Türkiye ile ilgili müthiş rapor

googlog

Profesör
Katılım
21 Ağustos 2009
Mesajlar
2,402
Reaksiyon puanı
46
Puanları
0
Türkiye ile ilgili müthiş rapor

2011 ile 2017 yılları arasında ilk sırada yer alacak.

84434.jpg


OECD Ekonomik Görünüm Raporu’nun Kasım versiyonunda Türkiye’nin bu yıl yüzde 6.5 küçüleceği, gelecek yıl yüzde 3.7, 2011’de ise yüzde 4.6 büyüyeceği belirtildi. Raporda "Küresel toparlanma daha güçlü olur ve Türk ekonomisinin iyileşeceğine yönelik güven sürerse, yatırımlar hızlanabilir ve toplam talep daha güçlü bir şekilde artabilir. Türkiye reel GSYİH artışında, 2011-2017 arasındaki altı yıllık dönemde yılda ortalama yüzde 6.7 büyüyecek, bu rakamla OECD ülkeleri arasında "şampiyon" olacak.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), Türkiye’nin 2011-2017 yılları arasında kaydedeceği yıllık ortalama yüzde 6.7’lik büyümeyle üye ülkeler arasında ilk sırada yer alacağı tahmininde bulundu. OECD Ekonomik Görünüm Raporu’nun Kasım güncellemesinde Türkiye’de bu yıl yüzde 6.5 küçülme görüleceği belirtildi.

Türk ekonomisi hakkında ise "Küresel toparlanma daha güçlü olur ve Türk ekonomisinin iyileşeceğine yönelik güven sürerse, yatırımlar hızlanabilir ve toplam talep daha güçlü bir şekilde artabilir. Aksi yönde, makroekonomik politikanın güvenilirliğine ilişkin belirsizlikler yükselir ya da ekonominin uluslar arası rekabet gücü zayıflarsa, toparlanma adımları yavaşlayabilir" denildi.

Ekonomik Görünüm Raporu’nun Kasım güncellemesi Paris’te düzenlenen bir basın toplantısıyla açıklandı. Raporda Türkiye’nin GSYİH’sında gelecek yıl yüzde 3.7, 2011’de ise yüzde 4.6 büyüme gerçekleşmesi öngörüldü. Raporun Türkiye ile ilgili bölümünde dört çeyrek süren küçülmenin güçlü bir geri sekmeyle 2009’un ikinci çeyreğinde sona erdiği belirtildi.

-BÜYÜME ŞAMPİYONU TÜRKİYE-

Raporda yer alan "Stilize edilmiş orta vadeli senaryonun makroekonomik özeti" başlıklı bir tabloda OECD ülkelerinin 2011-2017 yılları arasındaki altı yıl için öngörülen yıllık büyüme oranları listelendi. Buna göre Türkiye sağlayacağı yıllık ortalama yüzde 6.7’lik büyüme oranıyla, tüm OECD ülkeleri arasında ilk sırada yer aldı. Yıllık ortalama kalkınma hızları itibarıyla ülkeler şöyle sıralandı:

1.Türkiye (yüzde 6.7) 2. Lüksemburg (yüzde 5) 3.Slovak Cumhuriyeti (yüzde 4.9) 4. Macaristan (yüzde 4.7) 5. Kore (yüzde 4.5) 6. Çek Cumhuriyeti (yüzde 4.1) 7.Avustralya (yüzde 3.9) 8.Meksika (yüzde 3.8) 9. Yunanistan (yüzde 3.6) 10.Norveç (yüzde 3.5) 11. Finlandiya (yüzde 3.2) 12. İngiltere, İrlanda (yüzde 3.1) 13.İsveç, İspanya (yüzde 3) 14. İzlanda (yüzde 2.9) 15. İsviçre, Polonya (yüzde 2.8) 16. ABD, OECD toplam (yüzde 2.6) 17. Avusturya (yüzde 2.5) 18.Yeni Zelanda (yüzde 2.3) 19. Kanada (yüzde 2.2) 20. Danimarka, Euro bölgesi (yüzde 2.1) 21. İtalya (yüzde 1.9) 22. Fransa, Belçika (yüzde 1.8), 23. Almanya (yüzde 1.6) 24. Hollanda (yüzde 2) 25 Portekiz (yüzde 1.4) 26. Japonya (yüzde 1.2)

-BÜYÜME GÜÇLENECEK ANCAK HEM AŞAĞI HEM YUKARI YÖNLÜ RİSKLERE TABİ-

Raporda şu uyarıda bulunuldu:

"GSYİH artışının 2010 yılında yüzde 4’e yakın, 2011’de ise daha da fazla hızlanması tahmin ediliyor. Eğer küresel toparlanma daha güçlü olur ve Türk ekonomisinin iyileşeceğine yönelik güven sürerse, yatırımlar hızlanabilir ve toplam talep daha güçlü bir şekilde artabilir. Eğer aksi yönde, makroekonomik politikanın güvenilirliğine ilişkin belirsizlikler yükselir ya da ekonominin uluslar arası rekabet gücü zayıflarsa, toparlanma adımları yavaşlayabilir."

-HÜKÜMETE TAVSİYELER-

Raporda, ekonomi politikasını oluşturanların, reel faiz oranları ve risk priminde azalışa olanak sağlayan yatırımcı güveni iyileşmelerini korumaları gerektiği belirtildi. Bu bağlamda mali saydamlığı geliştirmenin kritik olduğu dile getirilirken "Planlanan Mali Kural, spesifik konsolidasyon önlemleriyle desteklenmelidir. İş aleminde rekabet gücünü artıran yapısal reformlar ekonominin performansının yukarı yönlü iyileşmesine yardımcı olacaktır" denildi. Raporda Türkiye ile ilgili yer alan saptamalar şöyle:

"-Türkiye’de enflasyon oranının 2011’de yüzde 5.4, 2017 yılında ise yüzde 4.6 olması bekleniyor. İşsizlik 2011 yılında yüzde 15, 2017’de ise yüzde 8.8 düzeyinde olacak. Uzun vadeli faiz oranlarının 2011 için yüzde 8.8, 2017 yılı için ise yüzde 9.4 oranında gerçekleşeceği senaryolandırılıyor.

-Negatif üretim boşluğu büyüktür ve fiyatlar ile cari işlemler dengesini baskılamıştır. Enflasyon Ekim 2008’de yüzde 11.9’dan Eylül 2009’da yüzde 5.3’e geriledi, cari işlemler açığının 2008’deki GSYİH’nın yüzde 5.5’i oranından, 2009’daki yüzde 2’lik düzeye inmesi bekleniyor.

-SONUÇ: İÇ FİNANSAL KOŞULLAR ÖNEMLİ ÖLÇÜDE İYİLEŞTİ-

-Sermaye akışları kriz esnasında azaldı ancak küçük açık, ülkeye dönen Türk fonları tarafından kolaylıkla finanse edildi.

-Risk primi ve reel faiz oranlarındaki hızlı düşüş, toparlanmada güçlü destek konumunda. Merkez Bankası’nın faiz oranlarını Ekim 2008’de yüzde 19.75’den Ekim 2009’daki yüzde 9.25 oranına indirmesi, güçlenen yatırımcı güveni tarafından desteklendi. Sonuç olarak iç finansal koşullar önemli ölçüde iyileşti.

-Hükümet kâğıtlarının gösterge kazançları 30 yıldan bu yana ilk kez Ağustos’ta tek haneli rakamlara düştü, Ekim’de ise daha da düşerek yüzde 8’lerin altına indi. Bankalar piyasa payı için rekabet ediyorlardı ve kredi oranlarını düşürmeye, rahat kredi koşulları oluşturmaya başladılar. Ticari ve hanehalkına yönelik krediler yavaş da olsa büyümeye başladı. Ancak iş âleminin yatırım kredileri için talebi kısmen zayıf durumda.

-İÇ VE DIŞ TALEPTE KIRILGANLIK SÜRÜYOR-

-Emek piyasasındaki gelişmeler özel tüketim için güçlü bir "karşı rüzgâr’ oluşturuyor. Toplam tarım dışı istihdam 2009’un ilk altı ayında yaklaşık yüzde 4 düştü, kayıtlı sanayi istihdamı ise yüzde 10 geriledi. Ortalama işsizlik oranı kentlerde yüzde 16’ya ulaştı. Sonuç olarak Aralık 2008 ve Haziran 2009 arasında iyileşme gösteren tüketici güveni, yazın hafifçe düştü. İş âlemi güveni de benzer görünüş sergiledi.

-Dış sipariş beklentileri Eylül ayında, küresel toparlanmaya ilişkin olumlu haberleri de yansıtarak iyileşme gösterdi fakat ihracatçılar dış piyasalarda rekabet kaybına uğradıklarını ve bu baskının TL’deki son değerlenmeyle birleştiğini belirtiyor.

-İmalat firmalarının çoğunluğu gelecek dönemdeki yatırımlarını azaltmayı planlıyor."

-MAKROEKONOMİK POLİTİKALARIN GÜVENİLİRLİĞİ TOPARLANMAYI ETKİLEYECEK-

OECD raporunda, Türkiye’de makroekonomik politikaların kriz döneminde destekleyici karakterde olduğu belirtildi. Maliye politikasının, uluslararası gözlemcilerce de onaylanan özel önlemler ve otomatik stabilizörlerin bileşkesi halinde ihtiyatlı bir teşvik "dozu" sağladığı bildirildi. Orta Vadeli Ekonomik Plan’ın yürürlüğe konulduğu, Mali Kural’ın ise konsolidasyonu desteklemek üzere 2010’da uygulamaya sokulacağı belirtilen raporda, "Maliye politikası çerçevesi güçlü ve enflasyon beklentileri çapaya bağlı kaldığı sürece daha az maliyetli olacak para politikası; çok yıllı dezenflasyon hedefini izlemeyi sürdürecek" denildi.

-YAPISAL REFORMLAR DAHA GÜÇLÜ PERFORMANS İÇİN TEMEL-

Raporda, "Türkiye’nin uluslar arası toparlanmadan tam yararlanabilmesi, ihracatçıların çekirdek AB piyasalarında, krizden önce ve kriz esnasında uğradıkları görülen piyasa payı kaybı nedeniyle, üstesinden gelinmesi gereken bir zorluk" uyarısı da yapıldı. Rekabeti yeniden tesis etmenin daha güçlü yatırım, istihdam yaratma ve tüketici güveni oluşturmada önemli olacağı belirtilen raporda, "Emek, sermaye, üretim ve altyapı piyasalarını küresel rekabet için daha destekleyici hale getiren yapısal reformlar ekonominin yukarı yönlü hareketinde performansı iyileştirir" denildi.

KAYNAK
 

Elbruz46

Rektör
Katılım
22 Şubat 2008
Mesajlar
11,931
Reaksiyon puanı
1,338
Puanları
113
Türkiye de Kriz meraklıları Gündemi gererek kriz çıkarıp Hükümeti düşürmeye çalışmadıkları sürece her şey daha güzel olacak...

Ancak birileri durmadan kaos ortamı profili çizerek yatırımcıyı ve halkı korkutup sürekli bir kriz ortamı pompalarsa sadece kendi kendimize çelme takmış oluruz...

Yani ben Dünyada başka bir ülke olduğunu sanmıyorum KRİZ ÇIKSA DA BU HÜKÜMET GİTSE diyen ( İLHAN SELÇUK )

Bazı konular siyasi değildir... Tüm ülkenin hayatını kaderini etkiler bu konularda muhalefet etmek yerine el birliği yapmak gerekir...
Ekonomi de bunlardan biridir...

Ancak ülkemizde siyasi partiler hep krizleri mevcut hükümetin ayağını kaydıracağı düşüncesiyle krizler ne kadar halkın canını da yaksa krizi körüklerler...

Aynı şekilde durmadan kar tablolar çizen bir medya...
Durmadan kapanan fabrikaların haberini manşet yapan ancak açılan fabrikaların haberlerine küçücük bir sütunda dahi yer vermeyen bir medya ne kadar bu ülke yi seven bu ülkenin menfaatlerini düşünen bir medya olabilir ki?

Bir medya düşünün kendi yaptıkları yatırımları kendi açtıkları fabrikaları dahi haber yapmıyorlar... Çünkü bu kriz haberleriyle çelişir...
 

astute

Asistan
Katılım
31 Ekim 2006
Mesajlar
379
Reaksiyon puanı
5
Puanları
0
"2011-2017 yılları arasındaki altı yıl için öngörülen yıllık büyüme oranları listelendi"

yarına ne olacağı belli değil tam bir muamma var ekonomide;ama haber pembe bir tablo çiziyor daha doğrusu OECD bunu öngörüyor ama ben pek inanmıyorum rapor kağıt üstünde,gerçek rakamlar sokakta,markette,benzinlikte...

Bu büyüme bize niye hiç yansımıyor kısıyor allah kısıyoruz.Ancak avuntu bunlar:Büyüyoruz,daha iyi oluyoruz,süper olacağız...bilmem ne bilmem ne....
 
Üst