Bir insan olarak Hz. Muhammed (S.A.V)

Bu konuyu okuyanlar

AliA

Müdavim
Emektar
Katılım
29 Haziran 2007
Mesajlar
64,457
Reaksiyon puanı
527
Puanları
0
Hz. Muhammed (sav) denildiğinde aklımıza ilk gelen O’nun olağanüstü kişiliği, peygamberliği ve mucizeleridir. Fakat O’nun hepimizle ortak olan ve sıkça da vurgulanan bir tarafı var ki o da “insan” olması...

848320110212025327283.jpg


Peygamberimizin doğum günü olan Mevlid Kandili heyecanının yaşandığı şu günlerde Hz. Muhammed (sav)'inde sürekli vurguladığı üzere onun insan yönüne bir ayna tutalım...Peygamberimiz mucizleriyle, peygamberliğiyle değil de bir insan olarak nasıl bir kişiliğe sahipti?

Ağlayan, gülen, duygulanan, espri yapan, kızan Hz. Muhammed’i bu sefer peygamber olarak değil de insan olarak, hatta O’nu bir arkadaşımızmış gibi düşünelim.

Vicdanı ve zekasını dengelemeyi başarmış, ve bu yüzden de zekasını toplumun zararına hiç kullanmamıştır. Üstün zeka sahibi olmaktan çok, bunu insani değerlerle dengelemek önemli...

O, başta bunu dengelemeyi başarmış ve zekasını duygularıyla dengede tutarak harika bir yol izlemiştir. Bu düşüncesiyle, üstün zekasını toplumun zararına, kişisel çıkarlarına asla kullanmamış ve damima toplumun en güvenilenlerinden olmuştur. En zor görülen sorunları bile rahat, sakin ve doğal bir tavır sergilemiş ve daima sükunet ve kararlılıkla çözmüştür.

Yanındaki askerlerini, arkadaşlarını öldüren düşmanlarını bile esir aldığı zaman zulmetmeyen bir insandı. Allah’ın aslanı dediği, kahraman dediği amcasının katilini bile bağışladı. Eline fırsat geçmesine rağmen intikamdan uzak durması, bağışlaması O’nun hoşgörüsünün ne denli geniş olduğunun bir göstergesidir.

Doğduğu toplum, insanların acımasızca katledildiği, cinsiyetlerinden dolayı eziyet gördüğü, cefa çektiği, öldürüldüğü bir toplumdu. O’nun kalkıp gördüğü buydu. Böyle bir toplumda merhametini hiçbir zaman kaybetmemiş ve yaklaşımları daima sevgi ve şefkatle olmuştur. Bir yetimin başının okşanmasını, muhtaçlara yardım etmeyi, yaşlılara sevgiyle yaklaşmayı ve onları asla ihmal etmemeyi tavsiye etmiş ve uygulamıştır.

Cesareti ile en kahraman arkadaşları savaşta O’nun arkasına saklanmış, son derece cesur bir insandı. O’nun cesareti hakkında arkadaşları: “Savaşta en cesur olanımız onunla aynı hizada duranımızdır” demiştir. Fakat cesaretini hiçbir zaman zulüm için kötülük için kullanmaz, galip geldiğinde affederdi.

Maddiyata önem vermemiş, mütevazı bir hayat sürmüştür. Elindekileri sürekli başkalarına yardım etmek için dağıttığından çoğu zaman evinde yiyecek bir şeyleri kalmadığı bile olmuştur. Kendisine gelenleri asla geri çevirmez, boş göndermezdi.

Sevgi pınarı kalbi, daima içten ve derin vefası hayran olunası bir kişiliğe bürümüştür O’nu.

Çocuklarına sevgi ve hoşgörüsünün yanında güzel ahlakını da en güzel şekilde öğreten güzel bir babaydı.

Edebini şaka yaptığında da kaybetmeyen, ahlakını esprilerinde de bozmayan bir yapısı vardı. O’nun nükteli yanıyla ilgili bir hadise şöyle anlatılır: “Bir gün kadının birisi Hz. Muhammed (sav)’e gider ve kocasından şikayet eder. Hz. Muhammed kadına kocasının gözünde beyaz olan adam olup olmadığı sorar. Kadın da şaşkın bir ifadeyle hayır o değil der. Hz. Muhammed(sav) ise tebessümle herkesin gözünde beyaz olduğunu söyleyince kadın da gülerek anlar O’nun nüktesini”.

Hayvanlara da daima şefkatle, sevgiyle yaklaşmış, hayvansever bir insandı. Böyle bir arkadaş gerçekten de örnek alınası, sürekli birlikte olmak isteyeceğimiz bir arkadaş olmaz mıydı?

Hz. Muhammed'in sözlerinden bazıları

Haber7
 

way_be

Müdavim
Katılım
2 Mayıs 2010
Mesajlar
5,798
Reaksiyon puanı
12
Puanları
38
paylaşım için çok teşekkürler.
 

ashabulyemin

Müdavim
Katılım
6 Aralık 2008
Mesajlar
3,389
Reaksiyon puanı
20
Puanları
0
Allah[cc]razı olsun.
Hoş geldin Ya Nebi[sav]
Peygamberimiz'in çocuklara müsamahasını örnek alın!

Çocuklara karşı hoşgörülü davranın, kolaylaştırıcı olun. Doç. Dr. Ahmet Koç, Peygamber Efendimiz'in (sas) çocukların yanlışlarını yok saymadığını, ama yanlışlar üzerinden çocukları da kırıp üzmediğini belirtti. Ahmet Koç, çocuklara hakaret edilmesinin, hatalarının üzerinden eleştirilmesinin çocuğun kişisel gelişiminin bilinçsizce baskı altına alınması anlamına geleceğini ifade etti.

Çocuklara dinî eğitim vermek ve onlara olumlu davranışlar kazandırmak zor bir süreç olarak görülür. Sevgi merkezli bir eğitimle çocuğuna yaklaşan ebeveynler ise müsamahalı oldukları için çocukların şımarmasından korkar. Din eğitimi üzerine akademik çalışmalar yapan Doç. Dr. Ahmet Koç, çocuk eğitiminde müsamahanın bir iletişim ve terbiye usulü olarak görülmesi gerektiğini söylüyor. Koç, "Müsamahanın olmadığı yerde çocuk kendini ifade edemez. Bu durumda çocukta ikiyüzlü davranışlar ortaya çıkabilir. Peygamber Efendimiz'i (sas) örnek alarak çocuğunuzu tanıyın ve ona şefkatle yaklaşın." diyor.

Kolaylaştırmak, hoşgörülü davranmak anlamına gelen müsamaha dinimizde de tavsiye edilen davranışlardan biri. Çocukların dinî eğitiminin tamamlanması için müsamahalı bir yaklaşım oldukça önemli. Doç. Dr. Ahmet Koç, çocukları incitmeden dinî eğitim verme yönteminin güven verici bir müsamaha olduğunu belirtiyor. Çocuklara müsamahanın çocuğun olumsuz davranışlarına göz yummak anlamına gelmediğini belirten Koç, denetimden uzak aşırı serbest tutumlar kadar, baskıcı tutumların da din eğitiminde sakıncalı olduğunu vurguluyor. Koç, "Doğru olan, çocuğa sabırla yaklaşmaktır. Bu durum çocuğun kendine güvenen, karar verebilen, girişim cesareti bulabilen bir mümin olmasına katkı sağlayacaktır." şeklinde konuşuyor.

Peygamber Efendimiz'in müsamahasının örnek alınması gerektiğini dile getiren Koç, O'nun (sas) çocuklara yaklaşımını şu şekilde ifade ediyor: "Peygamberimiz çocuklara bir görev verir ve onun davranışlarını takip ederdi. Hz. Peygamber, çocuğun kişiliğini etkileyecek sözlü veya fiili müdahaleden uzak dururdu. Çocuklara karşı rehberlik edici ve sevecen bir tutum sergilerdi."

Ahmet Koç, Peygamberimiz'in çocuklarla iletişimde onlara yetişkin bir birey gibi davrandığını söylüyor. Müsamahanın en önemli şartlarından biri olan saygının çocuklara da gösterilmesi gerektiğini belirtiyor. Koç, "Peygamberimiz için müsamaha, yanlışı yok saymak değil, bilakis karşısındakini kırmadan onu düzeltmenin zarif bir yoluydu. Hz. Peygamber hatalı davranan çocuğa savunma hakkı verir, sonra da onu nazikçe uyarırdı. Aynı durum tekrarlanırsa ne yapacağını çocuğa öğretirdi. Bu davranış bütün anne-babalara çocuğa nasıl yaklaşacakları konusunda örnek teşkil ediyor." şeklinde konuşuyor. Koç, hakaret eden bir yetişkinin çocuğun kişisel gelişimini bilinçsizce baskı altına aldığını da hatırlatıyor. Dinî eğitimde kolaylık göstermenin ve yavaş yavaş öğretmenin doğru olduğunu söylüyor.

Çocuklara nasıl müsamaha gösterilmeli?

Çocuklara kendini savunma hakkı verin.

Çocuklardan asla yetişkin olgunluğu beklemeyin.

Müsamaha gösterirken sonuca değil, onunla iletişiminize odaklanın.

Hatalara göz yummak müsamaha değil, pasif yaklaşım olarak kabul edilmeli.

Her çocuğun bireysel aykırılıklar gösterme hakkı olmalıdır.

Müsamaha gösterdiğiniz her durumun yeni bir eğitim alanı olduğunu unutmayın.

salavat21mh6.jpg



http://www.ebediyyen.biz/showthread.php/34817-Neden-salat-ve-selam-ederiz
 

virtual worms

Müdavim
Katılım
11 Ağustos 2010
Mesajlar
5,807
Reaksiyon puanı
66
Puanları
48
Hz. Aişe'nin dediği gibi O yürüyen bir Kur'an dı.
 
Üst