Atatürk ekber, Atatürk ekber: Atatürk için ezan bile yazmışlardı!

Bu konuyu okuyanlar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Gfbercan

Asistan
Katılım
19 Mart 2009
Mesajlar
183
Reaksiyon puanı
3
Puanları
18
Atatürk Ekber, Atatürk Ekber: Atatürk için ezan bile yazmışlardı

Adana İl Maarif Müdürü Halil İbrahim Sevük, 1932 yılında M. Kemal Adana’ya geldiğinde anlattıklarını anlatıyor:
- Neydi o az kalsın Sezar’ı mağlup eden Goluva başkumandanının adı? Karışık çetrefil bir ismi var, ha: Versingetorisk! FRansız tarihlerine göre bu isim “bahadırların büyük reisi” demekmiş. Halbuki hecelerine ayrılınca ne olduğu kendiliğinden meydana çıkar. Birinci hecenin başından vavı kaldır, er kalır. İkinci hece senk yani cenk. Üçüncü hece torik, yani Türk. (Bekir Palazoğlu, Başöğretmen Atatürk, MEB Yayınları, 1991).

Gerçeği görmek bir zihniyet meselesidir. İnançlar ve gerçekler arasında aslında her zaman çelişkiler olur. İnsan, sorgulayan, araştıran bir varlık. Bu özelliklerine rağmen insanın “inanmak” gibi bir yanlış özelliği de var. İşte kendi ayağına kurşun sıkıp, ellerini kelepçeleyen şey de bu; üstün aklı’na rağmen.

Burada temel mesele; bir bilgiyi, durumu, nesneyi sağladığı faydaya göre doğru ya da yanlış olarak kabul etme felsefesi. Burada temel mesele; inanç üzerinden oluşturulan ve çok güçlü bir halkla ilişkiler değeri olan değerler.. Temeline belli bilgileri sağladığı fayda yönüyle koyan düşüncelerin; insanın bilmek ve anlamak eylemine karşı tutumu anlaşılabilir bir durum. Bu dinlerde epey var. Peki Kemalizm’de de var mı?

Yazının başındaki örnekte gördüğünüz üzere var. Ama sadece bu örnek değil. Kemalizm, bir din olarak 1930’ların edebiyatında da, siyasetinde de kendini gösteren en temel akım. Bu şekilde bir ibare ilk olarak Edirne milletvekili Şeref Aykut’un “Kamalizm Dini” isimli kitabında geçiyor. Şeref Aykut’un bu kitabı; Kemalizm’i bir din olarak görüyor. Burada önemli olan, bu adamın herhangi bir adam olmayışıdır. Bu adam bir mebustur ve Atatürk’ün mebusudur.

Kitabında şöyle diyor:

“Gençlik, Türklüğün dayangacı ve geleceğin biricik umududur…Onun inanını doldurmak, vicdanını doldurmak ister. Bu sebeplerdir ki, onu Kemalizm dininin hiç şaşmayan, şaşırmayan orunçlu ve coşkun tapkanı yapmak, onu bu kutsal, ulusal ve kurtarıcı dini olanca derinliği ve inceliği ile oydamlamak ister. Ta ki, Kemalizm dinine inanı artsın. İşte disiplin altında gençlik böyle olacaktır..”

Yazıda geçen “.. onu Kemalizm dininin hiç şaşmayan, şaşırmayan orunçlu ve çoşkun tapkanı yapmak … ister” cümlesi aslında her şeyi gayet net ortaya koymuyor mu? Kemalizm’in önerdikleri üzerinde asla tartışmamamız gerektiği, bunun bir “günah” olacağı, yaparsak yoldan sapacağımızı ima etmiyor mu? Benzer şeyler dinde de yok mu? Burada, Şeref Aykut gayet samimi olarak, hiç kıvırmadan “dinimiz” demiş. 2009 model Atatürkçülerin yapamadığı bu.

Ama, 2009 Model Atatürkçülerin yapamadığını Ruşeni Barkur isimli “Mustafa Kemal’in Milletvekili” insan evladımız yapmış. Bakın, Atatürk’ün okurken altına sıkça “Bravo, alkış, harika!” gibi notlar aldığı “Din yok, milliyet var” isimli kitabında neler demiş:


”Bizim kutsal kitabımız, bilgiyi esirgeyen, varlığı taşıyan, mutluluğu kucaklayan, Türklüğü yükselten ve bütün Türkleri birleştiren “ulusalcılığımızdır”. O halde felsefemizde din kelimesinin tam karşılığı ulusalcılıktır. Ulusunu seven, ulusunu yükselten ve ulusuna dayanan insan, her zaman güçlü, her zaman namuslu ve her zaman onurlu bir insandır”
Burada Kemalizm’in kendini dine alternatif gördüğü açıkça beliriyor. Dinlerdeki Tanrı “tapıngacının” yerine ise milliyet koyuluyor. Bu dinin peygamberi kimdir dersiniz?

Buna Vasfi Mahir Kocatürk cevap versin:

Peygamber, tanrısına duymadı bu hasreti
Vermedi bu kudreti tanrı, peygamberine.


Gazi’nin edebiyatımızdaki tek tasviri bu şekilde değil. Çok daha ileri gidenler, onu Tanrı yerine koyanlar, hatta adına mevlid ve ezan yazanlar da var. Buyurun örneklerine;


“Hak Teala çün yarattı Türk’ü ilk
Dedi, ‘Üç kıta da olsun ona mülk.’
Mustafa nurunu alnına koydu,
‘Bil! Kemal’in nurudur, ol nur!’ dedi.”

Geçti böyle nice ay, nice sene,
Vakt erişti bin sekiz yüz seksene

Ger dilesiz, bulasız oddan necat,
Mustafa-yı ba-Kemal’e essalat!”
Ol Zübeyde, Mustafâ’nın ânesi
Ol sedeften doğdu ol dürdânesi!
Gün gelip oldu Rızâ’dan hâmile
Vakt erişti hafta ve eyyâm ile.
Geçti böyle, nice ay nice sene
Vakt erişti bin sekiz yüz seksene.
Merhaba ey baş halâskâr merhaba
Merhaba ey ulu serdâr merhaba!





Yukarıda okuduğunuz şiirin türü mevlid’tir. Bu mevlid; Mustafa Kemal için Behçet Kemal tarafından yazılmıştır. Behçet Kemal’in bir sohbetinde Atatürk’ün “sıfır nedir?” sorusuna “sizin karşınızda ben neysem; sıfır da odur” şeklinde cevap verdiği söylenir. İşte o Behçet Kemal, Mustafa Kemal’e mevlid de yazmıştır. Ancak bununla kalmamıştır; şiirlerinde “Atatürk’ü” ve ona nasıl taptığını hep anlatmıştır:

Kaç yıldır Türkçe’ydi Tanrı’nın dili
İnsana ne ilâh, ne de sevgili
Ne de ana-baba aratıyordu
Her an yaratıyor, yaratıyordu.


…

Yalakalık sınır tanır mı? İşte bakın; Behçet Kemal’in yalakalıkta hızını alamayıp Atatürk için yazdığı ezan:


Atatürk ekber!
Atatürk ekber!
Ancak O var Atatürk!

Evliya odur,
peygamber odur,
sanatkâr Atatürk.

Talihe hâkim,
zekâya önder,
doğma serdar Atatürk.
Bunları geçti insan büyüğü:
Kendi kadar Atatürk!
Atatürk ekber!
Atatürk ekber.
Bizde O var. Atatürk!
Ne evliya, ne de peygamber..
Halkına yar Atatürk!”




Ezan, mevlid.. Bir insan adına daha ne yapılmasını ister? Bakın Cumhuriyet Gazetesi’nden 05.08.1935 tarihli bir haber : “Atatürk yarım ilahtır. Türkler’in babasıdır.Hiçbir devlet şefi için hayatında bu kadar heykel dikilmemiştir.”

Herhalde hiçbir insan evladı için ezan da yazılmamıştır.. Ancak Kemalizm bir dinse, onun bir “amentüsü” yani iman şeklinin şartları da olmak zorundadır. Bir dönem devlet kuruluşlarına gönderilen Kemalizm dinin amentüsü ya da o dönemki bir karikatürde geçen adıyla “Türklüğün yeni iman şartları” ise şöyledir:

“Kahramanlık örneği olan ve vatanın istikbâlini yoktan var eden Mustafa Kemal’e, onun cengâver ordusuna, yüce kanunlarına, mücâhit analarına ve Türkiye için âhiret günü olmayacağına iman ederim.”


Şaşırdınız mı, o halde şu şiirlerle biraz daha şaşırın:


Burada erdi Musa
Burada uçtu İsa
Bülbül burada varsa
Hürriyet için öter.

Ne örümcek ne yosun
Ne mucize, ne füsun…
Kabe Arab’ın olsun
Çankaya bize yeter.

Kemalettin Kamu




Cennetse bu yurt, sen onu buldundu harâbe
Bir gün olacaktır anıtın Türklüğe Kâbe.
Zindan kesilen ruhlara bir nur gibi doldun
Türk ırkının, en son, ulu peygamberi oldun.
Tutsak seni lâyık, yüce Tanrı’yla müsâvi
Toprak olamaz kalp doğabilmişse semâvî
Ölmez bize cennetlerin ufkundan inen ses
İnsanlar ölür, Türklüğe Allah olan ölmez!

Edip Ayel





Bir güneş gibi yalnız
Sensin ülkü tanrımız
Ey Türklüğün bütünü.

Ömer Bedrettin Uşaklı



Koca bir güneşin akşam olmadan
Dağların ardında sönüşü gibi
Millete can veren, vatan yaratan
Tanrının göklere dönüşü gibi.
Her zaman ırkıma büyük Baş Atam
Tanrılaş gönlümde, tanrılaş Atam!

Nurettin Artam
Topladı avucunda yıldırımı, şimşeği
Yoktan var ediyordu tanrı gibi her şeyi

Yusuf Ziya Ortaç
Yürüyor, kalbimizin durduğu bir yolda değil
Kanlı bir göz yaşı nehrinde muazzam tabutun
Ey ilâhın yüce dâvetlisi, göklerden eğil
Göreceksin duruyor kalbimizin üstünde putun!

Faruk Nafiz Çamlıbel
On milyon bel, iki kat olmuşken eğilmeden
O’nda on beş milyonun boyu birden uzaldı.
Tanrı, peygamber diye nedir, kimdir bilmeden
Taptığımız ne varsa, hepsi ondan şekil aldı.

Faruk Nafiz Çamlıbel
Tanrı gibi görünüyor her yerde
Topraklarda, denizlerde, göklerde
Gönül tapar, kendisinden geçer de
Hangi yana göz bakarsa: Atatürk.




Halil Bedii Yönetken






Dikkat etmek lazım. Atatürk-taparlık bir edebiyat akımıdır. Burada birkaç kesitini sunduğum bu şiirlerden taranırsa eğer çok daha fazla örneği bulunabilir. Nasıl ki aynı dönemde yaşayan şairler arasında bazen aynı konuyu işlemek moda olur, 1930’lu yıllarda şiirimizde ana akım Atatürk’e tapmaktı.

Aydınlık olduğunu iddia eden bu düşünce; dine dair bütün kavramları birebir kopya etti. Peki neden? Çünkü dine özgü “kul kültürüne” birebir ihtiyaçları vardı. Bu da ancak tapınmakla meşru olabilirdi. Tapındılar, hiç durmadan tapındılar. Dört bir tarafa Atatürk heykelleri dikildi. Kitaplara “Atatürk’e hamd olsun” diyerek başlanıldı. Bu, bugün sürmüyor mu?

Sürüyor!

Hatta, tabii geçen zaman bu arkadaşlarımızı biraz daha bilimselleştirdi. Artık Atatürkçü düşünceyi matematik tabanında ifade ediyorlar:

Bakınoz, Uludağ Üniversitesi eski “rahibi” Mustafa Yurtkuran, “gerçeklere ve yaşam pratiğine dayalı “atatürkçü düşünce” hiçbir tartışmaya müsaade etmeyecek şekilde matematik formüllerle anlatılabilir ve anlatılmalıdır noktasından hareketle cumhuriyet kanunlarımızı düzenleyen atatürkçü düşüncenin niteliklerine formüler bir bütünlük kazandıracak matematiksel anlatımı gerçekleştirmeye çalıştım” diyerek Atatürkçü Düşünce’nin Matematiği olduğunu nasıl “ispat ediyor” :

Bağımsızlık İlkesi= Siyasi Bağımsızlık + Adli Bağımsızlık +Askeri Bağımsızlık +
Kültürel Bağımsızlık+f(t) Mali ve Ekonomik Bağımsızlık


Ulusal Egemenlik İlkesi= Bağımsızlık x Eşitlik x Hukukun Üstünlüğü

Cumhuriyetçilik İlkesi= Ulusal egemenlik x (Ulusal idare+Hür seçim)

Ulusçuluk İlkesi= Dil Birliği x (Kültür Birliği+Çağdaşlaşma Ülküsünde Birlik+Sevinçte ve Tasada Beraberlik )

Halkçılık İlkesi= Hukuk Önünde Eşitlik x(Yurttaşlık Hakları+Fırsat Eşitliği)

Devletçilik İlkesi=
İç ve Dış Güvenlik + Eğitim + Sağlık +Adalet + Sosyal Güvenlik
+E(z,s) Ekonomi ve Sanayi

Bu formülde E değişkeni temsil eder. Z= Zorunluluk hallerini S=Stratejik durumları gösterir.
Devletin Ekonomi ve sanayideki konumu tamamen
sosyal ve güvenlik anlayışı doğrultusunda belirlenmiştir. Atatürkçü
Sosyal Devlet Anlayışı batı dünyasında ancak yirmi yıl sonra gündeme gelecektir.




Devrimcilik İlkesi = (Bilimsel Doğrular) x (tlim → yenilenme+ tlim → ∞ Gelişme)

Barışçılık İlkesi= Yurtta Barış, Dünyada Barış+Hazır Ol Cenge, İstiyorsan Barış ve Huzur

Akılcılık ve Bilimcilik İlkesi= (Bilimsel Doğrular) x(Bilimsel Yöntemler) x
(Olanaklar+Olasılıklar)


Laiklik İlkesi= (Devlet Yönetimine Dini Kuralların ve Görüşlerin Karıştırılmaması)
x (Toplumda Din ve Vicdan HürriyetininSağlanması) x (Din ve Mezhep Ayırımı Yapmadan
Yurttaşlara Eşit Yaklaşım)x (Devlet Yönetiminin veEğitiminin Akılcı ve Çağdaş Esaslara
Göre Düzenlenmesi


Atatürkçü Düşünce= LAİKLİK x (Ulusçuluk+Halkçılık+Devrimcilik+Barışçılık+Akılcılık+Devletçilik)
x (Ulusal Egemenlik+Bağımsızlık+Cumhuriyetçilik)


İşte Akıllı Tasarım diye ben buna derim!

Ne yazık ki, bu tapınma akımına katılmayanlar her zaman “vatan haini” diye anılır. Bu ülkede 301’ler, Atatürk’ü Koruma Kanunları bu yüzden vardır. Sadece bugün mü? Ne münasebet! Ulu Tanrımız’a biat etmeyenler her dönem için aforoz edilmişlerdir.

Sadi Maksudi Aral.. Sofra müdavimi, devrim profösörü. DenizBank yeni kurulacak o zamanlar, isim meselesine itiraz ediyor. “DenizBank” Türkçe’ye uygun değil diyor. Bunun yerine Denizcilik Bankası ya da Deniz Bankası olmalı diyor. Bankaya “DenizBank” ismini veren ise Atatürk..
Sonra ne oluyor biliyor musunuz?
Büyük bir öfkeye kapılan M. Kemal, aynı günün akşamı sofra misafirlerinden birkaçını seçerek radyoevine gönderir. Radyoda normal program iptal edilerek gece 2′ye kadar Arsal aleyhine sert konuşmalar yapılır. 28 Aralık’ta galiz bir uslupla yazılmış bir makale, bütün gazetelerde yayınlanır. Arsal “nankör”dür, “sahte diploma sahibidir”, “Türkçe bilmemektedir”, “Türk değildir”, “Türk gençlerini zehirlemektedir”. Arsal bir daha ne mecliste ne de sofrada görülür (Sadri Maksudi Arsal, Adile Ayda, Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları Türk Büyükleri Serisi, 1991, s. 76 )


Bu, bilinçli olarak başlatılmış bir akım.. Neye yaradığı gayet açık. Neye yaradığını Kazım Karabekir de gayet net açıklıyor:


“İstiklâl Harbi nasıl başladı? Nasıl bir seyir takip etti? Bugünkü durum nedir? istikbal için planımız ne olmalıdır? Artık kimseyi ilgilendirmiyordu. Biricik düşünce Gazinin teveccühünü kazanmak ve mebus olmak ve memleketin nimetlerinden istifade edebilmekte idi…İstiklâl Harbinin fedakar ve feragatli arkadaşlarıyla Gazinin arasına her gün yeni simalar giriyor ve yerleşiyordu. Ve artık İstiklal Harbi’ndeki gibi fikir sahipleri ile iş birliğinden ziyade mutavaat ve alkışa hazır bir zümreye roller verilmeye hazırlık görünüyordu.”
Kazım Karabettir Anlatıyor, (yayına hazırlayan Uğur Mumcu), istanbul: Tekin Yayınevi. 1990. s.83.



Bir de Yakup Kadri’den dinleyelim:


“Atatürk’ün sefahetlerinde, Atatürk’ün kötü iptilâlarında bile Homerik bir destan rüzgârı vardı. İçki sofrasında elini her kadehine uzatışı. Tanrılar Tanrısı Zeus’un altın kupalar içinde kevser şarabı dağıtışını andırırdı ve riyaset ettiği cümbüşler, gerek Çankaya köşkünün samimî havası, gerek Dolmabahçe sarayının ihtişamlı dekoru içinde ve gerekse herhangi bir dost evinin mütevazı çatısı altında olsun: daima Olempus tepesindeki “bezm’ler gibi zaman ve mekân mikyasının dışına taşardı. Bilmiyoruz. Mevlânâ’yı kendinden geçiren şarkılar ve rakslar ne cinstendi? Fakat. Atatürk’ün her biri bir mistik tarikatın “âyin’inden farksız muhabbet meclislerinden ruhlarımız “cuşiş” denilen halin en yüksek mertebesine ermiş olarak çıkardık.”
Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Atatürk İstanbul: Birikim Yayınları. 1981. s 121-122.




Akıl tutulması! Bunca örnekten sonra Kemalizm için diyebileceğimiz tek şey bu! Akıl tutulması!
Not: Değerli aktarımları için sn. Bilal OĞUZ’a teşekkürler.

http://hasanrua.wordpress.com/2009/...urk-ekber-ataturk-icin-ezan-bile-yazmislardi/
 

Y!LM@Z

Müdavim
Katılım
2 Şubat 2010
Mesajlar
1,540
Reaksiyon puanı
45
Puanları
48
Sevmek güzeldir ama herşeyin bir sınırı var. Bence bu kadar abartıya kaçılmamalı
Allah doğru yoldan şaşırtmasın.
 

eray045

Müdavim
Emektar
Katılım
12 Nisan 2008
Mesajlar
12,600
Reaksiyon puanı
250
Puanları
63
özet: birileri zamanında çıkmış
saçmalamış.
sonra bu yazıyı yazan çıkmış dahada saçmalamış.
 

ufukcoskun

Müdavim
Katılım
28 Kasım 2008
Mesajlar
6,467
Reaksiyon puanı
104
Puanları
63
Yakın bir zamandada bir olay olmuştu hatırlarsanız.

"Bizim için aaaadeta 2. peygamberdir". Gerisini yazmama gerek yok.

Diyeceğim o ki, bu tür şeyleri kafası çalışmayan insanlar yapıyorlar. Şimdi bizde mi bu saçma adam için dahada saçma ötesi bir yazı yazalım. Uzun uzadıya sıralamış cümleleri , neyin peşinde olduğu belli değil.
 

Black Wolf

Doçent
Katılım
24 Şubat 2010
Mesajlar
629
Reaksiyon puanı
8
Puanları
18
Bundan 10 sene evvel, atatürk'e laf bile söylenemiyordu.
Şimdi ne mi oldu?
Kimine göre;
- Daha bi demokratşkleştik.
- Daha bi islamlaştık
- Daha bi özgürüz

Ya sizce ? 1 İlah gibi gösterilmesi doğru mu ?
 

unmedico

Doçent
Katılım
10 Ocak 2009
Mesajlar
969
Reaksiyon puanı
6
Puanları
0
- Daha bi özgürüz

dediğin gibi bundan 10 sene önce insanlara düşünme özgürlüğü bile tanınmıyordu neredeyse cumhuriyet döneminde insanları zorla şapka taktırdılar nice arabça alimlerini idam ettiler latin alfabesine geçmiyor diye

Bir günde tüm alimler cahil oldu
 

eray045

Müdavim
Emektar
Katılım
12 Nisan 2008
Mesajlar
12,600
Reaksiyon puanı
250
Puanları
63
Bundan 10 sene evvel, atatürk'e laf bile söylenemiyordu.
Şimdi ne mi oldu?
Kimine göre;
- Daha bi demokratşkleştik.
- Daha bi islamlaştık
- Daha bi özgürüz

Ya sizce ? 1 İlah gibi gösterilmesi doğru mu ?

tabi canım bazı insanlar için özgürlük ölçütü Atatürk'e laf etmek..
ne kadar laf ederse okadar özgür (!)

bi düşünün bakalım , o laf attıkları insan bu ülke için uğraşmasa ne kadar özgür olurlardı.
 

gezegen

Müdavim
Katılım
23 Haziran 2008
Mesajlar
1,750
Reaksiyon puanı
37
Puanları
0
bu ezan yazan zavallıya birisi çıkıp Atatürk türk dil kurumunu kurdu ekber arapça bir kelime bunun yerine büyük demen daha uygun olur dememişlermi

bu yazıyla yalakalıgın sınırının olmadıgını anlamış olduk
 

penguin

Müdavim
Katılım
11 Haziran 2009
Mesajlar
3,494
Reaksiyon puanı
201
Puanları
63
Atatürk değerli bir komutan ve devlet adamıydı. Ancak Allah(c.c)'tan başka ilah yoktur. Nokta.
 

tarumoloji

Müdavim
Katılım
12 Mayıs 2009
Mesajlar
1,255
Reaksiyon puanı
44
Puanları
48
İnsanlar hata yapar.

Diyanet ten ırkçı hadis ayıklaması
Diyanet İşleri, ‘Peygamberimizin Çağımıza Mesajları’ adını verdiği hadis projesi kapsamında, Arapları üstün gösteren ve Türkleri aşağılayan hadisleri eleme kararı aldı. 2008 yılında bitirilecek proje kapsamında hadis web sitesi de kurulacak

Diyanet İşleri Başkanlığı, şiddet içeren hadislerin ardından ırkçı hadisleri de ayıklamaya başladı. Diyanet, Hz. Muhammed’e ait olmayan ancak İslam halkları arasında öyle olduğu düşünülen ırkçı sözleri birer birer temizleyecek. Irkçı hadislerin ayıklanmasında, Hz. Muhammed’in “Arabın Aceme, Acemin Araba hiçbir ırkın başka bir ırka, beyazın siyaha üstünlüğü yoktur” hadisi referans noktası kabul edilecek. Hz. Muhammed’e atfedilen uydurma hadisler arasında, “Küçük gözlü, kırmızı yüzlü ve suratları kalın deriden yapılmış kalkanlara benzer Türklere (Yecüc- Mecüc’e) karşı savaşlar yapmadıkça hüküm günü gelmiş olmayacaktır” ve “Size ilişmedikçe siz de Türklere ilişmeyiniz. Çünkü severlerse sizi soyarlar. Sevmezlerse sizi gebertirler” cümleleri yer alıyor.

TÜRKLER YECÜC-MECÜC

Proje kapsamında ayıklanacak hadisler şöyle: “Arapları sevmek, şu üç nedenle zorunludur: Çünkü ben bir Arabım, çünkü Kur’an Arapça inmiştir, çünkü cennet sakinleri Arapça konuşurlar. Arapları seven beni seviyor demektir. Kim ki Arap’tan hoşlanmaz ya da Arap’tan nefret eder, o mutlaka benden nefret ediyor sayılır. Arapları sevmek iman sahibi olmak demektir, onlardan nefret etmek imansızlık demektir. İnsanlığın en mükemmel ve yüce olanı Araplar’dır. Arapların en yücesi Kureyşliler’dir. Kureyşlilerin en yücesi de Beni Haşim kabilesidir. Arapları küçülten müşrik sayılmalıdır. Arap’ın varlığı demek, İslâmiyet’in varolması, yaşaması demektir.”

“Kıyamet kopmadan az önce siz, kıldan çarıklar giymiş bir milletle muharebe edeceksiniz. Onların yüzleri sanki (çekiçle dövülmüş) derilerle kılıflı kalkan gibidir. Çehreleri kırmızı, gözleri çekiktir.”

“Şüphesiz ümmetimi üç defa, yüzleri geniş, çehreleri sanki derilerle kaplanmış kalkanlar gibi olan bir kavim kovalayacak ve sonunda Arap Yarımadası’na yetişeceklerdir. İşte onlar Türklerdir. Nefsim yedi kudretinde olan Allah’a yemin ediyorum ki onlar mutlaka atlarını Müslümanların mescitlerinin direklerine bağlayacaklardır.”

Projeyle, ırkçı hadislerin yanı sıra gelecekten haber veren hadisler olarak nitelendirilen uydurma hadisler de tasnif dışı bırakılıyor. El Kaide’nin, Usame bin Ladin’in müjdelendiğine inandığı, “Horasan’dan siyah sancaklılar çıkar ki, ta Kudüs’e o sancağı dikinceye kadar, kimse onlara karşı koyamaz” hadisi de ayıklanacak.

23 ilahiyat fakültesindeki 100’e yakın hadis hocasının çalıştığı proje, 2008 sonunda bitecek. Proje tamamlandığında, Türkiye’nin hadis birikimi kitaplaşmış olacak. Ardında tüm metin, yabancı dillere de çevrilecek ve dünyaya dağıtımı yapılacak. Hadis projesi kapsamında hazırlanacak “Hadis Web” sitesi de İslam dünyasının en önemli referans adreslerinden birine dönüşecek. (aksam-2008)
 

bohongtw

Doçent
Katılım
5 Haziran 2009
Mesajlar
829
Reaksiyon puanı
27
Puanları
0
Ataturk u sevmekte olcu vardir , yani su forumda ben ataturkcuyum diye gecinen arkadaslardan ki onceki konulardan biliyoruz cogunu ,dese ki Ataturk u seviyorum ama yazilanlar da dogru haklilik payi var zaten orta da kaynaklar da var Atamiza ne zarar gelir merak ediyorum ! hemen savunma modunu niye giriyorsunuz da Atayi tanri yerine koyanlarla aynui safa dogru kayiyorsunuz ki o kadar radikal olmadiginiz Allah i dini kitabi olan insanlar oldugunuzu hepimiz biliyoruz.
Hasili Ataturk u ilahlastirmayin putlastirmayin demek niye Ataturkcu bazi arkadaslar icin ihanet , onlar kadar radikal olmayan arkadaslar icin de sanki ata sevgisine ihanet gibi gorulur.Eger yok ben oyle demiyorum diyorsa bu arkadaslar niye yaziya laf atarlar anlamak guc
 

Elbruz46

Müdavim
Katılım
22 Şubat 2008
Mesajlar
11,931
Reaksiyon puanı
1,338
Puanları
113
Dini değerleri hassasiyetleri zayıf olan İnsanlar Allah'ın bir kulunu İlah gibi göstermekte beis görmezler...

Aynı şekilde İlah gibi gösterenleri de normal karşılar bir şekilde bundan rahatsız olmazlar...


Bu konuyu Gazi Mustafa Kemal'in Şahsinden ayrı düşünmek gerekir...

Gazi Mustafa Kemal bana Ezan yazın Bana Mevlid yazın hatta bana Şiir Yazın bile dememiştir böyle bir talebi olmamıştır...

Ancak bir takım kendini bilmez Dalkavuk Gazi Mustafa Kemal in şahsını kendi pis emellerine alet etmeye çalışmıştır...

Günümüzde de bunun devamı görülmektedir...

1 Gerçekten Gazi Mustafa Kemal i bu ülkenin kurucusu olduğu için Bu ülkenin Kuruluşunda büyük emeği geçtiği için sevenler... Vardır... Bu kişiler Gazi yi sevdiği kadar Fevzi Çakmak'ı Kazım Karabekir'i Rauf Orbay'ı Burada sayamadığım diğer bu ülkenin kuruluşunda emek sahibi olanları Gazi Mustafa Kemal kadar severler...

2 Gazi Mustafa Kemal'i değil İNÖNÜ nün uydurduğu KEMALİZM i sevenler vardır... Onlar Gazi Mustafa Kemal in kişiliğini değil Bu ülke için yaptıklarını değil İNÖNÜ nün ATATÜRK e mal ettiği halka ters gelen her türlü düşünceyi Kemalizm adı altında resmi bir ideolojiye dönüştürdüğü Atatürk ü severler...

Gazi Mustafa Kemal ile Kemalizm bir birinden tamamen farklı şeylerdir... ve yukarıdaki Atatürk için yapılan yalakalıklar dalkavukluklar ancak Kemalizm ideolojisine sahip kişiler tarafından yapılabilir...

Gazi Mustafa Kemal i gerçekten kalpten sevenler böyle şeylere kesinlikle kalkışmazlar çünkü bu tür şeylerin Gazi Mustafa Kermal i halktan uzaklaştıran şeyler olduğunu gayet iyi bilirler...

Son Söz: Burada Atatürkçüyüm diyen arkadaşlar... Lütfen bu tip şeyleri eleştirmenin Gazi Mustafa Kemal i eleştirmek olduğunu düşünme sığlığına düşmeyin... Elinizi vicdanınıza koyun ve o şiirleri okuduğunuzda Gazi Mustafa Kemal e daha çok mu yaklaşıyorsunuz yoksa daha çok mu uzaklaşıyorsunuz bunun bir iç muhasebesini yapın... Kimse Gazi Mustafa Kemal i ve yaptıklarını eleştirmiyor eleştirenler Gazi MUstafa Kemal i n adını kullananları eleştiriyor...
 

unmedico

Doçent
Katılım
10 Ocak 2009
Mesajlar
969
Reaksiyon puanı
6
Puanları
0
Yahu öyle insanlar varki bizim ardakaş facebook da bir kemalist sayfasına bakıyor yazılan yazıların çoğu dinimize hakaret içerikli.

Arkadaşta uyarı mahiyetli bir şeyler yazıyor adamlar ne din ne kitap bırakıyor küfür etmedik.


Bu arada ben inönünün Atatürk severi olduğunu düşünmüyorum.

İnönüki Atatürke cenaze namazı bile kıldırmadan defnetmeye çalışmıştır.

Atatürkün kardeşinin baskılarıyla türkçe dualarla bir cenaze namazı düzenlenmiştir.
 

HapS

Müdavim
Katılım
23 Ocak 2008
Mesajlar
3,350
Reaksiyon puanı
63
Puanları
48
devlet gizli arşivini açıklasın ak göz kara göz çıksın artık nedir bu bi karar verelim
 

emptyheart

Müdavim
Katılım
7 Ağustos 2009
Mesajlar
1,636
Reaksiyon puanı
25
Puanları
0
harbiden yaalakalıkta sınır tanınmamış okurken bile tiksindim diyebilrim
saçmalıktan öte bişy değil bu
sanki tek başınaydı o
vatan topragına dökülen kan halkındı
birtek şlah var oda allah
onun en sevgili kulu muhammed a.s
bundan ötesimi var
yalakala bu dönemdede var o dönemdede var olmuş
sonu hep yokluk olmuş
tek baki islam
 

msbysl

Asistan
Katılım
13 Aralık 2009
Mesajlar
176
Reaksiyon puanı
5
Puanları
0
yazıyı okumaya başladım,okumaya değmez gibi geldi.okumayı bırakıp yorumlara göz attım,GERÇEKTEN OKUMAYA DEĞMEZMİŞ.

OKUMAYA DEĞMEZSE,YORUM YAPMAYA HİÇ DEĞMEZ.

sadece ALLAHc.c AKIL FİKİR VERSİN diyorum.
 

Fantoma

Müdavim
Katılım
9 Ağustos 2008
Mesajlar
2,506
Reaksiyon puanı
27
Puanları
48
Bu tür yazıları yazanlar maalesef hasetlerinden ne dediğini bilmeyen zavallı beyinsizlerdir.
1 - Atatürk peygamber değildir. Yani dinsel olarak irdelendiğinde.
2 - Atatürk hatasız değildir. Yani insan olarak irdelendiğinde.

Peki kimdir bu Atatürk?

Mustafa Kemal, herkes gibi insandır. O'nun en büyük farkı sadece zekasıdır.
Deha olarak adlandırabileceğimiz bir kapasitede beyin yapısına sahip bu adam, Türk halkı gibi o dönemin yoksul ve çaresiz bırakılmış halkını ulusal bir kurtuluş savaşına sokabilecek derecede iddialı ve ikna yeteneğini, kendine güven ve dinamik söylevler ile dehasının galip geleceği varsayımsal öngörümlerle destekleyen herkese nasip olamamış derecede uygun zaman ve yerlerde ve tam zamanında bulunmasını bilen bir kişidir.
İnsan olarak mutlaka eleştirilebilinecek yönleri de olabilir.
Çünkü O Allah değil, yani mükemmel değil, sadece bir kuldur.

Gerçek olan, yurdumuzun o dönemki durumundan, siyasal, sosyal, ekonomik ve askeri devrimlerle apayrı bir yönetim, yaşam, para ve ordusal güç çıkartabilmiş, geleceğe yönelik bazı değinmelerle olası tehditleri de takipçilerine bazı söylemlerle bırakmış olmasıdır.

Bir Atasözünün dediği gibi, "Meyve veren ağacı taşlayan çok olur."

Bize bu gün, özgürce şu satırları yazmamızı sağlayan O, O'nun yandaşları ve bu inan için hiç düşünmeden kanını akıtan cennetlik şehitlerimize dil uzatmak yerine, insan gibi yaşayabileceğimiz ve dünyanın hiç kuşkusuz en önemli toprak parçası olan yurdumuza sahip çıkarak, geçmişine tüküren değil, geçmişini bilen ve o geçmişten ilham alarak siyasal, sosyal, ekonomik ve askeri olarak ileride saygın bir devlet vatandaşı olmak düşer.
Lider olarak O'nun yolu budur.
 

firefox4ever

Müdavim
Katılım
28 Aralık 2009
Mesajlar
1,031
Reaksiyon puanı
41
Puanları
48
Bu tür yazıları yazanlar maalesef hasetlerinden ne dediğini bilmeyen zavallı beyinsizlerdir.
1 - Atatürk peygamber değildir. Yani dinsel olarak irdelendiğinde.
2 - Atatürk hatasız değildir. Yani insan olarak irdelendiğinde.

Peki kimdir Atatürk?

Mustafa Kemal, herkes gibi insandır. O'nun en büyük farkı sadece zekasıdır.
Deha olarak adlandırabileceğimiz bir kapasitede beyin yapısına sahip bu adam, Türk halkı gibi o dönemin yoksul ve çaresiz bırakılmış halkını ulusal bir kurtuluş savaşına sokabilecek derecede iddialı ve ikna yeteneğini, kendine güven ve dinamik söylevler ile dehasının galip geleceği varsayımsal öngörümlerle destekleyen herkese nasip olamamış derecede uygun zaman ve yerlerde ve tam zamanında bulunmasını bilen bir kişidir.
İnsan olarak mutlaka eleştirilebilinecek yönleri de olabilir.
Çünkü O Allah değil, yani mükemmel değil, sadece bir kuldur.

Gerçek olan, yurdumuzun o dönemki durumundan, siyasal, sosyal, ekonomik ve askeri devrimlerle apayrı bir yönetim, yaşam, para ve ordusal güç çıkartabilmiş, geleceğe yönelik bazı değinmelerle olası tehditleri de takipçilerine bazı söylemlerle bırakmış olmasıdır.

Bir Atasözünün dediği gibi, "Meyve veren ağacı taşlayan çok olur."

Bize bu gün, özgürce şu satırları yazmamızı sağlayan O, O'nun yandaşları ve bu inan için hiç düşünmeden kanını akıtan cennetlik şehitlerimize dil uzatmak yerine, insan gibi yaşayabileceğimiz ve dünyanın hiç kuşkusuz en önemli toprak parçası olan yurdumuza sahip çıkarak, geçmişine tüküren değil, geçmişini bilen ve o geçmişten ilham alarak siyasal, sosyal, ekonomik ve askeri olarak ileride saygın bir devlet vatandaşı olmak düşer.
Lider olarak O'nun yolu budur.
Nokta.
 

jungeman

Müdavim
Katılım
1 Nisan 2009
Mesajlar
3,006
Reaksiyon puanı
67
Puanları
48
Bu tür yazıları yazanlar maalesef hasetlerinden ne dediğini bilmeyen zavallı beyinsizlerdir.
1 - Atatürk peygamber değildir. Yani dinsel olarak irdelendiğinde.
2 - Atatürk hatasız değildir. Yani insan olarak irdelendiğinde.

Peki kimdir bu Atatürk?

Mustafa Kemal, herkes gibi insandır. O'nun en büyük farkı sadece zekasıdır.
Deha olarak adlandırabileceğimiz bir kapasitede beyin yapısına sahip bu adam, Türk halkı gibi o dönemin yoksul ve çaresiz bırakılmış halkını ulusal bir kurtuluş savaşına sokabilecek derecede iddialı ve ikna yeteneğini, kendine güven ve dinamik söylevler ile dehasının galip geleceği varsayımsal öngörümlerle destekleyen herkese nasip olamamış derecede uygun zaman ve yerlerde ve tam zamanında bulunmasını bilen bir kişidir.
İnsan olarak mutlaka eleştirilebilinecek yönleri de olabilir.
Çünkü O Allah değil, yani mükemmel değil, sadece bir kuldur.

Gerçek olan, yurdumuzun o dönemki durumundan, siyasal, sosyal, ekonomik ve askeri devrimlerle apayrı bir yönetim, yaşam, para ve ordusal güç çıkartabilmiş, geleceğe yönelik bazı değinmelerle olası tehditleri de takipçilerine bazı söylemlerle bırakmış olmasıdır.

Bir Atasözünün dediği gibi, "Meyve veren ağacı taşlayan çok olur."

Bize bu gün, özgürce şu satırları yazmamızı sağlayan O, O'nun yandaşları ve bu inan için hiç düşünmeden kanını akıtan cennetlik şehitlerimize dil uzatmak yerine, insan gibi yaşayabileceğimiz ve dünyanın hiç kuşkusuz en önemli toprak parçası olan yurdumuza sahip çıkarak, geçmişine tüküren değil, geçmişini bilen ve o geçmişten ilham alarak siyasal, sosyal, ekonomik ve askeri olarak ileride saygın bir devlet vatandaşı olmak düşer.
Lider olarak O'nun yolu budur.

Senin klavyene, eline, koluna, beynine, aklına, vatan sevgine sağlık. Noktayı koymuşsun. Bize söyleyecek bir şey bırakmamışsın. :cool:
 

aXXo

Doçent
Katılım
22 Şubat 2010
Mesajlar
623
Reaksiyon puanı
39
Puanları
0

Yukarıda yazılanları bir Atatürk çü ve kemalist bir insan olarak kabullenmek mümkün değil. Hiç birimiz Atatürk'ü dini bir lider veya tapılacak bir meta gibi görmedik. Zaten Atatürk de bir fani olduğunu kendisi söylemiştir. Başkaları gibi peygamberlik peşinde koşsaydı halkı modernleştirmeye çalışmazdı. Başkaları gibi dini kullanarak kendisini halife ilan ederdi. O zamanın şartlarında durum da pek müsaitti. Ülkemize demokrasiyi getirmiş bir lidere yukarıda sarf edilen sözler içler acısı. Bir kaç kendini bilmezin söylemiyle Atatürk e hakaret etmek için bahane aranıyor.

Atatürk bizim için bilim, sanat, spor, edebiyat, aydınlanma vs.vs. gibi modern kavramları akla getirir. Asla ve Asla yukarıda yazılan bağnazlıkları Atatürk'e maletmeye çalışan ve üstelik Ermenileri soykırıma uğratmışız diye özür dilememiz için link vermiş olan sahtekarların sitesinden alınmış bu yazıyı tavsip etmemiz mümkün değildir.

Tekrar ediyorum. Alıntı yaptığınız site Türk Düşmanı yayınlar yapan bir sitedir. Ermenilerden Özür dilememiz için ( sözde soykırım ) link bile verilmiş.
 

Fantoma

Müdavim
Katılım
9 Ağustos 2008
Mesajlar
2,506
Reaksiyon puanı
27
Puanları
48
Senin klavyene, eline, koluna, beynine, aklına, vatan sevgine sağlık. Noktayı koymuşsun. Bize söyleyecek bir şey bırakmamışsın. :cool:
Estağfurullah arkadaşlar.
Atatürk'ü anlayabiliyorsak, hepimiz hala anlayamayanlara BIKMADAN atlatmakla yükümlüyüz.

Ayrıca Axxo adlı arkadaşın sözlerine bir ekleme yapmak gerekti.

Eğer Ermeni soykırımı varsa, tarih içinde olup, bitmiş bir eylemdir.

Tarih çağlarında olagelen bu tür soykırımları sayamam ama yakın tarihten eğer,
A.B.D. katlettiği kızılderili uluslarından özür dilemişse, eğer Fransa katlettiği Cezayir haklından özür dilemişse ve eğer Ermeni soykırımı delilli, ispatlı yapılmışsa bize de özür dilemek düşer.

Ancak, katledildiği söylenen Ermeni halkının zaten Türk vatandaşı sayıldığı bir ülkede, tüm vatandaşlık haklarından ayrıcalıksız hak verilmiş bu halka, hangi amaçla bu hakların verildiği de oldukça merak konusudur.

Madem katledecektik, neden ülkemiz vatandaşı kabul ettik?

Birlikte yaşayan ulusları birbirlerine fitnelemek bozgunculuktur, fesattır, ara bozuculuktur.
 

ahky

Müdavim
Katılım
16 Kasım 2007
Mesajlar
4,548
Reaksiyon puanı
65
Puanları
48
Üç beş kişinin ayarsız hareketleri.
 

xyz1234

Müdavim
Katılım
6 Aralık 2008
Mesajlar
2,587
Reaksiyon puanı
13
Puanları
38
İnsanlar hata yapar.


burada peygamber efendimize dayandırılan pekçok uydurma hadis vardır. gerçek hadislerinde asla ben arabım arabı sevin gbi şeyler söylememiştir. aksine "arabın, arab olmayana, arab olmayanın araba hiçbir üstünlüğü yoktur. üstünlük ancak takva üzeredir" hadisi vardır. türkler yecüc mecüc ifadeside yine bir hadise dayandırılan yorumdur. hadiste yecüc mecücün tarifi yapılmıştır. birileride bu tarifi türkler üzerine oturtmaya çalışmıştır.
 

xyz1234

Müdavim
Katılım
6 Aralık 2008
Mesajlar
2,587
Reaksiyon puanı
13
Puanları
38
tabi canım bazı insanlar için özgürlük ölçütü Atatürk'e laf etmek..
ne kadar laf ederse okadar özgür (!)

bi düşünün bakalım , o laf attıkları insan bu ülke için uğraşmasa ne kadar özgür olurlardı.

özgürlüğün derecesi birilerine hakaret etmek aşağılamak değildir. bu Ataürk olur yada bir başkası. Atatürkte bir insandı. onunda hayatında doğruları yanlışları olmuştur. oda sevinmiştir üzülmüştür. oda doğru yada yanlış kararlar vermiş olabilir. bunları konuşup tartışmak laf etmek değildir.

bazı insanlar zihinlerinde tanrısallaştırdıkları Atatürk ün insani yönlerinden birini hatırlattığınızda havalara fırlıyorlar. kabul edemiyorlar. nitekim bunun örneğini Can Dündarın hazırladığı Mustafa belgeseli sonrası yaşanan tartışmalarda gördük. peki bu doğru bir şeymidir. Atatürk bu ülkeyi arkasındaki iradesi sağlam, vatanı için ölmeyi göze almış topyekün bir milletle yapmadımı. evet bunu daha nice atatürkler çıkartacak bir milletin evlatlarıyla yaptı. O çanakkalede savaşmayı değil ölmeyi emretti. Askerleride ölüme güle oynaya gittiler. hiç kimse dönüp arkasına bakmadı savaştılar ve öldüler. Atatürkü tanrısallaştırmak bizi tembelliğe itmezmi. zor zamanlarda yeni bir milli irade oluşmasından ziyade yeni kurtarıcılar beklemeye itmez mi?

ben bu mevlütleri şiirleri yazanları kesinlikle kabul etmediğim gibi. bu yazıyı hazırlayanlarıda tasvip etmiyorum. adamlar ölmü gitmiş. yanlışları doğrularıda kendileriyle ölüp gitti. bugün bir başkalarıda çıkıp yine atatürke peygamberlik isnad ediyorlarsa, buda onların görüş ve düşüncesidir. bunlarla gündemimizi meşgul etmemize hiç gerek yok diye düşünüyorum.

bence hepimizinde mutlaka yapacak daha önemli işlerimiz var.

sevgi ve saygılarımla....
 

Handikap

Müdavim
Katılım
3 Nisan 2009
Mesajlar
1,987
Reaksiyon puanı
90
Puanları
0
Yazının ana fikri neymiş? “Kemalizm akıl tutulmasıdır.”

Peki bu yargıya nereden varılmış? “Atatürk’e yalakalık yapanlar varmış.”

“Naçiz bedeninin toprak olacağından” bahsedecek, yapılan onca hizmet ve devrimlerin asla “şahsi” değil “milli” bir başarı olduğunu her fırsatta vurgulayacak kadar mütevazi bir lideri, bir avuç serseri yalaka anlamadıysa, kabahat Atatürk’ün ve Kemalizm’in mi yani?

Azcık Müslümanlığa davet etsek bu yazıları yazanları ve özgürlük dedikleri şeyin Müslümanlığa sığmadığını hatırlatırsak iyi olur...

Ama gel gör ki onların özgürlüklerinde; ölmüş insanın arkasından kötü söz söylemek , konuşmak yazmak yazar...

Yazık!...
 

aceleciburak

Asistan
Katılım
21 Eylül 2008
Mesajlar
404
Reaksiyon puanı
3
Puanları
18
garip bi konu açılmış kendi fikirlerimi azda olsa anlatayım. arkadaşların bi kısmı doğru söylemiş gerçekten bundan 10 - 15 sene öncesinde Atatürke herhangi bişi demek eleştirmek yasaktı kanunda yaptırımı vardı ama bişi var hepimiz kaçırıyoruz Atatürkten sonra onu sevenler gerçekten bi ingce : IDOL (bknz türkçe anlamı PUT) yaptılar ve kanunlara bile onun hakkında konuşmanın cezayi yaptırımı olduğunu belirttiler. Bu kadar özgürlüklerde ileri medeniyet esaslarından demokratiklikten dem vuran biri neden kendini eleştirtmesin. Şimdi yaşasa bence ilk Atatürkçü geçinenlerin yüzüne tükürür. Atatürkçülüğü 2007 de Cumhuriyet mitinglerinde gördük vatan millet gidiyo dediler yalan olduğu çıktı ben karşıyım her Atatürk posteri profiline koyan türk bayrağı koyan ve hele 10. yıl marşı sözde laikçilerin ilahisi olmuşken Atayı gerçekten seven bu ülkeyi kurduğu için minnettar olur ve muhasir medeniyet seviyesine getirmeye çalışır ve gider atatnin huzuruna fatihasinı okur gelir nacizane fikrim her millete allah tarafından zeki bi kişilik gelmiştir atatürkün gelmesi Türkiye cumhuriyetini kurmaktı kurdu bitti büyütmemek gerek orta çağda kilise sorgulanmıyordu çünkü din dogmatik idi Atatürk bi din değil ki sorgulanmaz olsun ben sadece ülkeyi kuran şahsiyet olarak kalmasından yanayım.yanlış düşünüyosun diyenler olabilr ama sizlere bir örnek üniversitelerde Atatürk ilkeleri Devrim tarihi II dersi okutulur bi gözlem yapın tam ilkeler kısmıdır ne hikmetse atatürkçü laik geçinenler genelde o dersi zayıf getirir en azından benim okuduğum ünide dikkatimi çekti bu böyle en büyük tezat bu eğer atatürkün fikirlerini benimsiyorsan ilkelerinide bil ona göre sahiplen vücuduna işlesin sahte atatürkçü olma Ama bu ülke Atatürkün arkasından gizli İş çeviren Milli şef denen bi vakayı atlattı çözülecek ve insan hak ve özgürlüklerinde hür düşünce esastır laik olup olmamak kişinin elindedir atatürkü sevip sevmemekte öyle eğer ben bu ülkenin kurucusu yüzünden bu ülkeye demokrasi getirmiş biri yüzünden ceza alacaksam hapse gireceksem ben ülke kurucusunun şuanda bazı kişiler tarafından Dikdatör olarak kabul edildiğini düşünürüm. Şuan tartışılan bi çok konu Atatürkün vefatından sonra oldu hep bize yanlış tanıttılar hiç bişi aydınlık değil evet ilah yaptıkları doğrudur kimi çevrelerin ama yanlış bana göre. Şu yazıdan görüşüm anlaşılmıştır dillendirmeme gerek yok ama Ülkemizin kurucusu olarak kenarda kalmalı hakkettiği yerde değerini yitirmeden ve bu ülke vatandaşlarına onun yüzündende kanunen ceza gelmemeli son olarak Cumhuriyet gazetesinin meşhur bi reklamı var ve mantıksızlık dolu kurucusu Atatürk diyor dayanağı deyince Ulustaki eski meclis binasını gösteriyor eğer sen gerçekten halk tarafından seçilmiş meclisten güç alıyorsan neden günümüzn meclisne kulp buluyosun ki Cumhuriyetin yasaklanan reklamlarıda cabası sadece sol cephede değil aynı mantıkta Vakit te sağ cephede iki uç ayrım ortadan bakmaya çalışıyorum ama gerçekten gerçekleşmesi mümkün olmayacak şeyleri gündeme taşıyolar.kusura bakmayın konu dağıldı saptı belki ama benim görüşlerim kimsenin düşüncesine karşı çıkacak değilim çünkü benim dinim atatürktende önce özgürlüğümü verdi (bknz Veda Hutbesi ) ama şuanda bu ülkede yaşıyosamda kurucumuzun rolüde büyüktür. kusura bakmayın uzattım herkesten özür dilerim...
 

sdelta

Müdavim
Katılım
23 Nisan 2008
Mesajlar
4,228
Reaksiyon puanı
140
Puanları
63
Bu tür yazıları yazanlar maalesef hasetlerinden ne dediğini bilmeyen zavallı beyinsizlerdir.
1 - Atatürk peygamber değildir. Yani dinsel olarak irdelendiğinde.
2 - Atatürk hatasız değildir. Yani insan olarak irdelendiğinde.

Peki kimdir bu Atatürk?

Mustafa Kemal, herkes gibi insandır. O'nun en büyük farkı sadece zekasıdır.
Deha olarak adlandırabileceğimiz bir kapasitede beyin yapısına sahip bu adam, Türk halkı gibi o dönemin yoksul ve çaresiz bırakılmış halkını ulusal bir kurtuluş savaşına sokabilecek derecede iddialı ve ikna yeteneğini, kendine güven ve dinamik söylevler ile dehasının galip geleceği varsayımsal öngörümlerle destekleyen herkese nasip olamamış derecede uygun zaman ve yerlerde ve tam zamanında bulunmasını bilen bir kişidir.
İnsan olarak mutlaka eleştirilebilinecek yönleri de olabilir.
Çünkü O Allah değil, yani mükemmel değil, sadece bir kuldur.

Gerçek olan, yurdumuzun o dönemki durumundan, siyasal, sosyal, ekonomik ve askeri devrimlerle apayrı bir yönetim, yaşam, para ve ordusal güç çıkartabilmiş, geleceğe yönelik bazı değinmelerle olası tehditleri de takipçilerine bazı söylemlerle bırakmış olmasıdır.

Bir Atasözünün dediği gibi, "Meyve veren ağacı taşlayan çok olur."

Bize bu gün, özgürce şu satırları yazmamızı sağlayan O, O'nun yandaşları ve bu inan için hiç düşünmeden kanını akıtan cennetlik şehitlerimize dil uzatmak yerine, insan gibi yaşayabileceğimiz ve dünyanın hiç kuşkusuz en önemli toprak parçası olan yurdumuza sahip çıkarak, geçmişine tüküren değil, geçmişini bilen ve o geçmişten ilham alarak siyasal, sosyal, ekonomik ve askeri olarak ileride saygın bir devlet vatandaşı olmak düşer.
Lider olarak O'nun yolu budur.

Ne kadar doğru bir yazı, tebrik ediyorum sizi. Bizi her gün geriye götürmek isteyenler, cahillikten yobazlıktan kurtulamayan kişiler her gün yeni bir iftira ile yeni bir karalama kampanyası ile meydana çıkıyorlar.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst