Ah yeşil İstanbul!

Bu konuyu okuyanlar

|Ⓢєччαh|

Müdavim
Katılım
12 Mart 2011
Mesajlar
35,210
Reaksiyon puanı
10,323
Puanları
113
Ah Yeşil İstanbul!


AĞAÇSIZ, çiçeksiz, yeşilliksiz, parksız, sarmaşıksız bir İstanbul düşünemiyorum.

Bir şehirde elbette binalar, evler, okullar, mabetler, yollar ve meydanlar olur ama şayet YETERLİ miktarda ağaç ve yeşillik yoksa o şehir anormal, hasta, çirkin bir şehirdir.

İstanbulun içindeki ve civarındaki ağaçları, yeşillikleri tahrip eden rantçılar zalimdir.

Yeşillik ve ağaç düşmanı şehirciler (şayet varsa) onlar da zalimdir.

Bir bina dikmek veya başka bir iş için bir ağaç kesilecekse, onun yerine mutlaka on ağaç dikilmelidir.

Her yeşillik rahmet, bereket, sağlık, güzellik kaynağıdır.

Her ne yeşillik ki yerden biter / Birdir O, ortağı yoktur der.

Ağaçlar, yeşillikler, çimenler, çiçekler gözleri dinlendirir… İnsanlara huzur verir… Onlara bakmak bile şifadır.

Kork, ağacı yeşilliği çiçeği sevmeyenden.

Ağaç olmazsa kuş olmaz, kuş olmazsa neş’e ve sürur olmaz.

Zaruret olmadıkça merhametsizce, sorumsuzca ağaç kesenin, çiçek yolanın başına uğursuzluk ve musibet gelir.

Zalim idare, üzerinde kuş yuvaları olan ağaçları kestirmiş, yuvalar yavrular tarumar olmuş. Elbette yuva yıkanın olur hanesi viran.

Sur içi tarihî İstanbul benim çocukluğumda bahçeli evlerle, tırmanan güller, yaseminler, mor salkımlar, hanımeli çiçekleriyle doluydu. Hepsini yoldular, tahrip ettiler.

Acımasızlar Vandallar…

Cami binalarının taşları arasında biten aylandozların da canı vardır, onların Sahibi vardır.

Ağaçlar, bitkiler, çiçekler zikr eder.

Bir yaz akşamı… Yorgun ve üzgünsün… Kaygılar içindesin… Bahçeli evine gelirsin, mis kokulu bir kahve yaparsın veya yakut gibi bir çay demlersin… Dut ağacının altındaki hasır sandalyeye oturur bir güzel içersin… Gösterişsiz fakat harika rayihalı tırmanan bir İstanbul gülü… Üç kök şebboy akşam yaklaşırken füsunkâr kokular saçmaya başlar… Serçeler, kumrular… Gamın kederin azalır bu hava içinde… Birkaç ağaççık, birkaç çiçek, birkaç kuş sana saadet, huzur, sükun verir.

Yeşilliksiz şehir ruhları kemiren bir canavar haline geldi.

Bir mezarlıkların yeşilliklerine dokunamadılar.

Ağaçları kestiler, yeşillikleri tahrip ettiler, evlerine bürolarına yapma çiçekler, yapma bitkiler koydular.

Vapurla Kadıköyden İstanbula gelirken yeşilliksiz beton yığını mahallelere bakınız. Ne çirkin, ne ruhsuz, ne şahsiyetsiz binalar.

Ağacı, çiçeği, yeşili sevmeyenler insanları ve hayvanları da sevmez, tabiatı sevmez, denizleri, suları, gölleri sevmez.

Hiç olmazsa sur içi İstanbulunu; camiler, tarihî binalar ve birkaç sanat eseri dışında baştan başa yıkmak ve yeniden ağaçlı, çiçekli, tırmanan güllü, yaseminli, erguvanlı, boru çiçekli, hanımelili, pencere kenarlarında küpe çiçekli yemyeşil füsunlu bir İstanbul inşa etmek gerek.

Rantçılara, betonculara, şehri çölleştirenlere beddua ediyorum.

İstanbulu bu hale getirenlere hakkımı helal etmiyorum.

Ah İstanbul! Sen bu hallere mi düşecektin…


KaynaK
 
S

SDN Okuru

SDN Okuru
:dil: Ben Hiç Beğenmedim Yaaa... Daha Güzel Olabilirdi :sleep:
 

kmurat

Müdavim
Katılım
8 Şubat 2014
Mesajlar
8,486
Çözümler
3
Reaksiyon puanı
3,709
Puanları
113
Şiirlerimiz her zaman güzel olur da, Ben istenbulu şimdiye kadar hiç yeşil görmedim. Bir tek çamlıca diye bir yer var, orasıda bir dönümlük yer. Onunda yarısı otopark. diğer yarısı ise kafeterya.
 
Üst