Atatürk'ün Balıkesir Nutku

Bu konuyu okuyanlar

lazuri

Doçent
Katılım
20 Mart 2008
Mesajlar
918
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
Ey millet Allah birdir.Şanı büyüktür Allah'ın selameti, atifeti ve hayrı üzerimize olsun. Peygamberimiz Efendimiz, Cenab-ı Hak tarafından insanlara hakayık-ı diniyyeyi teblihe memur ve resul olmuştur.Kanunu esasisi, cümlemizce malumdur ki, Kuran-ı Azimüşşandaki nusustur.insanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz, son dindir.Ekmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa ve hakikate tamamen tevafuk ve tedabuk ediyor.Eğer akla, mantığa ve hakikate tevafuk etmemiş olsaydı, bununla diğer kavanin-i tabiiyye-i ilahiyye beyninde tezat olması icabederdi.Çünkü bilcümle kavanin-i kevniyyeyi yapan Cenab-ı Haktır.

Arkadaşlar; Cenab-ı Peygamber mesaisinde iki dara, iki haneye malik bulunuyordu. Biri kendi hanesi, diğeri Allah'ın evi idi.Millet işlerini, Allah'ın evinde yapardı. Hazreti Peygamberin isr-i mübarekelerine iktifaen bu dakikada milletimize; milletimizin hal ve istikbaline ait hususatı görüşmek maksadıyle bu dar-ı kutside Allah'ın huzurunda bulunuyoruz.Beni buna mazhar eden Balıkesir'in dindar ve kahraman insanlarıdır.Bundan dolayı çok memnunum.Bu vesile ile büyük bir sevaba nail olacağımı ümit ediyorum.

Efendiler, camiler birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için yapılmamıştır.Camiler itaat ve ibadet ile beraber din ve dünya için neler yapılmak lazım geldiğini düşünmek, yani meşveret için yapılmıştır. Millet işlerinde her ferdin zihni başlı başına faaliyette bulunmak elzemdir.

işte biz burada din ve dünya için, istikbal ve istiklalimiz için, bilhassa hakimiyetimiz için neler düşündüğümüzü meydana koyalım. Ben yalnız kendi düşüncemi söylemek istemiyorum.Hepinizin düşündüklerini anlamak istiyorum.Amel-i milleyye, irade-i milleyye yalnız bir şahsın düşünmesinden değil, bilimum efrad-ı milletin arzularının, emellerinin muhassalasından ibarettir.Binaenaleyh benden ne öğrenmek, ne sormak istiyorsanız serbestçe sormanızı rica ederim.
(7 Şubat 1923)
Paşa camii-BALIKESiR
NOT: Mustafa Kemal Atatürk camide minberden cuma günü cemaata hutbe okuyan ilk ve tek cumhurbaşkanıdır.
 

eray045

Rektör
Emektar
Katılım
12 Nisan 2008
Mesajlar
12,600
Reaksiyon puanı
250
Puanları
63
zağnos paşa camiindeki balıkesir nutku değil , balıkesir hutbesidir ;)
 

ufukcoskun

Dekan
Katılım
28 Kasım 2008
Mesajlar
6,467
Reaksiyon puanı
104
Puanları
63
Konuyu ben açacaktım, bir araştırıyım dedim ve önceden açıldığını gördüm :)

zağnos paşa camiindeki balıkesir nutku değil , balıkesir hutbesidir ;)

Aynen öyle Eray :)

Bu arada bu hutbe birçok kişiyede ders niteliğinde bir hutbe.Birçok kişinin yüzünü kızartacak bir hutbe.Tabi okuyup anlayabilene.
 

mr_rain

Guru
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
23,957
Reaksiyon puanı
441
Puanları
83
Hutbe okumak kimseyi dindar yapmaz, tersi de din düşmanı yapmaz..
 

The Dark Knight

Profesör
Katılım
10 Eylül 2009
Mesajlar
3,912
Reaksiyon puanı
77
Puanları
0
Hutbe okumak kimseyi dindar yapmaz, tersi de din düşmanı yapmaz..

Herkes dindar olmak zorunda değil. Atatürk tüm ömrünü savaşta geçirdiği için dinin tüm farzlarını yerine getiremeyecek kadar vakti yoktu. Bu artık onunla Allah arasında birşey. Ancak dine saygılı ve bu konuda oldukça bilgili biriydi.

Kurtuluş Savaş'ının ilk yıllarında Hacı Bektaşi Veli'nin türbesinde bulunan dedelerle sabahlara kadar sohbet etmişliği var. Atatürk'ün kültürünü ve din sevgisinin beğenen dervişler ona bazı el yazmaları hediye ediyor.
 

Elbruz46

Rektör
Katılım
22 Şubat 2008
Mesajlar
11,931
Reaksiyon puanı
1,338
Puanları
113
Herkes dindar olmak zorunda değil. Atatürk tüm ömrünü savaşta geçirdiği için dinin tüm farzlarını yerine getiremeyecek kadar vakti yoktu. Bu artık onunla Allah arasında birşey. Ancak dine saygılı ve bu konuda oldukça bilgili biriydi.

Kurtuluş Savaş'ının ilk yıllarında Hacı Bektaşi Veli'nin türbesinde bulunan dedelerle sabahlara kadar sohbet etmişliği var. Atatürk'ün kültürünü ve din sevgisinin beğenen dervişler ona bazı el yazmaları hediye ediyor.

Atatürk'ün dine saygılı bir kişi olduğunu...
Asla İsmet İnönü'nün sonradan yarattığı Kemalizm ideolojisindeki gibi din düşmanı olmadığını gayet iyi biliyorum... Hem okuduğum kitaplardan hem de bazı tarih yazılarından... Hatta öyle anlatılar vardır ki bu gün yaşanan İslamiyet e bakıldığında Gazi Mustafa Kemal e evliya bile denilebilirdi...

Ama baktığımız zaman sonuçta dindar olup olmaması dinin gereklerini ne kadar yerine getirip getirmediği Allah ile onun arasındadır.

Kimse kimsenin ne kadar dindar ne kadar dine uzak olduğunu tartışmaya yetkili değildir...

Ancak

Hacı Bektaşi Veli'nin türbesinde bulunan dedelerle


Bu cümle beni şüpheye düşürdü!!!

Gazi'nin hayatında bir çok şeyin sonradan çarptırıldığını...
Yaşamadığı şeylerin resmi tarihe yaşamış gibi yazıldığı...
Söylemediği sözlerin söylemiş gibi gösterildiği herkes tarafından malum...

Bunların en meşhuru
mevzubahis vatansa gerisi teferruattır. cümlesi...
Bu cümle Atatürkê ithaf edilir ancak o söylememiştir...


Aynen bu şekilde Hacı Bektaşi Veli türbesinde DEDELERle sohbetler yaptığına ben inanmıyorum... Belki devlet yönettiği için onlarla gidip görüşmüş olabilir ancak bu onun bunu nezaket ziyareti dışında bir amaçla yaptığını ihtimal bile vermiyorum...
hele hele bu görüşmenin sabahlara kadar sürmüş olması hiç inandırıcı değil...

Hangi kaynak yazarsa yazsın ister resmi ister başka kaynak buna inanmam...

Çünkü böyle çok ayrıntı gibi görünen bilgilerin hepsinin AMAÇLI olarak oralara Atatürk öldükten sonra konulduğuna dair derin şüphelerim var...

Örnek vermek gerekirse
Atatürk'ün ölümüne kadar kendisinin de her zaman katıldığı Askeri Okullardaki yemin töreninde Askerler Kur'an üzerine el basarak yemin ediyorlardı...

Atatürk'ün ölümünden sonra İsmet İnönü bu uygulamayı Atatürkçülük adı altında kaldırdı... Atatürk kendisi hayattayken Atatürkçülük diye bir şey yoktu ama kaldırmadığı bir şeyi nasıl kendisinden sonra kendi adı kullanılarak kaldırılır?

Bunun tek amacı vardır halk gözünde Atatürk e bir din düşmanı imajı çizmek için yapılmış çok şeyden bir küçük örnektir bu...
 

firefox4ever

Profesör
Katılım
28 Aralık 2009
Mesajlar
1,031
Reaksiyon puanı
41
Puanları
48
@Elbruz
''Aynen bu şekilde Hacı Bektaşi Veli türbesinde DEDELERle sohbetler yaptığına ben inanmıyorum..'' neden inanmıyorsun?
 

Elbruz46

Rektör
Katılım
22 Şubat 2008
Mesajlar
11,931
Reaksiyon puanı
1,338
Puanları
113
Sabahlara kadar sohbet etmiş olmasına inanmıyorum...

Yoksa Gazi'nin o dönemlerde hemen hemen her grupla iletişim halinde olduğunu onları kabul ettiğini ya da ziyaret ettiğini biliyoruz... Herkese kapısını açık tutup herkesi kucaklayıp devlette yeni bir birlik beraberlik duygusu aşılamaya çalıştığını biliyoruz...

Ancak dediğim gibi SABAHLARA kadar sohbet ederdi derseniz bunun altında ince bir nüans yatar...
Gazi Mustafa Kemal için kendisinin bu dünyadan ayrılmasından sonra halk içindeki imajını kirletmek için ufak tefek bir çok şey tarih kitaplarına dahi girmiştir... Kimileri de halk arasında saçma sapan dedikodular olarak yayılmıştır...

Bunlardan biri mesela Atatürk Kur'an ı Kerim'i yere koyup üzerine bastığı iftirası dedikodusudur...

Ancak İzmir in kurutuluşunda önüne serilen Yunan Bayrağına dahi bu bir milletin bayrağıdır üstüne basmak saygısızlık olur düşüncesiyle o bayrağı yerden kaldırtan Atatürk'ün kendi Kutsal kitabına böyle bir şey yapması mümkün dahi değildir...

Ancak bir dönem KASITLI olarak cahil bırakılan halk arasında böyle dedikodular yayılarak buna bir dönemin inanması sağlanmıştır...

Dediğim gibi ben o cümlede fazla açmak istemediğim ince bir nüans görmekteyim ve onun oraya kim tarafından konulduysa kasıtlı olarak konulduğu kanaatindeyim...
 

eray045

Rektör
Emektar
Katılım
12 Nisan 2008
Mesajlar
12,600
Reaksiyon puanı
250
Puanları
63
Dedelerle sohbet etmek kötü birşeymi?
 

Elbruz46

Rektör
Katılım
22 Şubat 2008
Mesajlar
11,931
Reaksiyon puanı
1,338
Puanları
113
Dedelerle sohbet etmek ayrı şey...
Sabahlara kadar sohbet etmek ayrı şey...

Dedelerle herkes sohbet edebilir...
Ama herkes sabahlara kadar sohbet etmez...
 

firefox4ever

Profesör
Katılım
28 Aralık 2009
Mesajlar
1,031
Reaksiyon puanı
41
Puanları
48
''21 Aralık'ta Mucur'a gelen heyet, Mucur Kaymakamı Cevat Bey'i de alarak 22 Aralık 1919 günü Hacıbektaş'a geldi. Mustafa Kemal Paşa ve Rauf Orbay, Mazhar Müfit Kansu, Hüsrev Gerede, Alfred Rüstem, Dr.Refik Saydam, Hakkı Behiç, Cevat Abbas Gürer, Şeyh Fevzi Efendi, Muzaffer Kılıç, Bedri Bey'den oluşan heyet, o sırada Dedebaba Postunda oturan Salih Niyazi Dedebaba tarafından bir çiftlikte karşılandı.
Mustafa Kemal ve heyet üyeleri, Hacıbektaş'a geldiklerinde, önce Çelebi Cemalettin Efendiyi ziyaret ettiler. Çelebi Cemalettin Efendi ile bağımsızlık mücadelesi konuşuldu. Hacıbektaş görüşmesindeki en ilginç konuşmayı sonradan Veliyettin Çelebi (1868-1940) şöyle aktarmıştır:

Çelebi Cemalettin Efendi Mustafa Kemal Paşa'ya; "Paşa Hazretleri, cesaretli ve basiretli idarenizde Türk Milletinin düşmanı kahredeceğine inancım sonsuz. Yüce Allahın milletimize müyesser edeceği zaferden sonra Cumhuriyet ilanı düşünüyor musunuz?" diye sordu. Mustafa Kemal Paşa bunun üzerine, "O mutlu günün ilanına kadar aramızda kalmak kaydıyla, evet Çelebi Efendi Hazretleri" diye yanıtladı.

Mazhar Müfit Kansu’nun “Erzurum’dan Ölümüne Kadar Atatürk’le Beraber” adıyla yayınlanan anılarında yer alan aşağıdaki cümlelerde, Veliyettin Çelebi'nin anlatımının doğruluğunu göstermektedir:

”Çelebi Efendi derhal vaziyeti kavradı ve adamlarına lazım gelen talimatı vereceğini vaat etti. Paşa’nın, vaziyet ve giriştiğimiz mücadele hakkında verdiği tafsilat, Çelebi’nin nazarı dikkatini celbetti. Hatta Çelebi, daha ileri giderek, cumhuriyet taraftarlığını ihsas ettirdiyse de, Paşa, zamanı olmayan bu mühim mesele için müspet veya menfi bir cevap vermeyerek, gayet tedbirli bir suretle müzakereyi idare etti. Anlaşılıyor ki Cemalettin Efendi cumhuriyete taraftar; hele Salih Baba, hür fikirli, çok ileri bir zat.”

22 Aralık günü, Çelebi Cemalettin Efendi tarafından ağırlanan Mustafa Kemal Paşa, o geceyi Çelebi Cemalettin'in evinde geçirdi. Ertesi gün, Dedebaba postunda oturan Salih Niyazi Baba ve Dergah ziyaret edildi. Hacı Bektaş Dergahı, Mustafa Kemal ve diğer heyet üyelerine çok sıcak davrandı. Dergahta, Atatürk, Cemalettin Efendi, Salih Niyazi Baba ve diğer ileri gelenlerle özel bir toplantı yapıldı. Bu toplantıda bağımsızlık mücadelesi konuşuldu.

Samsun'dan başlatılan "Kurtuluş Yürüyüşünde", Anadolu insanının desteği alınarak Ankara'ya ulaşılmıştır. Bağımsızlık Mücadelesine, Alevi-Bektaşi kitleler tam destek vermişlerdir. Değişik kaynaklarda, Alevi ve Bektaşilerin Ulusal Kurtuluş Savaşına ayni ve nakdi yardımlarla destek olduklarına dair bilgiler de yer almaktadır.
Atatürk'ün Kırşehir ve Ankara'ya gelişi ve Hacıbektaş'ı ziyaretine ilişkin veriler içeren bir başka belgeyle, Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı'nda karşılaşıyoruz. 28.12.1919 Tarihinde BAB-I ALİ DAHİLİYE NEZARETİ'ne, Ankara'dan çekilen telgrafa ilişkin belgenin detayları ise şöyle:

KAYNAK: Atatürk ile İlgili Arşiv Belgeleri (1911-1921 Tarihleri Arasına Ait 106 Belge), T.C. Başbakanlık Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, Yayın No:1, Gn. No:060, Ankara 1982, sayfa 77.
BELGE-78/a
B.E.O.
Siyasî Kısım
Karton No: 34
Dosya No:60
Belge No:343585
BAB-I ALİ DAHİLİYE NEZARETİ
Kalem-i Mahsus ''

Burada bazı bilgiler var umarım okursun tamamını.
 

Elbruz46

Rektör
Katılım
22 Şubat 2008
Mesajlar
11,931
Reaksiyon puanı
1,338
Puanları
113
Yazının hepsini sana saygı duyduğum için okudum...

Benim yukarıdaki yazılarımın hepsindeki bütünlük içinde olayı daha fazla açmadan cevap vereceğim...

Atatürk devletin kuruluşu döneminde bir çok kişi kurum toplum birlik millet ile görüşmüştür... Hatta bir çoğu için iltifatlarda bulunup güzel cümleler söylemiş onları mutlu etmeye çalışmıştır...

Ama şunu da unutmamak gerek...
Kurtuluş savaşı döneminde Rusya nın desteğini almak için Atatürk'ün Rusya ile yakınlaşır gibi yapması... Savaş bittikten sonra ise Komunizm i lanetlemesi nasıl açıklanabilir?

Rusya'dan yardım çekebilmek için Türkiye nin İLK PARTİSİ ( Herkes CHP zanneder) Tabela Partisi Türkiye Komunist Partisini kurdurup bunu resmi parti ilan edip başka Komunist parti açmanın yasaklanmasını nasıl açıklayacağız?

TKP bir tabela partisi olarak Komunizm le alakası olmayan kişiler tarafından Komunizm Türkiyeye girmesin diye kurulmuş bir partidir...

Yani bahsettiğimiz dönem bu gün bakıldığı gibi herşeyin yazılardan okunup anlaşılabileceği kadar açık net bir dönem değildir...

Kurtuluş savaşı döneminde mümkün olduğunca çok destek almak için elbette herkesle görüşülmüştür...

Ancak ben bunun Sabahlara kadar süren Sohbetler olduğuna inanmıyorum...
 

firefox4ever

Profesör
Katılım
28 Aralık 2009
Mesajlar
1,031
Reaksiyon puanı
41
Puanları
48
''Çok büyük bir insan...Onunla konuşunca adeta ruhum yıkanıyor,okyanus gibi geniş ve derin...''

''Bu sözleri Mustafa Kemal, Hacıbektaş Dergahı postnişini Veliyettin Çelebi Efendi için söylüyor.''

Bu sözlere bakılacak olursa sohbet edilecek kadar samimiyet olduğu kesin.
 

mr_rain

Guru
Katılım
9 Temmuz 2008
Mesajlar
23,957
Reaksiyon puanı
441
Puanları
83
Herkes dindar olmak zorunda değil. Atatürk tüm ömrünü savaşta geçirdiği için dinin tüm farzlarını yerine getiremeyecek kadar vakti yoktu. Bu artık onunla Allah arasında birşey. Ancak dine saygılı ve bu konuda oldukça bilgili biriydi.

Kurtuluş Savaş'ının ilk yıllarında Hacı Bektaşi Veli'nin türbesinde bulunan dedelerle sabahlara kadar sohbet etmişliği var. Atatürk'ün kültürünü ve din sevgisinin beğenen dervişler ona bazı el yazmaları hediye ediyor.

Demek istediğim tam olarak bu değildi aslında. Kimse dindar olmak zorunda değil. Ben sadece belli davranışlar üzerinden insanların "dindar" ya da "dindar değil" diye yaftalanmasına karşıyım.
 

HapS

Profesör
Katılım
23 Ocak 2008
Mesajlar
3,350
Reaksiyon puanı
63
Puanları
48
kendinizi avutmayın son meclis konuşmasını dinleyin Atatürk ü dindar göstermeye çalışan çevrelerede ayrıca ayarım Atatürk dindar değildi ama birlik ve beraberliği sağlamak için çoğunluğu müslümanlardan oluşan bir toplumda halk arasında dua da etti camiyede girdi allah da dedi peygamberde dedi bunlar Atatürk ü dindar yapmaz ama

[video]http://www.dailymotion.com/video/x8w9uz_ataturk-un-son-meclys-konuymasi_news[/video]
 

The Dark Knight

Profesör
Katılım
10 Eylül 2009
Mesajlar
3,912
Reaksiyon puanı
77
Puanları
0
Atatürk'ün dine saygılı bir kişi olduğunu...
Asla İsmet İnönü'nün sonradan yarattığı Kemalizm ideolojisindeki gibi din düşmanı olmadığını gayet iyi biliyorum... Hem okuduğum kitaplardan hem de bazı tarih yazılarından... Hatta öyle anlatılar vardır ki bu gün yaşanan İslamiyet e bakıldığında Gazi Mustafa Kemal e evliya bile denilebilirdi...

Ama baktığımız zaman sonuçta dindar olup olmaması dinin gereklerini ne kadar yerine getirip getirmediği Allah ile onun arasındadır.

Kimse kimsenin ne kadar dindar ne kadar dine uzak olduğunu tartışmaya yetkili değildir...

Ancak

Hacı Bektaşi Veli'nin türbesinde bulunan dedelerle


Bu cümle beni şüpheye düşürdü!!!

Gazi'nin hayatında bir çok şeyin sonradan çarptırıldığını...
Yaşamadığı şeylerin resmi tarihe yaşamış gibi yazıldığı...
Söylemediği sözlerin söylemiş gibi gösterildiği herkes tarafından malum...

Bunların en meşhuru
mevzubahis vatansa gerisi teferruattır. cümlesi...
Bu cümle Atatürkê ithaf edilir ancak o söylememiştir...


Aynen bu şekilde Hacı Bektaşi Veli türbesinde DEDELERle sohbetler yaptığına ben inanmıyorum... Belki devlet yönettiği için onlarla gidip görüşmüş olabilir ancak bu onun bunu nezaket ziyareti dışında bir amaçla yaptığını ihtimal bile vermiyorum...
hele hele bu görüşmenin sabahlara kadar sürmüş olması hiç inandırıcı değil...

Hangi kaynak yazarsa yazsın ister resmi ister başka kaynak buna inanmam...

Çünkü böyle çok ayrıntı gibi görünen bilgilerin hepsinin AMAÇLI olarak oralara Atatürk öldükten sonra konulduğuna dair derin şüphelerim var...

Örnek vermek gerekirse
Atatürk'ün ölümüne kadar kendisinin de her zaman katıldığı Askeri Okullardaki yemin töreninde Askerler Kur'an üzerine el basarak yemin ediyorlardı...

Atatürk'ün ölümünden sonra İsmet İnönü bu uygulamayı Atatürkçülük adı altında kaldırdı... Atatürk kendisi hayattayken Atatürkçülük diye bir şey yoktu ama kaldırmadığı bir şeyi nasıl kendisinden sonra kendi adı kullanılarak kaldırılır?

Bunun tek amacı vardır halk gözünde Atatürk e bir din düşmanı imajı çizmek için yapılmış çok şeyden bir küçük örnektir bu...

Atatürk 1919 yılında Samsun'dan çıktıktan sonra Anadolu halkının nabzını tutmak için birçok yerde konaklıyor. Bu konak yerlerinden biri ise Hacı Bektaşi Veli türbesi. Orada sohbet ediyor. Bunu yaparken bir devlet adamı değil daha yeni askeri üniformasını çıkartmış Mustafa Kemal.

Atatürk'ün dinsizdir imajını zaten Milli Müchadeleyi başlatamasın diye İngilizler çıkartıyor.

Bu olayı okuduğum kitap ise Ali Çavuş'un Anıları. Kendisi 1919 ve 1923 yılları arasında Atatürk'ün en güvendiği kişilerden biri. Onun emirsubayı. Kitabı okuyunca Atatürk'in insani yanlarını görüyoruz.

Ali Çavuş, Enver Paşa, Kazım Karabekir ve en sonda Mustafa Kemal'in emir subayı olmuş güvenilir bir adam. Kendisi Ankara tren garında müdürlükte yapmış. Hatta gardaki Atatürk müzesi onun zamanında yapılmış.

---------- saat 17:35 eklendi ---------- önceki mesaj saat 17:24 eklenmişti ----------

kendinizi avutmayın son meclis konuşmasını dinleyin Atatürk ü dindar göstermeye çalışan çevrelerede ayrıca ayarım Atatürk dindar değildi ama birlik ve beraberliği sağlamak için çoğunluğu müslümanlardan oluşan bir toplumda halk arasında dua da etti camiyede girdi allah da dedi peygamberde dedi bunlar Atatürk ü dindar yapmaz ama

[video]http://www.dailymotion.com/video/x8w9uz_ataturk-un-son-meclys-konuymasi_news[/video]

Atatürk'in dindar olması önemli bir şey değil. Atatürk dindar diye dine yaklaşan değil diye de dinden uzaklaşan adamdan hayır gelmez. Buna fasık derler. Ancak buradaki konuşmada İslam yoktur Allah yoktur demiyor. Biz dini bir devlet kurmuyoruz ilhamımız halkın kendisidir diyiyor.

Aynı dönemde yöneticilik yapmış kişilerin eylemlerine bakalım. Stalin ne yaptı Sovyetler birliğinde dini ve farklı dilleri yasakladı. Yasaklarını öldürmeyenleri ise halkın önünde ibret olsun diye öldürdü.

Hitler ne yaptı etnik kökenleri yasakladı buna uymayanları toplum dışına etti, mallarına zorla el koydu en sonunda ise onları işçi kamplarında topladı.

Amerika'da yönetim nasıldı? Siyahiler bir beyaz bindiği zaman o araçtan inmek zorundaydı. Silah taşıyamazlardı ayrıca belirli bölgeler dışında yaşama hakları yoktu. Amerika'da hristiyanlık dışında hiç bir din hoş karşılanmıyordu.

Atatürk insanlara dinsiz olun bu dine inanmayın demedi. Hiç bir din yönetimimizi etkilemeyecek dedi. Onun dönemindeki çoğu liderler fazla gücü vardı Mustafa Kemal'in. Bugün din düşmanları Atatürk'ü maske yaptığı için onun dönemi çarpıtılıyor.

Atatürk kendi halinde inançları olan bir insan ancak bu inancı ne kadar yeterli bize tartışmak düşmez. Ancak dine savaş açan birisi değil. İnsanların içinde yaşadığı sosyal durumlar ve trendler düşüncelerini etkiler.

Osmanlı'nın son zamanlarında dini kullanan kişilerin savaşta çıkarttığı zorluklar ve insanlara zarar vermesi belki gereğinden fazla din ile devleti ayırmak için çalışmalara girmesine neden oldu.
 

ufukcoskun

Dekan
Katılım
28 Kasım 2008
Mesajlar
6,467
Reaksiyon puanı
104
Puanları
63
Atatürk'ü karalamak için tek yolları bu 57 saniyelik videodur zaten. Başka kanıt veremezler, Atatürk ve din desen bir tane adam gelir ve bu videoyu önüne serer. 3 dakikalık videolar yaparlar hatta.Önce bu video sonra videoyu hazırlayan kişinin video hakkındaki saçma yorumları, en sonda kutsal kitabımızdan ayetler. Yani sömürmek için, insanlarda Atatürk düşmanlığı yaratmak için dini kullanan insanların kullandığı bir videodur bu. Ha başarılı oluyorlar mı derseniz belli bir kesimi etkisi altına almıştır ama azda olsa okuma, araştırma yetisine sahip olan insanlar , o saçma insanların oyununa gelmemişlerdir. Neyseki Türk gençlerinin bir çoğu okumayı araştırmayı bilen ve doğrunun yanlışın ne olduğunu anlayan insanlar.
 

eray045

Rektör
Emektar
Katılım
12 Nisan 2008
Mesajlar
12,600
Reaksiyon puanı
250
Puanları
63
memlekette bütün sorunlar bitti
hadi bunu tartışalım...

The Dark Knight 'ın açıklamaları , bence yeterli
 

HapS

Profesör
Katılım
23 Ocak 2008
Mesajlar
3,350
Reaksiyon puanı
63
Puanları
48
@ufuk179 kadir mısıroğlu tarihci git biraz kitaplarını oku konferanslarını dinle videolarnı izle de belgeleriye beraber sana Türkiye Cumhuriyeti tarihinde neler olmuş anlatsın. Atatürk ün islami seviyor veya sevmiyor müslüman veya müslüman olmaması beni bağlamıyor ama Atatürk de müslümandı dindardı mesajını vermeye çalışmalrı Atatürk üstünden dindar insanarı başka bir safa çekilmeye çalışılmları beni kızdırıyor,

Kemalstlerin yazdığı çizdiği birsürü kitap var piyasada onları okusanız Atatürk ve din ilişksini anlarsınız bakın din diyorum islamiyet veya musevilik demiyorum.

ve şu alıntıyla bitirmek istiyorum

Edirne milletvekili Şeref Aykut’un “Kamalizm Dini” isimli kitabında geçiyor. Şeref Aykut’un bu kitabı; Kemalizm’i bir din olarak görüyor. Burada önemli olan, bu adamın herhangi bir adam olmayışıdır. Bu adam bir mebustur ve Atatürk’ün mebusudur.

Kitabında şöyle diyor:

“Gençlik, Türklüğün dayangacı ve geleceğin biricik umududur…Onun inanını doldurmak, vicdanını doldurmak ister. Bu sebeplerdir ki, onu Kemalizm dininin hiç şaşmayan, şaşırmayan orunçlu ve coşkun tapkanı yapmak, onu bu kutsal, ulusal ve kurtarıcı dini olanca derinliği ve inceliği ile oydamlamak ister. Ta ki, Kemalizm dinine inanı artsın. İşte disiplin altında gençlik böyle olacaktır..”

benden daha fazla Türksünüz ya Türkçeyi bari doğru anlayın son meclis kouşmasını birdaha dinleyin

birde şu var
 

6.burhan

Profesör
Katılım
16 Mart 2010
Mesajlar
1,287
Reaksiyon puanı
27
Puanları
0
@ufuk179 kadir mısıroğlu tarihci git biraz kitaplarını oku konferanslarını dinle videolarnı izle

Bu kişi Çanakkale Savaş'ı hakkında yanlış bilgiler vermişti. Bunların hepsi bir bir belgelerle ortaya çıkmıştı...

Ayrıca bu kişinin "hocaefendi" hakkındaki görüşleri var. Onları da izledin mi?

Edirne milletvekili Şeref Aykut’un “Kamalizm Dini” isimli kitabında geçiyor. Şeref Aykut’un bu kitabı; Kemalizm’i bir din olarak görüyor. Burada önemli olan, bu adamın herhangi bir adam olmayışıdır. Bu adam bir mebustur ve Atatürk’ün mebusudur.

Kitabında şöyle diyor:

“Gençlik, Türklüğün dayangacı ve geleceğin biricik umududur…Onun inanını doldurmak, vicdanını doldurmak ister. Bu sebeplerdir ki, onu Kemalizm dininin hiç şaşmayan, şaşırmayan orunçlu ve coşkun tapkanı yapmak, onu bu kutsal, ulusal ve kurtarıcı dini olanca derinliği ve inceliği ile oydamlamak ister. Ta ki, Kemalizm dinine inanı artsın. İşte disiplin altında gençlik böyle olacaktır..”

1. Herkesin söylediği doğrudur, gerçektir gibi bir anlayış olamaz. Yazar kendi fikirlerini belirtmiş...
2. Sanırım dinin İslamiyet! İslamiyet hoşgörü dinidir. İnsanların inançları üzerinden zorlama yapmaz, baskı kurmaz. O; şu dine mensup, bu; puta tapıyor, şu; söyle gibi söylemler İslamiyet'e aykırıdır.
 

The Dark Knight

Profesör
Katılım
10 Eylül 2009
Mesajlar
3,912
Reaksiyon puanı
77
Puanları
0
@ufuk179 kadir mısıroğlu tarihci git biraz kitaplarını oku konferanslarını dinle videolarnı izle de belgeleriye beraber sana Türkiye Cumhuriyeti tarihinde neler olmuş anlatsın. Atatürk ün islami seviyor veya sevmiyor müslüman veya müslüman olmaması beni bağlamıyor ama Atatürk de müslümandı dindardı mesajını vermeye çalışmalrı Atatürk üstünden dindar insanarı başka bir safa çekilmeye çalışılmları beni kızdırıyor,

Kemalstlerin yazdığı çizdiği birsürü kitap var piyasada onları okusanız Atatürk ve din ilişksini anlarsınız bakın din diyorum islamiyet veya musevilik demiyorum.

ve şu alıntıyla bitirmek istiyorum

Edirne milletvekili Şeref Aykut’un “Kamalizm Dini” isimli kitabında geçiyor. Şeref Aykut’un bu kitabı; Kemalizm’i bir din olarak görüyor. Burada önemli olan, bu adamın herhangi bir adam olmayışıdır. Bu adam bir mebustur ve Atatürk’ün mebusudur.

Kitabında şöyle diyor:

“Gençlik, Türklüğün dayangacı ve geleceğin biricik umududur…Onun inanını doldurmak, vicdanını doldurmak ister. Bu sebeplerdir ki, onu Kemalizm dininin hiç şaşmayan, şaşırmayan orunçlu ve coşkun tapkanı yapmak, onu bu kutsal, ulusal ve kurtarıcı dini olanca derinliği ve inceliği ile oydamlamak ister. Ta ki, Kemalizm dinine inanı artsın. İşte disiplin altında gençlik böyle olacaktır..”

benden daha fazla Türksünüz ya Türkçeyi bari doğru anlayın son meclis kouşmasını birdaha dinleyin

birde şu var

Atatürk ömrü boyunca bu zihniyetteki insanlarla savaştı. Dini kullanan kendi çıkarlarına alet eden kişiler bu seferde saf değiştirip Atatürk'e dalkavukluk yapmaya başladılar. Tarih boyunca birçok komutan ve yönetici halkın sevgisiyle efsaneselleştirilmiştir. Hatta bazılarına tapılmış ve ortaya saçma sapan dinler çıkmıştır.

Mesela Jül Sezar kendini tanrı ilan emişti. Büyük İskender'ın babası kendini Olympos tanrısı ilan etti ve putlarını yaptırdı. Tarihte bunun örnekleri çok fazla ancak Atatürk böyle bir çalışmaya girmedi. Hitler'in yarı tanrı olduğuna ve yenilmez olduğuna inanılırdı çünkü onlarca suikastten ufak sıyrıklarla kurtuldu.

Bu iki liderde aynı dönemde yaşadılar Hitler kendini doğa üstü bir varlık ilan ederken Atatürk 'benim naciz bedenim birgün elbet toprak olacaktır...' diye bir söz söyledi. Nasıl Peygamber ve İslam düşmanları önce Müslüman olup sonra Hz.Muhammed ölünce karışıklık çıkartıyorsa Atatürk'ü putlaştırıp yanlış tanıtmak isteyenler de oldu.

Bugün hâlâ Atam dirilde gel diyen saçma düşünceler var. Atatürk'ün kendisi ben ölümlüyüm gideceğim size emanet herşey diyiyor ama bazı insanlar ondan medet umuyorlar. Atatürk'ü böyle saçma düşüncelerle değerlendirmek anlamsız.

O sıradan bir müslüman gibi annesinin yanına gömülmeyi vasiyet etmişti. Ancak dalkavuklar ne yaptı Atatürk'ü Lenin gibi mumyalayıp sergileyelim tüm dünyaya dediler.
 
S

SDN Okuru

SDN Okuru
selam genc arakadaslar...
Ataturk iyi anlamak için kımsenın etkısınde kalmaksızın kendınız bizzati arastırın.Cumhuriyetten önce çeşitli okullarda okutulmuş bir matematik kitaplarını incelerseniz; içlerinde Arap harfleriyle yazılmış formüller; müselles, murabba veya hatt-ı mümas gibi günümüz matematiğinde bir anlam ifade etmeyen bir çok terim görürsünüz. Günümüzde Atatürk sayesinde kullandığımız terimlere baktığımızda, bu eski Arapça terimlerin anlaşılmasının ve hatırlanmasının ne denli güç olduğuna siz de hak verirsiniz elbet. Bir düşünün "Müsellesin sathı yatalay, dikeley zarbının müsavatına müsavidir." Cümlesinden ne anlıyorsunuz? Belki anneanne ve dedelerimiz bize bu cümle içinden bir kaç kelimeyi günümüz Türkçe'sine çevirebilir ama bir çoğunuz gibi ben de bu cümleyi ilk okuduğumda hiç bir şey anlamamıştım. Oysa bu cümle "üçgenin alanı, tabanı ile yüksekliğinin çarpımının yarısına eşittir." Demektir. Belki sadece bu cümledeki kavram anlaşılmazlığı bile bize Atatürk'ün bu konuda matematiğe ve dolayısıyla diğer ilimlere ne denli değerli bir çalışma bıraktığını anlamamız için yeterli olacaktır. Mesela, Müselles sözcüğünü ele alalım. Müselles Arapça 'sülüs' sözcüğünden türetilmiştir. Arapça'daki sülüs ile müselles sözcüklerinin arasındaki ilişkiyi kavrayabilmek, Arapça bilmeyenler için oldukça zordur. Sülüs sözcüğünün Türkçe'de karşılığı 'üç' kelimesidir. Üç'ün yanına 'gen' getirirsek üçgen sözcüğü oluşur. Bu müselles sözcüğünden daha kolay anlaşılmaktadır. Atatürk'ün matematik dünyasına kazandırdığı diğer bazı terimlerden de şöyle örnekler verebiliriz



 
Üst