Ben küçükken çok salaktım

Bu konuyu okuyanlar

DarkLady

Müdavim
Katılım
18 Ağustos 2007
Mesajlar
6,597
Reaksiyon puanı
12
Puanları
0
Akşam Gazetesi yazarı Ersan Özer'in yazısı
Çok komik ve eğlenceli



edip akbayram'in ismini edi zannederdim. yani o, benim için 'edi
pakbayram'di.
ablama, 'nasil olup da koca bir günü canin sikilmadan evde oturarak
geçiriyorsun?' demistim. 'büyüyünce insanin cani sokakta oynamak
istemez ki' cevabini vermisti. uzunca bir süre büyüyüp büyümedigimi
anlamak için kendime, 'canin sokakta oynamayi istiyor mu?' diye
sormustum.

annem erkegin cinsel organini 'pipi' kadininkini 'kutu' olarak
tanimlamisti.o zamanlar trt'de cenk koray'in sundugu 'tele kutu' diye bir
yarisma vardi.
yarismacilar, 'hayir cenk bey. ben kutumu açmak istiyorum' deyince
kosarak odadan kaçardim.

dedemle parka gittigimiz bir gün trt'ciler çekim için oradaydi.
beni oynarken çektiler. yayin günü bizim aile jeneriginde gözüktügüm
çocuk programini izlemek için televizyon basina geçti. kendimi ekranda
görünce, 'beni niye parkta unuttunuuuz?' diye gözyaslarina
bogulmustum.
geri vites' kavramim yoktu. soför, kolunu koltuga atip arkaya
dogru bakinca araba otomatikman geri geri gidiyor zannederdim.
benden büyük kuzenlerim dondurmacilarin dondurma külahlarinin sivri
kismiyla kulaklarini karistirdigini söylemisti. inanmistim. hâlâ da
külahlarin
sivri kisimlarini yemem. çöpe atarim.

babaannem bir gün ölürse sevdigim dizilerin olmadigi bir gün ölsün
istiyordum.
abimle karaoglancilik oynardik. o karaoglan olurdu, beni de bizans
askeri yapardi. sonra evire çevire döverdi. çok mühim bir sey
yaptigimi sandigim için canim yansa bile hiç sesimi çikarmazdim.

bulmacalardaki, 'annenin erkek kardesi' kismina dayimin bes harfli
ismini sigdirmaya çalisirdim.

anaokulunda patates baskisi yapmayi ögrenmistik. o kadar hosuma
gitmisti ki, evde duvarlara, masa örtülerine filan basmistim. ancak sanat
merakim annemin yeni aldigi beyaz etege patatesi yapistirmamla son
bulmustu. hem
gönlünü almak hem de el koydugu patateslerime kavusmak için dahiyane bir
fikirle ögretmenimin yanina gittim. 'annem' yazisini patatese oydurttum.
sevinçle eve gelerek soyundum. renkli boyalara batirdigim patatesi vücudumun
her tarafina bastim. sonra da annemin karsisina geçtim. beni o halde
görünce aglamaya baslamisti.
madonna ile maradona'yi kardes zannederdim. kendi kendime,
'bunlarin babasi ne sansli be. bir çocugu futbolun krali, öbürü
müzigin kraliçesi'
derdim.

birinden özür diledigim zaman allah'in bana bir özür verecegini
sanirdim. sakat olacagimi düsünüp hemen 'diledigim özürü' geri
alirdim.
kurban bayrami'nda toplanan derilerden uçak yapildigini sanirdim.
uçaklarin dis yüzeyinin bu derilerle kaplandigi için türk hava kurumu'nun
topladigini düsünüyordum. uçak kaçirma filmlerinde silahla ates
edildiginde ya
da bomba patladiginda, 'ayyy! deri delindi!' derdim.

annem banyodan çiktiktan sonra babamin söyledigi, 'sihhatler olsun'
lafini 'saatler olsun' diye anlardim. bunun da, 'banyoda amma çok
kaldin' gibi bir sey demek oldugunu sanip babamin anneme kizdigini
düsünürdüm. annemin buna karsin niye sadece, 'sagol' dedigini merak
ederdim. 'ne kibar kadin, babam kizsa da hiç muhatap olmuyor'
diyerek anneme hayran, babama kil olurdum.

Babaannemin maceraları

Video kasetlerin revaçta olduğu dönemde ailecek Rocky 4'ü
seyrediyorduk. Stallone'nin Rus boksörü yendiğini gören babaannem,
'Bizim çocuk yensin diye Yasin adamıştım. Gidip okuyayım bari' demişti!

Amcam 1984 yılında Almanya'dan kutu kola getirmişti. O zamanlar
Türkiye'de kutu kola henüz yoktu. Babannem biz içtikten sonra
kutuları atmayıp bulaşıklarla beraber yıkamış, ardından da bardakların arasına koymuştu!

İzmir'de abimlerdeyken televizyonda Ajda Pekkan'ı seyreden, birkaç
gün sonra İstanbul'a döndüğünde televizyonda yine Ajda
Pekkan'a rastlayan babaannemin yorumu: 'Buraya da mı geldi bu zilli! Nereye gitsem peşimde!'
Babaannemi yıllar önce babası, bir resmi dairede işleri olduğu için
şehre götürmüş. Öğlen yemeği zamanı bir lokantaya girmişler.
Başka yer olmadığı için 2 adamın yanına oturmuşlar. Yemekler gelince babaannem biraz kendinin, biraz da babasının tabağından
yedikten sonra başlamış masadaki adamların tabaklarından da yemeye! Bir ondan, bir ötekinden! E köy sofrasında öyle olur ya.
Babaannem savaş filmi seyrederken bir sürü insanın öldüğünü
görünce, 'Ay ay ay! Valla insan ziyanlığı! Bir film için kaç tane
adam öldürüyorlar' derdi!

Babaannem gece annemlerle otururken zap sırasında bir erotik filme
rastlamışlar. Annem tabii kanalı hemen değiştirmiş ama
babaannem kısacık da olsa bir sahneye şahit olmuş. Haliyle yorumunu da esirgememiş: 'Hiç erkek dediğin kadının kıçını öper mi?
Sonra o kadının o adama saygısı, hürmeti olur mu?'
Bir gün evde futbol maçı seyrediyorduk. Babaannem gözlerini
ekrandan ayırmadan bombayı patlattı: 'Şunlara bak yahu! Ekinleri
nasıl da hiç acımadan eziyorlar. Tüh size!'

Teyzem nişanlıyken eniştem ona parfüm hediye etmiş. Anneannem de
onu sinek ilacı sanıp evin her tarafına sıkmış! Hayatında tek
gördüğü 'spreyli' şey sinek ilacı olduğu için kadıncağız haklı tabii.

Yalan Rüzgarı dizisinde yaşlı ve sosyetik bir karakter vardı.
Kadının tırnakları inanılmaz uzundu. Bir gün evcek diziyi
izliyorduk. Babaannem birden hayretle, 'Bu kadın o tırnaklarla nasıl taharet alıyor ki?!' demişti.
Babaannem ev kalabalık da olsa hep televizyonlu odada namaz kılar.
Alışmış olsa gerek, sesten hiç rahatsız olmaz. Bir gün o
namaza durmuşken biz televizyon izliyorduk. Kanalları gezerken birden babaannemin ahenkli sesi dua ile karışık bir şekilde bizi
dumurlara yelken açtırdı: 'Velem yuleeedd. Kanalı değiştirmeeee! Velem yekunlehu. Ajans başlayacaaak. Kufuven ahad!'

Babaannem köyden bize ilk defa gelmişti. Beşiktaş'ın şampiyonluk
kutlamaları zamanıydı. Bizimki caddeden geçen Beşiktaş
konvoyuna baktı baktı ve yorumu patlattı: 'Ne bitmez konvoymuş! Herhalde önemli birinin kızı evleniyor.'

MTV'de yabancı klip seyrettiğim zaman babaannem, 'Oğlum anana mı
sövüyorlar babana mı belli değil. Sen bana İnanç Dünyası'nı aç
da seyredeyim' derdi!


 

tugbagaleri

Müdavim
Katılım
13 Mayıs 2006
Mesajlar
2,224
Reaksiyon puanı
46
Puanları
48
Bunların bir kısmı cem yılmazdan bir kısmıda klasık geyık muhabbeti çerezleri "araklanmış" cezalandıralım bu adamı.........genetiğiyle oynanmış domates atalım mesela
 

DarkLady

Müdavim
Katılım
18 Ağustos 2007
Mesajlar
6,597
Reaksiyon puanı
12
Puanları
0
tugbagaleri dedi ki:
Bunların bir kısmı cem yılmazdan bir kısmıda klasık geyık muhabbeti çerezleri "araklanmış" cezalandıralım bu adamı.........genetiğiyle oynanmış domates atalım mesela
çürük domates atsakk daha ekonomikk olmaz mıı :D
 

paleokastro

Doçent
Katılım
7 Aralık 2006
Mesajlar
646
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
abartmış sanki biraz, ya da hakikaten dediği kadar salakmış
 

erdemgazetesi

Müdavim
Katılım
13 Haziran 2008
Mesajlar
1,258
Reaksiyon puanı
1
Puanları
36
Gel bunlar SALAK aile yakında tüm televizyon kanallarında
 

eF.E

Müdavim
Emektar
Katılım
5 Temmuz 2008
Mesajlar
2,062
Reaksiyon puanı
31
Puanları
48
sağdan soldan duyduğu şeyleri toplamış.. ama çok hoş :)
 

Jerusalem

Müdavim
Katılım
21 Haziran 2007
Mesajlar
2,192
Reaksiyon puanı
5
Puanları
0
Ne yapalım yani Ersan Özer, öz eleştrinin gözüne vurdun diye sana hayran mı olalım. Ne istiyorsun bizden ?
 

Stone

Müdavim
Katılım
21 Temmuz 2008
Mesajlar
2,773
Reaksiyon puanı
10
Puanları
38
Hahhaa :D Okurken Gözümden yaş geldi yaa , ama şu Dondurma Külahının Sivri ucu ile kulak karıştırma olayını bende yutmuşum ki Hâla bende yemem :D

Eline Sağlık DarkLady TeşekkürLer SANA :D
 

DarkLady

Müdavim
Katılım
18 Ağustos 2007
Mesajlar
6,597
Reaksiyon puanı
12
Puanları
0
Hahhaa :D Okurken Gözümden yaş geldi yaa , ama şu Dondurma Külahının Sivri ucu ile kulak karıştırma olayını bende yutmuşum ki Hâla bende yemem :D

Eline Sağlık DarkLady TeşekkürLer SANA :D
ahh ahh Stone bana teşekkür edioo hemi de bastıra bastıraa ölmem artıkk
(yaşasınn ağlattım seni :D:D)
 

Stone

Müdavim
Katılım
21 Temmuz 2008
Mesajlar
2,773
Reaksiyon puanı
10
Puanları
38
Ederim tabi teşekkür :D

ama ben kedilerimi istiyom yaa :(
 

DarkLady

Müdavim
Katılım
18 Ağustos 2007
Mesajlar
6,597
Reaksiyon puanı
12
Puanları
0
bnde rica ederim :)
yok sana kedi medii hıhh isteme daaa
 

KintaRo

Doçent
Katılım
11 Kasım 2006
Mesajlar
641
Reaksiyon puanı
1
Puanları
18
Çocuk olmak çok güzel. Bende küçükken baklavanın içindeki cevizleri kıyma sanardım. Çok iğrenirdim o yüzden. Benzemiyor mu ama? :)
 

anarchst

Müdavim
Katılım
16 Nisan 2008
Mesajlar
1,652
Reaksiyon puanı
4
Puanları
36
yılmaz erdoğandan alıntı hikayeler. bazılarınıda kuvvetli sallamış
mesela

birinden özür diledigim zaman allah'in bana bir özür verecegini
sanirdim. sakat olacagimi düsünüp hemen 'diledigim özürü' geri
alirdim.

kurban bayrami'nda toplanan derilerden uçak yapildigini sanirdim.
uçaklarin dis yüzeyinin bu derilerle kaplandigi için türk hava kurumu'nun
topladigini düsünüyordum. uçak kaçirma filmlerinde silahla ates
edildiginde ya
da bomba patladiginda, 'ayyy! deri delindi!' derdim.
 

HRNKC

Müdavim
Katılım
1 Ağustos 2008
Mesajlar
4,155
Reaksiyon puanı
20
Puanları
38
sağdan soldan duyduğu şeyleri toplamış.. ama çok hoş :)

yazılanların sağdan soldan toplanması bir yana hikaye gerçekten çok güzeldi.akşam akşam güldürdün :D beni sağol ya , iyi derlemişsin yazıları :happy:
 

cTRL+aLT+DeLeTe

Öğrenci
Katılım
18 Şubat 2010
Mesajlar
22
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Küçükken Salaktım
-Ben çocukken salaktım. Edip Akbayram´ın ismini Edi zannederdim. Yani o, benim için ´Edi Pakbayram´di.

-Ablama, ´Nasıl olup da koca bir günü canin sıkılmadan evde oturarak geçiriyorsun?´ demiştim.
´Büyüyünce insanin canı sokakta oynamak istemez ki´ cevabını vermişti. Uzunca bir sure büyüyüp büyümediğimi anlamak için kendime, ´Canin sokakta oynamayı istiyor mu?´ diye sormuştum.

-Annem erkeğin cinsel organını ´pipi´, kadınınkini ´kutu´ olarak tanımlamıştı.O zamanlar TRT´de Cenk Koray´ın sunduğu ´Tele Kutu´ diye bir yarışma vardı. Yarışmacılar, ´Hayır Cenk Bey. Ben kutumu açmak istiyorum´ deyince koşarak odadan kaçardım.

-Sabahları kalktığımda aklimin hala yerinde olup olmadığını anlamak için 2+2, 3+4 gibi toplama işlemleri yapardım. Sonuçlar doğru olunca da çok sevinirdim.

-Dedemle parka gittiğimiz bir gün TRT´ciler çekim için oradaydı.Beni oynarken çektiler. Yayın günü bizim aile, jeneriğinde gözüktüğüm çocuk programını izlemek için televizyon başına gecti. Kendimi ekranda görünce,´Beni niye parkta unuttunuuuuz?´ diye gözyaşlarına boğulmuştum.

-´Geri vites´ kavramım yoktu. Şoför, kolunu koltuğa atıp arkaya doğru bakınca araba otomatikman geri geri gidiyor zannederdim.

-Benden büyük kuzenlerim dondurmacıların dondurma külahlarının sivri kısmıyla kulaklarını karıştırdığını söylemişti. İnanmıştım. Hala da külahların sivri kısımlarını yemem, çöpe atarım.

-Babaannem bir gün gelirse sevdiğim dizilerin olmadığı bir gün gelsin istiyordum.

-Abimle Karaoğlancılık oynardık. O Karaoğlan olurdu, beni de Bizans askeri yapardı. Sonra evire çevire döverdi. Çok mühim bir şey yaptığımı sandığım için canim yansa bile hiç sesimi çıkarmazdım.

-Yeşil ve siyah zeytinin ayrı ağaçlarda yetiştiğini sanırdım. Bulmacalardaki,´Annenin erkek kardeşi´ kısmına dayımın beş harfli ismini sığdırmaya çalışırdım.

-Anaokulunda patates baskısı yapmayı öğrenmiştik. O kadar hoşuma gitmişti ki, evde duvarlara, masa örtülerine filan basmıştım.Ancak sanat merakım annemin yeni aldığı beyaz eteğe patatesi yapıştırmamla son bulmuştu.Hem gönlünü almak hem de el koyduğu patateslerime kavuşmak için dahiyane bir fikirle öğretmenimin yanına gittim. ´Annem´ yazısını patatese oydurttum. Sevinçle eve gelerek soyundum. Renkli boyalara batırdığım patatesi vücudumun her tarafına bastım. Sonra da annemin karsısına gectim. Beni o halde gorunce ağlamaya başlamıştı.

-Madonna ile Maradona´yı kardeş zannederdim. Kendi kendime, ´Bunların babası ne şanslı be. Bir çocuğu futbolun kralı,biri müziğin kraliçesi´ derdim.

-Birinden özür dilediğim zaman Allah´ın bana bir özür vereceğini sanırdım. Sakat olacağımı düşünüp hemen ´dilediğim özrü ´ geri alırdım.

-Kurban Bayramı´nda toplanan derilerden uçak yapıldığını sanırdım.Uçakların diş yüzeyinin bu derilerle kaplandığı için Türk Hava Kurumu´nun topladığını düşünüyordum. Uçak kaçırma filmlerinde silahla ateş edildiğinde ya da bomba patladığında, ´Ayyy! Deri delindi!´derdim.

-´Gil´ diye konuşanları fakir zannederdim. -Annem banyodan çıktıktan sonra babamın söylediği, ´Sıhhatler olsun´ lafını ´Saatler olsun´ diye anlardım. Bunun da, ´Banyoda amma çok kaldın´ gibi bir şey demek olduğunu sanıp babamın anneme kızdığını düşünürdüm. Annemin buna karşın niye sadece, Sağol´ dediğini merak ederdim. ´Ne kibar kadın,derdim.

Cem Yılmaz

Alıntıdır...
 
Üst