Bir varız birden yokuz

Bu konuyu okuyanlar

*SiRiNe*

Müdavim
Katılım
22 Kasım 2007
Mesajlar
5,336
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
’Bir varız, bir yokuz, hayat da bir masal zaten’

Bu laf benim. İtalik yazınca bir şeymiş gibi duruyor. Gerçi, bir şey. Siz şeyi seyrettiniz mi, Türkçe’ye nasıl çevirdiler bilmiyorum, "Bucket List" diye bir film. Ben yarısını, Ankara’da kahvaltıda seyrettim. Tamamını seyretseydim uçak kaçardı. Filmde iki adam var, (çok meşhurlar), çok hastalar ve çok az ömürleri kalmış. Aynı hastane odasına düşüp, arkadaş oluyorlar ve hayatlarının son günlerini, ölmeden önce yapmak istedikleri şeylerin listesini çıkarıp, onları tek tek yapmaya adıyorlar. Soruları şu: Ailemizin ve sevdiklerimizin yüzümüze gülümseyerek bize acıyacakları aylar mı, yoksa ilk defa kendimiz için bir şey yaptığımız, onları da bize acımalarından mahrum ettiğimiz aylar mı?

Ben onlar dağdayken kapatmak zorunda kaldım. Zaten dağa çıkamayacaklardı. Listedeki bir sonraki maddeye geçiceklerdi. Çünkü fırtına varmış ve tahmin edin ne zaman dinecekmiş. Bir sonraki bahara. Bir sonraki bahara, onlar yok ki. Bir sonraki baharsa hep olucak. Her zaman, herşey için tek geçerli kural bu. Annemlerin apartmanında Zübeyde teyze vardı. Doksanına doğru öldü. Güzel hayat yaşamış, hayatının son günlerinde bile topuzu sımsıkı, AKM’de klasik müzik konserlerine giden, 7. kata yürüyerek çıkan, Aşk Kafe’de arkadaşlarıyla buluşan ’zübiş’... Eşi birkaç sene önce gidince, o da hayatı fazla tutmadı. Bugün, eşyaları kamyonete yüklendi. Sandalyelere baktım. Oturuldu, kalkıldı onlara. Binbir ağırlıkla. Ve şimdi bahar. Sandalyeler var, Zübiş yok.



Filmdekiler, ne kadar içlerinde kalmış şey varsa yapıyorlardı. Mesela uçaktan paraşütle atladılar. Araba yarışı yaptılar. Dünyanın en güzel manzaralarına bakarak, kadeh tokuşturdular. Arada sağlıkları bozuluyordu, ben de şöyle dedim: Zaten ölmek üzereler o yüzden bir şey fark etmez. Sonra tekrar dedim. Hepimiz için, her an geçerli olduğunu unutmamak için.



Mısır’da, firavunlara bakarak konuşuyorlardı. Eski Mısırlılar, ölünce iki soru sorarlarmış insana. Ruhlarının tapınağa kabul edilip edilmemesi, bu cevaplara bağlıymış. Birinci soru: Hayat neşesini buldun mu? İkincisi: Başkaları senin sayende, hayat neşesi buldu mu?

Kazık sorular değil mi. Bu hafta düşünün. Şu lafı da yanınızdan ayırmayın: Zaten ölmek üzereler o yüzden fark etmez.

Mutlu baharlar.


Nil KARAİBRAHİMGİL
 

emelden

Müdavim
Katılım
30 Ocak 2007
Mesajlar
5,260
Reaksiyon puanı
8
Puanları
0
Birinci soru: Hayat neşesini buldun mu? İkincisi: Başkaları senin sayende, hayat neşesi buldu mu?

Ben bulamadım. İksini de beceremedim sanırım. Şu günlerde acayip karamsalım. :I

Öyle bir varız bir yokuz ama...
 

fish

Müdavim
Katılım
4 Aralık 2007
Mesajlar
2,606
Reaksiyon puanı
4
Puanları
0
şu hayat zaten hep ya son demlerde ya da yaş ilerleyince kıymete biner...

hayat neşemi buldum...başkasına hayat neşesini de buldurdum...ama sonra itinayla kaybettim, kaybettirdim...sonra gene buldum gene kaybettim..

bu kısır döngüde çok başarılıyım şahsen...

bu döngüde bir varım bir yokum yani...hayatta bu değil mi zaten...
 

*SiRiNe*

Müdavim
Katılım
22 Kasım 2007
Mesajlar
5,336
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
Masal gibi bir varız bir yokuz....!

Hayatın, elimizdekilerin kıymetini bilmek için bazen onları kaybetmemiz gerekiyor....!

Şanslı olanlar kaybettiklerini yeniden geri alabildiklerinde onlara daha bir sıkı sarılıyorlar...!

Ama herkes şanslı değil öyle değil mi...! İşte bu yüzden kaybetmeden kıymet bilmeyi öğrenmek gerekiyor. :)

Kendini gerçekten mutlu edebilmeyi başardığında zaten kıymet bilmeyi öğrenmişsindir bu da hayata daha gülen gözlerle ve mutlu bakmamızı sağlar... :)

Buda zamanla etrafımıza yansır... :)
 

trauma

Doçent
Katılım
9 Temmuz 2007
Mesajlar
986
Reaksiyon puanı
1
Puanları
0
Şanslı olanlar kaybettiklerini yeniden geri alabildiklerinde onlara daha bir sıkı sarılıyorlar...!

Şansı olanlar değilde bence Bu değerlerin dikkatine daha çabuk varanlar yeniden geri kazanabilyorlar onları ve sıkı sıkı sarılıyorlar, yani eğer değerlerin farkına varabilirsek sadece şansı olanlar değil herkes hayata gülen gözlerle bakabilir ve baktırır.

Ayrıca ne kadar kaybetmeden kıymeti, değeri bilmemiz gereksede bazı şeylerin yaşanmadan farkına varılmıyor. Hepimiz böyle büyüyüp olgunlaşmadık mı?
 

*SiRiNe*

Müdavim
Katılım
22 Kasım 2007
Mesajlar
5,336
Reaksiyon puanı
2
Puanları
0
trauma dedi ki:
Şanslı olanlar kaybettiklerini yeniden geri alabildiklerinde onlara daha bir sıkı sarılıyorlar...!

Şansı olanlar değilde bence Bu değerlerin dikkatine daha çabuk varanlar yeniden geri kazanabilyorlar onları ve sıkı sıkı sarılıyorlar, yani eğer değerlerin farkına varabilirsek sadece şansı olanlar değil herkes hayata gülen gözlerle bakabilir ve baktırır.

Ayrıca ne kadar kaybetmeden kıymeti, değeri bilmemiz gereksede bazı şeylerin yaşanmadan farkına varılmıyor. Hepimiz böyle büyüyüp olgunlaşmadık mı?

Kesinlikle söylediklerin çok doğru eksik yazdıklarımı tamamlamışsın teşekkür ederim. :)

Fakat şans konusunda ısrarlıyım bazen kaybettiklerimize yeniden sahip olabilmek için şansa ihtiyacımız olabiliyor.... Ama bu kaybettiklerini geri kazanamayanların kıymet bilmediği ya da hayata gülen gözlerle bakıp baktıramıyacağı anlamına da gelmiyor bence....!

Hatta herkesten çok daha iyi bilirler kıymeti değeri...!

Çok doğru bizleri olgunlaştıran yaşadığımız acılar ve kaybettiklerimiz olmuştur. Ve tabiki hiç bir şey yaşanmışlığın yerini alamaz. Bazen karşımızdakini ne kadar yürekten anlamaya derdine kederine ortak olmaya çalışsakta bir yere kadardır...! Ateş her zaman düştüğü yeri yakmıştır... Ama bu çevremizdekilerin yaşantılarına bakıp bazı dersler çıkaramıyacağımız anlamına gelmez.

Yorumun için teşekkür ederim trauma. :)

 
Üst