'Radikal' nasıl 'Hürriyet'leşti?

Bu konuyu okuyanlar

Reallist

Profesör
Katılım
7 Nisan 2008
Mesajlar
1,272
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Alper Görmüş, 28 Şubat (1997) sürecinden örnekler vererek, Radikal gazetesinin darbe dönemlerinde demokrat-özgürlükçü çizgiden nasıl döndüğünü anlattığı yazısını şu cümleyle bitiriyordu: "Radikal 'darbeli günler'de Hürriyetleşiyor, bundan eminim ama nedenlerini tam olarak bilmiyorum." ( Taraf, 17 Haziran )

Görmüş'ün bu sözüne eskiler " tacahü-li arif " derdi: Bilmezden gelme. Anlamamış gibi yapma.Biz açık konuşalım:
Susurluk Kazası'ndan ( 3 Kasım 1996 ) sonra Radikal, çete haberlerine ağırlık verdi. Okur gazeteyi merakla alıyor, satışlar hızla artıyordu. Yanlış hatırlamıyorsam 60-70 binden, 120 bine çıkmıştı.

Bu arada askerler Refahyol hükümetini düşürmeye karar vermişti. Yaramaz çocuk havasındaki Radikal'in yöneticilerini kulaklarını çekmek üzere Ankara'ya çağırdılar. GK İkinci Başkanı Org. Çevik Bir, hükümeti düşürmek istediklerini, medyanın yardım etmesi gerektiğini, tehditkâr bir üslupla anlattı. Sonuç: Radikal, bugünden yarına döndü! Susurluk haberlerini önce arka sayfalara attı, sonra hepten unuttu. Onların yerine çoğu uydurma, yaygaracı antihükümet haberleri birinci sayfaya dayadı. (Satış da kısa sürede eski rakamlara döndü.)

Gelelim bugüne. Soru şu: Nasıl oluyor da, Yayın Yönetmeni İsmet Berkan'ın köşe yazıları ile Radikal'in birinci sayfası ayrı telden çalıyor? Bence tepe yönetim şöyle demiştir: "Yazarlara dokunmayın ama manşet mutlaka 'kapatmadan yana' ve 'hükümet karşıtı' olsun. Okur gazeteyi eline aldığında önce bu tavrı görsün. Aklında o kalsın."

Mekanizma şöyle işlemiştir:
1) Doğan Grubu yöneticileri, Ocak 2004'te yaptıkları gibi, darbe yapmaya hazırlananlarla masaya oturdu. O zaman anlaşamamışlardı. Bu kez mutabık kaldılar. (Medya desteği karşılığı ne alacaklarını bilmiyorum.)
2) Pazarlık 2006 sonbaharında yapılmış olabilir. Ancak 22 Temmuz 2007 seçimlerinden sonra tazelendiğini sanıyorum.
3) İşbölümüne göre, Doğan Grubu öncelikle Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığını engelleyecekti. Çok uğraştılar. " Şövalyelik yap, aday olma " bile dediler. Eşine terbiyesizlikler ettiler.
4) Başaramayınca yeni bir strateji belirlendi: Kutuplaşma atmosferi hazırlanacaktı.' Ilımlı İslam geliyor', ' Malezya mı olacağız', ' Mahalle baskısı var', ' Başımı zorla örtmelerinden korkuyorum' türü kampanyalar düzenlediler.
Gerçekte karşılığı olmayan bu konuları, kavramları, incir çekirdeğini doldurmayacak sorunları TV'de ( Kanal D, Star, CNN Türk ) tartıştırdılar.
( Kıyaslayın: Ergenekon çetesine ise değinmediler. Her konuda bir ton lafı olan Hürriyet yazarları, Ergenekon'u kelime olarak dahi yazılarında niye geçirmedi?)
5) Çamur atma, kişiliğe saldırma gibi pis işlerini ise zaten dirsek temasında oldukları, daha sonra da satın aldıkları Vatan gazetesine yaptırdılar.
6) Başsavcı kapatma davasını açtıktan sonra da, " Kadehle rakı satmak yasaklanıyor " türü gülünç ötesi haberlerle gaz vermeyi sürdürdüler.
7) Bu süreçte Hürriyet, Milliyet ve Vatan arasında sadece derece farkı vardı. Aslında hepsi birer ' Pop Cumhuriyet' haline gelmişti.
8) Radikal ise kararsızdı. Kah darbeye omuz veriyor, kah Ergenekon'dan ya da demokrasiden söz ederek darbecileri köstekliyordu.
Ama belli ki net bir uyarıyla Radikal'i de hizaya soktular. Manşetlerdeki savrulmayı engellediler.
9) Böylece darbeci medya cephesi tahkim edilmiş, aynı anda ateş eder hale getirilmiş oldu.
Velhasıl: Darbe süreçlerinde Hürriyet, Cumhuriyetleşirken; Radikal de Hürriyetleşiyor.

Emre Aköz
 

mamcak

Öğrenci
Katılım
9 Mayıs 2008
Mesajlar
20
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
Evet, çok mantıklı, buna göre aynı dönemlerde Doğan grubu askerle anlaşma yaptığından (???) sırf iktidar karşıtlığı olsun diye de Emin Çölaşanı işten çıkarttı!...
 

idealterror

Asistan
Katılım
11 Haziran 2008
Mesajlar
425
Reaksiyon puanı
0
Puanları
0
dorduncu madde'de

oburlerini bilmem ama ' Ilımlı İslam geliyor' ve ' Mahalle baskısı var' kampanyalari huzur bozmak ve gerilim yaratmakla beraber dogrudur.

rte, bir ropartajinda abd'nin ortadogu projesinin kurucusu oldugunu/olmak istedigini belirtmisti. proje, bir cesit islami kapitalizmin yaratilmasini amaclamakla beraber, sistemin tutmasi icin ilimli islam modeli ongorulmustur.

"mahalle baskisi" terimi ise serif mardin ile cikmistir. hafiften daha libos olan radikal de bunun holiganligini yapmistir.

(simdiye dek bakin ne gazeteyi savundum ne birisine laf soktum)
ama emre akoz ikinci cumhuriyetci tayfasindandir, turkiye'de neredeyse tek kalmis muhalefet gazetesini tasviye etmek icin calisacaktir. (ne hurriyet okuruyum, ne radikal)


ayrica emin colasan'in isten cikarilmasi ile ilgili yazdigi bir intikam kitabi var. aydin dogan canli yayinda kitabin yuzde seksen dogru oldugunu soyledi. niye isten atildigini emin colasan bol bol anlatmakta.

gostermelik bir iktidar karsitligi icin emin colasan kadar muhalif bir insani niye cikarsinlar. bekir coskun filan var daha yumusak baslilari icin...


hurriyet, rte'nin meclise girebilmesi icin cok calisti. rte de karsiliginda POAS'ta hilton arazilerinde guzellikler yapti.
ama simdi hesaplar degisti. aynen yazidaki gibi hurriyet, giderek ilkesiz bir cumhuriyet'e, radikal de ilkeli bir hurriyet'e donusmekte.
 

Son mesajlar

Üst