Temel ava çıkmış, eli boş dönmemek için kasaptan bir tavşan almış. Fadime,
- Ha pu netur, soyulmuş tavşanı nasıl avlaysun?
- Sevişirken yakaladum, çiyinmeye firsatu olmadu vurdimm onuuu.....
Köyün hocasi Temel'e:
- Hayrola Temel, anneni sirtinda nereye götüreyisun boyle?
- Hocam, bu güzel havada yasli annemi gezdireyirum .
- Ula usagum evlendursene anneni, hem gittigi yerde rahat eder.
- Ya hocam ayip olmaz mi , yakisir mi yasli kadini evlendurmek? Teessuf ederum.
Bu sirada annesi ayaklariyla Temele vurur.
- Sus bakayum, sen hocadan iyi mi bileceksun!
-------------------------
Temel trene binmiş, Kontrol gelmiş, biletinin İstanbul'a olduğunu, trenin Ankara'ya gittiğini söylemiş. Temel kendinden emin:
- Peçi maçinist yanlış istikamete cittiğini piliy mi?
köyün zengin agası dursun canı sıkıldığı için bir oyun düzenlemeye karar vermiş.YALAN SÖYLEME YARIŞMASI. dursun inanacağı bir yalana 5 milyar verecekmiş. köyün bütün paragözleri orda toplanmış. tabii temel eksik kalır mııı. sıra gelmiş temele.
Temel
-ula benum babam senun babana zamanında 5 milyar borç vermiştur. ama baban vermemiştur. şimdi görevimdur ki bu parayı senden almaya celdim.
DURSUN HİDDETLE BAĞIRIR:
-YALANNNN .
çakal temel bastırır arkasından:
-eğer yalansa yarışma ödülüm olan 5 milyarı alayım. yok doğruysa babamın babana vermiş olduğu 5 milyarı ver...
Samsun´da, bir akşam yemeğinden sonra 4 gaziantepli arkadaş bir çay ocağına gider.
"Usta bize bir açık, üç demli çay!" diyerek çay isterler,
Ocak başından usta seslenir :
-Ha uşağum! hankisi açik olsin...
lazın biri yerde yüklü bir senet bulmuş, ödeyemeyeceğine kanaat getirince ülkeyi terketmiş.
Temel boğazda tekneyle turist gezdiriyor birgün bir Amerikalıyı alıyor başlıyolar gezmeye...Amerikalı bir saray görüyor.
-Bu ne kadar zamanda yapılmış, diyor
Temel :
-5 yılda, diye cevap veriyor...
Amerikalı :
-Yazık bizde olsa 1 yılrda yapılırdı.
Biraz sonra bir cami göruyor.
-Bu ne kadar zamanda yapılmış,diye soruyor...
Temel :
-2 yıl, diye cevap veriyor.
Amerikalı :
-Yazık be bizde olsa 3 ayda biterdi, diyor.
Temel uyuz oluyor duruma...
Biraz sonra bi tarihi yapı daha göruyolar..gene soruyor Amerikalı...
Temel :
2 ay, diyor.
Amerikalı yine :
-Yazık be bizde olsa 1 haftada biterdi, diyor.
Temel iyice kıllanıyor.Tam o sırada Boğaz Köprüsü`nün altına geliyorlar...
Amerikalı yukarıyı göstererek :
-Bu köprü ne kadar zamanda yapıldı, diyor.
Temel şaşkın şaşkın bakışlarla kafayı kaldırıp :
-Hangisi? Bu mu? Bu dün burada yoktu daa...
Temel ile Dursun Amerika'da itfaiye teskilatina girerler, yangin ihbari alinir. Çok katli bir binada kreste yangin çikmistir. itfaiyeci merdiveni çalismaz.
Temel yukari çikar. Dursun asagida kalir. Temel asagida bekleyen Dursun'un kucagiina çocuklari atmaya baslar. Temel atar, Dursun tutar, kaldirima koyar.
Bir çocuk, iki çocuk, üç çocuk, derken besinci zenci çocukdur.. Temel birakir, Dursun yakalamak için kollarini açmaz. Çocuk paat yerde.
Tekrar at, tut kenara koy, tut at kenara koy. Temel yine zenci çocuk atar. Dursun yine tutmaz. Çocuk paat gene yerde..
Dursun yukari bagirir:
-"Yaniklari atarak vakit kaybetme.."
Temel, bir gün Afrika'ya gider. Hazır gitmişken bir de deveye bineyim öyle döneyim der.
Neyse deve kiralayan bir yer bulur ve sahibine nasıl sürüldüğünü sorar,
-Oh diyince gider. Ohhhh Ohhh! diyince koştura koştura gitmeye baslar.
Temel sorar:
-Eeee, nasıl duracağım?
-Amin diyince de durur.
Neyse bizim adam biner deveye,
- "oh", der, başlar yavaş yavaş gitmeye.
Neyse, bir süre sonra sıkılır ve
"Ohhhh Ohhhh!" der. Bu sefer deve de koşturmaya başlar.
Temel çok keyiflidir.
Bir yandan koştura koştura giderken bir yandan da çevreyi seyretmektedir.
Tam bu sırada bir bakar karsında bir uçurum. Ne yapacağını şaşırır.
Heyecandan ne söyleyeceğini unutur.
Neyse der bari bir "son dua" okuyayım ve baslar okumaya.
Duasını bitirince "Amin" der ve deve zınk diye durur uçurumun kenarında.
Bizim adam kurtulmanın verdiği rahatlıkla derin bir nefes alır:
-OHHH BEEE!
- Ha pu netur, soyulmuş tavşanı nasıl avlaysun?
- Sevişirken yakaladum, çiyinmeye firsatu olmadu vurdimm onuuu.....
Köyün hocasi Temel'e:
- Hayrola Temel, anneni sirtinda nereye götüreyisun boyle?
- Hocam, bu güzel havada yasli annemi gezdireyirum .
- Ula usagum evlendursene anneni, hem gittigi yerde rahat eder.
- Ya hocam ayip olmaz mi , yakisir mi yasli kadini evlendurmek? Teessuf ederum.
Bu sirada annesi ayaklariyla Temele vurur.
- Sus bakayum, sen hocadan iyi mi bileceksun!
-------------------------
Temel trene binmiş, Kontrol gelmiş, biletinin İstanbul'a olduğunu, trenin Ankara'ya gittiğini söylemiş. Temel kendinden emin:
- Peçi maçinist yanlış istikamete cittiğini piliy mi?
köyün zengin agası dursun canı sıkıldığı için bir oyun düzenlemeye karar vermiş.YALAN SÖYLEME YARIŞMASI. dursun inanacağı bir yalana 5 milyar verecekmiş. köyün bütün paragözleri orda toplanmış. tabii temel eksik kalır mııı. sıra gelmiş temele.
Temel
-ula benum babam senun babana zamanında 5 milyar borç vermiştur. ama baban vermemiştur. şimdi görevimdur ki bu parayı senden almaya celdim.
DURSUN HİDDETLE BAĞIRIR:
-YALANNNN .
çakal temel bastırır arkasından:
-eğer yalansa yarışma ödülüm olan 5 milyarı alayım. yok doğruysa babamın babana vermiş olduğu 5 milyarı ver...
Samsun´da, bir akşam yemeğinden sonra 4 gaziantepli arkadaş bir çay ocağına gider.
"Usta bize bir açık, üç demli çay!" diyerek çay isterler,
Ocak başından usta seslenir :
-Ha uşağum! hankisi açik olsin...
lazın biri yerde yüklü bir senet bulmuş, ödeyemeyeceğine kanaat getirince ülkeyi terketmiş.
Temel boğazda tekneyle turist gezdiriyor birgün bir Amerikalıyı alıyor başlıyolar gezmeye...Amerikalı bir saray görüyor.
-Bu ne kadar zamanda yapılmış, diyor
Temel :
-5 yılda, diye cevap veriyor...
Amerikalı :
-Yazık bizde olsa 1 yılrda yapılırdı.
Biraz sonra bir cami göruyor.
-Bu ne kadar zamanda yapılmış,diye soruyor...
Temel :
-2 yıl, diye cevap veriyor.
Amerikalı :
-Yazık be bizde olsa 3 ayda biterdi, diyor.
Temel uyuz oluyor duruma...
Biraz sonra bi tarihi yapı daha göruyolar..gene soruyor Amerikalı...
Temel :
2 ay, diyor.
Amerikalı yine :
-Yazık be bizde olsa 1 haftada biterdi, diyor.
Temel iyice kıllanıyor.Tam o sırada Boğaz Köprüsü`nün altına geliyorlar...
Amerikalı yukarıyı göstererek :
-Bu köprü ne kadar zamanda yapıldı, diyor.
Temel şaşkın şaşkın bakışlarla kafayı kaldırıp :
-Hangisi? Bu mu? Bu dün burada yoktu daa...
Temel ile Dursun Amerika'da itfaiye teskilatina girerler, yangin ihbari alinir. Çok katli bir binada kreste yangin çikmistir. itfaiyeci merdiveni çalismaz.
Temel yukari çikar. Dursun asagida kalir. Temel asagida bekleyen Dursun'un kucagiina çocuklari atmaya baslar. Temel atar, Dursun tutar, kaldirima koyar.
Bir çocuk, iki çocuk, üç çocuk, derken besinci zenci çocukdur.. Temel birakir, Dursun yakalamak için kollarini açmaz. Çocuk paat yerde.
Tekrar at, tut kenara koy, tut at kenara koy. Temel yine zenci çocuk atar. Dursun yine tutmaz. Çocuk paat gene yerde..
Dursun yukari bagirir:
-"Yaniklari atarak vakit kaybetme.."
Temel, bir gün Afrika'ya gider. Hazır gitmişken bir de deveye bineyim öyle döneyim der.
Neyse deve kiralayan bir yer bulur ve sahibine nasıl sürüldüğünü sorar,
-Oh diyince gider. Ohhhh Ohhh! diyince koştura koştura gitmeye baslar.
Temel sorar:
-Eeee, nasıl duracağım?
-Amin diyince de durur.
Neyse bizim adam biner deveye,
- "oh", der, başlar yavaş yavaş gitmeye.
Neyse, bir süre sonra sıkılır ve
"Ohhhh Ohhhh!" der. Bu sefer deve de koşturmaya başlar.
Temel çok keyiflidir.
Bir yandan koştura koştura giderken bir yandan da çevreyi seyretmektedir.
Tam bu sırada bir bakar karsında bir uçurum. Ne yapacağını şaşırır.
Heyecandan ne söyleyeceğini unutur.
Neyse der bari bir "son dua" okuyayım ve baslar okumaya.
Duasını bitirince "Amin" der ve deve zınk diye durur uçurumun kenarında.
Bizim adam kurtulmanın verdiği rahatlıkla derin bir nefes alır:
-OHHH BEEE!
