarları koruma cehdinin eseri değil mi?
Mümtaz'er Türköne

KaynaK
 

Turab Garip

Müdavim
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
Doğrusu ben o kadar emin değilim. Çünkü Azerbaycan'ı kurtuluş savaşı döneminde Musul gibi, Kerkük gibi isteyerek paraya ve silaha değiştik.
 

eray045

Müdavim
Emektar
Katılım
12 Nisan 2008
Mesajlar
12,600
Reaksiyon puanı
250
Puanları
63
Azerbaycan bizim özümüz , Türkiyede Azerbaycanın özü..
en az asimile olmuş Türk cumhuriyetine sahip çıkmak bizim milli görevimiz..
 

qKTe

Müdavim
Katılım
18 Şubat 2009
Mesajlar
2,243
Reaksiyon puanı
32
Puanları
0
kaldıki azerbaycan halkı bizi sevmesine rağmen, bu söylemlerini devlet politikalarında da aynı şekilde göstermiyorlar. ben inanmıyorum...
 

yaseta

Müdavim
Katılım
20 Şubat 2006
Mesajlar
2,841
Reaksiyon puanı
63
Puanları
48
ne ozu ne kardesı. adamlara sorun bakalım turk olduklarını bıle kabul etmıyorlar. soydas oldugumuzu bıle kabul etmıyorlar. ınanmazsanız azerbaycanda okluyan kardeslerınıze bır sorun derım. ıstersenız bır google'dan arattırında gorun yorumları: "azerbaycanda okuyan turkler" dıye
 

hta1905

Müdavim
Katılım
22 Mart 2008
Mesajlar
2,439
Reaksiyon puanı
1
Puanları
38
Dost ve kardeş ülke Azerbaycan deriz hep.Kardeşler arasında ufak tefek sorunlar olabilir.
 

zeroaxa

Müdavim
Katılım
1 Nisan 2009
Mesajlar
1,644
Reaksiyon puanı
6
Puanları
38
halklar arasında dostluk kesin ama siyasallar noktasında kesinlikle dost olarak görmüyorum onların asıl abisi rusya.işin içine çıkar girdimi kimse kimseyi tanımıyo malesef
 

rower

Asistan
Katılım
11 Eylül 2008
Mesajlar
255
Reaksiyon puanı
1
Puanları
18
Doğrusu ben o kadar emin değilim. Çünkü Azerbaycan'ı kurtuluş savaşı döneminde Musul gibi, Kerkük gibi isteyerek paraya ve silaha değiştik.


arkadaşım bu olay biraz karışıktır eğer o zaman azerbaycandan vazgeçilmeseydi şimdi kardeş olacak 2 ülke bile olmayacaktı:glare:
 

berckai

Müdavim
Katılım
17 Mayıs 2008
Mesajlar
2,394
Reaksiyon puanı
9
Puanları
0
azerbaycan bize vize uygulamayı bıraksın öncelikle
 

Turab Garip

Müdavim
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
arkadaşım bu olay biraz karışıktır eğer o zaman azerbaycandan vazgeçilmeseydi şimdi kardeş olacak 2 ülke bile olmayacaktı:glare:

Peki aynı şeyi Azerbaycan bize yapsaydı bu kadar makul karşılayabilir miydik? Örneğin bize "sizinle birlik olacağız" desin ama başka bir ülkeye "alın burası sizin olsun, bize para verin onun yerine".. Sen bunu öğrendiğinde ne yaparsın?

Bu anlayış biraz bencillik üzerine kurulu. Hep şikayet ediyoruz dünyadan, başka ülkelerden; ama aynı şeyleri biz de onlara yapıyoruz. Keza Musul ve Kerkük'ü para karşılığında sattık; Azerbaycan ve bir kaç Türki devleti de silah karşılığında.

Şimdi onlara "gel sen benim kardeşimsin" demeye pek hakkımız yok o nedenle. Üstelik ne kadar zor durumda olursan ol, hani vatan toprağı anlayışımıza ne oldu? Türk'ün kitabında vatanı, vatandaşını parayla satmak var mıdır? Ama şimdi bakıyorum, genellikle insanlarımız "e savaşta yapmamız gerekiyordu" diyorlar. O zaman yarın birgün bizi de satmayacaklarını nereden bilebiliriz?

Savaşın en çetin yerinde bile olsa, insan kardeşini parayla silahla satamaz. Şerefiyle savaşır ve gerekirse ölür. Bunlar her zaman tarihimizde yazıp övündüğümüz şeyler değil miydi?
 

zelenga

Müdavim
Katılım
17 Şubat 2008
Mesajlar
2,509
Reaksiyon puanı
18
Puanları
38
Peki aynı şeyi Azerbaycan bize yapsaydı bu kadar makul karşılayabilir miydik? Örneğin bize "sizinle birlik olacağız" desin ama başka bir ülkeye "alın burası sizin olsun, bize para verin onun yerine".. Sen bunu öğrendiğinde ne yaparsın?

Bu anlayış biraz bencillik üzerine kurulu. Hep şikayet ediyoruz dünyadan, başka ülkelerden; ama aynı şeyleri biz de onlara yapıyoruz. Keza Musul ve Kerkük'ü para karşılığında sattık; Azerbaycan ve bir kaç Türki devleti de silah karşılığında.

Şimdi onlara "gel sen benim kardeşimsin" demeye pek hakkımız yok o nedenle. Üstelik ne kadar zor durumda olursan ol, hani vatan toprağı anlayışımıza ne oldu? Türk'ün kitabında vatanı, vatandaşını parayla satmak var mıdır? Ama şimdi bakıyorum, genellikle insanlarımız "e savaşta yapmamız gerekiyordu" diyorlar. O zaman yarın birgün bizi de satmayacaklarını nereden bilebiliriz?

Savaşın en çetin yerinde bile olsa, insan kardeşini parayla silahla satamaz. Şerefiyle savaşır ve gerekirse ölür. Bunlar her zaman tarihimizde yazıp övündüğümüz şeyler değil miydi?

Bu bilgilerin en azından kaynağını belirtseniz de şahsınıza husumet beslemesek :wink:
 

Turab Garip

Müdavim
Emektar
Katılım
30 Mayıs 2007
Mesajlar
6,887
Reaksiyon puanı
175
Puanları
63
Kaynak, Mustafa Kemal Atatürk'ün Kurtuluş Dönemi yazdığı ve yazdırdığı makaleler, Azerbaycan, Rusya, İran, Irak, İngiltere, Fransa ile görüşmeler. Nutuk'un ve dönemin TBMM ve sair belgelerinin mukayeseli sonucundan çıkanlar.

Söylediklerimin eğer doğrudan doğruya ne olduğunu soruyorsan sevgili kardeşim; Taha Akyol'un "Ama Hangi Atatürk" isimli kitabını öneririm. Orada bazı belgeleri ve Atatürk'ün Nutuk'unu mukayeseli olarak ele almıştır. Azerbaycan konusuna da değnilmiş ve belgeleri verilmiştir.
 

Tsunmys

Müdavim
Katılım
29 Mayıs 2008
Mesajlar
1,546
Reaksiyon puanı
2
Puanları
38
Ayrılır mı et tırnaktan, Türkiye Azerbaycan'dan ;)
 

Magusar

Öğrenci
Katılım
18 Mayıs 2014
Mesajlar
20
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Irkçılığa gerek yok. Azerbaycanı ben severim ama önemli olan insanları. İnsanların iyiside var kötüsüde. Azeriler kötüdür diyerek iyi olanlarının hakkına girmeyelim lütfen!
 

Berk9405

Asistan
Katılım
7 Ağustos 2013
Mesajlar
215
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
AzerbayCAN'dir. Onlar bizim oz be oz kardesimiz. Tipki özbekistan, kazakistan, türkmenistan, kirgizistan, kıbrıs ve diğer bağımsız olmayan ozerk turk devletleri gibi.
 
S

SDN Okuru

SDN Okuru
:hammer::hammer: 7 yıl orada kalmış biri olarak onların tek sevdiği şeyin para olduğunu söyleyebilirim. Zaten devlet politikalarına baktığınızda bunu açık şekilde görebilirsiniz. Bazıları kardeş devlet diyorlar ya sadece gülüyorum.
 

Berk9405

Asistan
Katılım
7 Ağustos 2013
Mesajlar
215
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
:hammer::hammer: 7 yıl orada kalmış biri olarak onların tek sevdiği şeyin para olduğunu söyleyebilirim. Zaten devlet politikalarına baktığınızda bunu açık şekilde görebilirsiniz. Bazıları kardeş devlet diyorlar ya sadece gülüyorum.

Biz cok mu farklıyiz kardes
 
S

SDN Okuru

SDN Okuru
öz be öz kardeşlere bak, abi diye yalakalık yapıp borçları sildiriyorlar ama doğalgaz satıyorlar, bırakın bu saf ayaklarını yada biraz bilinçlenin bu dünyada kimse kimsenin kardeşi değil
 

flood_77

Müdavim
Katılım
21 Aralık 2006
Mesajlar
1,478
Reaksiyon puanı
4
Puanları
38
pek bi kardeşliğimiz kalmadı artık, başka ülkelere yaranacağız derken kendi özümüz olan türki devletlere sırt çeviriyoruz
 

Rufet

Asistan
Katılım
15 Mart 2014
Mesajlar
122
Reaksiyon puanı
2
Puanları
18
Arkadaslar Turkiye Azerbaycanin her zaman kardesi oldugunu soyluyoruz .
Ve Turkiyeyi cok seviyoruz , bazi arkadaslar boyle olmadigini dusune bilir , kendi dusunceleriniz tabi.....
By Nakhcivan
 

Rufet

Asistan
Katılım
15 Mart 2014
Mesajlar
122
Reaksiyon puanı
2
Puanları
18
Turkiye Azerbaycanin kardesi her zaman . Biz bunu bole biliyoruz
By Nakhcivan
 
Üst