Çorak toprakların; yanık tenli, yorgun, suskun çehrelerinde gizledim umudu… Toprağım, suyum, emeğim… “ Ya bismillah “… Kızıl ufuk, sabah yeli, buruşuk ellerin toprağa ilk değişi…
Gurbetim; özlemim…
Defne kokulu sandıkların, tozlu çocukluğuma sakladım umudu… Anılarım, yaralarım, gidenlerim… Ezbere bildiğim sesler “Soğutmayın bir sabahta!…” Keskin kekik kokusu; hani annemin özel tarifi… Bir bardak demli çay ve gülmeyi unutmayan gözler…
Gurbetim; özlemim…
Lal dillerde türkü oldu umudum… Öğrettiğin, öğrettiğim, anlatılamayan… Yorgun bakışların sessiz haykırışları ve belki isyan… Tohumun toprağı delip çıkışına aldırmadan; ayaklar altında kalan filizi… Varlığa inat; yok oluşu sorgulayan ama gözler… Duyulmayan, görülmeyen, bilinen, unutulan…
Özlemim; Umudum…
Too_Late