Yoga da haram mıdır öğretmenim?

Geçen yıl bu zamanları hatırlayın. Ne tartışıyorduk:
“Türkiye Malezya olur mu?”
Malezya’da önceki gün Milli Fetva Konseyi “Yoga, Müslümanlar için haramdır” diye fetva verdi.
Daha önce de Mısır ve Singapurlu din adamları, yoganın insanları Hinduizme götürebileceği için haram sayılmasını istemişti.

* * *

Malezya’daki fetvanın yayınlandığı gün Milliyet, ilahiyatçılardan ortaöğretim din dersi kitabındaki bir cümleyle ilgili görüş topluyordu.
Taraf’ın manşetine “Milli Eğitim’den Şeytan Ayetleri” başlığıyla yerleşen bu ifade, 9. sınıf “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” kitabının 16. sayfasındaydı. Şöyle diyordu:
“Vahye dayanmayan inanç biçimleri, toplumda olumsuz etkilere yol açan reenkarnasyon ve Satanizm gibi zararlı akımların ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır.”
İfadeye ilk tepki, Türkiye’de bir arada yaşam kültürünün köklü olduğu yerlerden birinden, Hatay’dan geldi.
Mazlum-Der Hatay Şube Başkanı, kitabı hazırlayanların Budizm’den, Hinduizm’den, hatta İslam mistisizminden habersiz olduklarını, Alevi vatandaşların bile bir kısmının reenkarnasyona inandığını söyledi; bunların satanistlerle bir tutulmasını eleştirdi.
“Türkiye’de Hinduizme satanist suçlaması”nın, “Malezya’da yogaya haram fetvası” ile aynı güne rastlaması, talihsiz bir tesadüf oldu.

* * *
Bir süre önce Milli Eğitim Bakanlığı, 270 öğretmene Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi müfredatıyla ilgili fikrini sormuştu.
Öğretmenlerin önerileri arasında okullara mescit açmak, derste abdest, dua ve sure öğretmek yanında şu da vardı:
“Öğrencilere daha aşina oldukları inanç biçimleri, yani satanizm, yoga, meditasyon gibi inançlar da anlatılmalı.”
Sanırım yapılmaya çalışılan budur.
Ve yakında “haram”lanma sırası, giderek yaygınlaşan “yoga”ya da gelecektir.
Malezya’dan geri mi kalalım?

* * *

2000’lerin başında Milli Eğitim Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’ne aydın bir ilahiyat profesörü olan Mualla Selçuk getirildiğinde sevinmiştik. Çünkü Selçuk “2000’li Yıllarda Din Eğitimi Nasıl Olmalıdır” başlıklı çalışmasında şöyle demişti:
“Bu, bir ibadet eğitimi olmamalı, öğrenciye insan onuruna yaraşır bir hayat sürmenin yollarını göstermelidir.“
O dönem Milli Eğitim’in Tebliğler Dergisi’nde, dersin nasıl işleneceğine dair şu ifade yeralmıştı:
“Öğrenci Hz. Muhammed'in hayatının ya da namaz türlerinin yanı sıra Hinduizm ve Budizm'le de tanıştırılacak; ‘reenkarnasyon’inancını sorgulayacak, karşılaştırmalı dinler tarihinde Noel'i Yılbaşı'yla kıyaslayacak.”
Oysa şimdi reenkarnasyon inancı, Satanizmle eş tutularak karalanıyor.

* * *

İnsanlık önünde “Dinlerarası diyalog” gibi iddialı bir misyona soyunan Türkiye’nin önce kendi okullarında o diyalogun temellerini atması gerekiyor.
“Din Kültürü” dersi ille zorunlu olacaksa inançlar arasında kin tohumları saçmanın ve ayrışmanın değil, farklı inanç ve kültürlerin birbirini tanıyarak barış içinde bir arada yaşayabilmesinin aracı olmalıdır.
(Aydınlık bir Türkiye için emek veren tüm eğitimcilerimizin Öğretmenler Günü’nü kutluyorum.)

CAN DÜNDAR

saçmalığa bakın yaa. hinduizm'i bir din olarak gören ve savunanlardan bahsetmiş ve hatta onları savunmuş can dündar. peki bu sözleri gören bir satanist "bizimki de din, niye kötülüyorsunuz, ne demek satanizmle bir tutmak, satanizm de bir inanç sistemidir" derse ne cevap verecek sayın dündar? hak din vardır, batıl din vardır. Allah tarafından peygamberleri ve kitapları aracılığıyla gönderilen dinler hak dindir ve islam, yahudilik ve hristiyanlık olmak üzere üç tanedir. yahudilik ve hristiyanlığın yozlaştırıldığını ve tahribata uğradığını söylemiyorum ama din kültürü dersinde öğretilecekse hak dinler öğretilmelidir. batıl dinler arasında şu iyidir, bu kötüdür şeklinde ayrım yapamazsınız. kime göre iyi? kime göre kötü? ya bütün batıl dinleri eşit şekilde öğreteceksiniz -ki çok büyük zararlara yol açacaktır- ya da sadece hak dinleri öğretip reenkarnasyon gibi saçma ve batıl bir inanç sistemini gencecik beyinlere aşılamayacaksınız. benim için hinduzim neyse satanizm de odur!

kesekci,sanırım Can Dündar'ın üzerinde durduğu konuyu tam olarak anlayamamışsınız sakin kafayla bir defa daha okumanızı tavsiye ediyorum.

Burda konu hak semavi dinlerin veya batıl dinlerin okutulması değildir.Burdaki konu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin (bakınız İslam Kültürü ve Ahlak Bilgisi demiyor) dinlere eşit mesafede olması gerektiğini ifade ediyor.

Sonuçta her iki şekilde bir durumda inanma,tapınma eylemidir.Tabiki satanizm gibi zararlı inanç sistemlerinin okullarda normal olarak anlatılması uygun değildir.

Ancak her zararlı olmayan inanış sisteminin bu derslerde okutulması ve karşılaştırılması her açıdan iyi olacaktır.

boş işler bunlar
yakında kimliklerimizde de hiçbir din yazılmayacak "büyüyüp seçince yazdırır" denecek diye korkuyorum açıkçası

islâm kadar güzel birşey var mı acaba hayatta???

fitne uykudadır uyandırana la'net olsun
öncelikle Allah[cc]indinde geçerli din islamdır semavi din diye bahsettiklerinizde deformasyona uğramış değiştirilmiş ve müslümanlık öncesi vahiy özelliklerini yitirmişlerdir yahudiliği hristiyanlığı çok merak eden kur'an okusun gerçek ayetlere yer verilmiştir Peygamber efendimiz sav bir halife efendimizin incille geldiğini ve o efendimizin incelemek istediğini görünce kızmıştır yani boş ilimle uğraşmayacağız
bazı yazar takımının bizlere dayattığı bazı sapık inanışlar vardır büyük bir organizasyonla iman kalemiz yıkılmak istenmektedir
bu dinler arası diyaloğa genç beyinlerin alıştırılma hareketidir
bu konuyu sabaha kadar işlesek yetmez gelelim yogaya
uzak doğu inanış biçimi bir nevi ibadet sonucu nirvanaya varış
bizim sanal ilahlara kavuşmamız için ayağımızı ensemize takmaya tosba gibi yürümemize gerek yok
tekbir al namaza dur Alemlerin Rabbi seni huzurunda ağırlasın ikramlarda bulunsun konuşsun(kur'an rabbiyle kulunun karşılıklı konuşmasıdır ]onlar yapsın uymamıza gerek yok
uzak doğu felsefesini illa öğrenim derseniz kafayı yersiniz arkadaşım bu uğurda intihar etti tavsiye etmem