Aşk Sandalı

Bu konuyu okuyanlar

tolgasal

Müdavim
Katılım
11 Eylül 2009
Mesajlar
1,115
Reaksiyon puanı
18
Puanları
0
Aşk Sandalı

- Günaydın

Sabah miskinliğinden kurtulmaya çalışarak, bir gözü hala yarı kapalı gülümsedi kürekçi.

- Günaydın
- Rahatsız etmedim umarım. Karşıya geçmek istiyorum.
- Hayır... dedi kürekçi. Burası özel bir nehirdir zaten. Tek harita ise kalbin. Beni bulabildiğine göre karşıya geçmek istiyorsun. En azından sandal da bir müddet konaklamak.
- Sanırım... dedi genç çocuk.
- Hoşgeldin o zaman. Anlatmak ister misin?
- Anlatmak?
- Nedensiz gelmiş olamazsın buraya.Dedim ya haritası sadece kalbinde olan bir nehir burası.
- ................
- Karşıya geçmek istiyorum.
- Bu durgun havada mı? Biraz rüzgar çıkmasını beklemek istemez misin?
- Neden? Bu havada geçmek bulmak istediğimi bulmak için daha uygun olmaz mı?
- Tartışılır... dedi kürekçi. Ne bulmak istediğine bakar.
- Tartışmak istemiyorum... diye fısıldadı genç çocuk. Sadece kendinin duyabileceği bir ses tonunda.
- Tamam o zaman. Kürekleri getirmişsindir umarım.
- Kürekleri mi? Ben mi getirecektim kürekleri. Bunun senin görevin olduğunu sanıyordum.
- Burası normal bir nehir, ben ise gerçek bir kürekçi olsaydım dediğinde haklı olduğunu söylerdim. Ama öyle olmadığını biliyorsun.
- Rüzgar çıkmasını bekleyeceğiz o zaman çaresiz. Peki rüzgar çıkmazsa.
- Emin ol çıkar dostum. Emin ol çıkar.
- Karşıda ne var peki. Anlatmanda bir sakınca var mı?
- Belki diğer arkadaş anlatır sana... dedi kürekçi.

Durgun su da uzun, düz saçlı, esmer bir genç kızın yansıması göründü. Hayal olup olmadığını anlamak için bir hışımla kıyıya doğru çevirdi bakışlarını.

- Kalkıyor musunuz...dedi genç kız.

Kısa sarı saçlarının altında gülümseyen mavi gözleri ile samimi bir görüntüsü vardı genç kızın.

- Rüzgar çıkmasını bekliyoruz... dedi genç çocuk
- Peki kürekleri getirdim desem.

Gözleri parladı genç çocuğun.

- Gidebiliriz yani. İnan çok merak ediyorum karşı kıyıyı.

Kaşları çatıldı genç kızın.

- Ne yani şimdi. Rüzgarın çıkmasını beklemeyecek miyiz?
- Küreklerimiz var artık. Beklemenin ne anlamı var.
- Erkekler... Her şeyi kısa yoldan yapmak istersiniz. Zor koşullarda ne yapabileceğini görmek istedim belki.
- Ben seni ne ilgilendiriyorum. Seninle benim aramda bir bağlantı yok ki.

Kaşlarını daha da çattı genç kız. Oğlanın şaşkın bakışları arasında kaldırıp suya attı kürekleri.

- Ne yapıyorsun...diye panikle suya doğru yöneldi genç çocuk.
- Yapmam gerekeni. Şimdi bekleyelim bari rüzgarı.


Bir süre sonra kürekçinin gülümsemesi ile birlikte fırtına habercisi bir rüzgar esmeye başladı kıyıdan, nehire doğru.

- İşte beklediğimiz şey...dedi sinirli bir şekilde genç çocuk kıza doğru bakarak. Artık mutlu musun. Sandalın iplerini çözüp nehire doğru yönelmesini sağladı.

Sandal dalgaların arasında küreksiz bir şekilde ilerlerken genç kızın gözlerine bir kez daha baktı.

- Hala mutlu değilsin herhalde.
- Mutlu olmam için bir sebep yok.Küreksiz bu azgın nehirde yol almamıza izin veren sensin. Erkek olduğun için kararları tek başına almayı seviyorsun sanırım. Kürekleri atmış olmam yola rüzgar ile çıkmak istiyorum anlamına gelmez. Sen doğru erkek olsaydın beni tehlikeye atmazdın.

Sustu genç adam. Diğer kıyıya yüzünü çevirdi. Doğru insanla karşılaşmak umudu ile değil ama. Sadece bu azgın nehirden kurtulup karaya çıkma umudu ile.....

Tolgasal...
 

Son mesajlar

Üst